pokemon dünyasını sikerttim

”poketopuna almıyıcam seni dimi” dedim ? elektrik verdi bu bin bana… insanlıkta yaramıyo pekekente. fırlattım poketopunu girdi içeriye.

bir otel bulup dinlenmem biraz da yemek yemem lazımdı binler. güzel bir yer buldum. oak ın bana verdiği pokedexten kimliği gösterdim. para sıkıntısı çözülüyor hemen zaten oak ın yetiştirdiği adam olduğumuz için tüm hesap ona giriyor ahah.

neyse internete girdim odamdan. kimmiş bu antrenör falan. eski deniz kuvvetleri subayıymış bin. şimdi emekli olduktan sonra hobi olarak bu işe başlamış. şuayp diyorlar adına. aynı zamanda tek pokemon kullanırmış savaşlarında.

lan benim 4 pokemonum vardı. ama hangisini kullanmalıydı ? oak la msn de cam sohbeti yapmanın vakti gelmişti…

girdim gece 12 sularında msn e oturumu açtım. dedim bu yaşlı kurt kesin online dır. ben online olunca durumu hemen ”dışarıda” ya aldı kişisel iletiye de ”yoğun çalışmada , ulaşmak için bir titreşim yolla ” yazdı amk ahaha.

titreşim yolladım hemen. ” iyi gecele profesör. bu saatte kiminle yazışıyosun ;) ? ” dedim. ”çalışıyorum ashref” dedi.”sizin gibi öğrencilerde her saat yazabilir diye oturum açık” dedi. sonra diyaloğumuz başladı.

+ ismimi şekilli yazmazsan sevinirim hocam. ashref ne ya , eşref eşref! neyse asıl konuya gelelim bir sorum olacak izninle.

-evet dinliyorum eş.

+şu ismi kısaltmazsan ?

-tamam eşref. dinliyorum

+ hocam yalnız sesli konuşsak ?

- mic yok mic . kamera anlamsız kalır.

+ he tamam. annemler nasıl önce onu bir de

- iyiler nolsun mr.mime yardım ediyor.

+ tamam konuyu değiştirme. şey diyicem. ben şuan elektrik citydeyim.

- vaay 2 rozet aldın demek.

+ aldım aldım.

- nasıl zor muydu ?

+ (içses: bir sus oç ) kolaydı iyiydi.

- iyi iyi. hadi çabuk anlat yatıcam ben.

+ şey işte. bu elektrik rozeti antrenörü şuayp var ya.

- eee

+tek pokemon kullanıyormuş savaşta. benimde 4 pokemonum var. hangisini kullanıyım ?

- vay dört pokemon ha ? neler var ?

+ jiggylpuff ı biliyorsun zaten ( içses: dıbına koduğum elinde kalan son defolu pokemonu bana verdin ya bin !1111!) sonra snorlax , blastoise bir de pikachu!

- iyiymiş. eğer pikachu nun tecrübesine inanıyorsan pikachuyu kullan , çünkü onun kullanacağı pokemon raichu olacaktır. su tipi pokemon blastoise bir işine yaramaz. snorlax ında ne zaman uyuyacağı malum değil. jiggylpuff…

+ onun mikrofonuna su geldi , su rozeti sırasında kısa devre yaptı mikrofon , şarkı söyleyemiyo.iyi hatırlattın onu da bir tamir ettirelim elektrik city e gelmişken.

- iyi işte. pikachu idealdir.

+ yeni yakaladım ama .

- bir şey olmaz <3

+ o kalp ne amk ?

