bir anda hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya karar verdim.

-hadi kalk zeynep bir duş al sonra uyursun.

-yardım et halidaki.

kaldırdım ben bunu yükünün yarısını ben taşıyarak zütürdüm banyoya. alinin odasından da ah oh sesler geliyor. içimden geçirdim bizim little pekekent gibişiyor diye. yüzümde ufak bir tebessüm oluştu ama zeynepe çaktırmamaya çalıştım. girdik banyoya kilitledim kapıyı. soydum bunu suyu ayarlayıp suya soktum. bu yarı baygın, zaten biraz önce kızı gibip bozmuşum kız iyice paramparça olmuş duş almaya çalışıyor. neyse üzerinden kanı pisliği attı çıkardım duştan kurulayıp baksırlarımdan birini giydirdim zütürüp yatırdım.

kendimde geçtim mutfağa bir sigara yaktım bir de kendime kahve yaptım içmeye başladım. o arada yine aklıma selma ablayı aramak geldi. uzun zamandırda konuşmuyorduk selma ablayla. aradım ama yine açmadı. en son bende uykusuzluğa dayanamayıp gidip zeynepin yanında uyuyakaldım.

ertesi gün uyandığımda zeynep yanımda ağlıyordu. amk böyle şeylerden kaçmam lazımdı ama sürekli sırtıma vicdan azabı birikiyordu resmen. bi gözüm açık telefona baktım, msj denizden. "bugün senle konuşmaya ihtiyacım var" yazmış. sürekli insanları eken şerefsiz puşt bir insan olup çıkmıştım. neyse kalktık kahvaltı falan yaptık ben çıkıyorum deyip kaçtım resmen evden. zeynepi falan o halde bıraktım ama gibimde değil. kafamda başka planlarım var. denizle bugün konuşmam lazımdı.

kafamda da kuruyorum denizi güzel bir şekilde başımdan atmalıydım. olmayacaktı böyle. kendimle sürekli çelişiyorum. sürekli bir şeylerden kaçıyorum. etrafımdaki herkese zarar veriyorum. gidip tarkan abinin mekanda garson olarak işe başlamayı düşünüyordum. adam bana yönetim verecek resmen ama ben garsonlukla yetinip büyük işlere girmek istemiyordum.

günü birlik ilişkiler yaşayıp aşktan meşkten uzak durmak istiyordum...

denizle buluştuk. oturduk iki kahve söyledik.

-nasılsın ?

-kötüyüm halidaki.

-neyin var.

-halidaki ben senden kaçtıkça sana daha çok bağlanıyorum. ben senden uzaklaşamaya çalışıp aramıza mesafeler örmeye çalıştıkça içimden bir parçam eksiliyor. halidaki ben bir daha seni görmek istemiyorum...

evet amk, ben zaten bunu yapmaya gelmiştim. ama kızın söylediklerinin bu kadar koyacağını düşünmemiştim. bir şey dememe fırsat vermeden kalktı masadan ve ağlayarak gitti. önümde iki tane kahve elimde yanmaya devam eden sigaramla başbaşa kalmıştım. tarkan abiyi aradım.

-alo abi

-vayyy halidaki

-abi garsona ihtiyacın var mı ?

-hayırdır halidaki bir arkadaş için mi ?

-hayır abi benim için.

-halidaki sen gel müdür ol. garsonlukla ne işin var.

-abi garson olarak alacaksan gelip bu gece başlayayım.

-tamam madem nasıl istersen. gel başla.

-tamam abi sağol. akşam görüşürüz.

telefonu kapattıktan sonra önümüzdeki kahvelere hiç dokunmadan hesabı ödeyip eve gittim... yıllar önceki halim gözlerimin önüne geldi. ilk izmire geldiğimde komi olarak başlayan halidaki geldi o an aklıma. sonradan büyüyüp pekekent olan halidaki...

beyler bu gecelik benden bu kadar. yarına işlerim var. ufak tefek ayrıntılarla sizleri çokta sıkmak istemem ama bu hikayeyi tamamen anlatmak istiyorum. zaten arada bi sürü bölümü atlıyorum. ilerde heyecanla bekleyeceğiniz bölümler geliyor. takip eden herkese teşekkür ederim. yarın görüşmek üzere.

