-
141.
+3Arabaya binip Müsteşarlığa sürdüler ,kapıda elinde silahlar olan personel bekliyordu.
Tam içeri girmişlerdi ki , havadaki bir AH-1 SUPER COBRA TiPi bir helikopter tarafından yol boyunca kapıya kadar taradı.
Aracı hemen terk eden yiğit ve oğuz nizamiyeden uzun namlulu tüfeklerden alıp yaklaşan UH-60 tipi helikoptere ateş etmeye başladılar.
Helikopterin iki tarafındaki makinalı tüfeklerden de aşağıdaki personelin üzerine ateş edilmeye başlanmıştı.
Beş dakika süren çatışmadan sonra helikopter binanın etrafını terk etti.
Oğuz binanın içine girdiğinde onu Burçin karşıladı…
Ağlıyordu…..
Elinden tuttu Oğuz….. -
140.
+2Ana kapıya geldikleri zaman taretini ana kapıya yöneltmiş bir tank gördüler….
Hemen gerisin geri döndüler….
Girdikleri pencereden dışarı çıktılar.
Oğuz telefonunu eline aldığı zaman şebeke yok yazısı ile karşılaştı….
Sonradan hat çekmeye başladı ve Ömer Halisdemir’i aradı….
- Abi ne oluyo
- Ne oluyosa oluyo oğuz…nerdesin…
- Genelkurmayın bahçesindeyiz….
- Acele bir şekilde Müsteşarlığa dönün oraya bir helkopter gelmek üzere.
- Tamam abi.
- Allaha emanet ol
- Sende…. -
139.
+3Arabayı hemen durdurup binanın yan tarafından girmeye çalıştılar.
Yiğit pencerenin hemen altında Oğuz ya tarafındaydı.
Binadan çok fazla silah sesi gelmeye başlamıştı. Oğuz kafasını uzattığı zaman içerdeki diğer askerler ateş etmeye başladılar.
Pencere tuzla buz oldu.
Yiğit hemen yandaki pencerenin yanına geçip içeri girdi arkasından onu oğuz takip etti.
içeri girdiklerinde bazı askerlerin bağrıştığını ve birilerini zorla zütürdüklerini gördüler.
Yiğit karşıdaki odanın içine girdi ve işaretimle en yakındaki iki askeri vuralım dedi.
Yiğit başıyla onay verdiği zaman yerlerinden çıkıp tek el ateş ettiler.
Hemen önlerindeki iki asker yere serildiler.
ikili ilerlemeye başladı. -
138.
+2Tepelerinden önce çok yakından bir uçak geçti ve hemen havalandı.
Onlar uçağı izlerlerken ikinci uçak geçti ardından iki saniye geçmemişti ki binada önce çok parlak bir ışık ardından çok büyük bir patlama oldu.
Oluşan patlamadan dolayı binanın bütün camları ve pencereleri dökülmüştü…..
Bina harabeye dönmüştü…..
O sırada içerde bulunan polislerin neredeyse hepsi şehit olmuştu….
Patlama ile Yiğit ve Oğuz oldukları yerden çok ileriye uçtular..
Kolları ve dizler soyulmuş ve kanıyordu….
Dışardaki bütün polisler bir anda enkaza dönen binaya koştular ve içinde kalan arkadaşlarını kurtarmak için çabaladılar.
Oğuz ve Yiğit’e telefondan hemen Müsteşarlığa gelmesi talimatı geldi….Müsteşarlığa doğru gelen bir helikopter tespit etmişlerdi.
O haliyle arabaya binip doğruca Müsteşarlığa gidecekleri sırada Genel Kurmaydan silah sesleri yükseldi. -
137.
+1Araçlara binip gölbaşındaki polis özel harekat merkezine ilerlemeye başladılar…
Yolda ilerledikleri zaman üstlerinden çok alçak irtifada F-16 savaş uçaklarının uçtuklarını ve arada şehrin üzerinde hızlarını arttırarak ses duvarını aşarak SONiC BOOM dalgası yaydıklarını gördü.
