1. 32.
    0
    ben yalan söylüyorum derse ne olur
    ···
  2. 31.
    0
    Aradan zaman geçti tam olarak hatırlamıyorum bile... 2000 li yılların ilk başları kesin yani heralde galiba sanırsam. Çok değer verdiğim bi abim beni almak için evin yakınındaki ana yola çıkmamı istedi. tamam abi dedim iniyorum indim iki dakika sonra geldi bindik arabaya ..mevzu ararken abi dedim senin çevrende şöyle eli yüzü düzgün bana ayar bi kız varsa bana yardım et ben evlenmek istiyorum artık dedim... sigarasından uzun bi nefes çekti. ..sen en iyisi pinokyo gibi yap dedi... arabada gidiyoz panpalarım düşünüyom amk ne alaka evlilik ben pinokyo kesker alaka... sonra dedim ki abi ne alaka yani falan ... pinokyo dedim ne yapmış osbir çekerken yanmış dedi ... buda böyle bi anı ama hala yanmadım Harun abilik yapmayın. ...
    ···
  3. 30.
    0
    akçakocanın pinokyosu nerde bakiyim
    edit: eski sevgilime taktıgım lakap neyse pinokyo senin burnun uzucana gotun buyumus memelerin cıkmıs sen ne olmussun ole amk
    ···
  4. 29.
    0
    sa hacı abla
    ···
  5. 28.
    0
    okuduğum ilk kitaptı dıbına koyim. hemde ilkokul birinci sınıfta okumayı söker sökmez bunu okumuştum. küçücük yazılarıyla 1 sayfayı 15 dakikada okurdum çoğu yerini de hiç anlamadan okurdum. gepetto ustayı da babam gibi sevmiştim, duygulandım şimdi amk
    ···
  6. 27.
    0
    (bkz: http://istihbaratalani.fi...m/2013/03/image001630.jpg)
    ···
  7. 26.
    0
    çocukluğumuzu çalan yalancı bin
    ···
  8. 25.
    0
    ben bu isme çok gülüyorum lan ahahah. pinokyo ne amk hadhahfapgnsıgosg. bi de burnunu sıkarak söyledin mi altıma sıçıyorum
    ···
  9. 24.
    0
    upkkında kafanızda bir tanım veya verebileceğiniz bir örnek varsa eklemekten çekinmeyin:
    ···
  10. 23.
    0
    bilinenin aksine vernikle ossbir çeken ünlü masal şahsiyeti
    ···
  11. 22.
    0
    eskişehir içi pinokyo bigiblet lazım
    ···
  12. 21.
    0
    upupupu
    ···
  13. 20.
    0
    meraba ben geldim
    ···
  14. 19.
    +1
    Bir varmış, bir yokmuş çok eski bir zamanda küçük bir kasabada Geppetto adında ihtiyar bir oyuncakçı yaşarmış. Yaptığı tahtadan oyuncakları satarak geçimini sağlarmış. ihtiyar oyuncakçının hayatta üzüldüğü tek şey bir çocuğunun olmamasıymış. Bir çocuğunun olması için neler vermezmiş ki. Bir gün yeni bir oyuncak yapmak için ormana gidip kütük aramaya başlamış. Derken tam aradığı gibi bir kütüğü bulmuş. – işte tam aradığım gibi bir kütük. Bununla çok güzel bir kukla yapacağım, diye sevinerek kütüğü sırtladığı gibi oyuncakçı dükkânına taşımış. Tezgâhın üzerine koymuş. Başlamış yontmaya. Geppetto kütüğü yonttukça kütükten “ah ah!” diye sesler geliyormuş. Geppetto usta: “Nereden geliyor bu ses,, diye düşünmüş. “Herhalde bana öyle geldi” diye içinden geçirmiş. Derken kuklanın önce kafası sonra da vücudu daha sonra da kolları ile bacakları şekillenmeye başlamış. Geppetto usta en sonunda kuklayı bitirmiş. Onu sandalyenin üzerine oturtmuş. Ortalığı temizlemeye başlamış. O ortalığı temizlerken, “Merhaba” diye bir ses duymuş. Sesin nereden geldiğini anlamak için