pokemonlarla yaşadığım olayları anlatıyorum

evet beyler öncelike bana esin kaynağı olan sünnetsiz sünnetci yi selamlıyorum burdan
3-4 kişi reserved alsın başlıyorum
edit: 1 kişi bir kişidir başlıyorum

Bugün çok heycanlıydım çünkü yarın ilk pokemonumu alıcaktım. Mahalledeki diğer binler sokakta deli gibi pikaçuuu diye koşarken ben saat 8’de yattım çünkü o binler bugünün yorgunluğuyla sızıp kalacaktı bende sabah 6’da gidip ilk pokemonumu alacaktım. Sabah ezanıyla uyanıp evden çıktım kimseye çaktımadan. Doğruca profesör okanın evine gittim kapıyı Melahat teyze açtı. Ne var evladım dedi. Dedim profesör okan bana lazım uyandır getir. gibtir git daha kargalar takunu yemedi delirtme beni sabah sabah diyip kapıyı yüzüme çarptı. Karga takunu niye yesin oç diye bağırıp kaçtım. Gidip laboratuarın kapısının önüne oturdum. Pokestation’ımı çıkarıp oynamaya başladım. Sonra uyuyakalmışım

Prof. Okan’ın dürtmesiyle uyandım Evladım sabah beni sormuşsun melahat’ın kusuruna bakma küçükken beşikten düşmüş o, sen niye geldin önemli bişey mi var dedi. Ded,m bugün pokemon alacaktık ya. Kodumun zibidisi sabah’ın 5’i ne pokemon’u lan diye bağırdı. Ben de bağırdım sabah 6’ydı oç hani sabah ezanıyla kalkıp geliyodun laboratuara? Biraz sustu bunu duyunca, gel şu kepenkleri kaldıralım dedi tamam dedim gidip laboratuar’ı açtık dedi sen bekle gazete falan oku burada ben geliyorum. Tamam dedim oturup gazeteleri okumaya başladım. Pokemeclis’in önünde Molotoflu saldırı: 2 ölü 5 yaralı. Charmeleonlardan şüpheleniliyor, hasgibtir deyip arka sayfayı çevirdim. Sahibinin dırdırına dayanamayan Snorlax sahibi S.K’yı yedi, sonra viridian ormanına kaçtı. Mehmet Abinin köşesini açıp okumaya başladım. Squirtle’ları bahçe sulamasında kullanan kaçakçı Ahmet k. Gözaltında.
Uyuşturucu şebekesi çökertildi: Snorlax’ın karnından 1.5 ton uyuşturucu ele geçirildi. Son olarak Ayşe Tüter’le Pokemon sofrasına baktım: Fırında Garnitürlü Psyduck. Gazeteyi kapatıp prof. Okan’ın yanına gittim.

bin herif pokebook’u açmış milletin duvarına 63 stayla paylaşıyor. Kafaya şaplağı indirip hani pokemonlar oç diye bağırdım. Telaş yapma moussa pokemonlar burada dedi. Benim adım Mustafa diye bağırdım tamam Mustafa gel dedi. Gidip baktım charmender bulbasaur squirtle jigglypuff var. Dedim ne jigglypuff’ı pikachu yokmuydu? Dedi yok o bizim cami imdıbının oğluna verilecek, babasının mecliste tanıdığı varmış hasgibtir dedim zaten anca şakirtlere yavşa. Charmender’ımı aldım doğruca eve. Yolda girayla karşılaştım, niyeyse herkes gary diyodu bine. Okan’ın yiğeni torpilli bin. Bu içeri girdi. Eve girerken de eşref’i gördüm pijamayla koşuyodu. Eve Gidip güzel bi uyku çektim temmuz ayında öğle vakti dışarıda mı kalınırmış amk. Bende de monofobi var yalnız kalamıyorum, zaten charmender da sıkılır poketopunda diyip çıkardım topundan. Baya bi uyumuşum iftara yarım saat kala kalktım anneme dedim akşam yemeğinde ne var? Dedi ayşe tüter’in özel tarifini yapıyorum magikarp buğulama baya güzel bişey olacak. Dedim oh valla akşama ziyafet var. Top atılınca ailecek orucu açtık yemeği yedik aklıma charmender geldi gidip getirdim bizimkilerle tanıştırdım işte bu charmender falan bunlar vay oğlumuz büyümüş pokemon almış falan muhabbetine sarınca odama tüydüm. Charmender’a da 2 magikarp getirdim yaladı yuttu bu oç okan hiç beslememiş demekki. Sabaha kadar charmender’ın özelliklerini araştırdım, pokemonlar en çok nerde çıkar falan o ara inci sözlüğü gördüm, dedim niye olmasın ben de yazayım buraya anılarımı. Burayı bulmam böyle oldu