Oluşturdukları SONiC BOOM havada ses bombası ve etrafında yüksek oranda basınç yarattığı için halk sürekli bir yerler bombalanıyor sanıyordu.
Gölbaşına vardıkları zaman özel harekat şubesi önünde çok sayıda polis olduğunu gördüler..
Hepsinin elinde silah vardı ve herhangi bir olaya karşı tamamen tetikte bekliyorlardı.
Üzerlerinden sürekli alçak uçuşta F-16’lar geçiyordu.
Polislerin kullandığı MP-5 lerden alıp beklemeye başladılar. -
136.
+3SAAT : 21:00
Yiğit ve Oğuz olanları takip etmeye çalışıyorlardı. Ortalıkta çok fazla bilgi kirliliği vardı neye güveneceklerini bilmiyorlardı.
O sırada müdür gelip “ BOĞAZ iÇi KÖPRÜSÜ TEK YÖNLÜ OLARAK TRAFiĞE KAPATILDI…..SANIRIM BAŞLADILAR.” Dedi…
Panik yapan Burçin adeta donup kalmıştı.
Ne olacak şimdi dedi Oğuza…bilmiyorum diyerek cevap verdi oğuz….bekleyip göreceğiz.
Yanlarına bir personel gelerek “ Müdürüm Gölbaşına takviye kuvvet istiyorlar…..Polis sayısı yetersiz kalmış anladığım kadarıyla”
Yiğit ve Oğuz görev için seçildiler….
Oğuz , müdürüne baktı sonrada Burçin’e ….
Merak etme evlat dedi Müdür….
Ben göz kulak olurum ona…aklın kalmasın…. -
135.
+2Emirler güncelleniyor , hiçbir personelin hiçbir şekilde hareket etmemesi isteniyordu….
Ordunun içindeki farklı organizasyon kontrolü ele almış ve oluşan zaman açığından faydalanarak önceden planlanmış fakat saat konusunda erkene alınması kararlaştırılmış bir planı harekete sokmuş gibilerdi.
Burçin annesini arayarak biraz geç kalacağını Oğuzla beraber olduğunu söyledi. Aynı esnada Oğuzda ailesini arayarak Burçin ile beraber olduğunu evden çıkmamaları gerektiğini söylüyordu…
Vakit geçiyor ve insanlar artık bir şeylerin olup bitmesini bekliyorlardı çünkü belirsizlik insanı mahveden bir noktaya gelmişti. -
134.
+2Oğuz ve Burçin Müsteşarlıktan dışarı çıkamıyorlardı.
Henüz halk durumun farkında değildi ama ANKARA sallanıyordu resmen….
Kimin niyetinin en olduğu anlaşılmadığı için gönderilen haberleşme linklerinin ne derecede uygulandığını kimse bilemiyordu.
Çeşitli kaynaklardan , zırhlı birliklere yakıt ve mühimmat takviyesi yapıldığına dair bilgiler geliyordu….
AKINCI ÜSSÜNDEKi tüm uçaklara ve helikopterlere silah yüklemesi yapılmıştı.
Bazı personeller bugün için uçuş yapılmayacak emri ile erkenden izin verilmiş ve evlerine gönderilmişti.
Ortalıkta bir şeyler döndüğü artık gün gibi ortadaydı. -
133.
+3Oğuz’un Ömer abisi…..
ÖMER HALiSDEMiR…..
Yıllarca Özel kuvvetlerde görev almış başarılı bir askerdi ve şu anda içinde bulunduğu durum hiçbir göreve benzemiyordu….
14’LÜ SARSILMAZ TABANCASININ namlusuna mermiyi sürmüş ve o şekilde çekmecesine koymuştu… -
132.
+2Oğuz odadan çıktığı zaman saat beşi gösteriyordu.
Oğuz Burçin’i eve bırakmak istese de bu isteği reddedildi…
Seni tek başına bırakamayız deniliyordu…tek başına bir yere gitmen çok riskli olabilir…en azından olay aydınlanana kadar.
Müsteşarlıkta kaldılar ve durumu izlemeye başladılar.
