piçler tek seferde neden yabancı hatun

okudum ve adam haklı beyler. ana sınıfından üniversiteyi bitirene kadar antalya'da yaşıyordum, üniversitede erasmusla prag'a gidip gelmiştim, şu anda da yüksek lisans için budapeşte'deyim, anca tatilden tatile geliyorum antalya'ya. kısacası yabancı kızlarla türk kızlarını karşılaştıracak kadar hem kendimin hem de çevremdekilerin deneyimleri var. en basitinden, yabancı kızlar kendilerinin de birey olduğunun farkında, türk kızlarındaki gibi erkek beni taşıyabilmeli kezbanlığı yapmıyorlar. bir türk kızıyla yemeğe, kafeye yada birşeyler içmeye gidersen hesabın ödenmesi konusunda tek yol vardır. hesap gelirken kız saadece bekler, çok nadir olarak elini çantasına atar gibi yapsa da bu sadece erkeğe "sen dur ben öderim" dedirtmek için yapılan bir harekettir devamı kesinlikle gelmez(hatta bir seferinde binliğine kız çantasına elini atınca hiç bir şey dememiştim, züt gibi kaldıktan sonra "uff cüzdanımı almamışım yhaa" demişti). yabancı kızlarda bu yoktur, kendi hesaplarını kendileri ödemek isterler. hatta ilk zamanlarda ben de eski alışkanlıklarımla birkaç kez hesabı ödeyince kız kendisini kötü hissettiğini, bundan sonrakilerde kendisinin de ödemek istediğini söylemişti. ha yalan da çıkmadı ayrıca, hatta bazen hesabın tamdıbını bile kızın ödediği oluyordu. ama bizim kezbanlara göre yabancı kızlar türk erkeğiyle mutlaka parası yüzünden birliktedir. başka bir nokta da hayatta kalma becerisi. burada tabii ki survivor tarzında bir hayatta kalmaktan bahsetmiyorum, insanın kendi ihtiyaçlarını yerine getirebilmesinden bahsediyorum. mesela türk kızlarına göre yemek yapmak falan hep gereksiz şeylerdir. hatta "ay ben yumurta bile kıramam yaaa" diye söyleyip bununla övünürler, çünkü bunu modernlik olarak görürler. türk kızlarının o "evlensen aç kalırsın, yemek bile koymaz önüne" dedikleri yabancı hemcinsleriyse yemek olsun, bulaşık olsun, diğer ev işleri olsun hepsini bu "evinin kadını" türk kızından çok daha iyi becerirler ve bundan rahatsızlık da duymazlar, çünkü modernliğin gerçekte ne olduğunu bilirler ve zaten modernliği benimsedikleri için bu ev işlerini yapmamayı/yapamamayı da modernlik olarak görmezler. bizim kezbanların sık sık söylediği "yabancı kızlar hasta olsan seninle ilgilenmez" lafı da büyük bir yalandır. ben erasmusumun ilk ayında hava değişimi yüzünden şifayı kapmıştım(e malum, şubat ayının başında 12 derecelik antalya'dan o mevsimdeki en sıcak hali 4 derece olan prag'a gidince hastalandım). ortak derslere girdiğim türk kızları hasta olduğumu duyunca, yardım etmek şöyle dursun gelip bir de "eee buralar senin geldiğin yere benzemez, sıkı giyinmezsen sürünürsün böyle ahahaha" diye dalga geçtiler. benim yanımdaki odada kalan ve daha tanışalı çok uzun süre bile olmamış olan yabancı kız ise benim hasta olduğumu duyunca ilgilendi, ben iyileşene kadar her gün dersten geldikçe çorba yapıp bana getirdi. ki bu bahsettiğim kız kız arkadaşım bile değil, sadece yan odada yaşayan bir kızdı. gelelim kezbanların en klişe sözüne. "yabancı kızlar 25 yaşından sonra çöküyor". bazı kezbanlar gaza gelip bu yaşı 20'ye kadar düşürüyorlar. bakımdan tek anladıkları her seferinde bir kutu makyaj malzemesini boşaltmak olan, sakal bıyık gilette ve kol bacak kılları da permatik sponsorluğuna girecek seviyede olan, diş fırçalamaktan haberi olmayan, haftada bir duş alan, danalar gibi yiyip yanında diyet kola isteyen, hayatlarında spor yapmaya, oldu da es kaza spora başladıysa en fazla 2. haftada bırakan kızların kendilerinin tam tersi olan yabancı hemcinslerine erken çöküyorlar demesinin gerçeklikle uzaktan yakından alakası yok. "yabancı kızlar sadık değil, her fırsatta aldatırlar" yalanları zengin koca bulunca kocasını terk eden, sevgilisinden ayrılmadan önce yeni sevgili bulan, erkekleri reddetmeyip her zaman yedekte tutan türk kızları tarafından söylendiği için ciddiye bile alınmamalı. "onlar kim bilir kimlerle kimlerle yatmıştır, bizim gibi namusuna düşkün olan yok" lafı da aynı şekilde komik. herkesle yiyişen, kucaktan kucağa gezen, kırk yıllık huurnun çekmediği kadar sakso çekmiş, "bekaretini korumak için" zarını bozdurmayıp anal yapa yapa zütü bolu tüneline dönmüş "bakireler" bu lafları söylediği için, aynı şekilde giblemeyin ve yav he he diyerek geçin. ha ayrıca, "yabancı kızlar zaten güzel değil ki, biz daha güzeliz değerimizi bilmiyorlar" lafı için ne yazık ki bir açıklama yapamıyorum. çünkü bu benim müdahale edebileceğim bir durum değil, klinik bir vaka.

özet: özet yok yarram oku