-
103.
0@103 nasıl bu hadis iyimi
-
102.
0bir vatan haininin portresi: saidi nursi (saidi kürdi, bediüzzaman)Tümünü Göster
1877 yılında bitlis'in hizan ilçesine bağlı nurs köyünde doğan ve 24 mart 1960 tarihinde ölen ve bidayette saidi kürdi diye anılan bu şahsın esas gayesi, türklüğü tahrif ederek ayrı bir kürt devleti kurmaktır. nitekim yaşamı boyunca bu amacını gerçekleştirmek için etkinlik göstermiştir.
doğduğu bölgeden i̇stanbul'a gelen said-i kürdi, 31 mart ayaklanmasına katılmış, milli mücadele döneminde kürt teali (teali-i kürdistan) cemiyeti kurucuları arasında yer almıştır.
(kaynak 1971 tarihli marmara brifingi: orgeneral turgut sunalp, korgeneral abdurrahman ergeç, tümgeneral recai engin, tümgeneral, memduh ünlütürk, tümgeneral fazıl polat, kur. alb. fikret küpeli... )
bu zamandan 1950'ye kadar risaleleri yaymaya ve cemaatini büyütmeye devam etmiştir.
1950 sonrasında yazmış olduğu risalelere dayanan cemaatini iyice güçlendirmiş ve bu dönemki dp hükümeti le işbirliğine girmiştir. atatürk'ün başlattığı toprak reformunu yarıda bırakarak bölgesinin ağalara ve şeyhlerin elinde kalmasında büyük pay sahibi olan said-i nursi zamanın iktidarı adnan menderes ("istersem kütüğü bile milletvekili yaparım" diyerek tbmm'yi yani halk iradesini aşağılayan, bakanlar kurulunda "siz isteseniz şeriatı bile getirirsiniz" diyerek esas amacını açıkça ortaya koyan, ünlü kominist tevkifatını yaptıran, üçüncü defa seçilemeyip iktidarı kaptıracağını anladığında yasama, yürütme ve yargıyı tek elde toplayacak bir komisyon vasıtasıyla kendisine muhalefet eden herkesi koministlikle suçlayıp, kominist olduğuna karar verip, idam cezası hükmederek ortadan kaldırmayı planlamış ancak genç subaylarımızın yönetime el koymasıyla bu hayallerinden ve canından olmuş "demokrasi şehidi"(!) başbakanımız) tarafından eli öpülmüş, el üstünde tutulmuştur.
kürt teali (teali-i kürdistan) cemiyeti
1. dünya savaşında yenilince yurd emperyalistler tarafından daha önce yapılmış anlaşmaya uygun olarak işgale başlandı. ülkenin her yerinde yunan ayrılıkçısı, ermeni ayrılıkçısı kürt ayrılıkçısı cemiyetler türemeye başladı.
isparta'daki sürgünden memleketine dönen said-i kürdi yine i̇ngilizlerin işgal planına uygun olarak doğu'da ve güneydoğuda i̇ngiliz hükümeti destekli bir kürdistan kurulması amacıyla "kürt teali cemiyeti" kurucuları arasında yerini aldı.
bu derneğin amacı, yabancı devletlerin kanadı altında, bir kürt hükümeti kurmaktı. i̇ngilizler’in yardımıyla i̇stanbul’da kurulmuştur. doğu anadolu müdafaa-i hukuk cemiyeti ile birleşmeyi reddetmiştir.
bir yandan işgalcilerle mücadele eden ankara hükümeti bir yandan da i̇ngiliz destekli gerici isyanları bastırmakta başarılı olunca said-i kürdi bu sefer mustafa kemal'le görüşmek için ankara'ya gitti. amacın şeriat devleti kurmak olmadığını, ulusal temele dayanan devlet kurmak olduğunu anlayınca bundan vazgeçti.
bugün dahi nurculukta cuma namazı kılınması farz kabul edilmez. çünkü said-i kürdi'nin anlayışına göre ülke hala "müslüman" değildir. "dar-ül harp"tir. yani şeriatı getirmek için savaşılması geren topraklardır.