Beyler bende yazmak icin cok heyecanliyim. Guzel partlar yazmak icin heyecanliyim. Klavyem yarragi yedigi icin mobil yaziyorum su an. Size 2 gunluk gecikme icin soyle de bir spoiler vereyim. Ben birakiyorum ama pekekentlik beni birakmiyor. Cumleten iyi geceler. *

BEYLER SELAMÜN ALEYKÜM. BiRAZDAN SiZLERLEYiM. HERKES YERLERiNi ALSIN HiKAYEMiZ BAŞLIYOR.

Akşam oldu. oraların adetlerini bildiğim için üzerime eski günlerdeki gibi beyaz gömleğimi ve siyah kot pantolonumu giyip çıktım. bornovadan otobüse bindim çıktım yola. kulağıma taktım kulaklığımı...

https://www.youtube.com/watch?v=-8qifzv_F4Q

zaten kafalar taktan. amk dönüp dolaşıp kendimi aynı çukura sokuyorum. senin ne işin var amk izmirinde. neyse gittim mekana, mekanın girişinde 2 tane izbandut gibi herif. tarkan abi bilir dedim. biri tarkan abiye ismimi söyletti, tarkan abi çıktı dışarı :

-beyler ben neysem halidaki de odur.

-tamam abi.

dedi izbandutlar. tarkan abi elini omzuma attı,

-yüzün asık halidaki.

-yok abi düşündüm bir an

ufak bir tebessümle -ne düşündün ?

-ya ne bileyim abi ben lise bitti gözümü açtım izmirde komi olarak sonra biliyorsun nelere bulaştık. döndük dolaştık kürkçü dükkanına yıllar sonra aynı yerden devam ediyoruz.

eliyle omzumu sıkarak: -hayat değilde şartlar halidaki. şartlar...

çıkarmadım sesimi. tarkan abi zaten elemanların bir kısmıyla tanıştırmıştı. diğer kısmınada beni anlatarak -halidaki garsondur ama sözü benim sözümdür. bizim sektörde eskidir. laflarına itimat edin.

herkes bir eyvallah çekti. başladık işe...

yine gece saatler ilerledi. işler yoğun tabi. okkalı bahşişlerde alıyorum müşterilerden. tabi sektörü biliyoruz iyi müşteriyi bulup iyi yağlıyorum. sürekli koşturmacalar. elimde tepsiyle oradan oraya koşturuyorum. arada barmen cenk var, onun yanına gidip şat istiyorum veriyor vurup devam ediyorum. ee kolay değil. çok sokuk tip var. ayık kafayla gitmiyor yani belli saatten sonra.

burasınında garip konseptleri var. yani konsept dediysem ilk çalıştığım mekan gibi hem gibiş hem içki değil, ama dışarıda çalışan huurlar kendilerini bafiletecekleri adamı ilk buraya içmeye getirirse mekandan komisyon alıyorlar. az buz da değil. yani 1/3 oranında parayı cukkalıyorlar.

tabi durum böyle oluncada huurlar taşaklı adamı yakalayıp ilk burada gibiyorlar, para alıyorlar. gece de kendilerini gibtirip gene para alıyorlar. işe bak amk. ne varsa eğlence sektöründe var zaten amk. 1 günde bi memurun maaşının 2-3 katını çıkardıkları oluyor. sokarım dünyanın düzenine...

tabi böyle tek tük huurlar geliyor, bunları gördükçe benim aklımda tayfunlar, çiçekler , selmalar , necipler bir ton pis geçmiş geçiyor. sırf çalışmadan değil, unutmak içinde içiyorum. ne kadar unutturmasada...

neyse ben içiyorum çalışıyorum. tabi gecede iyice ilerledikçe ağzımda sigarayla falan da çalışmaya başladım. öyle bir iş ki cebimde bahşiş dolu. günlük alacağımın belkide 4-5 katı var cebimde. müşteriye nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün. müşteriye nasıl bakarsan , o da sana öyle bakar...

taşaklı müşterilerden biri el hareketi yaptı, belli ki şişe açtırıcak yine. oradan da bi 20-30 ceplerim kesin o tarafa doğru gidiyordum kapıdan 2 kişi girdi. ilk önce inanamadım halisinasyon falan sanıyorum amk. sonra baktım selma abla ve yanında bi 50-55 yaşlarında bi herif. kol kola girdiler. ben oraya bakakaldım.

müşteride beni çağırıyor bir yandan ama hiç giblemiyorum o tarafı. garsonlardan birini durdurup eline tepsiyi verdim.

