+6
güzel hikaye lan, özet falan yok okuyun bence.
ben lise 2'deydim. o da lise 1. henüz çıkmıyorduk. benim çıkma gibi bir düşüncemde yoktu. zaten hergün görüyordum kızı. sabah akşam beraberdik. neden çıkacaktık ki? zaten bir erkekle bir kız neden çıkar onu bile bilmiyordum.
cinselliğim şamdan, gala gibi dergilere soyunan mankenlerin fotoğraflarına bakıp kendimi tatmin etmekten ibaretti. hafta sonlarını iple çekiyordum. öpüşme gibi şeyler çok uzaktı bana. bu sadece çok büyüdüğümde yaşayabileceğim bir şeydi. öpüşmüş bir kişiyse çok yüceydi benim için. saygı duyardım ona. saatlerce soru sorabilirdim öpüşmüş bir kişiye.
o ara çıktığıyla paso öpüşen bir arkadaşıma;
- e abi peki o naaptı bu arada? yani o da öpüyor demi seni?
- e öpüyor tabi olm öpüşüyoruz işte...
- vay be!! demek 10 dakika boyunca öpüştünüz ha???
- yani. (sigarasından bir duman daha alıyor)
- zevkli miydi peki? yani 31 gibi mi?
- delimisin olm ne 31'i tööbe töbe. (alın şu salağı başımdan bakışı)
anlaşıldığı üzere arkadaşlarım arasında da karizmam bayağı bi çizikti. neden bu kadar ayrıntılı soru soruyorsun demi? haliyle herifin zütü kalkıyor. tepeden bakmaya başlıyor sana. hayır bi de arkadaş grubumdaki herkes ikişer üçer sevgili bulup öpüşmeye başladı. üzerimdeki baskı artıyor yani. acilen öpüşmem lazımmış gibi hissediyorum.
derken gibko bir doğumgünü partisi. lise 1 e giden deniz de o partide.(2. cümledeki kız) gündüz matinesi ama. karşıyaka sahildeki white&house cafedeyiz.
deniz yanıma oturdu. okul eteği haricinde ilk defa kıyafetle görüyordum onu. ulan bu kadar güzel miydi diyordum içimden?! dolayısıyla bende de bi heyecan başgösterdi. espriler falan yapmaya başladım. daha bi yoğunlaştım olaya. artık gibko bir doğumgünü değildi olay.
ellerimi açıp çak dedim buna. çaktı. ama elleri ellerimin üstünde fazladan 2 salise daha fazla durdu. hmm dedim bu iyiye işaret.
garson topluca masanın fotoğrafını çekicek. deniz hemen bana doğru eğildi. elini bacağımın üstüne koydu. bu bile erotik sayılırdı benim için. fotoğrafta benimle yakın çıkmak istiyordu besbelli. hmm dedim buda iyiye işaret.
2,3,4 derken ben bayağı bi kafayı buldum. deniz de öyle. başını omzuma yasladı. zannettim şöyle bi yaslayıp kaldırıcak tekrar. ama öylece duruyordu. şaka gibi. kafamı bi çevirsem dudaklarımız birbirine değicek. elim ayağım kesildi resmen. beklemiyordum çünkü böyle bişeyi.
"benim bir çıktığım yok biliyor musun?" dedi.
sadece sırıttım. konuşurken ılık nefesi geliyordu dudaklarıma. hayatım boyunca hiçbir kızla bu kadar yakınlaşmamışım. nefesini bu kadar yakından hissetmemişim. ara sıra burnu değiyor yüzüme. bu kadar haz verici bir gıdıklama olamaz dünya üzerinde. sadece burnunun benim boynumla temas etmesi bile ömre bedel. o nefes verişi... böyle sarıp sarmalıyasım geliyor kızı. ama bir yandanda milim kıpırdamıyorum. ürkütmek istemiyorum.
daha sonra kaskatı olduğumu farkettim. zaman, mekan, uzay, boşluk, kuantum, farkındalık, kişilik, algı, tak püsür... hepsi birbirine girmişti. o ara ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum.
başımı çevirdim. dudaklarımı dudaklarıma zütürdüm. öpüşüyorduk. evet öpüşüyorduk. ölüme yakın deneyim gibiydi. hani film şeridi muhabbeti varya onun gibi. annem, babam, ablam beni şuan görseler ne derlerdi acaba? biricik oğulları dünya tatlısı bir kızla çakırkeyif bir halde öpüşüyor... ve ilk kez. unutulmayacak olanı yaşıyorlar. 50 yaşına geldiklerinde, yataklarına uzandıklarında boğazları kısa bir süreliğine düğümlenicek. bu anı aynı anda hatırlayacaklar belkide. çok farklı bir hayat da sürüyor olsalar...
işte o gün deliler gibi öptüm denizimi... artık o benimdi. başına gelicek tüm kötülüklerden ben sorumlu olacakmışım gibi hissediyordum. ellerime daha sıkı sarılmaya başladı. hem korkuyordu hem utanmıştı. daha çocuktu. ama bende çocuktum.
alsancağa gittik sonra vapura atlayıp. ayrı ayrı geldiğimiz mekandan sarmaş dolaş çıkıyorduk denizle.
arkadaşlarım mı? ha evet onlar şoktaydı sanırım. herkes birbiriyle kısık sesle bişeyler konuşuyordu. yüzlerde tebessüm vardı. biraz da şaşkınlık. bense 2 yıl büyümüştüm. artık sorumluluklarım vardı. bir insana aittim.
hem yalnız değildim artık. hem de istediğim kadar dudaklarından öpebileceğim bir insanla beraberdim.
---
deniz'i geçtiğimiz günlerde çarşıda gördüm. yine çok güzeldi. konuşmadık ama. öylece yürüyüp gittik birbirimizin yanından. hiçbirşey olmamış gibi. zaten 10 yıldır konuşmuyoruz. o başkasına ait artık. bense hala ona...
Tümünü Göster