bu anlayışa uygun olarak çıkan ve arkasında i̇ngiliz desteği olduğu resmi belgelerle kanıtlanmış olan şeyh sait isyanına katıldığı için i̇stiklal mahkemesince yargılandı ve birçok ilde sürgün yaşadı. i̇ngiliz destekli bağımsız kürdistan isteyen bu ayaklanma birçok şehrin yıkımına, ordunun büyük ölçüde kayıp vermesine ve misak-ı milli sınırlarımız içinde olan musul ve kerkük'ün i̇ngilizlere kalması ile sonuçlandı.
nur cemaati'nde atatürk'ün "öküz aleyhisselam", "beton kemal", "deccal" gibi isimlerle anılmasının arkasında bu şeriatçı ayaklanmaların uğradığı hezimetler yatmaktadır.
sadi nursi'nin türk düşmanlığı ve kürt milliyetçiliği
kürt sait risalelerinde ye'cüc me'cüc denen ve dünyayı yok edecek olan korkunç yaratıkların özbek, tatar ve kırgız gibi türk boyları olduğunu söylemekte ve soydaşlarımızı *"akvâm-ı vahşiyye" (yani vahşi kavimler) *olarak tabir etmektedir.
saidi nursi’nin 1327 ( 1909 ) yılında, i̇stanbul'da vezir hanındaki i̇kbal-i millet matbaasında basılmış "i̇ki mekteb-i musîbetin şahâdetnâmesi yahut divan-i harb-i örfî ve saîd-i kürd-î" adlı eserinde açıkça ayrılıkçı kürtçülük yapmakta, kürtleri uyanmaya ve kürt milliyetçiliği etrafında birleşmeye şu sözlerle davet etmektedir:
"ey asurîler ve keyânîlerin cihangirlik zamanından pişdar, kahraman askerleri olan arslan kürtler!... beşyüz sene yattınız. yeter artık. uyanınız. sabahtır. yoksa sahrâ-i vahşette vahşet ve gaflet sizi vahşet sahrasında yağma edecektir."
said-i nursi bağımsız kürdistan çalışmalarına ii. abdülhamit zamanında başlar. bu zamanlar, türk topraklarının birer birer elden çıktığı zamanlardır. said-i nursi de bu durumdan yararlanmak için abdülhamit’e bir dilekçe ile başvurur. dilekçede kürdistanın geleceği için kürdistan olarak adlandırılan bölgede 3 tane medrese açılmasını ve bu burada kürt gençlerinin kürtçe eğitim görmesini ister. ii. abdülhamit bunun altındaki sinsi planı hemen fark eder. her ne kadar türklük akımlarını engellemekteyse de, türk toprağını kendi eliyle teslim edecek kadar vahdettinleşmemiştir. bu dilekçeden sonra said-i nursi’yi önce sürgüne göndermeyi düşünür fakat akli dengesinin yerinde olmadığını anladığından tımarhaneye kapatılması kararlaştırılır. said, “zalimler için yaşasın cehennem!” sözünü abdülhamit için söyler.
cumhuriyet’in ilanından sonra da kürtlerin isyan dalgası devam eder. said-i nursi de bu isyanlara katılır. “biraderi azamım” dediği şeyh sait’in isyanına katıldığından dolayı yeniden sürgüne gönderilir. onun biraderinin, “bir türk öldürmek yetmiş gavur öldürmekten daha üstündür” sözü said-i nursi’nin düşünce yapısını dolaylı yoldan bize gösterir. şeyh sait türk ulusu’na karşı bu hainliğinin bedelini darağacında sallanarak öder. said-i nursi bunu asla unutmaz. hasta yatağında yatarken şimdi hakpar başkanı olan abdülmelik fırat’a “biraderi azamım şeyh sait’in öcünü alacağım.” der.
mustafa kemal için "deccal-i sağır süfyan" diyen saidi nursi'ye ve onun risalelerine karşı osmanlı i̇mparatorluğu sabık şeyhülislamlarından mustafa sabri'nin kaleme aldığı reddiyeden bazı bölümler:
"sai̇d’in izharı keramet etmesi ve sureyi nurun asıl muhatabının kendisi olduğu
hakkındaki zu’mu batılı.. belki de bu sözleri iğfalatı şeytaniyeyi, ilhamatı hakikiye
zannedecek kadar ihtiyar ve mağşuş olmasındandır.
...
sait, kürt cemaatından, şafii mezhepli, nakşi tarikatlı, okur fakat yazmaz, imla bilmez,
ciksen sene içinde yaşadığı millet olan türk’ün lisanına hakkıyla vakıf olamamış,
felaketten felakete sürüklenmiş, bir hapishaneden diğerine sürülmüş ve bugün ciksen
yaşını geçmiş ihtiyar bir adamdır.