- Alo ömer abi
- Efendim oğuzcum
- abi oradaki sesler nedir ya……
- durum çok kötü oğuzcum….her yerden birileri çıkıyor…..durumdan haberin vardır heralde
- var abi var…
- dikkat et kendine abi….
- Tamam oğuz…sende dikkat et... -
131.
+2- OĞUZ KARAKUŞ
- Buyrun müdürüm
- Geçenlerde IRAK’tan parçayı alıp getiren sensin sanırım.
- Evet efendim
- Parçayı kime teslim ettin ?
- RIFAT AMiR’e
- içinde ne olduğunu biliyormuydun peki ?
- Hayır müdürüm….ben sadece aldım ve teslim ettim.
- Peki kayıtlara ne diye geçtiğini biliyormusun ?
- Hayır efendim
- Ben söyleyim….uyuşturucu madde diye geçmiş ve direk polise teslim edilmiş..
- Bilmiyordum efendim
- Anladım….tamam çıkabilirsin Oğuz…durum hakkında tarafınıza bilgi verilecek….şu anda sen kilit isim durumundasın….sana bir şey olursa bütün çalışma dibi görür…
- Anladım efendim -
130.
+1Sen dışarda kal dedi Oğuz…bak şurada benim odam var…oraya git ve masamda oturup beni bekle…birazdan gelicem dedi.
-
129.
+1içeri girdiklerinde onları Yiğit karşıladı yanındaki kıza baktığı zaman Oğuz kız arkadaşım adı Burçin dedi…getirmek zorundaydım..
Kaç zamandır hareketlenmenin amacı ortaya çıktı….yaklaşık yarım saat önce zırhlı birliklerden bir asker arayıp bugün tarihli bir DARBE teşebbüsü olacağını bildirdi…….RIFAT AMiRiN bilgisayarından çıkanlarla adamın anlattıkları bire bir uyuşuyor….eğer anlattıkları doğruysa bu gece sabaha karşı saat 03:00 da ordunun içindeki bir grup darbe yapmayı planlıyor……bütün kuvvetlere bu bilgi geçildi ve onlarında teyakkuzda olmaları istendi….zırhlı birliklerdeki, güvercinlik ve diğer güçlerdeki bütün unsurların hareketi durduruldu….birazdan senin ıraktan getirdiğin hard disk getirilecek ve incelenmesi sağlanacak……seni müdür odasında bekliyor…..
Burçin Oğuza bakarak az önce Irak mı dedi o dedi gözleri büyüyerek… -
128.
0MiT MÜSTEŞARLIĞININ kapısından girdiklerinde Burçin’in gözleri kocaman oldu.
“ OĞUZ SEN MiT’TEMi ÇALIŞIYORSUN”
Evet dedi Oğuz sana söylemediğim şey buydu….
Başka bir şey varsa söyle yoksa bir dahakine kalp krizi geçirebilirim….
Aaaaa şey dedi Oğuz….başka bir şey yok….
- Hiç kimseyi öldürdünmü ?
- Evet…..
- Tamam soracaklarım bu kadar..
- Bana bakış açın değiştimi….hala benimle çıkmak istiyormusun ?
- Tabiki evet…..sevgilim bir mit ajanı…..
- Bunu her yerde söyleme ama
- Tamam aramızda sır olarak kalıcak ( sessiz bir şekilde “sevgilim bir mit ajanı” dedi tekrar) -
127.
+1- Efendim…... anlamadım……anlamıyorum sizi bu gerçekmi……yanımda kız arkadaşım var ama…..tamam…..tamam….hemen geliyorum…..
Oğuz kim o diye sordu Burçin..
Oğuz sana söylemediğim bazı şeyler var Burçin dedi Oğuz….
- Ne söylemedin bana Oğuz…..yoksa evlenip boşand……
- Öyle bişi değil
- Nasıl bişi..
- Benimle gel
Oğuz ve Burçin arabaya binip ilerlemeye başladılar. -
126.
+2Oğuz ve Burçin yemeklerini yedikten sonra el ele tutuşup bütün Altınpark’ı gezdiler.
