-
1.
+5 -3not: yazdığım metin çok uzun olduğu için entry giremedim. partlar halinde atıyorum bu yüzden.
____________________________________________________
Part 1:
evet. açık ve net.
Konforlu hayvan ve insan barınakları açılmalı, her sokağa ufak bir bekçi karakolu konmalı ve her şehirde bir kaç arabalı polis memuru devriye gezmeli. Bir şehirde yeterince polis memuru nüfusu yoksa başka bir şehirden oraya tayin edilmeli. Komiser yardımcısı ve daha üst rütbelerden bahsetmiyorum. Polis memurlarından bahsediyorum. Yine polis hakları açısından, bu polis memurları da komiser yardımcısı rütbesine yükseldikten sonra istedikleri şehirde görev yapabilirler, rütbeleri arttıkça özgürlükleri de bir miktar artar. Polis de insan çünkü tamam. Ama rütbe alana kadar sabretmeli. Kendi yaşamından bir süre biraz feragat etmeli. Zaten polis olmak o demek. Şimdi ülkeyi nasıl olağanüstü ferahlatabileceğimize ve refah seviyesini yükseltebileceğimize gelelim. Bu söylediklerim aslında gerçekleştirilmesi gayet mümkün olan, hatta çok kolay olan, fakat ülkeyi yöneten kişilerin, baştaki insanların bencilliklerinden, mühürlenmiş kalplerinden ve belki biraz da zeka seviyelerinden dolayı gerçekleşmeyen şeyler. Gerçi bencil olmayan, insanlığı olan herkes benim bu düşündüklerimi düşünebilir milleti için, bunları düşünmek için üstün bir zekaya falan da ihtiyaç yok.
-
2.
-1Part 2:
konuya gelelim. bazı polislerin internete yazdıklarını okuyorum, izmir'deyiz burda pek olay yok rahat rahat takılıyoruz diyeni var mesela.
suç oranının ve tehlikenin az olduğu bölgelerden yüksek olduğu bölgelere polisler öncelikle tayin edilmeli. bu tabi biraz polisler için hoş olmayabilir, ama atıyorum istanbul'da polislik yapmak istiyorsun, o zaman rütben komiser yardımcısı ve üstü olacak. onun dışında 2 yıl pmyo okuyup, 6 ay pomem'de eğitim alıp, kısacası polis memuru olup yan gelip yatmak yok. yanlış anlamayın polis memurları yatıyor demiyorum ama yatanı da var. yatmayıp merkezde çalışanı da var. (merkezde neler yaptıklarını tam olarak bilmiyorum ama merkezde yaptıklarının bir kısmını bahsedeceğim "bekçi karakolları"nda da yapabilirler belki, ayrıca merkezlerin değil sokakların polislere ihtiyacı var. Zaten merkezlerde de sokaklarda da çalışacak yeterince polis var.)
öncelikle terörü bir geçelim, terörle mücadele için zaten gerekli polis şubeleri ve askerler var. terörle mücadele etmek iyi, güzel, ama terörden daha feci suçlar da var be kardeş. sokaktan çocuğu alıp ankara'dan istanbul'a kaçırmak, istanbul'da çocuğun organlarını alıp çocuğu sokağa atıp ölüme terketmek. düşünsenize amk aynısını kardeşinize, yiğeninize, hatta size yapıyorlar. çocuklar bir yana, kadınlar da çok büyük tehlikede. tecavüzcüsü var, karı alıp satan pekekenti var, parası olup da 5 yıldızlı otele gitmedikten sonra, şöyle ucuz bir pansiyonda kalayim dese kadını bırak erkeği bile giberler. -
3.
-1Tutmucak zorlama amk
-
-
1.
0o çüküyü ben verdim sana, salak mısın olum sen neyin sidiğini yarıştırmak için girdin o entry'i? trend olmak gibi bir derdim mi var, öyle mi görünüyor uzaktan, okumadan entry girmişsin şu tipine bak.
-
1.
-
4.
0Bi de part 1 sıçtık gençler
-
5.
0senin taşağına göre olmuyo o işler
-
6.
