Seçim günü gittim sabahtan oyumu kullanmak için. Zaten sürekli olarak telefonla ve sözle taciz edilip duruyorum. Şirkette her gelen sanki ben chp liymişim gibi chp yi haksız gösteren bi video yu alıp direk bana geliyo. Ben chp li değilim hiçbir partiyi desteklemiyorum dedikçe, chp aleyhine buldukları her materyali alıp alıp gözüme sokuyolar. Bi saatten sonra ben bunların gözünde pkk sempatizanı haline gelmeye başladım. Tabiki milliyetçi duyguları kabarıp ellerini kurtçuk işaretleri yaparak üstüme üstüme gelmeye başladılar devamlı. Geliyolar dediğim iki de bir türklükten şundan bundan söz edip duruyolar. Üstünde iyi mi IYI mı neyse şu erturul işaretlerinden olan yüzükler çakmaklar falan almışlar. Bana atalarından dedelerinden ebelerinden falan bahsediyolar. Nefret ettiğim şeyler. En dramatik olanı ne biliyon mu moruk? bana türkçülük yapan, ırkçılık yapan, vatan millet sakarya diye destanlar yazan, ellerinde osmanlı kayı boyu simgelerini taşıyan o simgeli çakmaklar yüzükler falan takıp türkçü paylaşımlarla sosyal medyayı kasıp kavuran bu heriflerin, sosyal medyadaki kullandığı bütün hesaplar yıllarca savaştıkları haçlıların elinde. Ki her tıkladıklarında da kazanç sağlıyolar. Girmek için kullandıkları bilgisayar haçlı yapımı. Oturdukları binalarda türk yapımı değil haçlıların ürettikleri ithal malzemeler kullanıyolar. Giydikleri ayakkabı haçlı yapımı. Giydikleri takım elbise haçlı yapımı markaların. Sıktıkları parfüm haçlıların yaptıkları parfüm. Bindikleri araba audi. Yatırımlarının para birimi dolar. Paralarını saklarken bile kazanç sağlamak için dolara çevirip saklıyolar. Ki dolar krizinde hiçbirisi 100 dolar bile bozdurmadılar biliyo musun ? dramatik olan bu. Yani kofti alayı. Yani vatan millet sakaryacıların alayı kofti. alayı. içleri boş. Safi rüzgar hepsi. Bana koyan bu zaten beni delirten bu. Bana 15 temmuzda olanlar hatırlamıyon mu dıbına koduğum diye çıkışan o gebeş bile 15 temmuzda evinde çekirdek çitleyip televizyondan takip etmiş olanları. Ben ankarada bombardıman topu kovalıyodum o sıra. Amcıklar işte. Böyle insanlar. Neyse abi uzatmayalım. Gittim ben oyumu kullanmaya. Girdim güzelce attım oyumu. Zarfımıda kapattım güzelce. Attım kaseye. Ordaki kıza imzamı atarken biriki işve yaptım. Memleketimiz için hayırlı olsun dedim. Oda inşallah dedi gülümseyerek. Anladım oda bizden. Oda hayırcı. hadi bakalım deyip çııktım geldim evime.

oturuyorum abi. ben tabi adım gibi biliyorum o seçimden hayır çıkma olasılığı sıfır. mümkünatı yok yani. bana göre tabi. ben adil olduğuna inanmıyorum sadece. bu konuda bi kanıtım, bi belgem yada işte olamaz abi kesinlikle adil değildir seçimler gibi bi söylemimde yok. kişisel görüşüm. ben türkiyede yapılmış veya yapılacak olan hiçbir seçimin adil olarak yapıldığına inanmıyorum arkadaş. bu benim görüşüm. buna inanıyorum. oturdum evde. sigaramı yaktım. dışarıyı izliyorum. film izliyorum falan takılıyorum öyle boş boş. ulan öğleden sonra 2-3 falan. bunlar aramaya başladılar beni. telefon çalıp duruyo. biriki tanesinden sonra telefonu kapattım. eskiden maçlar olduğu zaman lise zamanında biz yapardık bunu. lisedeyken mahmut diye bi arkadaş vardı. koyu fenerliydi. ama ne biçim varya. ne zaman cimbomla fener maç yapsalar, akşam maç sonucunda eğer cimbom alırsa maçı herkes hemen mahmudu arardı. noooldu lan koyduk mu moralin nasıl gibik falan diye dalga geçerdik. gülerdik eğlenirdik falan. aynı mantıkla referandumda sandıklar açılıp sonuçlar