Sabah ezanıyla uyandım. Sabah sabah bidaha bulamam diye pokezers’ı açıp iki posta attırdım. Artık hazırdım çantamı hazırladım evde beklemeye başladım. Charmenderle alıştırma falan yaptık evde. Akşam çökünce çıktık charmenderla. Okan’ın önünden geçerken bizi gördü bu okan, bağırdı nereye gidiyon amk pokedex’ini almadın. Lan ben de bişeyi unuttum diyodum, hemen gidip aldım. okandan da bi helallik aldım doğruca viridian şehrine. Yolda uzun uzadıya dolaştık, bi tane spearow gördüm aha dedim akşam yemeğimiz. Tam saldırcam pokedex’e sormak geldi açıp baktım, sürü halinde gezermiş bunlar tamam dedim charmender yürü amk saldırıyoruz. Charmender yavru olduğuna sadece pençe atmayı biliyomuş. Bu pençeyle saldırdı ikisini hakladı. Diğer üçü üstüne saldırırken bende sapanla birini indirdim, birini yaraladım. Diğerini de kaçırdık zaten.4 spearow bunların ayaklarını iple bağlayıp çantaya astım. Charmenderla da baya sevindik sonuçta ilk zaferimiz amk boru değil. Gece iyice çökünce kovuk gibi biyer bulup çöktük. Charmender daha ateş yakamıyo, ben de çakmakla ateşi yakıp spearowların içini temizledim. Ateşte bi güzel kızarttık yedik onları. Dedim bu şekilde devam edersek yaşadık amk

Sabah 10 gibi uyandım, tabi ezan sesi olmayınca sabahın köründe uyanamıyo insan. Alarm kurmayı kafamın bi köşesine yazıp nehre indim. Eriklinin 1litrelik şişeleri varya kısa olanlardan, onları doldurup geri döndüm mağaraya. Charmender beni görünce sevindirik oldu. Dedim biz bunla iyi ikili olacaz. Kahvaltıda akşamdan kalan spearowları yiyip patikaya düştük. Yolda bi rüzgar esti kafaya bi darbe yedim devrildim. Hasgibtir diyemeden ikinci bi darbe geldi. Gözümü kısıp baktığımda kafasına taş attığım spearow’du bu, dün arkadaşlarını yediğimiz spearow. Bunlara can havliyle bağırdım zütünüz yiyosa tek gelin ipneler diye. Bunlar bi durdu birbirine baktı. Birisi öne çıktı diğerlerinden biraz daha iri bu. Charmender yürü abicim gibicez bunları görsünler nasıl pokemon olunurmuş. Charmender’a bi hamle yaptı bunu atlattık. Sonra havada dönüp bidaha fırladı üstümüze bunuda atlattık. Sonra üstüme uçar gibi yapıp fake verdi. Biz havaya atlıyınca bodoslama girdi charmender’a. Yarra yedik derken charmender’a bağırdım parçala şunu diye. Nasıl bir gaz verdim çözemedim direk tuttuğu gibi yatırdım yere saplı sollu cırmalamaya başladı. En son kafayı gömçürdü bunun üstüne, spearow nakavt. Ben sevindim ama kısa sürdü, bunlar gururuna yediremeyince toplu olarak saldırdı. Bunlar bizim feriştahımızı giber diyerekten charmender’ı da alıp kaçmaya başladım.

