-bu neydi şimdi ?

-huurnun tövbesi yannanı görene kadarmış demedim mi ben sana halidaki.

-nolcak peki şimdi ?

-hiç bir şey olmayacak. 2 hafta sonra gidiyorum zaten buradan. bu da sana yaptığım son kıyak olsun. artık görüşmeyeceğiz. hayatından çıkacağım halidaki. kendine yepyeni bir yaşam kur. mümkünse huurlardan uzak dur kızlara güven. hiç bir kıza güvenme. yapmaz dediğin ne varsa yaparlar. bende kadınım, bende huuryum. yapmaz dediğin ne varsa yaptım. dünyayı yöneten iki şeyden biridir am ve para.

garip bir gece garip bir durum. ne yapacağımı bilmiyorum. en yakınımdaki insanla gibiştim, sevdiğim kız terk etti. gibiştiğim en yakınımda 2 hafta sonra beni tamamen terk edecek. bunlar gerçektende fazla ağır değil mi ? evet fazlasıyla ağır.

-bir abla öğüdü , kulağına küpe yap bunu da : "kızlara bağlanırsan , kızların peşinden koşarsan kızlardan kork. seni oyuncağı yapar. eğer kızlara bağlanmazsan ve kızların peşinden koşmazsan kızlardan yine kork , peşinden koşturmak için her şeyi yapar." erkeğin 9 aklı vardır 1 nefsi. kadının 1 aklı 9 nefsi. erkek 9 aklıyla 1 nefsine hakim olamazken , kadın 1 aklıyla 9 nefsine hakim olur. nefsine hakim ol halidaki. kimseye yenilme...

beyler iyi geceler. bu gecelikte bu kadar. yarın tekrar görüşmek dileğiyle...

beyler birazdan başlıyorum. dinleyenleri ve dinlemek isteyenleri göreyim. iyi kötü yoruma her zaman açığım. ama okumak istemeyen huur evlatları başlığı terk etsin.

ertesi gün olayın garipliğiyle başım hafif ağrıyarak uyandım. selma ablada kendi yerinde yatıyordu. zaten iyice taka saran hayatımda bir bu ekgibti. pekekentlik yaptım , elimdeki kızı kaçırdım, kumar oynattım, aşık olduğum huurya grup yaptım, yine aynı huur intihar etti. bu kadar mı kötü bir insan olmuştum. ne umutlarla gittiğim izmirde pis bir yaşantıyla yaşama tutunmaya çalışmıştım.

Ama belki de böyle olmalıydı. kötü insanlar ve iyi insanlar vardı yer yüzünde. anladım ki ben kötü bir insanım ve hayatın bana sundukları bu. kendi yönümü kendim tayin edememiştim. ağacın dalından düşen bir yapraktım. rüzgar nereye savursa oraya gidiyordum. artık sorunlarımla yüzleşmenin vakti gelmişti. hatta geçiyordu bile. bundan sonra yaşamımı düzene sokma vaktiydi. ya da iyice tak yoluna gitme vakti...

hazırlanıp hiçbir şey yokmuş gibi işin yolunu tuttum. artık kaçamazdım. o gün sıradan günler gibi geçti. akşam eve geldiğimde selma ablayla hiçbir şey yokmuş gibi yaşantımıza devam ettik. o ne olursa olsun bir huurydu. ne kadar garipsense de onun yaşdıbının ve işinin bir parçasıydı. 7sinde neyse 77sinde o olurmuş insan. damarlarından akıyordu huurluk. benimle gibişip 2 hafta sonra burayı terk edeceğini söylüyordu. kendisi de demişti zaten kadınlara güvenme diye.

devam eden bir kaç gün daha böyle ilerledi. artık kadınlara olan saygın ve inancım iyice yerle bir olmuştu. iş yerinde sürekli kafama takılan sorular, sürekli kendimle olan yüzleşmelerim ve içinden çıkamadığım kör kuyularım vardı. ruhum derinlerine inildikçe karanlıklaşıyordu.