0Part 3:
otel, pansiyon ve benzeri yerlerde, her sokakta, sokak küçükse 1 büyükse 2, (polis memuru sayısına göre daha fazla da olabilir) polis memuru nöbet tutmalı. Gerekirse çelik yeleği, yeterli donanımı (silah, şarjör/mermi, geceleri ışık kaynağı lazım, iletişim için telsizi, yakınlarında market falan yoksa yiyeceği içeceği, ne gerekiyorsa işte. adam orda kalacak uzun süre.) bulunmalı. Site güvenliklerinin kaldığı, adına ne deniyor bilmiyorum ama ufak güvenlik evleri var hani. Her sokakta nöbet tutan polis memuru/memurları için gerektiğinde girip oturacakları, geceleri köpek sürüleri falan dolaşıyor o binler geldiğinde içine girecekleri bir yer lazım. Eyvallah polis, silahı var tamam, ama köpekler yırtıcı hayvanlar. Köpekler polis memuruna saldırırsa polis gidip köpeklere kurşun mu yağdırsın? Cani katiller mi olum polisler, insanları korudukları gibi hayvanları da korumaları lazım. (Bu arada zaten o köpekler de hem sokakta tehlikedeler, hem de insanları tehlikeye atıyorlar. Normalde sokak hayvanlarının güvenli ve iyi bakıldıkları bir barınağa alınmaları, oradan da sahiplendirilmeleri gerekiyor. Hayvan nüfusu yüksek olduğu için bu biraz pahalıya patlayacaktır ama insanlar yılda 50 milyon dolar kazanırken, o hayvanların daha iyi şartlarda yaşaması ve insanları tehlikeye atmamaları emin olun harcanacak bütçeye değer)
Neyse özetle aynı benim yaptığım gibi her ihtimal göz önünde bulundurularak her sokak başında böyle ufak 1-2 kişilik karakollar açılmalı. Karakol dediğim ufacık metal parçası işte güvenlik evi amk. Merkezlerde çalışan polislerin bir kısmı buralara yönlendirilmeli. Eleman sıkıntısı çekilirse bilişim suçları ve bilgi işlem gibi masabaşında çalışan polisler de yine işlerini bu ufak karakollarda yapabilirler. Ama o şubelerden eleman getirmeleri gerektiğini sanmıyorum. Maksat nedir peki? -
7.
0Part 4:
Bu adamlar bekçi, nöbetçi, koruyucu. Gündüzleri mesai yapmalarına gerek yok hadi, gündüzleri sadece ıssız ve tehlikeli bölgelerde mesai yapsınlar. insanların bol olduğu şöyle öğle vakitleri falan pek tehlikeli değil. Dediğim gibi, tehlikeli saat ve tehlikeli bölgeler göz önünde bulundurularak mesai yapacak bu polis memurları. Tehlikenin daha büyük olduğu bölgelerde birden fazla polis memuru görev alacak. Varya hani kekoların, serserilerin bol olduğu Antalya zeytinköy, istanbul zeytinburnu, sanırım Adana'da hürriyet varmış, var da var amk her yeri las vegasa çevirmiş huur çocukları. Gerçi las vegas da suç oranı %0'a yakın orası ayrı...
Sokakta bir olay mı oldu? Gece markete inmiş kardeşimize köpek sürüsü mü saldırdı diyicem de zaten o köpeklerin doğasında var köpekler suçlu değil, o devletin suçu. Köpekleri adam gibi bakıldıkları barınaklara alıp çok fazla üremelerini engellemek için bir kısmını kısırlaştırmaları gerekiyor. Tabi ülkedeki kedi köpek nüfusunu bitirecek kadar da kısırlaştırmamalılar ama zaten kedi köpekler bir doğurdu mu 9 tane doğuruyor amk. Neyse, insanlar korunduğu gibi hayvanlar da korunmalı, geceleri markete rahatça gidebilmeliyiz. Yine gece bayanlar dışarı rahatça çıkabilmeli, bi arabada 4 kişi bira içip arsız bela dinleyen tipler tarafından tacize ve tecavüze maruz kalmamalılar. O sokakta nöbetçi polis dediğim, ufak "resmi" karakollar varken kimse kolay kolay suç işleyemez. Beyler sokakta kaldınız niyelim, ne olacak? Aileniz olmasa sokakta kalacaksınız pek çoğunuz eğer kendi geliriniz yoksa. Olum her zaman aileniz yanınızda olacak diye bir şey yok. Benim ailemle aram çok kötüdür mesela, her an düşünürüm ya büyük bir kavga edersek de aile desteğini çeker diye. Atarlar olum sokağa isterlerse. Hep düşünüyorum ben bunu, sürekli en kötü ihtimalleri göz önünde bulunduran birisiyim. Sokağa düşersem beni organ mafyası mı kaçırır, köpek sürüsü mü yer, tinerciler mi öldürür? -
8.