Kaçarken ayağım tökezledi devrildim. Yuvarlana yuvarlana indim bayırdan aşağı. Ağaçların arasına pustum, spearowlar önümüzden geçip gitti. Bunlar ektik diye sevindikten sonra kaybolduğumuzu çaktım. Yana yakıla yol aradım bi türlü bulamadım amk, en son mecburen okan’ı aradım dedim böyle böyle nasıl bulcaz yolumuzu. Bu dedi pokedex’inde gps var. Hasgibtir harbi mi lan dedim. tabi dedi sen onu ne zannettin iphone4s’ten iyidir o dedi. gibtir o kadar atma dedim yüzüme kapattı oç. Pokedex’i açıp tekrar yola koyulduk. Ekrana baka baka giderken ağaca çarpıp yere düştüm. Sonra ayağa kalktım gözüm ilerdeki çalılara takıldı. Hep okulun bahçesinde gördüğüm pidgey’e benziyodu ama daha büyüktü bu. Pokedex’e sordum “abi pidgeotto bu çok taşaklı pokemondur dehşet kanatları var yakala bence dedi” tamam diyip doğruca bi taş attım. Taş yanından geçti ama dikkatini çektim sonuçta. Charmender’a doğru atıldı. Saldır oğlum bu son şansımız diye bağırdım. Bi anda kuyruğundaki alev büyüdü dedim hasgibtir patlıcak galiba sakin ol falan diyemeden alevi gözüne gözüne verdi pidgeotto’nun. Direk yere düştü hayvan üstüne poketopunu attım. Bi kaç Dakka yanıp söndü poketopu ama sonunda durdu. Çarmendırla birbirimize sarılıp ağladık ikinci pokemonum bu sonuçta. Çarmendır da alev üflemeyi öğrenmişti. Gece çökünce viridian’ın ışıklarını gördüm ilerde. 500metra ya var ya yok Allah nidalarıyla koştum şehre doğru. “Viridian Nüfus 130000 Rakım 1300 tabelasını geçince kendimi kaybettim yere yığıldım.

Uyandığımda taş gibi bi kadın vardı başımda. Oyşh cennettemiyim dedim hayır efendim pokemon sağlık merkezindesiniz sizi ve pokemonunuzu şehir girişinde bulmuşlar alıp getirdiler. iyi misiniz dedi evet iyiyim ben bırakın gidiyim dedim. hayır efendim kan şekeriniz düşmüş birkaç saat burada kalmanız gerek dedi. Hır gür çıkarınca iğneyle bayılttı ipneler. Uyandıktan sonra gidip charmender’imi ve pidgeotto’mu alıp çıktım. Amcanın birini çevirip burada spor salonu var mı dedim. Kerim abinin fitness yeri var ilerde dedi. Öyle değil amk pokemon dövüşü için dedi. Hafif yanaştı sende mi kumar oynayacağan it! Diye bağırdı. Ne diyon amca sen eğitmenim ben diyince durdu biraz. Ben de seni rattata dövüşlerinde kumar oynayanlardan zannettim evlat buradaki antrenör yok hem olsada gibsen kazanamazsın burası son rozet yeri. Sen pewter şehrine gidiceksin dedi. Tamam o nerde dedim. o kadarını da kendin bul evlat diyip kaçtı ipne. Mecburen yola koyuldum ilerdeki ormana doğru. Besmele çekip ilk adımımı attım yola doğru.

Yola çıktığıma illet ettim amk her yer böcü börtü ayağınla ezilcek kadar küçük de değil birbuçuk metrelik arılar var amk. züt ata ata ilerliyorken ormanda kiyaaa diye biri atladı önüme. dıbına kodumun dengesizi samuray mı dönercimi belirsiz eline almış bi kılıç bağırıyodu bana. Pallet’ten gelen genç eğitmen sen misin dedi. Evet dedim. o zaman benle dövüşmen lazım ben bu ormanın koruyucusuyum dedi. Bi süre yüzüne bakıp gibtir git allasen belanı benden bulma diyip yürümeye devam ettim. Bi anda çelme takıp yere düşürdü oç. Benle dövüşmeden gidemezsin dedi. Tamam dedim. çıkar pokemonlarını tamam dedi attı bi pokemon kafası kerpeten gibi amk bildiğin amele pokemonu. Pokedexten tarattım adı pinsirmiş.
Resmi de burada: http://www.google.com.tr/...ed=0CGcQ9QEwAw&dur=50

