- Doğru söylüyorsun abi
- Bi arkadaşın vardı onun bu durumdan haberi var mı ?
- Yiğit’in mi ?... Yok abi onun haberi yok henüz….geldiğimden haberi bile yok…panik yapmasın diye söylemedim
- Bence söylemelisin Oğuz….en azından birinin haberi olsun.
- Haklısın abi çıkınca ararım hemen…..ben gidiyim abi….
- Tamam koçum….dediklerimi unutma….şu aralarda kimseye güvenme….değişik bir durumun var bunu kullanmak isteyenler mutlaka çıkacaktır.

Oğuz çıktığı gibi Yiğit’i aradı ve durumu anlattı.

Ömer abim ile uzun süredir görüşmüyorum dedi içinden ve telefonunu açarak aradı.
- Alo Ömer abi ?
- Ooooo Oğuzcum nasılsın ya uzun süredir görüşemedik
- Öyle oldu abi kusura bakma, biliyorsun işte
- Bilirim bilirim… eee nerdesin
- istanbuldayım abi..
- Ee gelicekmisin bak oğlanda sormaya başladı Oğuz abim nerde diye Pes mi ne atıcaktı söz vermişti diyodu en son
- Hhahahahha tamam tamam gelince halledicez onu aynen bu şekilde söyle ona…..Elifnur ne yaptı abi…
- Napsın abisi ya dersler falan uğraşıyo işte.. onunda selamı vardı sana.
- Aleyküm selam abi…hatice ablaya falan selam söyle.. ararım ben tekrar seni..
- Tamam koçum sende dikkat et kendine…bişi olursa ara hemen.
- Peki abi.
Telefonu kapattıktan sonra direk TAKSiM’e iSTiKLA CADDESiNE gitti…

işlem aşağı yukarı iki saat sürmüştü.
Raporlama işlemi bittikten sonra masadaki kadın Oğuz’a bakarak
“ SiZDEN iSTENMEDiKÇE SAKIN ŞEHRi TERKETMEYiN” dedi.
Anladım diyen Oğuz odadan ve rapor merkezinden dışarı çıktı.
Dışarı çıkan kapı bir merdiven ile köhne ve dikkat çekmeyen bir apartmanın çıkış kapısına bağlanıyordu.

Şehir eski komünist Rusya etkisinden halen kurtulamamış gibiydi sanki…
Her yerde hakim olan gri rengi vardı…arabalar…binalar…gökyüzü…sanki birisi buraya bu rengi bırakmış ve sonradan burayı terk etmiş gibiydi….
Her yerde Türkçe şarkılar çalıyordu….Türkçe tabelalar vardı ama sokakta Türkçe konuşan kişilere az rastlanıyordu….
Neden bu durumun böyle olduğunu sorduğu zaman “DEVLET iZiN VERMiYOR” demiş Asen ve ekledi.
Eğer Türkçe konuştuğunuz iki kişi tarafından ihbar edilirse kanıt bulmaya bakmadan….memuriyetten atılırsınız….ama köylerde bu durum geçerli değil tabi ki…..insanlar istedikleri gibi konuşuyorlar ve onlara karışan yok ama burada SOFYADA eğer Türkçe konuşursanız ve evinizin nerede olduğunu bilirlerse…kesinlikle eviniz ya ateşe verilir yada sokakta ölebilirsiniz…..bunun garantisini kimse veremez….

Silah sesinden sonra insanlar çığlık atarak kaçmaya ve bağırmaya başlamışlardı.
Oğuz kaçan adamın arkasından koşmaya başladı.
Adam çok hızlı koşuyordu ama Oğuz’da fena sayılmazdı. Okulda onu geçebilen sadece bir öğrenci daha vardı.
Oğuz adamı göz hapsine almış o şekilde koşuyordu ama çok kalabalık olduğu için bazı zamanlar gözden kaybediyordu.
Koşarak kapalı çarşıdan çıktılar ve NUR-U OSMANiYE CAMii nin yanına kadar geldiler. Adam dışarı çıktıkları zaman arkasına bir an için dönüp tek el ateş etti.
Oğuz hemen eğildi ve sonra koşmaya devam etti.