0Part 5:Tümünü Göster
Özetle, her sokakta güvenebileceğimiz birisi olacak. Sokağa düşmek cehenneme düşmek anldıbına gelmeyecek. Evsiz insanların evsizliği zaten bitirilmeli orası ayrı. Köpekler nasıl barınağa konuluyorsa evsiz insanlar için de barınak benzeri konforlu alanlar açılmalı. Atıyorum ben sokağa düştüm. Ailem bana bakmazsa devlet bakmalı. Devlet bakmalı derken bize beleş maaş versinler demiyorum. Çalışma imkanı olmayan insanlar zaten koruma altına alınmalı, adam engellidir mesela kördür, ona uygun bir iş bulunmuyorsa ve bu adam yalnız ise devlet tarafından koruma altına alınmalı. Tedavisi falan yapılmalı. Daha sonra belki o da kendisine bir aile bulur, belki tedavi olur, belki kendine uygun bir iş bulup çalışır, insanların yaşamaya hakkı var ve yaşarlar da. Yaşamak istemeyen insanlar için de "ötanazi" hizmeti sunulmalı. Yaşamak bir haksa ölmek de bir haktır ulan huur çocukları. Acısız bir şekilde doktorlar tarafından öldürülmeliler. Doktorlar sadece insanları yaşatmaya yönelik değil onları acılarından kurtarmaya yönelik çalışmalılar. Ötanazi talebiyle gelen vatandaş bir süre pgibolojik tedavi gördükten sonra eğer fikri değişmezse ötanazi ile ebedi istirahate yatırılmalı. Neyse ne diyoduk...
Her sokağa ufak bir karakol konulmalı ve bu karakollarda görev yapan polislerin hepsi kendi sokaklarındaki insanlara tanıtılmalı. Atıyorum inci sokağında 2 tane polis görev yapıyor. ismail Alpen ve Serkan inci diyelim ki. gece 12 sabah 12, diğeri sabah 12 gece 12 mesai yapıyor. (Sokağın tehlike durumuna göre 4 polis de 2 sabah 2 akşam mesai yapıyor olabilir mesela.) ismail Alpen ve Serkan inci isimli şahıslar resimleriyle, isim ve soyisimleriyle birlikte inci sokağında yaşayan tüm insanlara tanıtılmalılar. Hatta isim, soyisim ve resimlerinin bulunduğu bir belge/kağıt çıkarılıp sokaktaki tüm evlere girilip ailelere/insanlara verilmeli. inci sokağındaki insanlar bölgelerinde görev yapan Serkan ve ismail'i tanıyıp onları güvenebilecekleri bir arkadaş bellemeliler. Serkan ve ismail inci'nin koruyucusu olmalı. Her birinin altına araba vermek pahalı olabilir belki. Ama tehlike düzeyine göre bazı bölgelerde çalışan polislere araba/motor gibi taşıtlar verilmeli. Serkan ve inci, hem bulundukları karakolda nöbet tutmalı, hemde arada sırada çıkıp devriye gezmeli. Şüpheli şahısları gözlemleyip önlemini almalı. Geceleri için yanlarında sınırsız ışık kaynağı (el feneri gibi) bulunmalı eğer arabaları/motorları yoksa. Adamın silahı var, gerekirse çelik yeleği var, ışığı var. Gecenin körü de olsa çıkar, devriye gezer. O sokakta da kimse bir suç işleyemez. işlemek isterse Serkan inci'yi öldürmesi gerekir. Bir polisi öldürmek yannanı yemekle eşdeğerdir. Polissen zaten mecburen hayatını tehlikeye atacaksın orası ayrı. Ama sen ölsen bile suçluları yakalatmış olursun illaki bir şekilde. Telsizin yanında, yine birbirine yakın karakollar iletişim halinde olup kendilerine yeni bir "bekçi telsizi" tarzı bir şey verilecek ve hepsi birbirini arada sırada kontrol edecek, yine birbirine yakın karakollarda görev yapan polisler birbirlerinin isim/soyisimlerini bilecekler. Bu şekilde görev yapan polise görev başında bir zarar gelirse ve bu kişi polis merkeziyle iletişime geçemeyecek durumdaysa diğer görev arkadaşları ekipleri harekete geçirip bahsi geçen karakola yönlendirmeli. -
9.