-dostum şu masa büyük ihtimal şişe açtırcak. iyi tip verir tipleri cebine atarsın.

tabi eleman mutlu bende bi şat çaktım...

şatı çaktıktan sonra kalabalıktan sıyrıla sıyrıla selma ablanın yanına koştum. omzuna dokundum:

-selma abla

-halidaki ne işin var lan burada

-burada çalışıyorum abla.

-işim var halidaki.

zaten kafada bir yandan müzik bir yandan sürekli şatları vuruyorum züt olmuş amk.

-selma abla konuşmamız lazım biraz lütfen.

-halidaki gibtir git. işim var.

ben tabi sinirlendim tuttum bunu kolundan dışarı çıkartmaya çalışıyorum. yanındaki herif "noluyor bilader" falan demeye başladı. ufak tefek itişmeler falan oldu. zaten kafam iyi amk yanındaki herife yumruğu çakmamla herif yığıldı sesler, bağırış çağırış falan devam ediyor. herifte doğrulup üzerime çullandı. o da bana vuruyor. bi o bi ben vuruyorum. sonra sol kalçamın 7-8 parmak üzerinde bir serinlik hissettim. saniyeler ardından ince bir sızlama, bir yanma...

huur çocuğu bıçağı saplamış kapının oraya doğru kaçıyor. tayfun abi durdurun şu huur çocuğunu diye bağırdı. güvenlikler ne yaptı bilmiyorum. ben dizlerimin üzerine çöktüm kaldım. selma ablada benle yere çöktü halidaki, halidaki diye bağırıyor.

en son selma ablanın kollarında yerdeydim. bi bez parçası falan bastırıyorlar bıçağın olduğu yere. ölücem galiba diye düşünüyorum. ister pekekent ol ister huur, bizimde inandığımız şeyler var amk.

kelimeyi şaadet getirdim. artık öleceğime inanmıştım. üşüyordum. kanım çekiliyordu. damarlarımdaki kanın vücudumu terk ettiğini ve geride üşüme hissi bıraktığını hissediyordum.

-selma abla bi sigara ver.

-halidaki ne sigarası

diye ağlamasına devam ediyordu.

-abla sigara ver bana.

çantasından parlıamenti çıkardı bir dal uzatıp yaktı.

-abla hakkını helal et...

sigaramdan bir fırt daha almaya çalışırken gitmişim. uyandığımda hastanedeydim. buraya nasıl geldim , neler yaşandı ilk başta hatırlamadım. sonra sol tarafımda acıyı hissedince aklıma geldi. sol tarafımdaki koltukta selma ablanın uyuyakaldığını gördüm. sesimi çıkarmadım. bende tekrar uyuyakalmışım.

tekrar gözlerimi açtığımda selma abla aynı koltukta çay içiyordu. ona doğru bakarken göz göze geldik. elindeki bardağı bırakıp yanıma geldi.

-halidaki iyi misin,

-iyiyim abla , dedim kem küm ede ede.

-korkuttun beni pekekent. senin yüzünden 2 gündür çalışmıyorum. ekmeğimle oynadın *

dedi şakayla karışık. gülmeye balışırken yaramın sızladığını hissedip son vermeye çalışım gülmeme.

selma reis kalktı gidip doktorla falan konuştu. doktor yarın taburcu olabilir demiş. tabi aliler falan kim aradı neler oldu farkında da değilim amk. evde ne yannan yiyeceğim falan düşünüyorum. selma reisten o kelimeler döküldü:

-lan pekekent iyileşene kadar bende kalacaksın.

-olm...

-nasıl olmaz lan nasıl olmaz. zütten yemiş 18lik gibi nasıl bakacan kendine.