- Ömer abi ?
- Oğuz nasılsın koçum…..arkadaşla görüşebildin mi ?
- Görüştüm abi, görüştüm….müsteşarlıktaydım…durum raporunu verdim abi.
- iyi yapmışsın koçum….anlamıyorum ki neden böyle bir şey yapsınlar..
- Bilemiyorum abi….gerçekten hiçbir fikrim yok…
- Ne yapıcaksın şimdi….
- Bilmiyorum abi…
- Gel buraya bi çay içeriz….
- Uygun olurmu abi ?
- Olur olur gel…Doğan dün gene sordu seni…onu görmüş olursun hem..
- Tamam abi birazdan geliyorum o zaman.

Otobüse binip GÖLBAŞI’na gitti Özel Kuvvetler Komutanlığı yakınlarında bir yerde indi.

Oğuz arabaya bindi ve doğruca ESKiŞEHiR YOLUNDAKi MiT MÜSTEŞARLIĞININ yolunu tuttular.
Girişteki görevliye şoför ve Oğuz kimliklerini gösterdiler.
Araba girdikten sonra kimlikleri gören görevli telsizinden bir frekans ayarlayıp kısık sesle “ OĞUZ AZ ÖNCE GiRiŞ YAPTI” dedi.
içeri girdiklerinde oğuz ilgili yeri bildiği için hemen oraya yöneldi ve durumun izahını ilgili birime yapmaya başladı. Müsteşarlıktaki işi yaklaşık iki saat sürmüştü.
Çıktığı zaman raporlamasını bilgisayara geçiren kişi telefonundan bir numara çevirip
“OĞUZ KARAKUŞ’UN DURUM RAPORUNU iMHA EDiYORUM” dedi.

Kimsiniz siz dedi Oğuz ölmek üzere olan adama.
BU GECE dedi adam ölmeden önce 15 TEMMUZ……
Adam ölmüştü…
Ceplerini araştırdı adamın ve cüzdanını buldu.
Beyninden vurulmuş gibiydi.
Adamın MiLLi iSTiHBARAT DAiRESi KiMLiK KARTI VARDI…..
AYNI TEŞKiLAT iÇiN ÇALIŞAN ADAMLAR NEDEN BENi HEDEF ALDILAR DiYE DÜŞÜNDÜ.
Olay yerine çok sayıda polis geldi.

Kimliğini gösterip içeri girdi. Büyükçe bir binaydı burası yaklaşık 45.000 askerin bağlı bulunduğu dünyanın en büyük özel operasyon kuvvetlerinden birisiydi.
Ömer abisinin odasına girmeden kapı açıldı ve bir çocuk Oğuza doğru koşmaya başladı.
- Oğuz abiiiiiii
- Vayyyyy aslanım benim yaaaa…..nasılsın
- iyiyim Oğuz abi….babam geleceğini söyledide bende Lojmandan kendim geldim
- Vay be tek başına mı geldin ?
- Evet abi…..annem nasıl gideceğimi anlattı…otobüse bindim tek başıma geldim…
- Aslanım benim be…..ee ne zaman pes atıyoruz…
- Ne zaman istersen abi…son maçın rövanşı var daha….
- Tamam ayarlıyalım onu bi ara…..abi hatırlıyomusun bi keresinde okuldan almayı unutmuştukta kendi başına gelmişti eve hatice abla haşlamıştı ikimizi….ikiye gidiyodu heralde…
- ikiydi o zaman iki…..hahahhahahaha ulan nası korkmuştuk ya…eve gelince nöbetçiye haber bırakmış bide ben eve geldim diye…..ama hanım iyi kızmıştı dimi….
- Öyle abi….
Hadi dedi Ömer abisi, oğluna sen git biraz dışarda takıl bizim Oğuz abinle konuşacağımız şeyler var.