Neyse çarmendırı attım ortaya. Dedim ver alevsaçıcıyı gözüne gözüne görsün ebesinin dıbını. Bu yarak kafası iki maç kazandı ya dinlemiyo aklınca kafa atmaya çalıştı. Kafasının üstüne tekmeyi yedi. Direk yerde amk ne oldu alt tarafı tekme derken “mega tekmedir bunun adı vurduğu yeri gibertir abi senin pokemon gitti” dedi pokedex. Hasgibtir deyip çektim bunu geriye. Pidgeotto’yu saldım üstüne. Havadan darbelerle falan yenerim diye düşündüm. ilk darbe etkili oldu ama ikinciyi atarken bunun kafadaki kıskaca yakalandık. Sıka sıka bildiğin öldürdü kuşcağızı. Yere devrildi o da pert. “noldu yarram ahaha geçemezsin buradan dedi. gibtir git amk diye yürürken pinsir çıktı önüme hırladı. Zaten ağzıda fermuar gibi amk yusuflayıp tüydüm ordan. Ormanın ortasında volta atıyorum nasıl geçicez bu ipneyi diye düşünürken akşam oldu. Haliyle kafayı vurup yattım

bugünlük bu kadar beyler yarın devam ederim. pc'de bir iki saat yazıp topluca atıcam buraya. yarın 2-3 gibi girin başlığa okuyun

Sabah uyandıktan sonra doğruca ormanın içine girdim. Derdim charmender ve pidgeotto’yu geliştirmek, sonrada o dönerci binin dıbına koymak. Yarım saat dolaştım hiç bi yarak bulamadım amk, tam pes ettim ağacın altına uzandım kafama bişey düştü amk. Ne diye baktım bişeye benzetemedim, pokedex’e sordum “abi bunun adı kakuna arı kozası bu bi gib yapamaz ama bedrill oldu mu giberler ebeni” dedim madem bi gib yapamıyo charmender’la kapıştıralım, yeneriz hem charmender da deneyim kazanır saldım charmender’i üstüne. Yine kafa atmaya girişti onu geri çekip okkalı bi şamar indirdim. “Sen kim olduğunu zannediyon ha dıbına poketopu soktuğumun bini? iki maç kazanınca kendini çarizart mı zannettin ha? Bi daha emirlerime karşı gelirsen bi grup gibortıl bulur seni aralarına atarım gibe gibe eleğe çevirirler seni anladın mı lan! diye iyi bi nutuk çektim. Charmender baya tırsmış görünüyodu, dedim tamam bu yola geldi. Terkrar saldım üstüne. gibtik attık pokemonun ebesini. Sonra diğerlerine saldırdık (ağaç bu kozalarla doluydu) baya bi geliştirdik orda tekniğimizi. Olayı çözdüm artık, kendinden zayıfları bul onları ez, geliş. Basitmiş amk ben ne diye uğraştım ki bunca hafta (gerçi daha 1 hafta oldu ya)

Charmender ve pidgeotto ile iyi bi antreman yaptık 2 gün boyunca. ikisi de iyice gelişti, kendilerine güvenleri arttı falan. Gidip aynı ipneyi bidaha buldum. Beni görünce güldü “bi daha mı yarak yemeye geldin” dedi. iyice kanıma dokundu amk dellendim iyice. Direk charmender’i sürdüm ileri. Çıkar pinsir’ini bakalım dedim. en son feriştahını gibiyodu sen bu metapodla uğraş dedi. Metapod attı bildiğin kozalak amk sadece yeşil
http://bulbapedia.bulbaga.../wiki/File:011Metapod.png
buna charmender ağır gelir diye pidgeotto’yu aldım oyuna sonra. Pidgeotto direk havaya kaldırdı metapodu. 50 metre 60 metre çıkardı yukarı. O mesafeden pike yaparak daldı son hızla yapıştırdı yere. Metapod nakavt. Diğer pokemonu pinsiri saldı bende geri çekip charmender’i saldım. Uzatmıyalım charmender’la verdiğimiz alev bildiğin gibti ebesini. Mecburen yol verdi tabi ipne. Bi süre uğraştıktan sonra yolu bulup pewter şehrine doğru yola düştüm