yine bir iş sabahı gelmişti. hazırlanıp işe gittim. tabi o gün göreceklerimden de haberim yok. ayşeyi bir erkekle el ele gezerken gördüm. içimde ufak bir sızı olsa da önüme baktım. artık ruh gibi olmuştum. yüzüm sürekli gülerken içimde garip bir bulanıklık vardı. sonradan öğrendim ki ayşenin elinden tutan puşt bunun eski sevgilisiymiş. daha benden yeni ayrıldın amk ne çabuk döndün demi ?

bu kadınlar hep böyleydi. hiçbirine güvenilmeyeceğini tekrar anlamıştım. kalbim acısada artık her şey boştu. gün bitiminde sigara içerek eve döndüm. selma abla evdeydi. gidip selma ablanın dudaklarına yapıştım. o gece de selma ablayı gibtim. sonra da çıkartıp parasını verdim. ilk gerek yok desede parayı aldı. selma abla ne kadar da kendinden kaçsa oğlunun dediği gibi o bir huurydu ve huur kalacaktı. günler devam etti ve ben hemen hemen hergün selmayı gibmeye başladım (parasıyla gibiyordum ve artık selma diyordum. abla takısı yok olmuştu.) dışarı çıkıp bir eskorta nasıl para yedirirsem o şekilde para yedirip gibtim. artık gitme vakti yaklaşıyordu...

artık tam bir pekekenttim. huurya ve kadına çok fazla değer vermemeyi , bizzat huurdan öğrenmiştim. yine para kazanmıştı. aşk ,sevgi bunlar her zaman menfaatlerin gerisinde kalmış ve kadınlar tekrar hayatın rengi olduklarını göstermişlerdi. ama sadece bir rengi. bu önceden kulağıma küpe olmuştu fakat sonradan vardım kulağımda olduğuna. selma ablayı gibe gibe günleri bitirdim ve selma ablanın artık gitme vakti geldi.

hayat beni sürekli kötülüğe sevk ediyordu. selma ablayı otogara bıraktım. son kez birbirimize baktık.

-unutma halidaki , kadınlara güvenme. sen kendi dalgana bak.

-merak etme selma bana bunları en iyi sen öğrettin. bizzat olayların içinden gelmiş bir huurdan öğrendim ben bunu.

-kendine iyi bak halidaki. benden ve benim gibilerden artık adam olmaz. huur yeminini yannanı görünce bozuyor. sen henüz vakit erkenken hayatını değiştirmeye bak.

-görüşürüz selma.

abartısız bir sarılmadan sonra bu otobüse doğru yürüdü. otobüse binmesini bile beklemeden ben çoktan evin yolunu tutmaya başlamıştım. ilerde bir taksi çevirip eve döndüm...

selma kim miydi ? karanlık günlerimde sadece bir aynadan yansıyan ufak bir ışıktı. sadece bir yansımaydı. evet bana destek oldu, iyiydi hoştu. ama huur huurdur.

artık hiçbir kadına güvenilmeyeceğini anlamıştım. kadınlar asırlardır ortalığın anasını gibmeyi başaran , imparatorlukları yıkan, aile bağlarını zedeleyen ve erkeği amıyla yöneten yaratıklar olmuştur. bunun farkına çok erken yaşlarda varmıştım. erkek ne zaman uçkuruyla değilde beyniyle düşünmeye başlasa kadınları halt edecek beyne sahip olur.

eve gidip o gece tv karşısında içerken sızmış kalmışım. bu düzen hemen hemen aynı tempoyla devam etti. bir kaç farkla. artık işten çıktığım zaman spor salonuna gidiyordum. içkiyi bırakmıştım. sigarayıda azaltmıştım. artık içkiye verdiğim parayı amino asitlere, protein tozlarına veriyordum. değişmeye kendimi yenileyerek başlamak , değişimlerin en iyisi ve en temelidir bana göre.

aradan 5 - 6 ay geçti. ben fiziğimi toplamıştım. dışarıdan bakıldığı zaman spor yaptığım çok belliydi. artık kendime daha çok bakıyordum. karı kız için değil kendime saygımdan kendimle ilgileniyordum. bu süre zarfında olanlardan da biraz bahsedeceğim sizlere ki henüz hikayenin daha %60ı bitti merak eden panpalarıma duyurulur.

