0
Zamanında bir kız sevmiştim. Hâlâ
seviyorum. Adı Gülçiçek.
Çok güzel biriydi. Dinine
düşkün, Başörtülü bir kızdı. Karşı
apatmanda oturuyordu ve
balkonları, bizim camın en
köşesinden biraz da olsa
görünüyordu. Her akşam, gölge
gelince balkonda kitap okurdu.
Saatlerce. Bazen Kur'an okuduğuna
da şahittim. Değişiyordu elindeki
kitaplar. Sesi de çok güzeldi. Çok'u
ve güzel'i sadece Gülçiçek için
yan yana kullanabilirdim.
Bir gün, cesaretimi... toplayıp
karşısına çıktım. Bakkaldan eve
dönüyordu. Elinde poşetler.
Centilmenlik yapıp alayım
dedim ,yardımcı olayım, izin
vermedi.
"Sizinle konuşmak istiyorum"
dedim.
"Sadece on dakika, biraz,lütfen... "
Başı öne eğikti. Yüzüme
bakmıyordu. Gözlerinin gözlerime
dokunduğunu hiç görmedim. Hiç
hissemedim nasıl bir titreme hali
olduğunu.
"Ne amaçla?" dedi.
"Size aşığım" dedim, çıkıverdi
ağzımdan. Belki biraz daha
ağırdan almalıydım. Hoşlandım
desem belki de olacaktı bu iş.
Aşığım deyince korktu tabi.
"Sizinle konuşmam caiz değil"
dedi. "Lütfen, çekilin önümden... "
"Caiz mi? O ne demek?"
"Ve,ek olarak,bu soruyu
sorduğunuz için bile aşkınıza
karşılık vermem... "
"?"
Gitti...
Yine uzaklardan seyretmeye
tahammül edecektim.
Gitti.
Sesini özleyeceketim...
Gitti.
Ne de güzeldi gidişi...
Acaba ne kastetmişti? Caiz ne
demek harbi Farklı bir dilden
konuşuyoruz...
Ertesi gün, sokaktan taşınacağını
öğrendim. Ailesiyle birlikte
Isparta'ya yerleşiyorlarmış. Emekli
olmuş babası. Daha sakin bir
şehirde, daha sakin bir hayat
düşlüyormuş. Üzüntüden öldüm
sandım. Bıçağı alıp tenime
değdirince hala nefes aldığımı
anlamam uzun sürmedi. Annem
görünce intihar ediyorum sanıp
ağladı ama ben ona sarılıp
teselliye başladım hemen. Yanlış
anlaşılmaya mahal yok.
Gitti.
Göremeyeceğim bir daha onu...
Gitti.
Onunla evlenemeyeceğim...
Gitti.
Ya unutursam?
Merakım içimi deşti. internetin
başına geçtim ve caiz ne demek
onu araştırdım.
"Caiz, genel olarak ruhsat
verilmiştir, günah değildir
manasındadır. Fakat, caiz denilen
şeyi yapmamak daha iyidir."
Bizim onunla konuşmamız günah
mı yani?
Günler geçti,
araştırmalarım sonunda kalbimi
Allah sevgisi kapladı. Bir ayetin
ortasına düştüm ve kendimi
oradan kurtarmak istemedim.
"Kalpler Allah' ı (c.c.) Anmakla
Mutmain Olur //
Ra`d Sûresi 28. "
Sureler ezberledim.
Abdest almayı öğrendim.
Namaz kıldım.
Kur'an okudum.
Gülümsedim.
Sadaka dağıttım.
Her şey çok hızlı ilerliyordu.
Anladım ki ,Allah'ın yolunda
bekleme yoktu... Aylar sonra,bir
camiden çıkarken, Gülçiçek'e
rastladım. Ayaklarım titredi.
Durdum.
"Allah" dedim...
içimden onlarca kez "Allah"
dedim... Kaç saniyede bir Allah
denilebiliyordu? Ona
bakmamalıydım. Göz
zinası, islam'da haramdı.
Ayaklarımla temas kurdum ve
yürüyüp evimin yolunu tuttum...
Akşam annem geldi ve beni
görücü usulü bir kızla tanıştırmak
istediğini söyledi. Onunla
evlenirsem, çok iyi bir yuvam
olurmuş. Ahlaklı, güzel ve şefkatli
bir eş...
Gülçiçek'i unutmanın sağlıklı bir
yöntemiydi belki de. Tamam
dedim, olsun. Kabul...
Odadan içeri girdim, mavi bir
elbise içinde, başörtülü bir kız
arkası dönük duruyordu.
"Selamun Aleykum... " dedim.
"Aleykum Selam" dedi
ve
yüzünü bana çevirdi...
"Artık caiz" dedi,
"Konuşabiliriz..
Tümünü Göster