ufak ufak açıklanmaya başladığı zamandan itibaren bunlar ufak ufak aramaya başladılar. yok gibtik mi ? yok koyduk mu ? yok çıkardık mı ? ya abicim gidin işinize diyorum. iyi işte alın doya doya gibin memleketi diyorum. hala üsteliyolar. kapattım telefonu. açtım filmimi izliyorum. akşam üzeri buraya da yazmıştım zaten. bi kutlamalar bi şeyler ama anlatamam sana. ne biçim şeyler ya. silahı alıp gelen var. pompalıyla sağa sola ateş ediyolar mahalle arasında. polis arabasının yanından tüfekle geçiyo adam. tüfeği sırtına alıyo. kafasını polis arabasından içeriye sokuyo ağzında sigarayla. polislerle tokalaşıyo. gülüşüyolar. sonra kafasını çıkarıp o sigara ağızdayken hala tek gözü kısık pompalıyı hava doğrultup ateşliyo. polislerin 5 metre ilerisinde. bütün bir yol trafiğe kapalı. yaklaşık 3 saat boyunca merkezde yol trafiğe kapalı. araçlar pati çekip lastik yakıyolar. havai fişek atıyolar. meşale yakıyolar. dükkanların içerisinde, yola yakın yerlerde lastik kokusundan oturamıyosunuz. merkezde, herkesin ortasında dükkanların ortasında lastik yaktılar. bildiğin lastiği alıp ateşe verdiler. ulan biz köyümüzde bebelerle gecenin bi yarısı lastik yaktığımızda dağın başında, evimizin önünde, polis geldi lan. bildiğin devriye arabası geldi. bi şamarladı hepimizi. sonra ellerini zütlerini ısıtıp, ateşe işeyerek gibtir olup gittiler. bu nedir şimdi böyle ?

neyseki bunlarıda giblemedim. neyse dedim. gibtir et. nasılsa sabaha kadar sürmez. illaki bi zaman sonra susacaklar. kutlasınlar bakalım. baksınlar eğlencelerine. biriki saat mecbur idare edicez. müsamaha göstericez napalım. aradan bi kaç saat geçmedi benim mahallenin başından gürültülü bi kalabalığın geldiğini duydum. ama toplu bi kalabalık yani baya taşaklı bi kalabalık. ben diyim 15 sen de 20 kişi. böyle bağırış çağırışlar geliyo. arada pat pat diye bi ses geliyo ama o mantar tabancası mı kurusıkı mı bilmiyorum. baya mahalleyi gibe gibe geliyo bi grup bizim mahallenin başından. hayırdır inşallah dedim pencereyi araladım bakıyorum böyle. ellerinde ateşler mateşler geliyolar baya bizim buraya doğru. lan dedim heralde kutlamaları bitti evlerine dönüyolar. saatte 23 falan civarı işte. kutlamalar falan yeni bitmiş millet dağılıyo yavaş yavaş sokakta kimse kalmadı falan. zaten bilen bilir düzcede saat 23-24 civarında falan kimse kalmaz. geceleyin saat 8 den sonra tenhalaşmaya başlar sokaklar. 8-9 gibi anca geç çıkanlar vardiyalı çalışanlar falan ev yoluna düşer. 9-10-11 gibi artık tamamen kimsecikler kalmaz sokakta. 11-12 den sonra içenler sıçanlar ne kadar yaramaz adam varsa onlar olur. yada 11 e kadar çalışan vardiyalı işçiler garsonlar falan. o tarz. neyse abiler. bu grup büyük bi patırtıyla falan benim apartmana geldiler. kapıma kadar dayandılar. ellerinde sopalar silahlar, deynekler, beyzbol sopaları, demirler bilmem neyler falan var. kapıyı dövüyolar. apartman gürültüden yıkılıyo. ama anlatamam size. baya öldürecekler beni. polisi aradım. kapıyı vururlarken. kapının önünde sopayla kapıma girişiyo muallakler. aç laan. aç kapıyı laaan falan diye. yarım saat kadar falan kapının önündeki bu holiganların bağırış çağırışlarını dinledikten sonra polis geldi apartmanın önüne. devriye arabası durdu. pencereden kontrol ediyorum. içinden inemiyolar. çünkü aşağıda da bekleyen bi kaç kişi var. ulan dedim ne hallere düştük amk. adamlar kendi taraflarından olduklarına kanaat getirdiller. yada orda tanıdık birilerini falan gördüler de öyle indiler