...
kendini kuranı aziymmüşşanın müdafii
gibi gösteren sait bizzat kendisi kuranı aziymüşşana muhalefet etmektedir. gaybı
yalnız allah’ın bileceğini, kuranı keriymin kaç kere tekrar etmiş olmasına rağmen
sait, hazreti ali’nin celcelutiyye kasidesinde risalei nur ve siracünnur’un geçtiğini,
bunu keşfettiğine bizi inandırmak ister (i̇kinci şua, sahife 53)
...
i̇şbu reddiyeyi, hasreti ile yandığım vatanıma ve uğrunda bir ömür çürüttüğüm dinime
ihaneti düşünen gerillacı asi said’e son ihtar olarak yazdım. damarında bir damla türk
kanı olan her müslümana, bu adamın mason ve komünist kadar tehlikeli olduğunu
ehemmiyetle hatırlatırım. ve selamü aleyküm ve rahmetullah
Özet: senin önder olarak gördügün adam hakkinda yaptigim arastirmanin özetini yazdim, saka lan saka o huur cocugu icin kopyala yapistir bile cok ama neyse -
101.
0şakirt olduğunu öğrendim ve bastım eksiyi
-
100.
0@51 "risale-i nur okuyan zaten kuran okumuş olur. "
bu cümlene kadar içten içe bir müslüman olarak hak vermeye çalışıyordum.
kusura bakma ama panpa gibtir git -
99.
0@103 hicretin 5. senesi, zilkâde ayı.Tümünü Göster
hz. zeynep binti cahş, resûl-i ekrem efendimizin halası ümeyme binti abdülmuttalib`in kızı idi. daha önce peygamber efendimizin evladlık edindiği hz. zeyd bin hârise ile evlenmişti. bu evliliğin dünürlüğünü de bizzat resûl-i ekrem efendimiz yapmıştı.62
hz. zeynep ve ailesi böyle bir evliliği istemedikleri halde sırf peygamber efendimizin ısrarı üzerine rıza göstermişlerdi.
hz. zeyd, izzetli zevcesi hz. zeynep`i kendisine mânen küfüv (denk) bulmuyordu. bu durum mânevî imtizaçsızlığa sebep oluyordu. nitekim evliliklerinin birinci yılı henüz bitmişken, hz. zeyd, peygamber efendimize gelerek, "yâ resûlallah! ben, âilemden ayrılmak istiyorum" dedi.
peygamberimizin cevaben, "zevceni tut boşama! allah`tan kork" buyurdu.63
fakat hz. zeyd, ferasetiyle hz. zeynep`in yüksek bir ahlâkta yaratılmış olduğunu ve bir peygamber hanımı olacak fıtratta bulunduğunu hissetmişti. kendisini de ona zevc olacak fıtratta mânen küfüv bulmadığı için boşadı.
peygamber efendimiz, mânevî geçimsizlik sebebiyle hz. zeyd ve hz. zeynep arasındaki evliliğin son bulmasından son derece üzüldü. çünkü, bu evliliği kendisi arzu etmişti. durumun düzeltilmesi, mahzun zeynep (r.a.) ile hâdiseden dolayı üzülen akrabalarının gönlünün alınması gerekiyordu.
hz. zeynep`in iddeti (boşandıktan sonra beklemesi gereken müddet) dolmuştu.
resûl-i ekrem efendimiz birgün hz. âişe validemizle oturmuş sohbet ediyordu. bu esnada kendisine vahiy geldi. i̇nen âyetlerde cenâb-ı hak şöyle buyuruyordu:
"zeyd o hanımla alâkasını kesince biz onu sana nikâhladıktâ ki evlâtlıklarının boşadığı hanımlarla evlenmenin müminler için günah olmayacağı anlaşılsın allahın emri işte böylece yerine getirilmiştir.
"allahın kendisi için takdir ettiği şeyi yerine getirmesinde peygamber için bir vebâl yoktur daha önce geçen peygamberler hakkında da allahın kanunu böyledir. allah`ın emri, tâyin edilmiş ve değişmez bir hükümdür."64
vahiy hali sona erince, kâinatın efendisi peygamber efendimiz (a.s.m.) gülümsedi, "allahın onu bana gökte nikâhladığını zeynepe, kim gidip müjdeler?" buyurdu.
