1. 101.
    0
    seviyodum kızı beyler. hakikaten, bazen açıklayamazsınız nedenini. öyledir o yani, canınızı istese verecek durumdasınızdır. cidden eylülü neden bu kadar sevdiğimi düşünüyorum da şu an, açıklamam imkansız.

    şımartılmayı severdi eylül. öperek uyandırılmak/uyandırmak, kahvaltının önüne konması, saçının okşanması, sebep yokken sarılıp öpüşmek falan. cidden harika bi hatundu. 1 kere sevindirildiğinde 10 katı mutlu ederdi. çok detaya girmicem, muhtemelen hesabı vardır burda, ama mutlu etmiştir beni eylül. gezmeyi sevmezdi pek. ev kedisi gibiydi amk. bütün gün yatardı evde. bir gece ansızın gelmişti hatta, mükemmel bi günah gecesi yaşamıştık.

    --spoiler--
    işte bu benim ilk tecrübemdi binler. üniversite 3. sınıfta ilk defa birlikte olmuştum. yaşamayanlar/hatırlamayanlar için: o kadar heyecanlanmıştım ki amk, o an ne yaptığımı bile anlayamadım. 31 çekmekten farksızdı benim için. hatta geç boşalma problemim olduğunu ilk orda anlamıştım. ilki bile 30 dk sürmüştü. boşaldıktan sonra önce bi gevşiyosunuz, sonra şaşırıyosunuz, "ulan acaba kızın hoşuna gitti mi lan" diye endişeleniyosunuz, kafanızda binbir türlü soru oluyo. normaldir. tavsiyem fazla soru sorup bezdirmeyin hatunu. sigaranızı yakıp içinizde çözün herşeyi. ben sormamıştım, tekrar yaptık sonra. bu sefer odaklanabiliyosunuz, herşey daha güzel oluyo. iyiymişim ben, öyle demişti. tabi ne kadar doğrudur bilemem.
    --spoiler--

    papatya
    http://fizy.com/s/1ajfii
    ···
  2. 102.
    0
    gördüğünüz gibi, eylülle mükemmel bi ilişkimiz vardı. tabi ışıklar kapanınca. öpüşmek, sevişmek gibi diyalog gerektirmeyen eylemleri mükemmel bi şekilde yapabiliyoduk. yalnız şöyle bi sorun vardı: konuşamıyoduk biz. dertleşemiyoduk. ikimiz de agresiftik. ikimiz de konuşmayı pek sevmiyoduk. ikimiz de alttan almayı sevmiyoduk. ben tabularımı yıkıp alttan almaya çalıştım(hata 5), hatta sıkmıyodum bile(hata 6). ama işe yaramadı binler. konuşmaktan çekiniyodum(hata 7) kendi kafamda yargılıyodum(hata 8). hatta "sorun bende mi lan acaba" diye düşünüp(hata 9), ev arkadaşlarıma bile danıştım(hata 10). ama sorunun bende olmadığını, o kızın uyumsuz olduğunu söylediler(inandım: hata 11).

    yemedi ayrılmak(hata 12). o sıralar bi hatun vardı, bursadan gelmişti. ona yardımcı olmak amacıyla buluştum kızla. kız düpedüz kevaşeydi. zaten hastaydı pgibolojik olarak. ilk buluşmamızda telefonu çaldı, babannesinin öldüğü haberini aldı. bana sarıldı ve ağlamaya başladı. hala daha şaşırarak söylerim bunu, kız birden dudaklarıma yapıştı amk. ne olduğunu anlayamamıştım bile.

    öpüşüyoduk hatunla. adı özlem. babannesi ölmüş, bi yandan ağlıyo, bi yandan öpüşüyoruz. çok ilginç diil mi lan. aslında burda kesmem gerekirdi, fakat eylülle kötü giden bi ilişkimiz vardı, ve ilgi arıyodum açıkçası. zaten etrafımdaki iş yapcak bütün hatunlara eylülle ciddi olduğumu söylemiştim. bu da benim anlık çıkış yolumdu. hem pişman olduğum, hem de "yapmasaydım da bişey değişmezdi amk" dediğim bi hamlemdir.

    istasyon insanları
    http://fizy.com/s/1ahvml
    ···
  3. 103.
    0
    sonra olaylar bi yerden patlak verdi binler. üstümde bu ihanetimin yükü duruyodu apaçık. eylül bi akşam arkadaşlarında kalıcağını söylemişti. sinirlendim ben de. izin vermedim gitmesine. bi şekilde beni kandırıp gitmişti. çok sinirliydim yine de, içmeye başladım. o kadar alkollüydüm ki, bu harekete bi misilleme yapmalıydım. özlemi çağırdım ben de eve, seviştik falan. ne kadar çocukça amk.

