Kozareş Kampı: iran Şapur kentine araç ile 1 saat uzaklıkta, Van Başkale ilçesine ise yaya olarak 2 saatlik mesafede bulunmaktadır.

Danbat Kampı: Kamp Ağrı Dağı’nın karşısında iran Topraklarında bulunmaktadır. Geniş kayalık bir arazi üzerine kurulmuş ve örgüt mensuplarınca daha çok kış aylarında kullanılmaktadır.

Türeş Kampı: Kamp iran’ın Türeş ve Şirvan köyleri arasında Şapur kentine araç ile 1-2 saatlik mesafede bulunmaktadır.

Zeli Kampı: Kamp Irak’ın Süleymaniye şehriye bağlı Kaliz ilçesi yakınlarında kurulmuştur. Kamp içerisinde üst düzey örgüt mensuplarının barınmaları için taştan inşaa edilmiş evler bulunmaktadır.Bu kampta örgütün siyasi eğitimleri verilmektedir.

Kani Cengi Kampı: Irak’ın Süleymaniye Şehrine 10 km mesafede iran sınırına ise 2 saatlik yürüyüş mesafesindeki IKDP ve IKYB sınırlarının kesiştiği yerde bulunuyor. Hacı Ümran’a giden yolun içinden geçtiği kampın mevcudunun yaklaşık 1000 kişi olduğu tahmin ediliyor. Diğer kamplarla lojistik ve ikmal bağlantısı tamamıyla buradan sağlandığı için Kandil bölgesinin en stratejik noktasıdır. Kampta ideolojik karargahın ve siyasi eğitim veren kadroların barındığı 6-7 doktorun kampta sağlık işlerinden sorumlu olduğu, ayrıca röntgen ve kan tahlili gibi tıbbi işlemler ile ameliyat yapma imkanlarına sahip olduğu öğrenilen örgütün merkez hastanesi konumundadır. Kampta düzenli orduya geçişi sağlamak için çok sayıda, askeri eğitim veren ve sözde subay yetiştiren okulun bulunmaktadır

Bele Kati Kampı: Kampın yeri Irak’ın kuzeyindeki Helgort Dağı ile Süleymaniye şehri arasındadır. Kampta yaklaşık 1000 örgüt üyesi bulunmaktadır. Buradaki kamp kaçakçıların geçiş güzergahı olması nedeniyle PKK terör örgütünün kaçakçılardan vergilendirme adı altında 2 adet Karakol diye tabir ettikleri noktada para almaktadır. Kampın güvenliği çevresinde bulunan SAM-7 füzeleri ile sağlanmaktadır.

Batı Cephesi Kampı: Kampın Irak’ın kuzeyindeki Helgort dağı ile Süleymaniye şehri arasında bulunmaktadır. Kampta yaklaşık 550-600 arası örgüt mensubu bulunmaktadır ve kamp güvenliği 20 adet SAM-7 füzeleri ile sağlanmaktadır.

Hakurki Kampı: Irak’ın kuzeyi ile Hakkari’nin Şemdinli ilçesisinin karşısında kalan iran-Türkiye sınırlarının birleştiği noktanın güneybatısında kalan Zağros dağlarının batısında Şekif Dağı eteklerinde bulunmaktadır. Kampın kurulmasının sebebi Türkiye ile IKDP (Irak Kürdistan Demokrat Partisi)’den gelecek saldırılara karşı tampon bölge oluşturmaktır. Kampın güvenliğinden sorumlu 3 adet tabur hazır bekletilmektedir.