Pamuk şeker yediler , aynı dondurmayı ve suyu paylaştılar...
Liseye geri dönmüşlerdi sanki…
Hadi dedi Oğuz şimdide benim istediğimi yapıcaz.
Neymiş o dedi kız
Kızılay’ı gezicez diye cevap verdi oğuz.
Milyon kere gezdik ama…
Seninle değil….
Arabayı gene Burçin kullandı ve Kızılay’a gittiler.
Dolaşırlarken Oğuzun telefonu çaldı….
Arayan numaranın kim olduğunu bilmiyordu. -
125.
+1- Oğuz ?
- Efendim ?
- Şimdi biz böyle dışarı çıkıyoruz , sinemaya gidiyoruz falan ya
- Evet
- Sen bana çıkma teklif ettin mi ?
- Efendim ?
- Sen bana çıkma teklif ettin mi ?
- Burçin koskocaman olduk ne çıkma teklifi bu ?
- Ben şimdiden bahsetmiyorum
- Ne zamandan bahsediyorsun peki ?
- Liseden…
- Liseden mi ?
- Evet…..hatırladığım kadarıyla lisede bana çıkma teklif etmeden okulu bitirmiştin
- Evet öyle olmuştu dimi…..utanmıştım….hayır dersin diye….
- Ama ben beklemiştim…
- Nası beklemiştin
- Evet….her öğle teneffüsünde gelip konuşacaksın diye bekledim….3 sene boyunca…..
- Kimseyle çıkmadın mı?
- Hayır…
- Peki ya o BATUR
- Batur benim süt kardeşim…….bekliyorum hadi….
- Burçin yapma bak….utanıyorum…
- Eğer teklifte bulunmazsan…..akşama kadar konuşmam seninle…
- E daha gezicektik…
- Gezicez zaten….ama konuşmicaz…
- Tamam…
- Ney tamam
- Sana çıkma teklif ediyorum….
- Oha bu ne biçim çıkma teklifi be…..garsonu çağır bide ekmek arası döner iste bari….elimi tut, bi bakış at falan…..ayyyyy Oğuz liseden beri hiç değişmemişsin…
- LiSEDEN BERi EN SON BIRAKTIĞIN YERDEYiMDE ONDAN BURÇiN……(Burçin’in gözleri dolmuştu)
- Tamam bunu kabul ediyorum o zaman….artık hep yapmak istediğim şeyi yapabiliriz
- Neymiş o ?
- El ele gezmek… -
124.
+1Kızı alıp ALTINPARK’a zütürdü ve yeşilliğin, ağaçlığın içinde süper bir kahvaltı yaptılar….
Oğuz deli gibi yorgun olmasına karşın Burçin’in yanında kendini çok dinç hissediyordu…. -
123.
0- Burçin hanım ?
- Efendim sayın it ayağı yemiş beyefendi…
- Hhahahahah o neymiş ya
- Eee öyle…nerdesin sen…
- Sizin eve doğru geliyorum….
- Hadi canım….
- Hadi hazırlanda kahvaltı yapmaya gidelim çok açım ben…bildiğin bi yer varmı ?
- Var bizim ev
- Sizin ev ?
- Evet gelde sana kahvaltı hazırlayım…
- Dışarda yeriz diye düşünmüştüm
- Tamam o zaman öyle yapalım…blöf yapmıştım zaten.
- Hhahahahah tamam hadi 10 dakikaya geliyorum.
- Tamam
Oğuz tam dediği vakitte on dakika sonra Burçin’in evinin önündeydi. -
122.
+1- Alo ömer abi.
- Hah koçum şimdi sen geçiyordun aklımdan…duydun değil mi olanları ?
- Duydum abi duydum…geldim zaten Yiğitle beraber müsteşarlıktaydık…
- Eee gel yanıma nöbetçiyim bugün
- Tamam abi ayarlıyım gelirim…birine uğramam lazımda…
- Tamam koçum burdayım bugün sabaha kadar…nöbetçiyim….
- Tamam abi…
Telefonu kapattıktan sonra hemen Burçin’i aradı…..
başlık yok! burası bom boş!