beyler hikayeye saat 22.00 da devam edeceğim dünkü gibi. iyi günler.

evet kaldığım yerden devam ediyorum. bazı yorumları okudum ve bazı arkadaşlar yorumlara bakarak hikaye devam ettirdiğimi söylemiş. selmayı gib dedi gibtik demişler. kanka kankayı gibiyor ? kuzen kuzeni gibiyor ? mesleği huur olan birini onun beni tahrik etmesiyle gibmemse kötüm yorumlara maruz kalıyor. neyse okumak isteyenler için devam ediyorum.

daha çok spor yapıyor daha iyi besleniyordum. hayatımın bir parçası haline gelen içkiden artık kurtulmuştum. bu süre zarfında 3-4 kere ayşeden mesaj aldım. muhtemelen sevgilisinden ayrılmış yedeklediği ve pekte boş olmadığı halidakine yavşıyor tabi. giblemedim. mesaj atmadığım gibi numarasını da sildim geçtim. o bana sulandığını düşündüğüm sebahatse bir kaç kere ayşeyle ilgili konuşmak için benim yanıma geldi. ama giblemedim. çalıştığım yere ayşe geldiğindeyse umursamadan başka yere yöneliyordum. ne tak yediğinden haberi olmayan karşı cinsin neyine güveneceksin ki ?

günlerim bu şekilde seyir ede dursun. bir gün yine kafede çalışırken telefonum titredi. işlerin yoğunluğundan telefonu sessize attım sonra aramak için. işler biraz sakinlediğinde aradım. telefonun diğer ucundaki kim mi dersiniz...

klub sahibi nurhan abi. ilk başlarda aradığımda sesini tanıyamadım. sonra kendisini tanıtınca , beynimden vurulmuşa döndüm. tam kendimi toplamışken nurhan abinin benle ne işi olabilirdi?

-halidaki nerelerdesin , sesin çıkmıyor ?

-iyiyim nurhan abi, antalyada çalışıyorum. sen nasılsın ?

-iyiyim bende. iyice çakıldın kaldın antalyaya , gel istersen artık.

-abi ben artık o işleri bıraktım. izmirde tekrar pisliğe bulaşmayı göze alamam. yeni bir düzen oturttum kusura bakma.

-sen bilirsin halidaki. ihtiyacın olursa alırsın. iyi tekliflerim olacaktı sana.

-yok abi teşekkür ederim.

-tamam bakalım halidaki, fikrin değişirse kaydet numaramı ararsın beni.

-sanmıyorum abi ama olursa ararım.

içim bir kötü olmuştu. tekrar o eski günlere gidip geldim. tam unuttum derken ne gibim yemeye aramıştı bu huur çocuğu. teklifi neydi acaba ?

o pisliğe tekrar dönmek gibi bir niyetim yoktu ama huur çocuğunun tekliflerini de merak etmiyor değildim. yine içimi bir kurt kemirmeye başlamıştı. ulan diyorum normal bir hayat sür halidaki gibtir et. sonra diyorum senin neyine. unutmaya çalışmak için işlerime yoğunlaştım yapmam gerekenleri yaptım.

artık içimdekileri kendi cinsimden biriyle paylaşmanın zamanı gelmişti. neredeyse en yakınlarımdan biri olmaya başlayan kemal. sürekli kendisinden kaçamadığım bir geçmişle tek başıma yüzleşemiyordum.

-kemal kanka bugün senle kaleiçine meyhaneye gidelim. iki tek atalım. herşeyi ben ısmarlıyorum.

-oo olur halidaki. kaçar mı bu fırsat. elini cebine atmışsın *

-ulan ne bin adamsın sen ya.

işler bittikten sonra çıkışta kemalle durağa kadar sohbet ettik...

-kemal bugün sana anlatmam gereken şeyler olacak.

-ne gibi şeyler lan ?

-kanka artık bunları birine anlatmam lazım. içimde tutamıyorum artık.