arabadan. orda sarılıp öpüştüler tokalaştılar falan. apartmana girdiler polisler. yukarıya kapımın önüne kadar çıktı. kalabalığı ayrıştıdılar. kapının önündeki yığıntıyı uzaklaştırdılar. ordakilerin hepsini tanıyolar ama. konuşma genelde şu şekilde " beyler tamam ya. tamam yani anlıyorum ama bu şekilde olmaz yani onlarda bu ülkenin vatandaşı. bende görevimi yapıyorum yani burda linç edin diye bekleyemem ki izin veremem buna böyle yapmamamız lazım bizim. zaten kazandık boşver" falan tarzında konuşmalarla adamları sakinleştiriyo güya. ulan ben kimim ? yunan mıyım ben ? pkk lımıyım ? terörist miyim ? kimim olum ben ? iki gün önce kapıma çivili sopalarla delikler açan o serseriyle kahvede çay içmişim. üç gün önce o polisleri kafede görüp çay ısmarlamışım. yıllar önce oturdukları evlerin ihalesini ben tamamlayıp ben yaptırmışım evlerini. kimim olum ben ? sanki bana düşmanlarından bahsediyolar. sanki bana uluslararası bi terörist bi abdullah öcalanmışım falanda bu eve saklanmışım gibi davranıyolar. ulan dedim arkadaş. yarabbi. ne hallere düştük yemin ederim ne hallere düştük. şu işlere bak falan diye söyleniyorum kendi kendime. üzülüyorum olum. saçmalığın alemi yok. yani ister akpartiyi destekle. ister chp yi destekle. ister hdp yi destekle. banane. benim umrumda olmaz. sen adam mısın ? insan mısın ? memlekete faydan ne ? memleket için faydalı ne düşünüyosun ? ne yapmak istiyosun ? beni bunlar ilgilendirir. memleket için ne yapıyosun ? ne düşünüyosun ne faydan var ? ne katkın var ? hadi hepsini geç bırak memleketi falan. hangi partiyi, hangi siyasi görüşü, hangi takımı, hangi sanatçıyı seviyosanız sevin ne yapıyosanız yapın ama asla ama asla ama assssla holiganlık derecesine getirmeyin. gözlerinizi kör etmeyin. yapmayın bunu. kimse için ailenizi arkadaşlarınızı satmayın. sırf ak partiye laf etti eleştirdi diye kırk yıllık dayısına abisine küsüp yıllarca konuşmayan evlerine gitmeyen, düğünlerine gitmeyen, yeri gelip cenazesine gitmeyen insanları tanıyorum ya. abi değmez yapmayın. vallahi değmez. herkes bir gün ölecek. öldüğü gibi de dirilip hesaba çekilecek. yapmayın yani şunu. ha gidip holiganlık derecesine siyaset kovalamışsın. ha paraya tapmışsın. ha karıya kıza tapmışsın. aynı mantık ya. tamamen aynı mantık yani bi farkı yok. ne demişller. dünya fani, ölüm ani. bi kere. neyse herkes biliyo devdıbını.

bu amk çocukları kapının önünde polisle böyle beni tefe koyuyolar. bahsettiğim tarzda sanki kapının arkasındaki ibo değil de terörist ele başı gibiymiş gibi davranıyolar. kalabalık bir müddet daha tacizlerini polise aldırış etmeden sürdürdüler. kapı açılmadan buradan gitmiycez falan diye direttiler. bende inat ettim açmıycam kapıyı dedim amk. kimsin ben sana niye açıyorum kapımı. sana kim bu özgürlüğü veriyo amk. savcılığa vericem hepinizi ananızı gibicem diyorum. tepemin tası attı. telefonu açtım. bizim bebelerden tanıdığım sağlam adamları aradım. dedim beyler mevzu var gelebilecek misiniz ? bir çoğu ikiletmediler bile arabalara atlayıp benim evin yolunu tuttular. tanıdığım ne kadar adam varsa evi kuşatmaya çağırdım. hayır fetihse fetih, işgalse işgal, kabakuvvetse kabakuvvet. polise diyorum ki şikayetçiyim amk. bu adamlardan şikayetçiyim. şuan yanında durduğunuz herifler taşlarla sopalarla kapıma vuruyolar. haneye tecavüz ediyolar. anayasal haklarımı kısıtlamaya çalışıyolar. hepsini geç adam öldürmeye teşebbüs var. güvenliğim yok amk. bildiğin adamlar kapıyı kırıp canımı