başını çevirmiş. Ortalıkta sandalyenin üzerinde oturmakta olan kukladan başka kimsecikler yokmuş. Yine yanıldığını düşünerek işine devam etmiş. Az sonra kukla oturduğu sandalyeden hopladığı gibi odanın içinde dans etmeye başlamış. Olanları gören Geppetto ustanın şaşkınlıktan ağzı bir karış açılmış. – Aman Allahım! Bu kukla canlı demiş. “Tam da benim istediğim gibi bir çocuk” demiş. Etten kemikten değilmiş ama tıpkı bir çocuk gibi gülüyor, koşuyor, oynuyormuş. Kukla çocuğu kucağına alıp; – Sen gerçek bir çocuk gibisin. Senin adın Pinokyo olsun, demiş. Artık Geppetto ustanın hiç canı sıkılmıyor, günlerini Pinokyo ile ilgilenerek geçiriyormuş. Bir süre sonra Pinokyo’nun okula gitmesi gerektiğini düşünmüş. Ancak Pinokyo’nun ne defteri varmış ne kalemi. Geppetto ustada da hiç para olmadığından paltosunu satarak, aldığı parayı Pinokyo’ya vermiş. – Al oğlum bu parayla kendine defter kalem al. Güzelce okuluna git, demiş. Pinokyo parayı avucuna almış yola koyulmuş. Neşe içinde yürüyormuş. Merakla etrafına bakınıp, yol üzerindeki dükkânları, pazar tezgâhlarını, bağıran insanları izliyormuş. Bu arada yolun başındaki kalabalık dikkatini çekmiş. Kalabalığın arasına dalıp ne olduğunu öğrenmeye çalışmış. Kalabalığın önünde kocaman renkli bir çadır duruyormuş. Bu şehre yeni gelen sirkin çadırıymış. Çadırın önündeki palyaço bağırarak müşteri topluyormuş. Pinokyo çadırın içerisinde ne olduğunu merak edip, kalabalığın arasından geçip çadıra girmek istemiş. Palyaço, Pinokyo’ya içeri parasız girilemeyeceğini söylemiş. Pinokyo içeride olanları çok merak ettiğinden, Geppetto ustanın okula gitmesi için verdiği parayı uzatmış. içeriye girince çadırın ortasına kurulan sahnede oynayan kuklaları görmüş. – Hey! Bunlar da benim gibi tahtadan, diyerek sahneye kuklaların arasına çıkmış. Kuklaları izleyen kalabalık Pinokyo’ya kızmış. – Çekil oradan sahneyi görmemizi engelliyorsun, diyerek azarlamışlar Pinokyo’yu. Ancak sahnenin yukarısında kuklalara bağlı olan ipleri tutan sirk sahibi canlı bir kukla gördüğü için çok sevinmiş. “Böyle ipleri olmadan hareket edebilen bir kukla bana çok para kazandıracak” diye düşünmüş. Oyun biter bitmez Pinokyo’yu yakaladığı gibi kafese kapatmış. Pinokyo başına gelenlerin kendi suçu olduğunu Geppetto ustanın sözünü dinleyip okula gitse bunların hiçbirinin olmayacağını düşünerek, ağlamaya başlamış. Pinokyo’nun pişman olduğunu gören iyilik perisi hemen onun yanına giderek; – Babanın sözünden çıkmamalıydın! Ama pişman olduğunu görüyorum. Bunun için seni kurtaracağım. Ama bir daha yaramazlık yapma! Bu da sirke verdiğin para. Onu sakın boş yere harcama. Doğru okuluna git, diyerek Pinokyo’yu sirkin dışına çıkarmış. Pinokyo paralar elinde okula doğru yol almaya başlamış. Bir yandan da şarkı söylüyormuş. Pinokyo’nun şarkı söyleyerek yürüdüğünü gören kurnaz tilki ve arkadaşı kedi “Bu kukla ne kadar da neşeli, şunun bir yanına gidelim” diyerek Pinokyo’nun önüne çıkmışlar. – Hayrola Pinokyo? Böyle neşeli neşeli nereye gidiyorsun? Diye sormuşlar. Pinokyo da: – Kendime defter kalem alıp okula gideceğim, demiş. Kurnaz Tilki: – Defter, kalem alacak paran var mı? Diye sormuş. Pinokyo, büyükbabasının verdiği paraları göstermiş. Paraları gören kurnaz tilki ve kedi bir oyun oynayıp bu paraları almaya karar vermişler. Pinokyo’ya: – Okula gidip de ne yapacaksın? Bizim dediklerimizi yaparsan zengin olursun. Sen o paraları bize ver, biz de zütürüp sihirli tarlaya ekelim. Senin de bir para ağacın olur, ihtiyacın oldukça bu ağaca gider, meyveleri olan paraları toplarsın, demişler. Hiç böyle şey olur mu? Ama Pinokyo söylenenlere inanmış elindeki paraları kurnaz tilkiye teslim etmiş. Paraları alan kurnaz tilki ve kedi hemen oradan uzaklaşmışlar. Tek başına kalan Pinokyo’nun yanında iyilik perisi belirivermiş. Pinokyo’ya: – Defter kalem aldın mı Pinokyo? Diye sormuş. Oysa peri paraları kurnaz tilkiye kaptırdığını biliyormuş. Sakın yalan söyleme yoksa seni cezalandırırım, diye uyarmış. Pinokyo uyarıya aldırmadan yalan söylemiş. – Defter, kalem aldım. Onları okula bıraktım, deyince yalan söylediğinden dolayı burnu uzamaya başlamış. Peri, Pinokyo’nun doğru söylemesi gerektiğini söyledikçe, Pinokyo başka yalanlar uyduruyor, burnu da uzadıkça uzuyormuş. Artık öyle bir hale gelmiş ki kafasını hiç bir tarafa çeviremez olmuş. En sonunda yaptığı hatayı anlamış, işin doğrusunu periye anlatmış, peri de akıllanan Pinokyo’nun burnunu eski haline döndürmüş. Bir sihir yaparak kurnaz tilkiye kaptırdığı paraların, Pinokyo’nun eline geri gelmesini sağlamış. Pinokyo’yu uyararak; – Bu paraları boşyere harcama, doğru okuluna git, diyerek ortadan kaybolmuş. Pinokyo paralar elinde yine şarkı söyleyerek yürümeye başlamış. Tenha bir yerden geçerken birisinin yüksek sesle güldüğünü işitmiş. Aynı anda karşısına kendisini hapseden sirk sahibi çıkıvermiş. – Gel bakalım buraya seni yaramaz. Geçen sefer elimden nasıl kaçtın bilmiyorum ama şimdi senin cezanı vereceğim, diyerek Pinokyo’yu kollarından tuttuğu gibi denize atıvermiş. Pinokyo denize düşünce, suyun üzerinde kalmış. Dibe batmıyormuş, çünkü Pinokyo tahtadan bir kukla olduğu için su kendisini kaldırıyormuş. Suyun üzerinde böyle batmadan kalmak Pinokyo’nun hoşuna gitmiş. Kollarıyla bacaklarını oynatarak yüzmeye başlamış. Kıyıya doğru yüzerken birden ne olduysa olmuş. Pinokyo kendisini karanlık bir yerde buluvermiş. Meğerse Pinokyo’yu kocaman bir balık yutmuş. Şimdi Pinokyo balığın midesinde duruyormuş. Pinokyo balığın midesinde
    Tümünü Göster
    ···
  15. 18.
    +1
    yıllardır ufak çocukları kandırıyor
    ondan sonra yannan gibi burnu uzuyor
    senin gibiler doğru söz nedir bilmiyor
    harbiden huur çocuğusun pinokyo

    senin oğlun yalan söylüyor her hususta
    pinokyonun mal babası gepetto usta
    neden soba yakıyorsun sen ağustosta
    ananızı gibsin bolulu hasan usta
    ···
  16. 17.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=Rmt54A96vW0
    ···
  17. 16.
    0
    toplanın liseli kavgası.
    ···
  18. 15.
    0
    @14 senin için ne güzel bir haber demi.
    ···
  19. 14.
    0
    Hakkımda ileri geri konuşmayın beyler ayıp oluyor. giberim.
    ···
  20. 13.
    0
    evet beyler ben son
    ···