-anlat amk dinliyorum.

bekle mekana gidelim anlatıcam herşeyi.

-meraklandırdın amk.

böyle birbirimize saya söve geldik biz mekana. oturduk. bi 70lik açtırdık. uzun zaman olmuş tabi içmiyorum bayadırda. çok fazla kafalar olmadan kemale durumları anlatmaya başlamalıydım. kafanın gitmesini istemiyorum. bilinçli olarak bilsin. yanında destekli durabileceğim , sırlarımın arkasına perdeler çeken biri olsun istiyorum artık. en baştan başladım kemale neyim var neyim yoksa anlattım. bunun gözler bi ara dolar gibi oldu , içkiden midir nedir amk.(bu arada şişeyi yarıladık.) sonra kemalden hiç beklemediğim tepkiler almaya başladım.

-oha lan halidaki on numaraymış amk. sinan çetine versen film çeker amk. senin yerinde olmak isterdim.

-oğlum taşşak mı geçiyorsun amk. pekekentlik yapıyordum. en yakınımdaki karıyı gibtim. aşık olduğum huuryla gurup yaptım, intihar etti. daha niceleri. iyi mi kafan.

-kankaaa vealla bence on numara , ben yaşamak isterdim bunları.

-vay amk, memlekette akıllı adam yok.

kemalle içtik sıçtık, sonunda rahatlamıştım. içimi kusmuştum artık. meğer ihtiyacım olan buymuş. kuş gibi hafiflediğimi hissediyordum. bir de yaşadıklarımı kemalin "bence gayet iyi" diye karşılaması beni daha da gaza getirmişti. kemalle çıkıp bize gittik. o gece kemal bizde kaldı.

ertesi sabah uyandık, kemalle kahvaltı yaptıktan sonra kemal işe doğru yollandı. ben o gün işe gitmiyordum. evi temizleyip şu kıyafetlerimi yıkayayım bari amk diye karar aldım kendi kendime. kıyafetlerimi yıkamak için gardırobumu açtığımda pekekentlik yaptığım ceketim ve kıyafetlerimi gördüm. yine o günler aklıma geldi. ne yaparsam yapayım kaçamıyordum geçmişimden. içimdeki merak duygusu ve kemalin gazlarıda birikince nurhan abiyi aradım.

-alo nurhan abi ?

-vaayyy halidaki , bu ne sürpriz.

-abi ben bana geçen gün sunacağın teklifi merak ettiğim için aradım.

-hah söyle halidaki. anlatıyorum dinle. bak işler iyiden iyiye kötüye gitmeye başladı. bir sürü yere borçlandım. yavaş yavaş varımı yoğumu satmaya başladım. seninle birlikte yaptığımız o bomba kazançlara ihtiyacım var. eğer durumu toparlarsak , sana izmirden bir ev bir araba. bilirsin bizde söz ağızdan bir kere çıkar. gel he de şu partilere devam edelim. çıkmazdan çıkalım.

-abi düşünüp arayacağım seni.

bir süre oturup kendi başıma düşündüm. karşımda açık gardırop, içinde pekekentlik kıyafetlerim. böyle gelmiş böyle gider halidaki.

-alo abi geliyorum...

aradan bir hafta zaman geçti. ben evi falan neyi varsa kemale bırakıp, işten çıkıp izmire gittim. adnan menderes havalanından nurhan abi beni arabayla almaya gelmişti. indiğimde bana şöyle bir baktı.

-kaslanmışsın halidaki, eskisinden daha sağlam duruyorsun.

-evet abi biraz öyle oldu. hadi mekana gidelim artık. aradan uzun zaman geçti.

-haklısın halidaki.

nurhan abiyle biz mekana gittik. mekan nasıl bıraktıysam öyleydi. ben gittikten sonra olaylar gerçi biraz karışmış. nurhan abi ayselin topuğuna falan sıkmış ama gibimde de değil. o yüzden anlatmayacağım onu. tayfun abiyle selamlaştık sarıldık falan.

-başlamışsın halidaki spora

-senle nasip olmadı ama başladım abi.

