plajda üstsüz güneşlenen kız

sabah uyandığımda terden sırılsıklamdım. hemen duş aldım. hava o kadar sıcaktı ki; insanın hiç bir şey yiyesi gelmiyordu. hemen kendime güzel bir nesfit hazırladım. saat daha yediydi. terastan aşağıya bakarken, arabasına çantalarını yerleştirip denize veya pikniğe gideceklerin hazırlandığını gördüm. aslında deniz fikri güzel bir seçenekti. bu sıcakta evde durulamazdı. hemen arkadaşları aramaya koyuldum.

+ alo ercan kalk lan denize gidelim.
- saat kaç mk!
+ yedi.
- lan yat uyu mk deli mi gibti bu saatte!

...

+ alo emrah uyan lan! hava çok sıcak denize gidelim.
- tamam öğlene doğru gideriz.
+ hay dıbına!

...

+ burak kalktın mı lan?
- uyuyordum oğlum hayırdır?
+ denize gidiyorum ben gelicen mi?
- ne denizi abi ya?
+ adriyatik anasını gibiim!!
- abi yatıyorum ben çok uykum var.
+ yat mk yat. zütün yosun bağladı yatmaktan.

hepsi miskin miskin yatıyordu. çantamı hazırlayıp, dönüşte de trafiğe yakalanmamak için motoruma atlayıp kilyos'a doğru yola koyuldum. solar'a girdiğimde saat 8:30 olmuştu ve kimsecikler yoktu. benim için deniz'in en güzel zamanıydı. hemen şezlonguma eşyaları bırakıp denize daldım. döndüğümde iki yan şezlongda üstsüz bir kız sere serpe güneşleniyordu. havluya kurulanırken dikkatini çekmiş olacağım ki günaydın ben buraya yerleştim ama birisi gelecek mi? dedi. bende günaydın. kimse gelmeyecek dedim. kulaklığımı takmış müzik dinlerken, eliyle kulaklığı çıkar işareti yaptı.

+ buyrun.
- rahatsız ettim kusura bakmayın. ben suya gireceğim de eşyalarıma göz kulak olur musunuz?
+ olurum. siz keyfinize bakın.

önümde yürürken kalçalarının loblarını öyle bir vurduruyordu ki yerinden kopacaklardı sanki. döndüğünde teşekkür ederek şezlonguna uzandı tekrar. bikinisinin üstünü yine çıkarmıştı. sigara içerken şöyle bir etrafa bakındım. bütün plaj kızın şezlongunun etrafında şekillenmişti. birbirine gördün mü lan gibilerinden işaret yapan hanzolara ben istesem emerim mk diyerek hava yapabilirdim, çünkü kız bana yazıyordu. bir ara kız yerinden doğrulunca milletin denize doğru değil de, kendisine doğru uzandığını fark etti. bana dönüp yanınıza gelebilir miyim? yalnız zannettiler galiba öküz gibi bakıyorlar dedi.

+ tabi gelin ama şansınızı da fazla zorlamayın.
- amerika'da hiç böyle şeyler olmuyor. insanlar çıplak bile gezse kimse dönüp bakmaz.
+ burada sistem değişik biraz. siz amerika'daki gibi rahat davranmayın.
- haklısınız. ismim melissa bu arada.
+ sıvaz. sıvaz regal.

8 sene önce amerika'ya yerleşmiş ve arkadaşının yanına ziyarete gelmişti. bizim buraların adetlerini ya bilmiyor yada unutmuştu. eğer böyle rahat gezerse 9 ay 15 gün sonra kucağına bir hediye bırakırdı bizimkiler. bikinisinin üstünü giyerek uzanmaya devam etti. muhabbetimiz iyice koyulaşmıştı. birlikte yemek yedik, tavla oynadık ki, gerçekten dişli bir rakipti. saat altıya geliyordu bu arada. ben çantamı toparlarken o da hazırlanmaya başladı.

- kalkıyor musun sıvaz?
+ evet evde de yapmam gereken işlerim var.
- bende kalkıyorum.
+ araban var mı?
- yok taksiyle geldim.
+ zekeriyaköy yolumun üstü. istersen bırakabilirim?
- olur çok sevinirim.

gözümün içine bakıyordu melissa. bir teklif bekliyordu benden. kaskımı melissa'ya verdim ama rüzgarı hissetmek istiyorum diyerek geri çevirdi. biraz çılgın bir tip olduğu için fazla ısrar etmedim. yola koyulduğumuzda belime sarılmış, yanağını da sırtıma koymuştu. bende kask takmadığım için konuşurken enseme ve kulağımın dibine doğru nefes vererek konuşuyordu.

- sevgilin var mı?
+ yok.
- ilginç. senin gibi birinin nasıl sevgilisi olmaz?
+ senin var mı?
- yok.
+ misal!
- ben uzun ilişkilerden hoşlanmam pek.
+ bende uzun ilişkileri severim.
- sıkıcı. benim olayım one night stand.
+ allah bereket versin.
- efendim duymadım?
+ yok bişey demedim.
- baksana? arkadaşım bugün gelmeyecek. istersen takılabiliriz?
+ gitmem gerek. önemli işlerim var.
- hadi ama yaa?
+ olmaz melissa gitmem gerek.
- sıvaz gay misin?
+ ahahahahaha. alışık değilsin dimi reddedilmeye?
- başka mantıklı bir açıklaması yok çünkü!
+ gay değilim melissa. aşık olmadan sevişmiyorum sadece.
- seviştikten sonra aşık olursun belki?
+ neyine mesela? göğüslerine mi? muamelene mi?
- kabalaşıyorsun!
+ şimdiye kadar aşık olmadıysam, senin mantığına göre seviştikten sonra bunlara aşık olacağım ! haksız mıyım?
- sıvaz ben burada iniyorum teşekkür ederim!!
+ rica ederim melissa. iyi akşamlar.

melissa; kendisiyle sevişmedim diye gay zannetmişti beni. öyle her önüne gelenle sevişmeyen birinin olabilme ihtimalini bile düşünemeyecek kadar aşktan uzaktı.

neyse eyvallah.