-peki

diyebildim sadece...

beyler bi çay sigara molası verelim. birazdan devam ederiz. bu arada dinleyenler kendini belli etsin. görelim kaç kişi takipte.

beyler, işlerim çok yoğun. maalesef bugünde yazamıyorum. haa diyeceksiniz ki sürekli işin gücün mü var. evet beyler. boş gezen bir herif değilim ben. burası bi paylaşım platformu ve ben yaşadıklarımı siz kardeşlerimle paylaşıyorum. bu hikaye dediğim gibi kısa falan bir hikaye değil. devam edeceğine söz veririm. küfür edenlere cevap vermeye bile gerek yok liseli tayfa. ha taşşağına küfür edenin yannanını yerim onda sorun yok. buraya yazdığım hikayeyi saniye saniye size atabilecek kadar boş değilim maalesef. sizde o kadar boş olmayın.

sözlüğe girersin bakarsın bi entry varsa okursun. takip edenlerden Allah razı olsun. küfür edenlere cevabım yok. sırf takip edenlerin hatrına küfür eden sokuklara bakıp bu hikayeyi yarım bırakmayacağım. iyi geceler. az asılın *

BEYLER YERLERiNiZi ALIN, SiGARALARI ATEŞLEYiN HiKAYE BAŞLIYOR.

neyse artık beni taburcu ettiler. selma ablaya gittik. hatayda evi var selma ablanın. dubleks. deniz manzaralı. bilmeyen binlere açıklayayım, hatay izmirin bir semti. tabi ben eve gittim. selma reis evde yatağımı yerimi hazırladıktan sonra benim aklıma ali geldi ve aliyi aradım.

-alo ali.

-abi nerelerdesin sen ya.

-ali ben bir arkadaşımda kalıyorum. bir süre de gelmeyeceğim. sen takılmana bak kardeşim.

-tamamdır abi. iyi bak kendine.

-sende alim sende.

telefonu kapattım. selma abla bana çorba falan yapıp getirdi. onu bir güzel içirdi bana. çorbayı içtikten sonra

-abla bi sigara verde içeyim

-gibicem sigaranı halidaki gebericen

-ver abla ver

paketi tuttu kucağıma fırlattı, -zıkkım iç şerefsiz.

gel zaman git zaman 2 hafta boyunca selma ablada kaldım. selma abla sağolsun o günler bana çok baktı. ulan bu karıyla neler yaşadım ama bu karıdaki vefayıda kimsede görmedim. harbiden garip bunlar. garip şeyler...

artık sardığım yaralarımla dönme vakti gelmişti. selma abla ne kadar bırakmak istemesede zaten okuldan da epeyce ayrı kalmıştım. pek sigarada içememiştim. ciğerler temizlenmişti resmen.

çıktım ayaklarımı sürüye sürüye metroya binip eve doğru yola koyuldum. bornova metroda indim. küçükparka giren o dar sokağıda özlemişim...

eve vardım. ev boştu. evde sigara içmeyi özlemişim. kendime sert bir kahve yapıp sigara mı içtim. ve artık iş başı da yapmam lazımdı. tarkan abiyi aradım.

-alo tarkan abi

-halidaki koçum nasıl oldun

-iyiyim abi. eğer hala beni istersen bu gece çalışmaya gelmek istiyorum.

-koçum dinlen biraz daha kendini toparlayıp gelirsin.

-yok tarkan abi iyiyim ben.

-tamamdır halidaki. akşam görüşürüz. dikkat et kendine.

-eyvallah abi.

akşam vakti geldi gece için hazırlanıp mekanın yolunu tuttum. beyler belki inanmayacaksınız ama kendi kendime ağlayarak sinir krizleri geçiriyorum bazen. ortada sorun yokken kafam gidiyor. yine bunalıma girdim ama otobüse atlayıp mekanın yolunu tuttum.

mekanın önüne vardığımda izbandut güvenlikler geçmiş olsun birader diye karşıladı beni. içeri girer girmez bütün çalışanlar geçmiş olsun abi diye iyi dileklerini belirttiler. tarkan abi barın sol tarafındaki mekanda viskisini içiyordu. yanına doğru ilerledim. beni görünce ayağı kalktı.

