elbet herkesin olmuştur, bulunduğu çevrede hep yakınlarında bi yerde olan ve onunla az ya da çok vakit geçirdiğiniz zamanla giderek ona karşı bi şeyler beslediğiniz ve sonrasındaki süreçte içinizin içinizi yediği saniyeler,dakikalar,saatler,günler,haftalar,aylar ve kimine göre yıllar...
aslında bizim bu süreçteki korkumuz açıldığımız takdirde olumsuz bir sonuç almak değil,onu üzmek ve tamamen kaybedecek olmaktır.
evet biz platonik aşıklar hep o "uygun an" ı bekleyerek onunla olma hayalleri içinde yaşarız. o sarhoşluk ayakta tutar,zamanla bu sarhoşluk yerini onu heran kaybedecek olma korkusuna bırakır.
nede olsa bizler tam olarak derdimizi,sevgimizi belli edemediğimizden o platoniğin yanında türeyen bilumum yavşak herif sizin belki aylardır yıllardır yapamadığınız o el kol şakalarını hiç zorlanmadan kendisine yapabilmekteydi.
ve eğer siz gözlerinizle buna şahit olduysanız,konuşmaları kulaklarınızla işittiyseniz bundan sonrası ise asıl can yakan kısmdır.
aslında 2 yol vardır;
1. daha fazla ızdırap çekmeden gidip erkek gibi söylemek, "SENi SEViYORUM ! " diye haykırmaktır. çünkü her geçen gün onu kaybetme ihtimali artmaktadır.daha doğrusu "arkadaş olarak görülme" ihtimali.
2. durumda ise genelde bir çoğumuzun yaşadığı onu tenha bi yerde ,kendisinin size gelip konuştuğunuz bi anda veya bir şekilde evrenden mesaj bekleyip hah işte şimdi söylesem olur diyeceğiniz en uygun zamanı bekleyerek geçirdiğiniz kasvet dolu günler,haftalar,aylar...
bunun en büyük sebebi ise can yücelin dediği gibi
" Kimileri seviyorum der çünkü ezberlemiştir, kimileri diyemez çünkü gerçekten sevmiştir.."
bizler hep erkek gibi seven,sevincede 1 kişiye tüm sevgisini 1 ömürlüğüne verecek adamlardık. diğer yavşaklar ise her hafta birine aşkım diyebilecek kadar karakter yoksunu olduğu için sizin farkınıza bile varmazlar,o platoniğinize bi şekilde kendini sempatik gösterebilirdi.
bunu kabul edemedik hiçbir zaman, her zaman dürüst ve efendi kişiliğimizden taviz vermememize rağmen nasıl olurda her çiçekten bal almaya çalışan yavşaklara yüz verirlerdi bunu aklımız bir türlü almazdı.
en nihayetinde biz platonikler (genelde lisede olur benim için öyle en azından) okulun bitip herkesin farklı yerlere dağılacağı gerçeği iyice hissedilince bi şekilde açılırız veya açılmaya çalışırız,alışık olmadığımız için o anda uzuvlarımız istem dışı titrer,ses çatallaşır ve soğuk ter döküp bi yandan kızarıp bozararak o aylardır hatta yıllardır hayal edip tasarlayıp ezberlediğimiz 3-5 cümleyi ya kurarız ya da biraz saçmalayarak derdimizi anlatırız sonunda...
işte o bitmek tükenmek bilmeyen 10 saniyelik boşluk gelmiştir, nede olsa o platoniğin hayatında az yada çok yerimiz vardır,zaten bizim seveceğim kızda bizim gibi delikanlı kızdır. önce bizi dinlemiştir,o da heyecanlanmıştır ve sizi tam olarak anlamak için hiç araya girmeden bekler,bekler,bekler... siz nihayet son cümleyi söylediğinizde ise önce o da saf biri olmadığı için önceden olurda bir gün bana bu x kişisi açılırsa ne derim,acaba ben de ona karşı birşey hissediyorum muyu tekrar düşünür ve o an size aylar yıllar gibi gelir.
eğer suratında sıcak bir gülümseme olmuşsa siz şanslı olanlardansınız.. büyük ihtimalle olumlu yanıt aldınız,hafif bir tebessümle beraber karamsar bir mimik aldıysa eğer üzgünüm siz de benim gibi arkadaş olarak görüleceksiniz.. ve bunlar 15. saniyede genelde noktalacak olursa 1 dakika daha ufak konuşma halinde geçecektir. daha sonra (arkadaş görülüyorsanız) 2 nizden biri bir bahaneyle oradan uzaklaşıp görüşürüz denilir,çünkü siz onu arkadaş olarak görmeyi öncelikle ona bir hakaret olarak algılarsınız ve bunu bi şekilde ifade etmişsinizdir.artık 2 nizde kendi yollarınızdasınızdır.
evet mutlu veya mutsuz son ki platoniklerin %90ı mutsuzdur ama en azından kalbinizin tamdıbını esir alan birisi yoktur artık,asla tam olarak unutamayacaksınızdır ama zamanla o yara giderek kapanır ve sizde hayattaki en büyük tecrübelerinizden,sizi siz yapan bir olayı vuku buldurarak yaşamış olursunuz.
yinede sonucu ne olacaksa olsun açılın beyler... benim hayatımdan 3 sene çaldı belki ama hiçbir şekilde edinemeyeceğim tecrübeyi edindim,kenidimi artık çok daha güçlü hissediyorum . vücudum o antijene karşı artık bağışıklık kazandı bundan sonra çok daha farklı bir ben varım...
bu bahsettiklerimin üzerinden de 2 sene geçti olaylar sıcak değil o yüzden ama yinede dertleşmek istedim okuyan panpalarıma teşekkürler,biraz kısa keseyim dedim o yüzden olay kopukluğu cümle düşüklüğü olduysa affola.
ve platoniğim,umarım bir ömür boyu mutlu olursun ve seveceğin kişi seni benden çok daha fazla hakeden bir kişi olur.
https://www.youtube.com/watch?v=LoaB4gwQEpk