pokemoncu ash yavşağına verdiğim tarihi ayar

çalılardan bişi çıkar gibi oldu, "saldır furret" diye bağırdım, atladık ileri ananıskim daştan bi sütun bi karaltı yükseldi. hem koşuyor bir yandan da goldın dikşiniriye bakıyorum "daş pokamonu.. daş pokamonu.."

ananskim oniks diye bağırdığımı hatırlıyorum

bir önce ders bitse de gitsek diye bekliyorum, kapı açıldı. fakülte sekreteri girdi. sekreter dediysem bizim rıza abi işte, karaman'da kadın sekreter ne arar lan. rıza girdi içeri, yanında da gençten bir hatun var, 19-20 yaş ya var ya yok, kızıl uzun saçlı, kıvırcık hafif. dedi "hoca bu yeni öğrenci, polatlı pokamon terbiyeciliğinden transfer gelmiş" iyi dedi oak, şöyle bi süzdü kızı itoğlu it. "geç" dedi kız geldi var ya tam yanımdaki sandalyeye geçti, içim kıpır kıpır oldu şerefsizim

beni aldı bir panik. hemen odaya çıktım, aldım kubonu indim aşşa. asabi bir tip bu pokamon, odada tüm gün kala kala tırlatmış. "kubo kubon kubo kuboğğğğğ" diye hırlıyor, sülaleme sövüyor pekekent kendi dilinde, bilmiyoruz sanki. aldım bunlar furreti kolumun altına, eski top sahasına gittim, koydum furreti bir uca, kubonu diğer uca "kapışın" dedim bir şey yok. kubon öyle duruyor. "ananı avradını sittiğimin hayvanı" diye sövmeye başladım, bu bana döndü. baktım kızıyor devam ettim "seni doğuran kubonun ben ırzını geçmişini" diye kızdırıyorum kubonu. bu birden bir hırladı, kafasındaki kemiği fırlatıp attı, bana doğru koşuyor ananı avradını

dedim abi bu akşam dövüşüm var, sittir dedi bu. sevindim lan maçtan yırttık diye. o sırada tarık geldi geriden badigarda "turgat abi arkadaş benle" dedi, lak geçtik içeri. şerefsiz pekekent. tozlu isli bi mekan yine dolmuşlar envai çeşit çakal, bahise hazırlanıyorlar, geçen ay gibörtılı domaltan balbazar bir köşede rakı içiyordu lan. gözümle görmesem anlatmam size. kuru kuru deviriyordu kadehi. ırzını sittiklerimin pokamon kendi kendini yetiştiriyor. gibörtıla da baktım da göremedim ortalarda.

Bu yalan söylüyo sizde mal gibi izliyorsun bak karamanda pokemon sanayisi yok torkuda var. Ayrıca pokemon üniversitesi değil meslek yüksek okulu var.

bu garibim furret de ne çektiyse benden çekti. mankey ile hitmonçan bunu araya bir aldılar, duvardan duvara hunharca... furreeee diyo bi o duvara, furreee öbür duvara. "hocam öldürecekler hayvanı zimmetli o" dedim "teknik öğretiyom" dedi bu bana. tekniği batsın, atladım arenaya, furreyi alacam ama orada dank etti kafaya. mankey önümde hitmonçan yanda. sadullah hoca bağırıyo gözlerine bakma diye.

hafta sonu kendime geldim. arkadaşlara dedim ki bu iş okulda tahsille falan olmaz. bakın tarıka, adam pokemonun kralını sitip atıyor. bizim profların açlıktan nefesi kokuyor. furrete de kafam girsin. dağa bayıra gidecem kendi pokamonumu yakalayacam dedim. yerime imza atarsınız dedim, çıktım odadan, furret de peşimden anasını satam pokamonsuz pokamon yakalanmıyor, mecbur.