2 gün sonra Viridian ormanının sonuna doğru bi pikachu buldum. Baya sevindirik oldum charmender’i saldım direk. Uzun bi mücadele sonunda pikachuyu da yakaladım tabi. Ama ebem gibildi tüm pokemonlar pert oldu. Pewter şehrine vardım 2 saat sonra. Doğruca pokemon merkezine tabi, hemşiye ayşe’ye (bunların da hepsi birbirine benziyo amk) gidip hepsini iyileştirdi. Tabi doğruca ilk rozetimi almaya gittim. Salon lideri Burak kaya eğitmeniydi, yarak gibi bi onix ve geodude’u vardı. ilk geodude’u attı. Bende pidgeotto’yu. Direk hava ası kullandım erkenden bitsin diye. Hiç bişey olmadı geodude’a. Ben şaşırdım haliyle pidgeotto da durdu. Kafaya rock smash’ı yedi ardından, pidgeotto pert. Hassktr diyip geri çektim charmender’i saldım. Ateşi verdim doğruca. Geodude simsiyah oldu, yere devrildi geodude pert. Bu onixi saldı sonra. Fatiha okuyasım geldi amk o nasıl bi yaratıktır 10 metre boyu var yusufladım tabi. Etme abi anlaşabiliriz falan diyemeden kafaya kuyruğu yedi charmender. Direk bayıldı amk öldü zannettim. Pikachu’yu salıcaktım ama o taş bu elektrik iyicene küçük düşmeyelim diye dokunmadım ona. Charmender’ı alıp uzaklaştım ordan, o Burak olacak ipnenin kahkahaları hala kulağımda. içime ukte oldu, bi şekilde onun işini bitirmem lazımdı ama nasıl?
Geodude: http://bulbapedia.bulbaga.../wiki/File:074Geodude.png
Onix: http://bulbapedia.bulbaga...net/wiki/File:095Onix.png

Pewter şehrinde bi aşağı bi yukarı volta atıyordum, charmender pikachu pidgeotto hepsi dışarıda tabi, silkemiyorum yenilmişim sonuçta iyi değilim. Acaba kafayı mı çeksem diye düşünürken bi adam benim pikachuyu kaldırdı, incelemeye başladı. Sağına soluna baktıktan sonra kaça bırakırsın dedi. Dedim satılık değil abi. bi bulbasaur veriririm işin görür hem çimen taşa karşı etkilidir dedi. Etkiliyi dyunca ilgilendim tabi nasıl abi falan diye bu güldü hayta senii rozet kokusunu aldın dimi dedi. Dedim almıycaksan bırak geri çekiyorum pikachuyu deyince tamam tamam sakin ol dedi. Dedim al pikachuyu ver bulbasaur’u. O da böyle olmaz transfer makinesiyle yapıcaz dedi. Tamam dedim yapalım nasıl olacak. Beni takip et dedi gittik pokemon merkezine yukarı katta takas makinesi varmış takas ettik pokemonları. Artık kadrom charmender pidgeotto ve bulbasaurdan oluşuyodu baya sevinçliydim gidip kendime ve pokemonlarıma bi ziyafet çektim. Ertesi gün, büyük gündü ve ben o rozeti alacaktım
Bulbasaur: http://bulbapedia.bulbaga...iki/File:001Bulbasaur.png

Gidip o rozeti alacaktım. Doğruca burağın yanına gittim. Noldu lan ezik tekrar mı kaybetmeye geldin? Dedi. Ben de evet dedim gel bakalım dün günümde değildim bugün ebeni gibicem tamam dedi güldü. Geodude’u attı direk saldım charmender’i bi alev gene pert ettik. “gene mi aynı taktik dangalak dedi onix’i attı. Ben de bunu bekliyodum charmender’i çekip bulbasaur’u attım. Bu bi durdu beti benzi attı noldu lan yarram dedim o ise bişey yok devam et dedi. Bulbasaur yaprak bıçağını kullandı onix’in gövdesi kegib kegib oldu dedim ulan alt tarafı yaprak niye böyle oldu akıl erdiremedim bu işe. Sonuç olarak onix’i yatırdık, işi bitirdik. Kaya rozetini aldık. Burak bi kaç tavsiye verdi hangi pokemon hangisine karşı iyi falan dedim benimle gel, bu olmaz benim 6 kardeşim var gelemem. Hasgibtir aşiretr misiniz siz dedim peşimden terlik atıp zılgıt çekti. Bende koşarak uzaklaştım. ilk rozetimi almıştım, bulbasaur’um vardı, tüm dünyayı fethedecektim ben. Yapıcaktım bunu. Sonraki hedef, cerulean city idi ve ben oraya gidiyordum, 2. rozetimi almaya. Bekle beni cerulean, ben geliyorum!