0Part 6:
Nöbetçilerimiz tamam. Sokağa mı düştünüz? Korkmayın olum. Sokak bizim vatanımızın sokakları neyden korkuyorsunuz? Gidin hemen sokağınızdaki karakol bekçisine, ben sokağa düştüm diyin. Bu kadar basit. Polis memuru da hemen gerekli kişilerle iletişime geçip sizi bahsettiğim konforlu insan barınaklarına zütürsün şehrinizdeki. O barınaklarda belirli bir süre yaşayın, temel ihtiyaçlarınız karşılansın. Eğer çalışabilecek durumdaysanız iş arayın, hatta mümkünse o barınaklar da bolca iş ilanı bulunsun ve barınaklar üyelerine iş imkanları sunsun. Atıyorum ben düştüm sokağa, gittim insan barınağına. Orda güvenli bir şekilde bir kaç gün yaşayıp, yemeğimi yiyip suyumu içiyorum. Oruçluysam orucumu tutuyor değilsem de 3 öğün yemeğimi normal bir şekilde yiyorum. Herkes birbirinin oruç tutuşuna da tutmayışına da, inancına da saygı duyuyor. Sabah oluyor, erkenden kalkıp iş ilanlarına bakıyorum, kendime uygun bir şey bulamazsam sokağa çıkıyorum iş arıyorum. Buluyorum işi. Maaş almaya başladıktan sonra kendime bir ev kiralıyorum. Gidiyorum, barınaktan çıkıyorum ordakilerle vedalaşıp. Sonra kendi evimde kendi gücümle yaşamaya başlıyorum. işsiz kalırsam diye de düşünüp, kazandığım paranın bir kısmını mutlaka biriktiriyorum. Gerekirse çalışırken sporla, sanatla ilgilenebilir, okul da okuyabilirim. Asgari ücretle insanlar aile geçindiriyor, ben kendimi mi geçindiremeyeceğim? ilerde istersem kendi işimi kurabilir ya da sporcu/sanatçı/üniversite mezunu benzeri bir şey olabilirim. Yani, "yaşama hakkı"mı kullanmış olurum. Aşırı yaşlı, çalışamayacak kadar sakat ya da çalışamayacak kadar ufak olan arkadaşlar da yine bir süre ya da sonsuza kadar barınakta kalacak. Orada yaşlılar için huzur evi tarzı, çocuklar için yetimhane tarzı bir bölüm bulunabilir. Güvenlik önlemleri had safhada olacak. Öyle yaşlı dayağı, çocuk dayağı gibi şeyler olmayacak. Duyuyoruz, huzur evi görevlisi yaşlı kadını dövmüş. Çocuk bakıcısı çocuğu hastanelik etmiş. Yok olum öyle bişey. Orada güvenlik görevlileri olacak, tehlike anında tehlikenin dıbına koyacak. Emniyet Genel Müdürlüğü ne için var lan? -
10.