- pikachuları severim xd

+ sende mi xd kullanıyorsun oak ? :(

anlatma panpaya tak gibiymiş

bu cevap yazmaya çalışırken birden oturumu kapattım. canım sıkkındı. günlerdir elizabeth bile değildim beyler. açtım xpoke u nurse kısmına girip hemşire joy ferresi izledim. sonra duş alıp yattım. yarın iyi bir gün olmalıydı…

sabah uyanır uyanmaz ilk iş bir elektrikçiye gidip jiggylpuff ın mikrofonunu yaptıracaktım. kahvaltımı ettikten sonra mekan aradım ve buldum. çıkarttık jiggylpuff ı poketopundan , şarkı söylettik kimse uyumuyor amk sanki ses telleri kısılmış gibi. etki etmiyor. neyse aldık mikrofonunu verdik adama. sağına baktı soluna baktı. ” format ister bu ” dedi. dedim ahah ne diyosun bin bilgisayar mı getirdik sana. çıktım hemen oradan başka bir yere gittim. o da aynı şeyi söyledi. iyi dedik çıkarttım pokedex kartını işleme soktum verdik oradan parayı. akşama hallolur dedi…

sonra hızlı adımlarla pokemon elektrik rozeti merkezine girdik. elimizdeki tüm suları aldılar. dökülürse patlarmışız falan. ”vücudumuzun dörtte üçü su binler bizi de almasaydınız içeri amk! ” dedim elektrikli jopla sırtıma vurdu amk birisi ”yapacağın espriyi gibiyim” diye. korktum beyler. adam deniz kuvvetleri emekli subayı zaten. iyice tırstım.

içeri aldılar beni. artık savaş sahasındayız. karşıma geçti. ”askerlik var mı ? ” dedi. ”dedim abi öğrenciyim ben.” bu benim korkmuş halde yaptığım savunmaya önce güldü sonra

iyi bakalım deyip savaşı başlattı beyler. 3. rozet yakındı.

elektrik rozetini aldıktan sonra akşam gibi jiggylpuff ın format atılan mikrofonunu da alıp şehirden ayrıldık. büyük pokemon şampiyonasına adım adım yaklaşmıştık…

celadon city idi beyler sıradaki şehir. sizin dünyanın istanbulu gibi düşünün bu şehri. taşı toprağı pokemondur diye gelip gibi tutup köyüne dönen çok insan var. en zenginleri de burada orta sınıfı da en yoksulu da burada beyler. avrupa pokekültür başkenti oldu iki yıl önce ama şehrin diğer yüzü acınacak halde. antrenörü ise çimen tipi antrenörü erika.

ben bu büyük şehire geldim beyler ama alem yapmadan gitmem amk , şehirde süper oyun salonları var. hele şanzelize cafe diye bir yer keşfettim mekan bomba. bilmeyenler için –> http://www.youtube.com/watch?v=wimgdz8fvqi

geçenlerde benim i phone 5 in şarjı bitti, pikaçuyu bağladım telefona ,2 video izledim ölüyordu hayvancağız.

geldiğimin ilk günü genç pokemon antrenörü yurdu buldum. amk suşi li sohbet vardı uzak doğu kültürleriyle ilgili , dedim başım belaya girmesin uzaklaşıyım buradan :(

normal bir otele yerleştim en sonunda , gece kulüplerine gitmeden bir pokemon bulmam lazımdı. çimen tipi bir pokemon. fakat burası koca şehir olmuş beyler , her yeri poki denilen devletin izniyle toplu konut diken kurumun konutlarıyla kaplanmıştı.

sordum soruşturdum. rosehouse park gibi bir yer söylediler. dedim amk google translateimsi ingilizcenizi gibiyim biz turistler gibi gülhane parkı desenize şuna anlayalım.

gittim bu rosehouse parka , turistik mekan amk insanlar geziniyor nerede avlıyıcaksın pokemon. epey dolandım , dolandım. en sonunda safi ot topluluklarının olduğu yerlerde gezinmeye karar verdim. bir baktım pokemonun birisi toprağa tohum sıçıyor aha dedim yakaladım seni bulbasaur! tüm pokemonlarımı bir anda üstüne fırlattım korktu tabi bin ahah tıpış tıpış poketopuna giriş yaptı ” savaşa gerek yok reyiz makus talihimi gibiyim ” dercesine…

sonra hoparlörden gelen bir ses duyuldu. tanıdıktı ses.

bu ses beni uğurlayan badem bıyıklı belediye başkanının sesiydi. arkamı döndüm konuşmayı dinlemeye başladım.