-ooo halidaki hoşgeldin aslanım.

-eyvallah abi.

-ben artık işime döneyim abi.

-biliyor musun halidaki en çok bu huyunu sevip gözüm kapalı güveniyorum. ne olursa olsun işinin başına dönmeyi biliyorsun.

-eyvallah abi. sağol.

işimin başına döndüm artık gece ilerlemeye başladı. bir yandan masaları ayarlıyorum bir yandan gelen müşterileri karşılıyorum. o gece tarkan abinin misafirleri varmış. hazırlık biraz daha süslü tabi bu sebepten.

tabi bu arada aliye falanda haber verdim, ben eve geldim işe gidiyorum gibisinden. bunu otobüste yapmıştım...

geceyi sıkıntı olmadan atlattım o gün. sabaha karşı eve dönüyorum. neyse eve döndüm , eve girdim bizimkiler evde takılıyorlar. cansel var, ali, mert, zeynep, bir iki tane daha bizim bölümde olan tip var ama hiç muhabbetim yok.

-selamün aleyküm millet.

-oo halidaki hoşgeldin gel katıl bize.

-yok alim size afiyet olsun.

-olmaz halidaki gel şuraya

-peki madem geliyorum.

üzerimdeki yeleği çıkarttım, gömleğide çıkarttım. içimde siyah atletim var. kıro keko diyenin amk. atlet giymeyen erkek vurduruyordur. neyse tshirtümü giyicem üzerime muhabbetim olmayan kızlardan biri sordu

-karnına ne oldu ?

-eski bir yara izi.

-ama hiç eski gibi görünmüyor.

ben sessiz kaldım orada ali yerinden fırladı

-abi hayırdır neler oldu. iki haftadırda yoktun.

-uzun hikaye ali anlatırım sonra.

-peki nasıl istersen.

ben üstümü giyindikten sonra geçtim alilerin yanına oturdum. yeni tiplerle tanıştım. biri coşkun diğeri selma. amk dedim burada da mı bir selma...

konuşuyoruz sohbet ediyoruz. konuşmalara göre değerlendiriyorum selma cidden çok zeki bir hatun. yani tanıdığım kadarıyla ama zeki insanlar beni hep etkilemiştir.

yandaki laptopta da gibik sokuk yabancı bir müzik çalıyor amk. hafif slow gibi falan. aliden laptopu uzatmasını istedim. aynen şu şarkıyı açtım.

https://www.youtube.com/watch?v=chJWZu8HrtY

tabi ben bunu açınca millet yüzüme bakıyor bu ne amk dercesine. bende sessiz kaldım. selma konuştu.

-güzel şarkı.

-her şarkısı güzel...

zaten o gün ufak tefek tek atmıştım mekanda. burada da içkiyi içince zaten iyice birikmişim biraz içimi dökmeye başladım nasihat verircesine.

-hayatınızda sizden önemli kimse yok bunu unutmayın. kendinize değer verin. saçma insanlar olmayın. kendinizi üzmeyin. bunları size hayatı toz pembe olupta baba parasıyla büyüyen biri olarak değil, yaşamış , görmüş geçirmiş biri olarak söylüyorum...

ben anlattıkça millet pür dikkat beni dinlemeye başladı amk. cansel ve zeynep zaten belli selma da pür dikkat beni dinleyerek gözlerini hiç üzerimden ayırmıyor.

aramızda bu hikayeyi okuyan efendi düzgün insanlar vardır. kızlarda vardır. kızlar o adam gibi adamların değerini bilin. ben ve benim gibi gibik sokuk tiplerden fayda yok. adam gibi adamları sevin. ama hiçte öyle olmuyor. yaprakların güzelliğine kandığınız o "çiçek" sabah oksijeniyle sizin nefesiniz olurken akşam karbonmonoksitle verdiği oksijeni tüketir. o yüzden çiçek olan odada uyumayın der uzmanlar. ben sabahları oksijeniyle size hayat verirken ,akşamhayatınızı tüketen pekekentim. hayat kısa lan.

BEYLER ALIN YERLERiNiZi. HiKAYE GELECEK BiRAZDAN.