alacaklar o dereceler. işlem yapın tutuklayın hepsini. dağıtın. biber gazı atın. kokteyl atın. su sıkın üstlerine. hani eylemlerde sıktıklarınız varya. hani ankarada lisede okurken sırf sıhhıyeden geçiyoruz diye ulusa kadar boğazımız gözlerimiz yana yana geçtiğimiz gazlardan varya. onlardan sıkın işte. hani gene ankarada lisede okurken sırf otobüs beklediğimiz durağın yakınındalar diye durakta bekleyen insanları bile pata küte dövdüğünüz joplar varya onlarla vurun işte bu gavatlara. öldürün amk alıp kapımdan şunları diyorum. herif bana ağır ol birader düzgün konuş diyo amk. olum böyle bişey var mı. gibtiğimin yerinde kapıma 20-30 tane herif dayanmış. apartmanı çevirmiş beni içerde rehin almış öldürcekler nerdeyse. 2 tane polis geliyo arabayla. diğer ikisi nerde bilmiyorum genelde 4 kişi oluyolardı arabalarda. destek iste amk bişey getir şuraya zütür şunları diyorum. herif ağır ol birader düzgün konuş diyo. oda onlardan amk. oda aynı kafada. oda o rozet olmasa, işinden olma korkusu olmasa, evetçilere herşey serbest hayırcılara istediğinizi yapabilirsiniz deseler kapıyı kırıp o heriflerle beraber jopu sokacak benim bi tarafıma yani. o derece herif. iş ahlakı etik denen olay sıfır. vatan millet sakarya diyo bana. ama içleri boş dümbüklerin. daha önceden de söylediğim gibi. rüşvetçi ala gavatlar. neyse abi. bu topluluk biraz durulunca sakinleşmeye başladı. ateşleri ufak ufak söndü. yada kapıyı yumruklamaktan sıkıldılar. çok geçmedi bizim bebeler bi araba adamla kapının önüne geldiler. hepsi indi arabadan. bunlar 20-30 kişiyse bizimkiler 70-80 kişi. baya baya muharebe çıkacak kapının önünde. benim arkadaşı aradım. dedim güvenli bi mesafede durun. sadece bekleyin ben haber vermeden hiçbişey yapmayın. tamam kardeşim dedi telefon açık bekliyo. kapıdan polise seslendim. dedim ki bak. benimle oyun oynamayın. o dışardaki adamların hepsine sesleniyorum. duyanlar duymayanlara anlatsın. kulağınızı yapıştırın o vurduğunuz kapıya. beni iyi dinleyin. ben bu kapının arkasından oradaki hepinizi birer birer bulur dövdürürüm. sizle de kalmam. ailelerinizi de bulurum. yediğiniz ekmekten, cebinizdeki paraya kadar, hayatınızı kazandığınız işten, övündüğünüz haysiyetinize kadar elinizden çeker alırım. hayvanlar gibi tepişip kavga etmek istiyosanız eğer, buradan hiçbiriniz sağ çıkamaz. bu apartmana aile babası olarak girenler dul koca olarak çıkarlar. şu hatunun sevgilisi olarak girenler, bu hatunun ölmüş eski sevgilisi olarak çıkar. nişanlıların parmaklarındaki yüzükleri boşlarım. siz beni en fazla öldüresiye döversiniz. ama inanın bana ben canınızı almadan bırakmam sizleri. aptallık yapmayın. aklınızı başınıza alın. çoluğunu çocuğunuu, ailesini erkanınıı, evini ocağını az biraz seveniniz varsa, dönsün gitsin biran önce kapımdan. kimse size hiçbişey yapmayacak. ama eğer 5 dakika içinde şu kapının önünde hala sizlerden birilerini görürsem, telefonun ucundakilere gelmelerini söyliycem. geldiklerinde de taş taş üstünde bırakmayacaklar söyleyim. karar sizin memur beeey diye bağırdım bunlara. aralarında önce bi heyheylendiler. hepsi birden giberiz lan seniii, gelsinler zütleri yiyosaaa, hadi gelsinler, çaaar lan çaaar lan falan diye bağırışıyolar. gaza gelip bağıranlar falan var. biriki dakika içerisinde sesler 5ken 3 oldu. 3 ken 1 oldu. sonra hepsi sustu ve beklemeye başladı. 