bayır aşşa bi koydum nasıl koşuyorum var ya, ağaçlar akıyor böyle. furretle bi kaçıyoruz var ya, furret de zütüm kadar pokamon nasıl koşuyor şerefsiz, artık ne kadar koştuk bilmiyorum yüz göz çizik, oniksin sesi de gitti, ama duramıyoz da bayır bu aşşağa koduk gidiyoruz, neyse sonra bir düzlüğe çıktık da durduk, elbisem param parça olmuş, nefes nefeseyiz, zor ayakta duruyoz. hani bir gören olsa furret zorla bana kaydı sanacak o derece.

panpalarım. Bu entryi okumayacaksınız ama yazmaya devam ediyorum lan. Her zamanki gibi Bu günlerde de moralim bozuk amk. Herkesin finalleri var bu hafta bitiyo okulları ama ben daha 15 temmuza kadar okuldayım. Haftaya hayatımın en zor sınavlarından biri olacak ama çalışamıyorum amk. Moralim bozuk yaz geldi. sabah güneşin doğmasını görmek gibiyo beni. Pgibolojim bozuk. Her sabah 3 tane ilaç içiyorum. Bütün stajlardan kaldım. Hayatım tak. Ağır asosyalim. Milleti eğlenirken görmek beni pgibopat yapıyo. Tıpta okuyorum ama doktor olacak kadar kendime güvenmiyorum. Zaten hocalar ayrı tak. Depresyon var Yıllardır. Aktivite dikkat bozukluğu var. insomniya var. B12 ekgibliği var. Günde 15 bardak çay kahve ve 1 paket sigara içiyorum. Ağır asosyalim dedim zaten. Beni sadece burası mutlu ediyo. inciye girince kendimi evimde gibi hissediyorum. Burası fight clup amk. iyi ki varsınız lan huur çocuğu panpalarım. seviyorum lan sizi. Panpa yaz lan gülüyorum valla. içimden gelerek hemde. Başkasına gülerken içimden küfür ediyom ama. Öyle işte amk

neyse böyle böyle bir ay kadar zaman geçti, daha kantona gideceğimizden hızlı anlatıyorum. geldik turnuva haftasına, kasım ayının ortalarındayız. filiz ile idris işte artık küfürleşmiyorlar, ara ara binigetto idrisin kafaya sıçıyor, onun dışında bir sorunumuz yok. artık son günler, sabahları üçte kaldırıyorum bunları, idrisi gusle gönderdim yine, nolur nolmaz, adam default olarak cenabet. filize de mesaj attım hadi toprak sahaya gidelim diye, cevap geldi, bakmadım bile nasıl olsa sövmüştür diye. aşofmlanları giydik, indik aşşa, toprak sahada buluştuk. dedim "bi takım stratejimiz olsun, ilk maçlar bugün belli olacak, akşama bir galibiyet alalım, hemen züte gelmeyelim"

en sonunda golem iki ciksen yere uzandı, furret hala sıkıyor, bayıldı it, dil dışarda. "kopaaaar" diye bağırdım, raakkkk aldı hayalarını, elinde iki daş daşşak, furret geldi çimin ortasına. "hakeeem bu taşşaklar sana girsin hakeeem" diye bağırıyorum, ortalıkta çıt yok. furret'e döndüm. "oğlum aç da millet taşşağın kıraaalını görsün kıraaaaalınıı" diye bağırdım. golemin taşşakları gonyalılara doğru fırlattı furret, tüylerini yukarı topladı, çıkardı kendi malafatını sallıyor millete doğru.

ufak tefek hayvan ama sevimli kerata.

dersler başladı, ilk yıl. işte böyle zengin evlatları var, ellerinde pokedeks diye bir makine, var ya nasıl havalı. hoca bi pokamonu soruyor, cart makine söylüyor "su pokamonu, elektiriğe zayıf, ay daşı ile değişim geçiriyor" falan.