”geleneksel bulbasaur larımızı ıvysaur a evriltme törenimize hoşgeldiniz! ” sonra iki üç protestocu sesi geldi
” darwinizme hayır balbasaurlar papatyadan evrilmemiştir! ” diye ahah bu binler hemen göz altına alındı. balbasaur k9 ların kırbaçlarına maruz kaldılar.

sonra uyandım olaya beyler. herkes bugün topluca balbasaurlarını çıkartıp güneşin alnında bekletip ıvysaur a evriltecekti. bir nevi toplu sünnet töreni gibi bir şeydi…

”balbasaurlara çeyrek altın takılcak mı başkanım” diye bağırdım. o an yer yarılsaydı da içine girseydim beyler , herkes dönüp bana baktı sessizce birden :( ” ne ya öğrenciyim ben sıkışık olamaz mıyım :( ” dedim kahkaha attı binler. kaçmak istedim oradan o an ama çimen rozetini almadan önce balbasaur umu evriltmem mantıklı olurdu. sonra herkes balbasaurunu meydana fırlatıp başına geçti. biz de bekleyecekmişiz güneşte balbasaurlar daha kolay evrilsin ve evrilirken cesaretli olsun diye. sanki karımıza doğurturken güven veriyoruz amk mantalitenize sokayım. pokemonlar birer birer evrilmeye başladı. pokemonlar evrildikçe belediye başkanı bağırıyor ”evrilecek son 100 pokemon”…”evrilecek son 50 pokemon””evrilecek son 25 pokemon””evrilecek son 12,5 pokemon” :(”evrilecek son 5 pokemon”amk baktım bizim balbasaur hala evrilenler arasında değil. sıçacak gibi de terler döküyor, bende telaş yaptım.”evrilecek son pokemon!”’evrilsene lan bin snorlaxı üstüne oturturum evril! pikaçuyla elektrik salarım evril! blastoise le üstüne tsunami yollarım evril! jiggylipuff la … :( neyse evril bin hadi hadi! ”baktım belediye başkanı ben böyle bağırdıkça ağır adımlarla yaklaşmaya başladı. evlat seni bu kadar bekleyemeyiz gibtir git artık üstüne lamba tut bunun evrilmesini bekle falan diyecek sanıyorum ben. gelme gibilerinden bakıyorum ama çare yok. belediye başkanı yanıma geldi konuşmaya başladı en nihayetinde beyler.

”evrime kalan son pokemon genelde ivysaur değil , kendinin en büyük hali olan venesaur a evrilmeye çabaladığından bu kadar sıkar kendini. böyle dirençli bir balbasaur a sahip olmaktan mutlu musun ? ” dedi.

dedim içimden vay amk bu binin en büyük hali olacak diye mi bu kadar bekledik güneşte. ”mutluyum. inanıyorum. bence alnımızın akıyla çıkacağız”dedim.

sonra dev bir ışık çıktı binler.

dedim lan bu infilak etmesin … belediye başkanı ”sabret” dedi. ışık büyüdü büyüdü büyüdü içinden dev bir venesaur çıktı beyler. ortalığın sevgi koyacağım artık resmileşmişti

artık oradan ayrılmamın vakti gelmişti. zaten güneş batıyordu. sırtımı döndüm, parkın çıkış kapısına doğru yöneldim. omzumda bir el hissettim. sonra ”evlat!” diye bir ses. döndüm…

belediye başkanı bana çeyrek altın uzattı binler. bu senindir dedi. sevinçten o badem bıyıklı bine sarıldım. duygulanmıştım beyler :’(

akşam döndüm. gittim bir duş aldım. ama gece kulüplerine gidecek halim kalmamıştı beyler. direkt kendimi yatağa attım. ve yarını 4. rozetimi alacağım günü bekledim.