3. dakikanın ortasında biraz daha seslendim. beyler aranızda daha önce el bombası görmeyen varsa şanslı. dedim. aslında el bombası falan yok. abartıyorum amk. ama kapının önünde bunları bekleyen 60-70 kişilik kalabalık bi güruh var. ve karanlıkta duruyolar öylece. içlerinden ne çıkacağı belli olmaz. ki kapımın önüne üşüşen bu kalabalığın her bir ferdi beni çok çok iyi tanıyan adamlar. el bombası istersem alabileceğimi biliyolar. onların imkanları ile benim imkanlarımı karşılaştırırsan bi yandan somali, bir yandan ameriika birleşik devletleri yani. bunun farkındalar. o yüzden benle karşı karşıya gelmek istemiyolar. içlerindeki korkuyu biliyorum. benden korktuklarını da biliyorum. aynı zamanda aşırı derecede gaza gelmiş ve birilerinin piyonlğunu yaptıklarını da biliyorum. bazı göbekli puştlar kendileri gelmeye zütleri yemediği için bunlar ıdoldurup doldurup üstüme saldıklarını da biliyorum. bu aptallar da vatan için millet için iyi bi tak yaptıklarını sanarak buralara kadar geldiklerini de biliyorum. ne yaptıklarının farkında olmayan benim ülkemin cahil vatandaşları olduklarını da biliyorum. ki düzcedeki insanların çoğunun evinde patlayan bi silah vardır mutlaka. zaten laz adamlar. buraya ilk taşındığımızda kaldığım ilk evde komşulardan birinin evinde cenaze vardı. ulan kim öldü diye gittim mevlüt var kapının önnünde. bişeyler dağıtıyolardı. sordum ordaki kadınlardan birine teyze Allah rahmet eylesin kimdir nedir diye. kadın dedi. şu evde oturanların oğlu ölen. arkadaşlarıyla tartışmışlar. arkadaşı evden baltayla kafasını yarmış diye. genç bunu yapanlar ha. bildiğin 20 li yaşlarda bebeler. artık ne oldu ne bittiyse herifler birbirinin kafasına balta geçirip öldürecek pgibopatlıkta. halı saha vardı yenimahalle taraflarında. orda gecenin 11'inde adam vurdular silahla. tartışmanın nedeni de halı sahada oynamak için gelen bebeler bakmış saha dolu. ne zaman çıkarsınız falan diye ters yapmışlar. işte çıkın biz oynayacaz falan diye. o şekil tartışmışlar. bebenin birini kurşun manyağı yapmışlardı. yani garip bi yer burası. güpegündüz kahvede adamın birisi ortağını bıçaklamıştı. olaylar oluyo yani.

burda yanni el bombası diyince size garip gelebilir oha ibo bunu da yememişlerdir heralde diyebilirsiniz ama. düzcede söylerseniz yada size söylenirse mutlaka ciddiye alın derim ben. olur çünkü. şaşırmam ben burda hiçbişeye. neyse bunlar zaman daraldıkça birer ikişer mızmızlanmaya başladılar. aralarından yaşları genç olanlar zaten yanlarındaki heriflerin gazıyla ve korkusuyla orda duruyolar. bende böyle ters yapınca inceden gıcıklandı. biriki tanesi zaten ben daha bağırıp konuşmaya başlayınca işlerin karışacağını anlayıp tüymüş. kapıdakilerin bazıları da bizim bebeler geldiğinde gitmiş. başlarındaki bi tane huur çocuğu var haydar diye. o fiştekliyo bunları. kapının önünde nereye gidiyonuz lan onlarda mı gitmiş kim kaçmış lan gibecem onu falan diye bağırırken anladım gidenlerin olduğunu. haydaaaaaaar boş yapma haydaaaar. burdan herkesin bi çıkışı var ama senin bu kapıdan çıkışın yok haydaar. sen bu apartmandan çıkıp gidiceksin ama ben seni bulucam haydar diye veriyorum buna gazı. buda bi yandan tırsıyo. bi yandan da delikanlılığı elden bırakmıyo güya oda bana karşılık veriyo hala. etrafındaki adamlar birer ikişer birer ikişer gitmeye başladı. gazı biten gidiyo anlayacağınız. gece gece başımıza dert almayalım diye. söylediğim gibi 5 dakika içerisinde kapının önünde polisler, haydar ve haydarın yanında ki 2-3 herif kaldı. bizim çocuklara dedim beyler gidin siz gerek yok artık. mesele halloldu. yarın görüşürüz saolun