    bu eylülle ilişkimizin sonunu hazırlamıştı. ev arkadaşlarım zaten sevmiyodu eylülü. sürekli ona buna yavşadığını söylüyolardı. ben anlamıyomuşum. sizin kulağınıza geleceğini bilerek yapıyosa bu kıskandırmak içindir binler. hiç sevmem bu tip olayları ama aklınızda olsun.

    arkadaşlarım evden gitmesi gerektiğini söylüyodu eylülün. bi bakıma haklılardı. eve bi katkısı yoktu, iş yapmıyodu. ilişkimiz zaten bataklığın dibindeydi, hatta ara vermiştik sanırım, evet ara vermiştik. tabi yine de bunu bu şekilde söylemem mümkün değildi. hala seviyodum sonuçta kızı. ama söylemek zorundaydım. bu yüzden 2 shot tekilanın ardından 4-5 bira yuvarlayıp, kafamı kıvama getirdim.

    önce yusuf geldi eve. ve eylülü başka bi elemanla sarmaş dolaş gördüğünü söyledi. bu benim istediğim cümleydi aslında. ne kadar sinirli olursam, o kadar kolay olurdu bu iş.
    eylül akşamı
    http://fizy.com/s/1ahvmm
    ···
  4. 104.
    0
    eylül eve geldi. perşembe akşamıydı. biraz sakinleşip odama davet ettim. ve o hararetli sinir bozucu konuşma başladı. inkar etti önce. zaten evde bi işe yaramadığını, herkesin bundan şikayetçi olduğunu söyledim.

    özelleşti sonra konular. sürekli o elemanı yüzüne vuruyodum. hiç ilgili olmadığını, bütün işinin aylak aylak yatmak olduğunu söyledim.

    beni zaten hiç sevmediğini söyledim. çirkefleşiyodum, sadece başını sokacak bi ev bulmak için yanıma geldiğini söyledim. ve sonunda o cümle geldi.

    "ibretlik, benim bi sevgilim var artık"

    kime dedim, kimdi o huur çocuğu, gibecektim belasını. isim ver bana dedim, anasını gibicektim o binin. nasıl benim aşık olduğum hatunu elimden alabilirdi, nası parçalardı benim ilişkimi. elimde bursa yapımı kelebeğimi sallıyorum, sinirliyim.

    "aşık oldum ben ibretlik... seviyorum onu. nası oldu bilmiyorum ama aşığım ben ona. lütfen zarar verme bize" dedi

    sustum... ne kadar öyle kaldım bilmiyorum. "ama... " diyebildim sadece. "beni aldattın" diyemedim. çünkü ben de yapmıştım aynısını. hem de onunla seviştiğimiz yatakta aldatmıştım. bütün bu yazdıklarım gözümün önünden geçti. hatun haklıydı aslında.

    "ama... hani... han... " diyebildim anca. gözümden yaşlar süzüldü amk. tıkanmıştım binler. çok kötü bi andı. "aşığım ulen, seviyorum ulen" diye gezdiğiniz hatunu kendi ellerinizle başka bi lavuğa teslim etmişsiniz.

    "kim" dedim sadece. "söylemek istemiyorum... lütfen zarar verme bize" dedi. evet, her an birini öldürmeye hazır bi pgibopat gibi gözüküyodum çünkü dışarıdan.
    sonra konuşmaya başladı. hiçbirini duymadım bile. en son cesaretimi toplayıp yarın akşam 4'e kadar bütün eşyasını toplayıp evden gitmesini istedim. haftasonuna kadar kalmak istedi, ama olmazdı. uyudu en son ikili koltuğumda. son kez öpüp sızdım.

    sızmadan önce bu şarkıları defalarca dinlemiştim. özellikle sonuncusu, bu geceden sonra 8 ay boyunca liste 1.siydi binler. ingilizceniz varsa "one last goodbye" ın ne kadar ana gibici bi şarkı olduğunu ayıkabilirsiniz.
    late goodbye
    http://fizy.com/s/1lstrk
    sleep
    http://fizy.com/s/1lrvud
    one last goodbye
    http://fizy.com/s/14yu8w
    ···
  5. 105.
    0
    ertesi gün, eylülü unutmam için hemen bi beden lazımdı bana. özlem olmazdı. artık yemiyodu, ilişki istiyodu. denizlide tuğçe vardı. onu aradım önce. müsait değilmiş, buluşamazmış falan. geriye bi tek derya kalıyodu. o da sevişmezdi belki ama, şehir değiştirmem iyi gelirdi. göz hastanesindeki randevumu gibtir edip sabah erkenden izmire gittim. dertliydim aslında, ama dertleşip taze yaramı deşmek yemedi. ortamın neşesini sömürüp eve döndüm aynı akşam. eylül gitmişti söz verdiği gibi. bi kaç eşyasını hediye bırakmıştı sadece, belki yırtıp parçalamam için, belki öylesine.