0Part 7:
Tabii her sokakta bulunan karakollar yetmez. Yine her şehre, şehrin büyüklüğüne göre bir ya da daha fazla arabalı polis memuru temin edilecek. Bu adamlar benzin parası demeden tüm şehri sürekli devriye gezecekler. Özellikle akşam ve gece vakitleri ya da sabahın körü gibi ıssız zamanlarda, ve özellikle tehlikeli, suç oranının yüksek olduğu bölgelerde. Şu sokağa çıkıp tespih sallayan, abibas marka neon ışıklı pazar kıyafetleriyle dolaşıp Assassin's Creed'deki suikastçiler gibi oturan huur çocukları artist artist dolaşamayacaklar. Sokağa çıkan çoluk çocuk tehlikede olmayacak. Ufakken hatırlıyorum, yanımda arkadaşımı sebepsiz yere dövmüşlerdi. Bende ufağım tabi napayim bişey yapamıyorum amk. Öyle elini kolunu sallaya sallaya milleti dövemeleri lazım, 50 kuruş ver tırrek diyip milleti tehdit edememeleri lazım. Ayrıca yanında bıçak ve silah gibi, ruhsatlı bile olsa, her türlü ateşli ateşsiz silah bulundurmak suç olmalı. Yanında güvenlik için ruhsatlı silah bulundurmak isteyen kişiler gidip sokaklarındaki bekçi karakolundan özel izin almalı mesela. Yani eyvallah ruhsatlı silah taşımak bir haktır, ama ruhsatlı diye alıp o silahı cinayet için de kullanabilirsin. Silah taşıyabilelim, ama bu olabildiğince kontrol altında olsun. Çünkü yanında silah olan, bıçak bulunan herkes kabadayı kesiliyor amk... Bu ne? Herkesin eline silah verilmemeli öyle. Mümkün olduğunca bu sahte kabadayılar yok edilmeli. Her sokakta 1 bekçi karakolu ve her şehirde bir kaç tane ya da daha fazla arabalı polis bulunmalı devriye gezmek ve nöbet tutmak için. işte gerçek polis diye ona denir, gerçek güvenlik diye, gerçek "emniyet" müdürlüğü diye ona denir. Bu şekilde sadece cinayet, ahlaki suçlar ve organize suçlar benzeri şeyler değil terörizme karşı da önlem alınmış olunur. Adam canlı bomba, şüpheli şahıs. Elini kolunu sallaya sallaya gidiyor patlatıyor kendini amk. Adam geliyor bombayı şehrin göbeğine yerleştiriyor, noluyoruz amk? Bunlar hep kontrol altına alınmalı. -
11.
0Part 8 (son part):Tümünü Göster
Düşünsenize lan, gerçekten bunlar olsaydı kendi vatanımızın sokaklarına düşmekten korkmazdık. Markete gitmekten, sokakta yürümekten bile çekinen bayanlar, çocuklar olmazdı. Kimse ailesine muhtaç olmazdı, devlet herkese eşit davranırdı. Ailen kötüyse evden rahatlıkla ayrılabilirdin. Herkes özgür olurdu. Sokak hayvanları da, sokakta yatan evsiz insanlar da rahat ederdi. Herkes için yaşama hakkı da, ölme hakkı da olurdu. Bir miktar acılarından kurtarırdık insanları. Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ve Devlet'e söylüyorum, dünyayı kurtaramasanız bile kendi ülkenizi rahatlıkla kurtarabilirsiniz. Paranız var, yetkiniz var, e ne duruyosunuz? Hepiniz mi şeytansınız? Altın koltuklarda beyaz köşklerde oturacağınıza onlara verdiğiniz milyarları, milyonları bekçi karakollarına, polis arabalarına verin. Hayvan ve insan barınaklarına verin. Suç oranını düşürmeye değil yok etmeye çalışın.
Not: bunlar "ulan acaba sokakta kalsaydım?" "bayan olsaydım?" "sokak köpeği olsaydım?" gibi konuları düşünürken aklıma gelenler.
Bu arada hayvan barınakları konusu çok hassas bir konu. insanların zekası mevcut fakat hayvanların algıları ve zekaları bizim seviyemizde değil. Bu sebepten ötürü hayvanlardan anlamayan devlet görevlileri, hayvan hakları derneği gibi hayvanlarla ilgilenen büyük kurumlar ve de tabiki veterinerlerle birlikte çalışmalı. Hayvanları toplarken örnek olarak en basitinden şuna dikkat edilmeli: yavru kedi/köpekler mümkün olabildiğince anneleriyle birlikte alınmalı, aynı sokağın kedi ve köpekleri yine olabildiğince birlikte zütürülmeli. Çünkü bende sokaktaki kedi ve köpekleri besliyorum ve onların da aralarında arkadaşlık bağı var. Birbirleriyle iletişim kuruyorlar. Ayrıca anne kedi çok var burda, anne kediler yavrularını canları pahasına koruyorlar. Ve bildiğim kadarıyla kedi/köpekler belirli bir süre annelerinin sütüne muhtaç. Özetle, bunlara dikkat edilmeli. insan hakları da, hayvan hakları da layıkıyla sahiplerine verilmeli.
Bazı düşüncelerim yanlış olabilir. Mesela şehirde devriye gezene polisler zaten "sanırım" varlar. Ama 7 gün 24 saat 12 saat mesai yapan polis memurları her gün tüm şehri dolaşmalı. Eğer bahsettiğim gibi bir uygulama zaten varsa, sayısı arttırılmalı. Ben de arada polis arabası görüyorum ama çok nadir. Hiçbir yerde polis yok amk. Hadi ben kendimi korurum. Ama korunmaya muhtaç çok insan var.