falan diye. gitmeyelim kalalım olum beraber yada bize gel yalnız yatma nolur nolmaz falan dediler ama dedim olum manyak mısınız amk. kaçak mıyım ben suriye mi amk burası savaş bölgesi mi bırak hak var hukuk var gibtir et dedim gönderdim bunları. bizimkilerde gidince. açtım kapıyı. polislerle haydarla falan göz göze geldik. iş artık evet hayırdan çıktı haydarla bizim kişisel meselemize döndü. çünkü o gazı almış bana kinlenmişti. beende o kadar adamı kapıma yığıp bi gib yapabilecekmiş gibi eşkiyalık taslamasına cinlendim. zütünden kan almadan rahat bırakmayacaktım. kapıyı açınca haydar üstüme doğru atladı. ananı gibtim çocuğu diyerek bende onun yakasından tuttum. kafayı salladı bana ama bi refleksle çekilip ittirdim merdivenlerden aşağıya. haydarın yanındaki heriflerde bi hamle yaptılar. polisler daha durun yapmayındiyipte araya girene kadar haydar merdivenlerden aşağıya yuvarlandı bile. o iki dümbeleğide polisler aldı elimden. olum dedim hepinziin anasını gibecem. hepinizin ecdadıyla tek tek yüzleşecem. özellikle sen haydar. özellikle sen. seni perişan edicem falan dedim. polisler efelendiler bana. bunları kovalayıp kollarıma girdiler. gel bakıyım arkadaşım sen hayırdır eşkiya mısın sen flaan diyerek. deliye döndüm. ulan dedim huur çocuğu. kim eşkiya ? kapıma dayanan 30 kişinin hiçbirisine eşkiya demedin. şurda hala yanında duran şu gavatlara eşkiya demiyosun. ben analarına küfredip gibecem deyince eşkiya mı oluyorum dedim. buna bi sövdüm bi sövdüm ama. anlatamam. ana avrat bacı kardeş ne varsa hepsini sıradan geçirdim. yaka paça aldılar beni aşağıya indirdiler. adamlar değil polisler vuruyolar. amk ben kollarında çıldırıyorum ittiriyorum itiş kakış dövüş gittik devriye arabasına bindik. apartmanda mahallede ayağa kalktı. amk yerinde ben böyle gibik bi durum görmedim daha önce. polis arabasında arkaya attılar beni. kollara kelepçe şart zaten. ne için kelepçelendiğimi bile bilmiyorum. kapıdaki heriflerden 1 kişiyi bile almadılar beyler. 1 kişiyi bile. dıbına koduğumun yerinde olaylar dönüyo ama anlayamıyorum.

aldılar beni gittik beyler. arabada da sövüyorum bunlara ama. farketmedim amk biz karakolu falan geçtik baya. ulan dedim nereye geldik böyle. nereye gidiyoruz amk. bu huur çocukları aldılar beni ordan. yol üstünde bi yerde indirdiler. indirdikleri yerde beni arabaya o bahsettiğim düdük varya. o aldı işte. hani şu sürekli sinir ediyorum geliyo delleniyo falan dediğim fanatik gavat. onun arabasına bindim. başladık gitmeye. biz bununla arkadayız. ee ibo bey dedi. baya hırpalanmış yorulmuş gözüküyosunuz dedi. bütün dümeni anladım. dıbına koduğumun uşağının taşaklar ne kadar büyükse beni evden devriye polisleri alıyolar. üstüne ayağına kadar getiriyolar. üstüne kapıma bilmem kaç tane adam taşlarla sopalarla meşalelerle geliyo beni öldürmekle tehdit ediyo falan filan. ki şuanda bu arabayla nereye gittiğimiz meçhul. içimde inceden bi ölüm korkusu var ama. öleceksemde inandığım şekilde ölürüm giberim kimseye kendimi peşkeş çekemem diyorum içimden. ben gene delikanlı gibi devam edecem dedim amk. hallerimi duruşumu hiç bozmadım beyler. yavşaklaşmadım. alçaklaşmadım bunlar gibi. hayır dedim. hiç hırpalanmadım yorulmadım. aksine sizin çocuklarla eğlenmeye başlıyoduk ama çok mızıkçı çıktılar. hemen daha asıl oyun başlamadan kaytardılar dedi. bi bin gülüşü attı inceden. kapıdaki ufaklıkları diyosun. merak etme onlarla oynanacak oyun yerine mahalle çocuklarıyla ciksek oynasalar