    1 hafta geçti aradan. ilk günkü gibiydi yaram. özlemle buluşup herşeyin düzeldiğini, sevgili olabilceğimizi söyledim. amacım eylülü unutmaktı, özlemin kara kaşına kara gözüne hasret diildim. 2-3 gün sürdü özlemle. saçma sapan bi sebepten gibtir ettim. işe yaramadı tabi ki bu hamlem. deli gibi içiyodum her akşam. vodka bitiyo, şarap dönüyorum, bira bitiyo viski dönüyorum. tabi paralar hızla azalınca, pederin dikkatini çekti bu durum. sevgili olayına karşı olduğunu söylemiştim. "öğrenci okula gider, yemek yer, uyur"du felsefesi. açıklayamayınca uyuşturucu bağımlısı olduğumu düşünmüş yine.

    özlemle o şekilde bi kaç kere daha çıkıp ayrılıp zaten bozuk olan pgibolojisini iyice gibmiştim. denizliye gidip tuğçeyle de yiyiştim. ama nafile. hepsi malın önde gideniydi. bana sağlam, kalıcı, ciddi bi hatun lazımdı binler.

    bu yüzden bu tarife en uygun, uzakta da olsa bana değer veren bi hatunu seçtim. müge ve eylül gibi, aybüke de antalyalıydı. o da aynı şekilde ciddi bi sevgilisinden ayrılmıştı. muhtaçtık. böylece aybükeyle maceramıza başladık.

    gönülçelen(şebnem ferah)
    http://fizy.com/s/1aip0y
    ···
  6. 106.
    0
    aybüke lise sondaydı. össye hazırlanıyodu. beni pek uğraştırmıcağını düşündüm. anlayışlıydı da zaten. o durumum için idealdi. yalnız burda ironik olan, kızı hiç görmemiş olmam. hani tamamen eylülü unutmak içindi. rol yaptım aylarca, kimi zaman "aynı şehirde olsak farklı olurdu" dediğim de oldu.

    bu sırada evde de problemlerim vardı. biz sorunlu bi öğrenci tayfasıydık. anlaşıyo gibi gözüksek de, ciddi anlamda sorunluyduk. bi şekilde birbirimizin açıkları hakkında dedikodu yapıyoduk. zaten diğer ev arkadaşımın da sevgili bulmasıyla 3+2 yaşamaya başlamıştık bile. iş bölümümüz güzeldi gayet, bu sefer herkes canla başla iş yapıyodu. yemek bulaşık temizlik vs. ama bi evde 2 hatun olursa, o evde bölünme yaşanması kuvvetle muhtemeldir binler.

    eylül olayı, evdeki problemler, vizeler ve pederin despot yönetimi biraraya gelince, depresyon kaçınılmaz olmuştu. zaten alkolik olmuştum. her akşam en az bi 35lik içiyodum. gündüz boş kalınca şarap içiyodum. ayık değildim. ayılınca sinirlerim geriliyodu. bi süre sonra diğer problemler o kadar arttı ki, bu sayede eylülü kafamdan atmayı başardım ve kendime depresyon teşhisi koydum. ilaçsız tedavi mümkün değildi. kimseyi dinleyemiyodum bile. bikaç kere özlemle buluşup parkta seviştim. parkta birlikte olduk hatta. bursa çocuğuyum, heryerde gibişirim.

    bunun böyle gitmeyeceğine karar verip kendime bi prozac reçetesi hazırladım. farmakolojide öğrenmiştik. dozu abartmadığım sürece beynimi gibemezdi ilaç. ilk 3 gün etkilerini subjektif olarak inceleyip günlüğüme not alıcaktım.

    prozac, bütün gün kafamda dönüp duran düşünceleri silip zihnimin boşalmasını sağladı. böylece asıl problemlerime odaklandım. ve çözmeye başladım. kesinlikle lafı kıvıttırmak yoktu artık. ne hissediyosam o anda söylüyodum iyi ya da kötü. ev zaten düzelmicekti artık. evden çıkış planımı hazırladım. babama durumu izah ettim, arkadaşlara evden çıkıcağımı söyledim, vizelere çalışmaya başladım. eylülü de arayıp artık herşeyin yolunda olduğunu, onunla bi problemim olmadığını söyledim. ev olayı tam olarak çözülmemişti, ama diğerleri iyiydi. ilacı bıraktım sonra. artık eski özgüvenli halime dönmüştüm.
    thats the way i like it
    http://fizy.com/s/1m26fk
    ···
  7. 107.
    0
    aybükeyle ayrılmamıştık hala. bi kız vardı, ayşeydi adı. ev arkadaşımın samimi bi arkadaşıydı. o da bunalımdaydı. yardım etmek istedim. fakat kız bu hamlemi çok samimi buldu. bi kaç günah gecesi de onunla yaşamıştık. güzeldi. ayrıca 1. sınıftaki tayfamdan bi hatuna çakmıştım. bursayı kazanmıştı. yazlığa davet ettim içmek için. olaylar gelişti. o da benim ikinci tecrübemdi. gönülsüzdü hatun, sevgilisi de vardı. çok kötüydü o yüzden. amk siz binlere tavsiye: kız gönülsüzse gidin 31 çekin. yemin ediyorum daha iyidir. tamam inliyo, bağırıyo ama "hadi, boşal artık, sence doğru mu bu yaptığımız, bence yanlış yapıyoruz, yapma" gibi de-ereksiyon yaptırıcı cümleleri duycağınıza gidin elinizi gibin.