Benim düşüncelerimin aksini düşünen zaten şeytan bile olamayacak kadar kötüdür, bencildir. Bu sebepten ötürü benimle aynı düşüncelere sahip olmayan bütün şerefsizlerin ruhunu gibeyim. Belki doğru düşünmediğim bazı noktalar vardır, onlar da zaten bir "meclis" eşliğinde düzenlenir. Ulan Atatürk'ün kurduğu koskoca Türkiye Büyük Millet Meclisi var, hem de bu meclisin doğum günü 23 nisan günü ulusal egemenlik ve çocuk bayramı. Ama işte o meclis gerektiği gibi çalışmıyor. Çünkü o meclisin gerektiği gibi çalışması için Atatürk, Atatürkler gerekiyor. Onun gibi başarılı ve iyi kalpli askerler, devlet adamları, başkanlar gerekiyor.
Ama yok beyler :d
Bizim koruyucumuz yok pek, o yüzden siz kendinize dikkat edin, mecburen kendi başımızın çaresine bakıcaz :d -
12.
0Kardeşim senin öyle düşündüğün kadar kolay değil bu işler öyle havadan yorum yapması kolay sen nerde oturuyosun istanbul daysan eğer bana ulaş, gece polislik yapmanın ne olduğunu uygulamalı gör
-
-
1.
0yoo hiçte zor değil, ben bile böyle düşünüyorsam devlet yetkilileri benden çok daha iyi düşünür, planlar. insanların ve hayvanların yaşam hakkı ve güvenliği için hiçbir zorluk önemli değil. gece polislik yapmanın ne olduğunu gör diyorsun da kardeş polislik mesleğini seçen kişinin zaten kaybedecek hiçbir şeyi olmamalı, korkusu da olmamalı. polis dediğin süper kahraman gibi bir şey olmalı. para için, güzel bir yaşam için ya da rahatı için çalışan polis mi olur amk? istanbulda değilim.
son olarak, madem sizin için gece polislik yapmak, devlet için de milletini korumak zor, tamam o zaman. bırakalım insanlar pamuk ipliğine bağlı yaşasın, hayvanlar da muhtaç insanlar da sürünsün. çocuklar kaybolsun, kaçırılsın. bayanlar tecavüze uğrasın, geceleri kimse sokağa çıkamasın çıkarsa da korkuyla çıksın. işin ilginci, zaten bu dediklerim oluyor. -
-
1.
+1Olum zor mu dedim ben. severek yapıyorum zaten sıkıntı yok sana dediğim polsilik o kadar geniş bi yelpaze ki her işi yapar bildiğin gibi değil. Ve kardeş ben elimden geleni yapıyorım zaten milletin yardımına koşuyorum şüphen olmasın.
-
1.
-
2.
0ha anladım ne demek istediğini şimdi. ben seni yanlış anlamışım. işin zorluğuna gelince, evet dediğin gibi kolay değildir, havadan yorum yapmak kolay evet. ama devlet uygun bir stratejiyle benim bahsettiklerimi gerçekleştirebilir. gerçi devlet halkın yanında olsaydı zaten burası cennet olurdu, o yüzden boşa konuşuyorum biliyorum.
-
-
1.
+1Şimdi oldu kardeşim bunları düşünmeye adam yok vakit yok olmuyo işte keşke olsa seve seve yaparız
-
1.
-
1.
-
13.
+2Sim city gibi sehrimiz mi olmasini istiyon amk (ama dusunce guzel)
-
14.
0iSTiYOSAN EViN iÇiNDE DE NÖBET TUTSUNLAR AMK SIÇARKEN iZLESiNLER
-
-
1.
0kendim için istemiyorum zaten panpa. demek istediğim, kendi vatanımızın sokağına inmek hiçbir saatte hiçbir koşulda tehlikeli olmamalı. söylediklerimin saçma olduğunu biliyorum ama söylediklerimin saçma olmasının tek bir sebebi var, "devlet iyi kalpli değil." ütopya yani bunlar.
ülkede suç oranını düşürün demek bile suç olmuş amk herkes eksilemiş gelip, bir şey anlamadım.
-
1.