daha çok eğlenir onlar. o çocuklar çerez bile değil onlar için dedi. dedim sizin gibi vizyonu çok fazla geniş olmayan birisi için aşırı iddialı laflar değil mi bunlar? arabada da dört kişiyiz ha. önde bi şöfor bide yanında adamı var. bizde bu muallakyle arkadayız. adamların önünde bunu böyle aşağılayınca ağırına gitti. bi aksırdı tıksırdı bin. konuşmasına müsaade etmedim. oyununu bozmak üzereydim. o keyfi vermeyecektim ona. noldu dedim gıcık mı yaptı ? biraz öne eğildi. bak delikanlı dedi. bi zamanlar bende senin gibiydim. gençtim. cevvaldim. buralara senin gibi dişimle tırnağımla kazıya kazıya geldim. şimdiyse kendi işimin patronuyum ve maaşının 10 katı 20 katı kazanacağım ihalelere giriyorum. ve kazanıp gerçekleştiriyorum. yaptığım işleri zaten yakından takip edip gıpta ediyosunuz. haliyle bunu küçük bir vizyonla yapmam mümkün değil. buralara gelene kadar senin gibileri çok gördüm. güçlenene kadar beni de ezen insanlar oldu. üstümden geçen insanlar oldu. fakat bir gün hepsine haddini bildireceğim günü bekledim. şimdide sen karşımdasın. ve haddini bildirmemi bekliyosun. bundan sonra aklını başına alırsın. attığın adımlara dikkat edersin falan diyodu tam. bi saniye dedim. durakladı. böyle bi çıkış beklemiyodu. ikimizde birbirimize sayıp sövüyoruz aslında şu konuşmalarla ama aşırı derecede sakin konuşuluyo. tam bir soğuk savaş olayı. abiniz sun tzu'nun savaş sanatını okumuş yalamış yutmuş adam amk. bunlar ne ki la. bunlar osuruk resmen. bişey değiller. dedim bi saniye. sana dedim kendimden bahsedeyim. şuan şu konuşmayı yaparak kendini küçük düşürüyosun dedim. yav yav falan diye atılıyodu. bi saniye dedim elimle susturdum. bi saniye dur. dinleyeceksin. burada karşıt görüşü savunan birisi olarak benim evime 20-30 tane adam yığıp mahalle karıları gibi birbirimize sokmaya çalışıyosun. 15-20 yaşındaki gençler çocukların lise önlerinde yada köpeklerini dövüştürmeleri gibi birbirimize arkadaşlarımızı köpeklerimizi yada sizin gibilerin yardakçılarını atıp dövüştürmemizi bekliyosun. hepsini geçtim bir gecede istediğin oldu ve desteklediğin görüş çıktı. sonrasında kapıma adamlar yığıp beni öldürmekle tehdit ederek gözümü korkuttuğunu mu sandın gebeş ? dedim buna. şaşırdı amk. çünkü bir b planım varmış gibi konuşuyodum. karşılarında şoka uğramış ölümden dönmüş ve hayati tehlike atlatmış panik halinde bi adam bulmayı bekliyolardı. ben böyle giberim lan alayınızı falan yapınca inceden bi şüphe düştü içlerine ulan acaba hakkaten gibmesin şimdi bizi diye bi kurt dolanıyo akıllarında. unutmayın beyler. inançlı olan 1 kişi inancı olmayan 100 kişiyi giber atar. bi orduda en önemlli şey kişi sayısı, asker niteliği yada askeri materyal değildir. kazanma isteği ve inançtır. eğer ki mutlak bir inanç ile kılıcınızı kaldırıp 100 kişiye doğru koşarsanız. o 100 kişinin 100'ününde yüreğine korku salarsınız. bunu hiçbir zaman unutmayın. neyse. biraz öne eğildim. bak dedim. düşük vizyonlu herif. bugüne kadar beni buraya getiren dişim tırnağım falan değil. bireysel becerilerim , iş hakkındaki bilgilerim ve hamlelerim ve bunların üzerine takındığım iş ahlakı ve etik kurallarım. sizler buralara gelirken iş etiği yada ahlak kuralları denen mefhumların hepsini yitirdiniz. dişinizle tırnağınızla onu bunu kazıyarak yer yer yalakalık edip yalayarak buraya kadar geldiniz. sizi daha yükseğe çıkaran şey yeterli bilginiz ve gelişiminiz olmadığı için sizden başkasının yapamayacağı yalakalıklar ve yaranmalıklardı.