âyet-i kerimelerden açıkça anlaşılacağı gibi, cenâb-ı hak, hz. zeynepi zevceliğe alması için peygamberimize emir vermiştir resûl i ekrem efendimiz de bu emre uyarak hz zeynepi zevceliğe almıştır. âyet-i kerimedeki "biz onu sana zevce yaptık" beyanı bu nikâhın bir akdi semavi olduğuna açıkça delâlet ediyor. demek ki, bu nikâh, harikulâde, örf ve zahiri muâmelelerin üstünde sırf allahın emriyledir ki resûl i kibriyâ efendimiz allahın emrine boyun eğmiştir. nefsî arzularla hiçbir ilgisi yoktu -
98.
0bu hadis böyle olamaz diyeceğim ama ortada bir hadis yok. bu anlatılan olayın neresi hadis? onu göster bana bir "muhafazid koynuna aldı" "muhafazid katletti"" yazmaz çünkü. yorumlanmamış bir halde hadis koy benim önüme.
-
97.
0@99 peki bunu beğenmedin al bakalım daha kalın bir soru geliyor
-
96.
0ikiniz de birinizi gibin dunya da rahatlasin bu ulke de ..
-
95.
0@98 yine takiye sıkıştırıldığınız an takiye
şaka gibisiniz amk -
94.
0iyi cevap veriyim. yazdığın şeyin ne kdarı hadis ne kadarı sizin yorumunuz bunu belirt öyle gel... bir hadita peygamber efendimiz hakkında "muhafazid" demez çünkü. lütfen deformasyona uğramamış bir hadis koy.
-
93.
0@91 burda islamı tartışmıyoruz. pkk sorunu ve şakirtleri tartışıyoruz. islam konusunuda tartışabiliriz. ama daha sonra...
-
92.
0@1 abileriyle görüşüyor telefonda
çalışmadığı yerden geldi soru -
91.
0@93 onlar şakirt değiller. bediüzzaman'a göre şakirt olmanın kriterleri var. her cemaate giden şakirt değildir. muhtemelen bende şakirt değilim.
-
90.
0@1 yorum bekliyorum @91 için
-
89.
02-3 yıl şakirtlerin arasında kaldım alayı huur çocuğu başka bişi değiller. bana anlatma amk hepsinin zütüne koyim yavşak herifler
-
88.
0http://iftiralar.org/gonu...e-cemaat-mensubu-yok.html
https://www.facebook.com/...20341051352327&ref=mf
kopya diyenler yukarda ki linklere baksınlar. -
87.
0@87 beni kureyza müslümanların iddiasına göre hendek savaşı sırasında k müslümanlara hem de daha önce akdedilmiş ve müslümanların saflarında savaşmayı gerekli kılan kuvvetli bir antlaşma varken, sırt çevirmişler ve aleyhlerine dönmüşler. böylece medineyi kuşatmış olan kureyş müttefiklerinin ordusuyla birlikte fiilen savaşa katılmış oldular.Tümünü Göster
müslümanlar hendek savaşını bitirir bitirmez kureyzaoğullarını kuşatma altına aldılar. 15 veya 25 gün kaleleri yıkılmaya devam edildi. kesin olarak yenileceklerini anlayınca yahudilikten müslümanlığa geçmiş olan sa'd b muaz'ın vereceği karara razı olarak teslim olacaklarını söylediler. sa'd b muaz ise onlar hakkında tevrat'ın gereği olan şu kararı verdi; "savaşır durumdaki erkekler öldürülecek, kadın ve çocuklar esir alınacak. malları müslümanlar arasında savaş ganimeti olarak paylaşılacak." bu hüküm uygulamaya konuldu ve buna dayanılarak öldürüldüler.
fakat yahudiler tabii ki böyle düşünmüyorlar onların hikayesi de benzer fakat çok daha kanlı ve acımasızca...
onlara göre ise muhafazid gereksiz saldırmıştı. bu kısmı çok da önemi değil aslında. fakat hikayenin devamı korkunç
kalelerini kuşatan muhafazid hiç acele etmedi. 1 aya yakın süre ablukaya aldığı kaleye giriş çıkışı engelledi. beni kureyzalılar açlık ve susuzluk ile de mücadele ediyorlardı.