Hınere Kampı: Kamp iran’ın Sino Şehri ile Irak’ın kuzeyi Sedeka ilçesi arasında Keşif Dağı ve Türkiye sınırının güney kısmında bulununa Lolan suyunun yakınında bulunmaktadır. Kampın kuzey doğusunda Hakurki kampı bulunmaktadır.Pkk terör örgütünün merkez karargahı bu kampta bulunmaktadır. Kamp alanı oldukça geniş bir arazi üzerinde kurulmuş ve içerisinde hastane, terzihane ve baraj bulunmaktadır. Kampta yaklaşık 1000 örgüt üyesi barınmakta ve kampı basın-yayın, kültür-edebiyat gibi konuların militanlara anlatıldığı bir araştırma merkezi olarak kullanmaktadırlar. Türkiye’de cezaevlerinden çıkan örgüt üyeleri bu kampta toplanmaktadır. Kamp içerisinde askeri karargah ve ideolojik karargah olarak iki bölüm vardır. Buraya daha çok Hukuk ve Bilgisayar mezunu örgüt üyeleri toplanarak internet aracılığıyla Türkiye ve dünya gündemini takip etmektedirler. Ayrıca Kampta örgüt mezarlığı bulunmaktadır.

Lolan Kampı: Kampın adı iran sınırı yakınlarında bulunan Hakurki vadisi yakınındaki Lolan deresinden almaktadır. Kamp 2003 yılında açılmıştır. Hınere alanında bulunan bu kampı içerisinde 150 ye yakın militan bulunmaktadır.

Kelereş Kampı: Kamp Van’ın Başkale ilçesi ile iran-Irak sınırında bulunmaktadır. Kampın Dole Koge kampında bulunan Türkiye çalışma gruplarına bağlı bir fonksiyonu bulunmaktadır. Dole Koge kampında eğitim gören örgüt mensupları bu kamp vasıtasıyla ülke içine aktarılmaktadır. Kamp içerisinde bölük düzeyin silahlı unsurlar bulunmaktadır. Katol olarak adlandırılan bölge bu kamp kontrolünde bulunmakta ve burada yapılan kaçakçılardan vergi adı altında alınan paralar kamp aracılığı ile örgütün üst düzey mensuplarına ulaştırılmaktadır. Kampın diğer bir görevi ise örgüte yeni katılan elemanların Kuzey Irak’a gönderilmesini sağlamaktadır.

Piran Kampı: iran’ın Salmas kasabasına 10 km uzaklıkta bulunmaktadır. Piran Deresinin iki yakasında kurulu olan kampta 9 adet barınak ve 1 adet okul diye tabir edilen etrafı ve üstü çevrili yapılar bulunmaktadır. Örgüte yeni katılan elemanların ilk eğitimleri bu kampta verilmektedir.

Mahmur Mülteci Kampı: Kamp Irak’ın Musul şehrinin güneyinde bulunmaktadır. Sayıları 10.000 civarında olan kamp sakinleri 1995 yılında Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından Atrush olarak isimlendirilen kampa yerleştirilmişlerdir. Atrush kampının zaman içerisinde PKK kontrolüne geçip bir Birleşmiş Milletler kampı olma niteliğini kaybetmesi ve BM’ nin yapmış olduğu yardımların PKK terör örgütü mensuplarınca kullanılması üzerine söz konusu kamp 1997 yılında BM desteğinin çekilmesi ile kapatılmıştır. Merkezi Irak yönetimin kontrolünde bulunan Irak-Musul-Makhmur Bölgesindeki MAKHMUR Mülteci kampı kağıt üzerinde Birleşmiş Milletler denetiminde olmakla birlikte fiili denetim PKK terör örgütü mensuplarında bulunmaktadır. Örgüt bu kampta istediği gibi propaganda ve eleman temin etme imkanına sahiptir. Kampın idaresi PKK terör örgütüne bağlı bir komite tarafından yönetilmektedir. PKK terör örgütü geçmiş dönemlerde MAKHMUR kampı üzerinde Irak’ ın kuzeyine göç ettirdiği insanların yetişkin olanlarının bir kısmından silahlı eleman olarak yararlanıp, diğer bir kesiminin sınıra yönelik silah kaçakçılığı ve sevkiyatı faaliyetlerinde kullanmıştır. Örgüt kamuoyuna yönelik propaganda faaliyetlerinde yeni ve etkili bir yol olan mülteci kozunu kullanmış ve dünya kamuoyuna basın-yayın kuruluşları vasıtası ile çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan mültecilerin Türkiye’de devletin baskısından kaçmış olan PKK kitlesi olarak tanıtmıştır. Örgüt bu kamptaki yaşamı hayali Kürdistan açısından bir prototip olarak kullanmaktadır. Kampta anaokulundan başlayarak orta öğretim seviyesine kadar Kürtçe eğitim verilmektedir. Bunun için eğitim müfredatları geliştirilmektedir. Derslerde PKK terör örgütünün düşünceleri, temel bakış açısı olarak işlenmektedir.