    her ne kadar aybükeyi bu şekillerde aldatsam da binler, bu halime uzun süredir katlanmıştı. iiydi lan hatun. bi şekilde artık ciddiydim. aldatmıcaktım bundan sonra. yemin etmiştim. sonuncuydu o olay.

    neyse yaz geldi. tam final zamanı. evdekilerle sürtüşmeler yaşadık gitme zamanı. kirayı vermediğimi falan iddia ettiler. belgelerle giberttim. eve gidemiyodum artık, çünkü evde iğrenç bi ortam vardı. bi kaç gün arkadaşta konakladım, pansiyonda kaldım. finaller bitince direk taşıdım eşyaları yeni evime. tek kalıcaktım artık. uslanmıştım 2. sınıfta olduğu gibi. koduum 3. sınıfı da bitmişti.

    ve sonunda yaz geldi. bizim herediter osteochondromatozis diye gibimsonik bi hastalığımız vardır. türkçesi kalıtsal olarak aktarılan kemikte tümörleşme. şişiyo ekleme yakın yerler, ağrı yapıyo, kıkırdak zaten o şişkinlikler. ameliyatla alıyolar. böylece tatilin başında 14. ameliyatım için bıçak altına yattım. sol bacağımdan iki şişkinliği aldılar.

    bu da aybükeye gelsin
    angie
    http://fizy.com/s/1ltyak
    ···
  8. 108.
    0
    gelsin, çünkü aybüke hiç beklemediğim bi şekilde aydını kazanmıştı. sonunda istediğim olmuştu. huzurlu, mutlu bi ilişkim olcaktı lan. o kadar sevinmiştim ki anlatamam. fakat bu ilişkimin güzel gitmesi için, dürüst olmalıydım öncelikle.

    bu yüzden bütün senemi, aynı siz binlere anlattığım gibi anlattım. tabi, bu şekilde anlatırsanız yüzü ekşir kızın. bana "tek gecelik ilişkine bişey demem. birbirimizi görmedik bile. ama sakın beni bırakma olur mu" demişti. inanmayın. öyle bi dünya yok binler. bitmeyen bi soğukluk dönemi başladı. aydına ilk geldiğinde beni kendinden soğutmak için herşeyi yaptı. ama ben seviyodum kızı lan. neyse amk gibtir et.

    aybükeyle 2 ay hiç konuşmadık. hazirandan beri hiç bi hatuna dokunmadığım gibi, 2 aydır hiç bi hatunla konuşmadım bile.

    tamam yalandı. facebooktan ekleyen 2-3 hatun vardı. numaralarını vermişlerdi bu son iki ayda. konuştuk onlarla. hatta bi tane hayranım aradı, kimse artık bilmiyorum amk.
    bu sırada eylülle tekrar konuştuk. aramız iyi artık muhabbetimiz var meraba meraba.

    müge aradı, sevgilisi varmış, ama yavşıyo şu an.

    heh bi de aybüke aradı işte bu akşam. ilk gün bi elemandan hoşlanmış, ben üzülmeyeyim diye bırakmışmış. ona telefonda dediğimi buradan tekrarlayıp "gibtir git kevaşe" diyorum.

    evet hayatımı özet geçtim. bu da böyle bi hikayedir.
    ···
  9. 109.
    0
    up up up
    ···
  10. 110.
    0
    up up up
    ···
  11. 111.
    0
    up up up
    ···
  12. 112.
    0
    up up up
    ···
  13. 113.
    0
    up up up
    ···
  14. 114.
    0
    up up up
    ···
  15. 115.
    0
    up up up
    ···
  16. 116.
    0
    up up up
    ···
  17. 117.
    0
    21. entry lan rekora koşuyorum
    ···
  18. 118.
    0
    22. entry lan rekora koşuyorum
    ···
  19. 119.
    0
    23. entry lan rekora koşuyorum
    ···
  20. 120.
    0
    24. entry lan rekora koşuyorum
    ···