internet arıza yaptı beyler bugünün partlarını şimdi atıyorum

Sabahın ilk ışıklarıyla çıktım yola. Uzun bi yol sonucu cerulean’a vardım. Cerulean garip bi şehirdi sanki herkes cumaya gitmiş amk hiç kimse yok sokaklarda. Pokemon merkezi bile kapalıydı amk o kadar garip. Zar zor bi amca buldum sokakta dedim herkes nerde? Herkes cerulean spor salonunda dedi. Dedim tamam dehşet bi maç var salonda başka türlü herkes burada olurdu. Koşa koşa gittim spor salonuna. içeri girdiğimde şok oldum amk herkes toplanmış ortada bi fok balığı sağa atlıyıp alkışlıyo sola atlayıp alkışlıyo başka bişey yok. Dedim herhalde sevinç gösterisi falan değil amk bildiğin sirkmiş. Yarım saat bekleyip sirkçilerin yanına gittim dedim ne bu siz eğitmen değil misiniz? “uff snane be slk şey :S” dedi kanım dondu bi anda. Bağırdım yüzlerine ben buraya rozet kazanmaya geldim delirtmeyin lan beni diye. Bunlar mecburen “uff tmm mç yapalm o zmn” dedi dedim bu embesillerin dıbına korum burada.

ilk attığım pokemon Pidgeotto’ydu. O da fok balığı attı dedim bu dangalak alkışlamaktan başka ne bilir ki diye güldüm. “Sen braz bkle grürsün cnm xD” diye bi tepki verdi yine damarlarımdan kan çekildi amk. Pidgeotto’yla doğru dalış yaptık, bodoslama girerken bu fok balığı (seel mış adı) suya daldı atlattı bizi. Bidaha saldırırken sudan fırladı boynuzunu gömdü pidgeotto’nun karın boşluğuna. Pidgeotto pert vay amk bi boynuzla göçecek pokemon muydun sen derken pokedex yine yetişti imdadıma. Horn drill bunun adı dehşet saldırıdır pidgeotto’nun da en zayıf yeri karnı patron yapacak bişey yok”. Gururuma yediremeyip bulbasaur’u attım. Çimen suya karşı güçlü ne de olsa. Jilet yaprağı attık bu suya dalmaya çalıştı asma kamçısıyla suya girerken yakaladım. “Nereye gidiyon yarram” diye güldüm kızlar çırpınıyo amk “brak bzm seel’ımızı doknma o ps kamçnla :S” diye. Kamçıyla aldığım gibi salon duvarına çarptık ipne seel’ı. Seel pert. Seel’ı geri çekip yerine Japon balığı yolladı adı seaking’miş. Yaprak bıçağı falan kullanmadım direk kamçıyla yakalıyıp bi sağa bi sola çarptık o da pert dedim haaa işte yendim sizi verin rozetimi. Bu “vermem bnane rzet bnm dğl mi vermycm :S dedi. Katakuliye getirdiniz beni belediye başkanına gidicem milletvekili amcam var benim falan delenlince vermek zorunda kaldılar. Cerulean rozetini de hallettik sonunda dedim doğru 3. rozete Vermillion Şehri’ne. Ama ondan önce ormanda biraz çalışmak gerek ne de olsa vermillion biraz daha kazık bi şehir.
Seel: http://bulbapedia.bulbaga...net/wiki/File:086Seel.png
Seaking: http://bulbapedia.bulbaga.../wiki/File:119Seaking.png