PKK ÖRGÜTÜNÜN SiLAH KAYNAKLARI

Örgüt, başlangıçta silah ihtiyacının büyük bölümünü 1982 yılında israil’in Lübnan’ı işgali neticesinde; FKÖ (Filistin Kurtuluş Örgütü) mensuplarının bırakıp kaç­tığı veya ölülerinin üzerinden alınan silahlardan karşılamıştır.
Bu silah ve mühimmatın Lübnan/Helve kampında depolanması ile ilk silah potan­siyeli oluşturulmuştur.
PKK’nın Ortadoğu alanında kalıcı bir şekilde yerleşmesi, bölge ülkeleri ve güçleri ile ilişkiler kurması, silah gücündeki artışı doğrudan etkileyen unsurların başında gelmektedir.

Örgütün silah teminini konusundaki diğer çalışmalarını şu başlıklar al­tında toplamak mümkündür ;

-Yurtiçinde eylemler sırasında, yöre halkının elindeki silahların önemli bir kısmını propaganda ve baskı yoluyla almışlardır.

-Yurtiçi ve yurtdışında örgüt adına bağış, yardım, ceza, vergilendirme, gece düzenleme ve kampanyalarla sağlanan finansman, uluslararası silah kaçakçılarıyla geliştirilen işbirliği çerçevesinde silaha dönüştürülmüştür.

-Yine, uluslararası düzeyde gerçekleştirilen uyuşturucu kaçakçılığından sağlanan önemli miktarlardaki gelir, silah ve mühimmat temininde en etkin fınans kaynağını teşkil etmiştir.

-Güvenlik güçleri ve binalarına yapılan saldırılarda çok sayıda silah ve mühimmat gasp edilmiştir.

-GKK (Geçici Köy Koruyucuları)’larda ki silahların bir kısmı gasp edilirken bir bölümü de, örgütçe zorla alındığı senaryoları yaratılarak, gönüllülük temelinde örgütün eline geçmiştir.

-Saddam Hüseyin tehdidi karşısında Türkiye ve iran’a sığınan K. Irak’lı peşmergelerin bıraktıkları silahlara sahip olunmuştur. Böylece havan, top gibi ağır silahlara sahip olma imkanını yakalanmıştır.

-Yasal düzenlemelerle bölge adeta silah deposu haline dönüşmüştür. Yöre halkının silahlanma konusundaki geleneksel eğilimi de dikkate alındığında, bölgede silah potansiyelinin önemli boyutlara ulaştığı değerlendirilmektedir.

-Kafkaslar ve özellikle Ermenistan üzerinden yurtiçine silah sevkiyatı yapılmasına çaba sarf edilmekte, bu konuda sözü edilen alanlarda örgütlü ve merkezi bir yapının tesisine özen gösterilmektedir.

-Yine Kıbrıs Rum kesiminden tedarik edilen silahlarında muhteme­len Lübnan, Suriye, Yunanistan kanalları kullanılmak suretiyle yurtiçine aktarılacağı hususu da intikal eden bilgiler arasındadır.

-Sovyet Rusya ve eski Doğu Bloku ülkelerinin dağılması sonucu bu ül­kelerde meydana gelen otorite boşluklarından azami derecede istifade ede­rek silah temininde önemli mesafe katetdiği değerlendirilmektedir.