uyandım kahvaltımı yaptım çıktım dışarı. şehir büyüktü. ama pokebüs denilen araç taşıma sistemi sayesinde erişecektim beyler. her yer de reklamı yapılıyordu bi binelim dedik. tıklım tıklım amk reklamdakiyle alakası yok , bir baktım birisi cepçilik yapıp poketopuma uzandı gördüm bunu. dönüp ”içinde snorlax var , karnı çok aç çıkartır gibini yediririm ibret-i alem olsun diye doğru dur bin” dedim bu hemen geri adım attı.
indim pokebüsten. biraz yürüdüm. sarmaşıktan villa gibi bir yerle karşılaştım beyler. içeriye girdim. sarmaşıktan hamakta sallanan bir kız vardı. beni gördü. doğruldu. eliyle gel işareti yaptı , o yürüdükçe güzel bir koku yayılıyordu sanki beyler. bu kız hakkında gibiş düşünmek imkansızdı. biraz daha yürümüşüz kendimi müsabaka sahasında buldum. kendimi hatırladığımda en son blastoise im yüzüme su tutmuştu ve uyanmıştım. bu kız sweet scent (tatlı koku) ile az kalsın beni bilinçsizce mağlup ettirecekti.

tabelaya baktığımda durum 2-0 dı beyler. yenilen pokemonlar ise pikachu ve jiggylpuff olarak gözüküyordu.
”hile yapma ananı giberim otopark altı kumarhanesi mi lan burası pokemon rozet sahası! ” güzelliği ve kokusu karşısında elimdeki pokemonlarım tek tek yitmişken elimdeki tek kozum bilinsçzice sahaya sürdüğüm yorulmuş blastoise imdi.

” http://media.comicvine.co...2-tangela_large.gif”şu suyu şu muallaknin gözüne doğru sık”skoru 2-1 e getirdim beyler.pokemonu ters düşünce kız ”ayy” diye bağırdı. ” vajişinnn” diye ayarı verdim bende. sonra ”2. pokemonu yolla panpa!” dedim. bu victrebell yolladı.

bu bine ne yaparım diye düşünürken sonunda buldum. suyu ağız boşluğuna doldurtacaktım ki boğulma tehlikesi geçirsindi bin. talimatı verdim. ardından timsah yürüyüşüne başladım binler skor 2-2 oldu.son pokemonunu yolladı beyler. http://pokedream.com/poke...ri/045.jpg?1332947997ismi vileplumemuş.bu uyku tozu serpti ama her tozu su ile savuşturdum beyler. bubble saldırısıyla da mna koyduk bu pokepomun. yannanımı taşı toprağı pokemon bu şehirin. taşı toprağı üç kağıtçı amk… ben pallet town ımı köyümü özledim giberim böyle adaleti deyip dönmek vardı. ama yapamazdım beyler.takımını 3. amatör ligten süper lige taşımak isteyen batman petrolspor un hedefleri gibi dinçti hedeflerim. bu dünyayı gibertecektim bir kere.4. rozet benimleydi…ananı gibiyim kafayı yemek üzereyim her yer her yerde.
şöyle bir oturup yazmaya vaktim olsa, o vakite kadar takatim gibiliyor beyler.rahat kafayla rahat kurgu ve uygun zaman dilimi için özür dileyerek izin istiyorum herkesten. iyi okumalar.evet beyler. sıradaki hedefim fuchsia city. bu şehri şanlıurfa gibi düşünün amk ki rozet için içinde savaşacağım savaş sahası , bir mağara amk… başta pff ye itirazlar edildi ibrahim tatlıses i mi doğurtucaz amk , mağarada pokemon rozetimi alınır diye ama itirazlar sonuç getirmeyince beşinci rozetin alınacağı yer fuchisia city oldu.