-hadi bakalım halidaki hoşgeldin evine.

tayfun abiyle sonunda selamlaşmanın ötesine geçebilmiştik amk *

içeri girdim. barmen değişmiş. huurlar gene aynı. teker teker hepsiyle selamlaştık. sürüyü terk eden kurt tekrar sürüsüne dönmüştü. bu içinde huurlar olan, sabah uyuyup gece yaşayan, partilerden partilere koşan ortamdı benimkisi. sıradan yaşantıların adamı olamamıştım. ben bırakmak istesemde peşimi bırakmamıştı burası. ortamım...

artık kendime olan özgüvenim daha fazla. artık aşk yok, sevgi yok. sadece pekekentlik var. amacım bir insanın yaşamı boyunca ihtiyacı olacağı en temel ihtiyaçları karşılayıp kendime bir mekan açana kadar çalışmak. nurhan abiylede açık açık konuştum bunları. koduğumun yerinde bu kadar gavat bu kadar huur varken, gibiştirmek lazım.

mekandakilerle biraz vakit geçirdikten sonra nurhan abinin villaya gittik. bir kaç kadeh viski yuvarlayıp uyudum. artık yeni kalacağım yer nurhan abinin villasıydı. hem iş hem ofis. benim için bir nevi homeoffice olacak yerdi *

ertesi gün uyanıp villada kahvaltımı yaptıktan sonra mekana gittim. yalnız bir şeyin farkına varmıştım : antalyadaki basit yaşam bana göre değildi. villa da kahvaltı yaparken bir kez daha anlamıştım buraya ait olduğumu. klubte unuttuğum işleri şöyle bir gözden geçirdim. bir de gitmeden önce burjuva toylarının numaralarını, partilere gelen gavatların kartlarını koyduğum kasadan çıkardım. bu akıllı davranışım beni 2-0 önden başlatmıştı.

artık sıradaki hedef ,cumartesi günü için sürpriz bir parti yapıp bütün huur çocuklarını villaya toplamaktı. uzun zamandır böyle parti görmediklerine emindim. nurhan abinin villasında yaptığımız konsept tamamen farklıydı. zamanında projektörden gibişleri naklen yayın bile yapmıştık amk *

oturup düşünmeye başladım. ne yapabilirdim ki o kadar zengin gavatı mutlu edebileyim. aslında poker partisinde iyi para vardı. ama onu ileri ki zamanlara saklıyordum. kendime bir viski alıp düşünmeye başladım. selma huursundan bana kalan kötü özelliklerdendir parliament ve chivas amk. uzun bir düşünmeden sonra kafamda şimşekler çakmaya başladı.

işte bu ! işte bu ! diye bağırdım kendi kendime. belki sıradan gibi kaçacak ama maskeli balo yapacaktım. öyle filmlerdeki gibi maskeli balo falan çok nadirdir. bilmeyen binler için söyleyeyim. ama sadece maskeli balo için hiçbir gavatar gelmezdi buraya. işi daha çılgın hale getirmeliydim. biraz düşündükten sonra konsepti belirledim. aynen şu şekilde olacaktı.

partiye çağırdığımız kimse kimseyi tanımayacaktı. ve bu sefer daha da farklı bir konu vardı. kızlarda gelecekti. sadece huurlar olmayacaktı. huurların arasına serpiştirilmiş, zengin kokoşlar. zengin milfler, matureler. herkes maskeli tamamen gibiş ve içiş üzerine olacaktı herşey. jigolaya para vermektense bilmediği bir yannanı yemek matureleri heyecanlandırıyor olsa gerek * ama önümde çok fazla zaman yoktu ve iyi çalışmalıydım dersime...

beyler herkese iyi geceler. yarın görüşmek üzere.. okuyan şukulayan herkese tek tek teşekkür ederim.

beyler dün gece hasta olduğum için sözlüğe giremedim. saat19.00 da uyumuşum zaten amk. bugün devam edicem yazmaya.

Beyler hikaye devam ediyor amk. Hastayim iki gundur. Takip eden panpalarimdan ozur diliyorum. Yarin icin soz veriyorum devam edecek. Iyi geceler.