hayber kalesinde muhafazid önderliğindeki müslümanların ablukası nedeni ile açlık ve susuzluk ile mücadele eden beni kureyzalılar, muhafazid ile anlaşma yoluna gitmek zorunda idiler. muhafazid onlara bir anlaşma sundu. derhal silahlarını bırakıp teslim olacaklardı ve muhafazid'in eski yahudi yeni müslüman olan sahabelerinden sa'd bin muaz'ın vereceği cezayı kabul edeceklerdi. çaresizlik içindeki yahudi beni kureyza'lılar istemeden de olsa teklifi kabul ettiler savaşmadan silahlarını teslim ettiler.
sahih hadislerde anlatılanlara göre kaledeki çaresiz yahudilerin eli silah tutabilenlerden 400-900 arasında bir erkek topluluğu öldürüldü. 400-900 arası olduğu söylenilen yahudilerin büyük çoğunluğu hz. ali tarafından katledilmişti. ali o gün kafa kesmekten çok yorulmuştu ve kafa kesme işlemi sırasında yorgunluktan sürekli olarak kılıç kullandığı kolunu değiştiriyordu. muhafazid ise kesim işleminin yanına çadır kurdurmuştu ve kesim işlemini gözlemliyordu. katledilen yahudi erkekleri topluca gömüldüler. tüm silah tutabilen erkekleri öldürülen yahudilerin artık zenginlikleri müslümanlarındı. katliamdan sonra, dıhyetü'l-kelbı adındaki delikanlı arap, muhafazid'e gelir; tutsak kadınlardan birini kendisine alması için ondan izin ister. muhafazid de : "haydi git de bir câriye al!" diye karşılık verir. ne var ki dıhye gidip safiyye'yi alır. bunu gören bir başka arap hemen koşup muhafazid'e haber verir. safiyye'nin dıhye'ye değil; "peygamber"e uygun olacagını söyler. muhafazid'de dıhye'yi çağırtır; "başka bir cariyeyi" almasını söyler. dıhye'ye verilen "cariye", safiyye'nin kocasının kızkardeşidir. muhafazid, kendisine "karı" olmanın karşılığında safiyye'yi "azâd" eder. ümmü süleym, safiyye'yi hazırlar. ve gece olunca da muhafazid'in koynuna koyar. babası ve kocası öldürülen bir kadını aynı gün (veya 1 gün sonra) , hemde babasını ve kocasını öldürenlerin liderine eş olur ve gerdeğe girer. safiyye o sırada daha genç bir kız iken muhafazid 57 yaşında idi.
(bkz. sahih-i buhari muhtasarı tecrîd-i sarih tercemesi, ankara, 1985, diyanet yayınlarından, 2/299-310.) -
86.
0@85 daha var panpa bekle
-
85.
0@85 panpa oku:
http://iftiralar.org/gonu...tine-atilan-iftirlar.html
http://iftiralar.org/gonu...millet-sifreyi-cozdu.html
http://iftiralar.org/gonu...tiraya-donusturduler.html
genel olarak bu siteye göz gezdir. atılan her iftira çürütülüyor. -
84.
0@86 niye münafıktır panpa?
-
souki sanayi de ne işin var
-
tyler dursun denen pkk lı orrr
-
gran torino seni parça parça yapıcamm
-
gran torino ya şuku atan yazar
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 22 01 2025
-
ulke bitmiss
-
of karım benim
-
göz hakkı diye bir şey var
-
bir tatil için baliye gitmiştimm
-
o gün asla gelmeyecek
-
yıl olmuş 2025 hala çaylak var
-
keske sekreterim olsa
-
cidden öleyim ya
-
sözlükte kadın olduğunu belli etmek
-
tyler dursun bu tip ne la
-
corps hanım meraba
-
bu adam hakkında ne düşünüyonuzzzz
-
corps hanım pm kontrol et
-
uykuya dalamiyoeum la
-
ölünce beni kim yikayaca k
-
ezanlar bir saniye bile susmasın istiyorum
-
chpyi savunan dumbki
-
mentalcel pipini boş yere kesmişler
-
cocukluk donemim mislam zehiriyle gecti
-
imş direksiyondur
-
din ile bilimi birleştirdim yeni bişey çıkardım
-
yangında 66 kişi ölmüş
-
ayak ikinci parmagi bas parmagindan uzun olanlar
-
chpnin bi türban yasağı yüzünden
-
madem açıyon verecen
- / 2