ve sizi benim karşımda hala böyle ayakta tutan şeyde benim her ne kadar değmesenizde etik ve ahlak kurallarımdı. ama bu gece siz bişeyin altını çizdiniz. genelde ne kadınlar, nede erkekler benim karşımda durmak istemezler. çünkü o kuralları ve etiği kaldırdığım anda karşılarına gelecek ibodan, gözü kararmış ibodan, kural ve sınır tanımayan ibonun yapabileceklerinden korkarlar. ama siz bu korkunuzun olmadığını gösterdiniz dedim. bundan sonra size ahlak kuralları yada etiği olmayan bi ibo göstereceğim. umarım ilk hamlemden sonra korkup kaçmazsınız da bende biraz eğlenirim dedim. şöforün omzuna dokundum. herif irkildi amk. noluyo dıbına koyum dedim. çek sağa genç burda iniyim ben dedim. adam başta tereddüt etti. arkasına dönüp patrona sormaya falan teşebbüs etti. omzunu sıktım. kulakların ağır mı iştiiyo canım benim sağa çek inicem ben dedim. merak etme doyamadıysan yakında sık sık görüşücez. evinde oturduğumuzda boooool bol bakarsın dedim. çekti sağa. baba ortaya doksan kilo taşağı bırakıp arabadan haydarinna nidalarıyla çıktı. dıbına koduklarım bombanın pimini çekmişti. artık iş ahlakı, iş etiği yada ulan bu kadarda yapmayalıp ayıp amk bize yakışmaz falan yoktu. artık kim ne hakediyosa sonuna kadar alacaktı. herkes ama herkes bundan payını alacaktı. evime gidip ertesi günü bekledim. bunlara inanılmaz bir savaş açmıştım. o 100 kişinin üzerine yürüyecek tek inançlı kişi bendim işte. ortalığın karışacağı kesindi. sabah hava aydınlanıpta bankalar açılınca ilk işim bankaya koşup hesabımdaki paraları çekmek olacaktı. bankaya geldim. sıramı aldım. geçtim. gişelerde ışıklar yanında gittim. memura hesabımdaki bütün parayı çekmek istediğimi söyledim. bana müdürle görüşmesi gerektiğini söyledi. müdürün onayı olmadan o kadar yüksek meblağ ödeyemem dedi. peki tamam görüş hepsini istiyorum dedim. müdürle iletişime geçildi. onaya gönderdim dedi. müdür başta onayı verdi. paralar getirildi. makineden sayılmaya başlandı. bi tane uyduruk kargo poşeti ayarladılar. içine atmaya başladılar ufak ufak balyaları. bende bekliyorum hepsini atsınlar gideyim diye. ulan çok geçmedibide müdür koşa koşa geldi. memurun kulağına bişeyler dedi. hayırdır müdür bey bi problem mi var dedim. ibo bey buyrun isterseniz ofisime geçelim arkadaşlar parayı hazırlarken size bi kahve ikram edeyim dedi. ulan dedim bişeyler dönüyo ama hadi bakalım. gittik müdürün odaya. kahveler geldi. herif havaddan sudan muhabbet ediyo bana. paraları soruyorum hiç oralı bile olmuyo sanki onu görmeye gelmişim gibi muhabbet ediyo. ulan 5 dakka geçti yok 10 dakka geçti yok. dedim giberim amk. ya dedim müdür bey. iyi diyosunuz güzel diyosunuz tamam o arabalar falanda efsane ama ben paramı alıp gitmek istiyorum artık dedim. dudaklarını ısırdı kötü bi haber verecekmiş gibi. ibo bey dedikusura bakmayın ama size bu bankadan ödeme yapamayız. niye dedim. neden ödeme yapamıyosunuz kendi paramı vermiyosunuz bana. bana banka mevzuatından falan bahsetmeye başladı. yok şubede o kadar para yok tek seferde o kadar ödeme yapılması mümkün değil anamerkeze işte burdan onay göndericemde bilmem ne de cartta curtta. ya dedim aslanım. bırak tatavayı. kimde senin tasman bana onu söyle. tasmanı kim elinde tutuyo senin dedim. anlayamadım dedi ? masaya vurdum elimde. ulan dedim köpek. birilerinden rüşvet alıyosun. bana burda laga luga yapıyosun. telefonla arıyolar seni iboya para verme diye tembihleyip tasmandan çekiştiriyolar. sende itin elinde itten beter oluyosun. bide karşıma geçmiş yüzsüz yüzsüz maval okuyosun. kimde olum senin tasman kim senin sahibin onu söyle bana dedim. güvenliğe seslendi. ibo bey lütfen çıkın dışarı falan dedi. olum dedim bak. beni tanıyosun. kimden artık alıyosan bu gibik emirleri onuda bulucam. onlarla zaten bi hesabım var. onların defterini dürücem. o arada seninde defterini dürücem. bu yolda yoluma taş koyan kim varsa hepsinin içinden geçicem. onların gücü kuvveti parası var karşımda dururlar ama arada sen yanar kül olursun bak. aklını başına al dedim. güvenliğe zütürün şunu der gibi eliyle işaret etti. kollarımdan tutmuş bi herif çekiştirip duruyo. ya dedim bırak dayı allah aşkına sende macera arama ya. kendim çıkarım amk dedim. çıktım.