Vermillion Şehrinin yakınlarında power plant diye bi yer varmış, oraya gittim. Sürekli elektrik tipi pokemonlar varmış orda, ben de yakalarım dedim. ortalıkta dolanırken bi poketopu buldum aha poketopu derken poketopu hırlayıp çarptı beni. Felak nas okudum vay amk cin peri dolu burası tüyelim derken pokedex seslendi “abi voltorb bu pokemondur korkma” dedim korkmadım sadece irkildim ama yemedi galiba. Bunu charmender’la pert ettik. iki üç tane daha çıktı amk sadece kafa atabiliyolar başka bildikleri bi gib yok. Bunları gibe gibe ilerlerken bi electrode çıktı karşımıza. Bunu zar zor yendik zütümüz çıktı bildiğiniz. Charmender savaşamayacak durumda gibiydi ama gözünde bi ateş vardı amk önüne kim çıksa gibicek o derece. Bi pikachu buldum aha dedim gibtim ebeni şimdi. Charmender’la zar zor yendik bunu charmender yaraklara gelince geri çekmek istedim geri çekilmedi devam ederim dedi. ilerde bi dev çıktı karşımıza aha şimdi gibi tuttuk dedim. adını da bilmiyorum pokedex cevap verdi “abi bunun adı electabuzz şimdi yarra yediniz şimdi hahaha” dedi kapattı kendini. Charmenderla üstüne alevi verdik hafifçe mayıştı demir pençeyle atladık ardından. Tek yumrukla yere yapıştırdı amk “thunderpunch” denen bi taka vurdu. Dedim yarra yedik tüyelim charmender bi savaş çığlığı attı. Döndüm buna baktım her tarafı kızarmış ızgara pilice dönmüş dur yapma derken bi anda bembeyaz oldu hasgibtir dedim charmender öldü. Birden büyüdü falan ışık kaybolunca “hasgibtir be” dedim. charmender charmeleon’a dönüşmüş, savaş için hazır bekliyo.
Voltorb: http://bulbapedia.bulbaga.../wiki/File:100Voltorb.png
Electrode: http://bulbapedia.bulbaga...iki/File:101Electrode.png
Electabuzz: http://bulbapedia.bulbaga...ki/File:125Electabuzz.png
Charmeleon: http://bulbapedia.bulbaga...ki/File:005Charmeleon.png

Electabuzz buna yine thunderpunch’la saldırdı. Charmeleon üstünden atlayıp kafaya iron tail’le darbeyi indirdi. Electabuzz pert. Charmeleon’u geri çekip poketopu attım electabuzz’a. Yeminle 4-5 dakka yanıp söndü ama sonunda yakaladım onu. Artık çok gibişken bi takımım olmuştu, electabuzz, charmeleon, bulbasaur, pidgeotto. 3. rozet için hazırdım ama önce pokemon merkezine bi görünmek lazımdı. Gidip pokemonları iyileştirtdim. 10 dakikaya bi içeri acil çekilin diye bağıran veletlerle yanık pokemonlar giriyodu. Amcanın birine sordum ne oldu amca diye? Hepsi teğmen surge’ün suçu pokemonları gibe gibe bayıltıyo dedi. Dedim rozet sahibi bu adam mı ? gülüp sen o adamı yen gel hayatında bi daha göremeyeceğin bi ödül vericem sana. Tamam dedim gidip surge’ün salonunun karşısına dikildim. Adam dedi yeni bir muhallebi çocuğu ha dedi. Ben de altta kalamazdım senin gibi bursa çocuğu olmaktan iyidir dedim bu sinirlendi sahayı açın dedi. Teke tek yapıcaz tamam mı dedi. Tamam dedim karşıya geçtim. Bu raichu attı. Baya da şişkoymuş diyince bunun morali bozuldu tabi. Ben de pokedex’ten electabuzz’u araştırmıştım yumurk tekme saldırıları da vardı. Onu attım. Electabuzz’ı görünce güldü “bu yarağımın başıyla mı yenicen beni dedi. Evet dedim beğenemedin mi? Hayır dedi maça başladı. Direk şimşek şoku yolladı yarram ben de elektrik pokemonu kullanıyom ne diye elektrik attın dedim, demez olaydım amk çarpıldı electabuzz. Hasgibtir deyip bizde saldırdık şimşekle. O şimşek ben şimşek derken bi ara baya yakına girmişler vücut çarpması kullandı bu. Dedim bi normal saldıran sen değilsin electabuzz mega yumruk diye bağırdım. Hıaa diye bağırıp mega sağ kroşeyi yapıştırdı yüzüne. Afalladı, bi sol kroşe (mega tabi) bi sağ bi sola en son this is sparta! Nidalarıyla mega tekmeyi gömdük üstüne. Raichu pert, maçı kazandım. Gidip rozetimi aldım ne oldu süt çocuğu diyip kaçtım. Pokemon merkezine dönüp adama rozeti gösterdim. Aldı dişiyle bükmeye falan çalıştı aferin gerçekten yenmişin dedi. Bana bi bilet verdi bu ss. Anna gemisine bir bilettir yarın öğleden sonra kalkıcak tüm kumarbazlar pokemon takasçıları burada olur gidip 2-3 pokemon yakala takas edersin. Pikachu ve electrode çok para ediyo aklında bulunsun, pidgeotto veya pidgeot da iyi gider dedi. Tamam dedim. yarın, bizim günümüz.