yorgunluktan ölüyom, vurdum kafayı yattım. ertesi gün sabah yine derse gidiyoz, pokamon anatomisi . neyse oak şerefsizi gene orada, dedi kaç gündür yoksun "bi iş vardı hoca takma sen kafana" dedim. "seni bırakacam" dedi bu "bırakmayan şerefsiz" dedim "mezun olunca sitecem bu zütü" dedim arkadaşa, geçtim oturdum arkaya

tarık da çarmendırının yanında bir şeyler söylüyor hayvana, bir yandan da cigara içiyor, arada bi nefes de çarmendıra veriyor falan. neyse bunların pokamonlar çıktılar aranaya. çarmendır cigaradan son bir nefes daha alıp yere attı, çıplak ayakla ezdi. balbasar reşat da elde rakı şişesi, yarısı kırık bekliyor, piskopatın piskopatları

sonra baktım ki millet benle dövüşmek için coşuyor mına koduklarımın, kolay lokmayım ya. bağırdım "lan o çingen bini nerde lan bebe" diye, arkadan tiz bir ses geldi "bağa mı diyon la" diye, geldi bu aranaya.

derken aklıma kubona demir döküm pokatopla nasıl koduğum geldi, "kubooon" diye bağırdım, "kemiğünü sittim at lan kemüğü at" diye bağırıyorum, kubona da dank etti, bu şöyle sağlam bir nişan aldı, kemiği bi fırlattı, mankey'in pespembe burnuna bi kodu kemiği, kanlar fıskiye oldu mankeyde, dedim mankey kızdı, kemik de gitti sitecek belamızı.. ama kemik havada bi tur atıp geri kubonun eline geldi, şu avusturalyalılarınki gibi. yüzümde güller açtı lan. işte dedim sonunda ayarı veriyorum ilk pokamona

"seni seçtim dugtiriooooo" diye bağırdı idris, attı topu yere. top açıldı, bizim diglet üç parça çıktı dışarı. böyle vıcık vıcık sıvı çıkmış dışarı, kımıl kımıl olmuş, ölmüş amk. kız bi çığlık attı. anam... ben hemen bi kitap kaptım arkada okuyor ayağına yatıyorum. kız idris'e tokat atıyor sanırım şap şap ses geliyor hayvan naptın sen gerizekalı boyuna bağırıyor.

bu tuttu sırt üstü yatırdı furreti, ayağı ile furretin taşşağa dokunacak oldu, şöyle bir ayağını dolandırdı, furret bi döndü yerde, bunun ayağı bir yakaladı, başladı ayakkabıya dayamaya. köpek gibi, idris havada sallıyor ayağı, furret düşmüyor da, geçirmiş pençeleri ayakkabının derisine, tak tak tak durasel tavşanı gibi. dedim işte hayvan dediğin böyle olacak, kendini kullandırmayacak, tuttuğunu koparacak, sitilmeyecek sitecek!

baktım nidorin hala papucumun altında salak salak gülüyor, bastım tekmeyi, saha kenarındaki çalılara doğru düştü bu. furret de rahatladı, geri döndü. idris şokta, ayakkabıyı temizliyor ot parçaları ile. "ben turnuvaya hazırım oğlum" dedim. "çok pis zikiş dönecek."

derken biri çıktı arka taraflardan, çingen amk. ben varım dedi bu. "ammmmınaaaa koyy şunun mankeeyyyy" diye bağırdu bu attı pokatopu, mankey çıktı içinden. dedim gitti. mankey daha çıkar çıkmaz daldı benim furrete. "savaş lan savaş" diyorum yok, sağlı sollu giriyor amk yumruk manyağı yaptı. ogün öyle geçti işte, akşdıbına aldım furreti, neyse ki sitmediler hayvanı. 115 dolmuşuna atladım döndüm okula. kafa göz yarılmış bunun, bi gözü şiş. ertesi gün de pokamon bakımı dersi var. napacam diye düşünüyorum.

kız "mal mısın" bakışı attı bana. "bende 5 tane var" dedi. saydı işte bir sürü çimen böcek pokemonu. kendi yakalamış hepsini. "öğle arası bi çay içelim mi" dedim, pokamonları tartışırız. kız kabul etti. var ya tişörtüm sallanıyordu resmen kalbimin çarpıntısından. midem çamaşır makinesi gibiydi sık bırak sık bırak