Önce ANKAMALL’a gidip vizyona yeni giren filmlerden birini izlediler.
Çıktıktan sonra hemen ilersindeki BURGER KING’ten bir şeyler alıp konuşmaya başladılar….
Biraz gezdikten sonra çıkıp KIZILAY’a gittiler.
Öğleden sonra Kızılay’da aylak aylak gezinmesini Oğuz önceden beri severdi zaten bugün öğrendiği başka bir şey daha vardı.
ASLINDA AYNI VEYA BENZER ŞEYLERDEN HOŞLANIYORLARDI…..
BUNU FARKETMELERi iÇiN ARADAN UZUN ZAMAN GEÇMESi GEREKiYORDU O KADAR….
Kızılay’ında altını üstüne getirdikten sonra Oğuz kıza bakıp
“ EN SON GENÇLiK PARKINA NE ZAMAN GiTTiN” diye sordu.
Geçen hafta arkadaşlar ile gittik… Peki sen en son GÖKSU PARKINA ne zaman gittin diye sordu Burçin ve arabanın anahtarlarını aldı.
Aslında oğuzdan daha dikkatli sürüyor bile denebilirdi
O gün Burçin belki de hayatındaki en eğlenceli günü yaşamıştı….

5 TEMMUZ 2016
ANKARA….

- Kardeşim ?
- Hııııııııı
- Oğuz ?
- Hıııııııııııııııııı
- Lan uyansana öküz
- Hıııııııııııı lan hıııııııııııııııı
- Hemen buluşmalıyız
- Neden
- Çıktığın görev hakkında…..sanırım olay sandığımızdan da büyük.
Oğuzun gözleri sonuna kadar açılmıştı elindeki telefona iyice sarıldı ve nerede buluşuyoruz dedi.
Çankaya’da bulunan T’RAS BAR ‘ da buluştular.
Yiğit yanında gelirken birde çok eski bir laptop getirmişti.

Bir sürü insan vardı burada..
Göreve gidenler….
Görevden dönenler….
Görev alanlar….
Rapor verenler….
iSTANBUL ve ANKARA’da bunun gibi onlarca yer vardı ve burası bölgenin en küçük raporlama merkezlerinden biriydi.
Her bölge için farklı toplanma yerleri vardı.
Kendi bölgesi IRAK/iRAN/SURiYE yazan yerdeydi.
ilerlemeye başladı.
Odadan içeri girdiği zaman farklı masalardan kendine uygun olan masayı seçti ve görevli kişiye raporunu yazdırdı.

Sonra çok uykusu olduğunu söyleyip , annesinin kendisi için ayırdığı ve kimsenin kalmasına izin vermediği odasına çekilip uyudu……

Bu gelenlerde….
Aynı kamuflajı giyiyorlardı…..
Aynı şeyleri söyleyerek yemin etmişlerdi….
NAMUSUM VE ŞEREFiM ÜZERiNE…..
AND iÇERiM…..
Ama yemin ettikleri vatana ihanet ediyorlardı….
Komutanı aradı OĞUZ’UN ÖMER ABiSiNiN…..
Komutanım geldiler dedi….
Sana dedi komutanı….

KIZILAYDA BiR KAFE……..

- ANNE BEN Bi ARKADAŞIMLA BULUŞTUM ONUNLAYIM BiRAZ GEÇ KALABiLiRiM…
- Eee anlat bakalım neler geçti başından.
- Nereden başlasam ki………liseden sonra bizimkiler beni yurtdışında özel bir üniversiteye yazdırdılar…yüksek lisansımı orada tamamladıktan sonra uzun bir süre LOS ANGELES’te bir şirketin ekonomi ve finans bölümünde çalıştım…sonra oradan daha büyük bir şirkete geçtim ve para biriktirmeye başladım…..sonra işte babamın kötü olduğunu söylediler…buraya geldiğimde çoktan vefat ettiğini söylediler…..Liseyi bitirdiğim sene babama kolon kanseri teşhisi konulmuş onlarda babamı o şekilde görmiyim diye beni göndermişler…bende bunu öğrenince oradaki kariyerimi silip buraya geldim ve TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) ta çalışmaya başladım….önce eski evimizden taşındık sonrada ÜmitKöyden bir ev aldım annem ve benim için….ve şimdide buradayım…..şimdi anlat bakalım sen neler yaptın liseden sonra ?

Yaklaşık dört saatlik bir yolculuktan sonra akşam saatlerinde helikopter Ankara’ya vardı.
Fakat helikopter inmek yerine bir süre daha havada kaldıktan sonra inişe geçmişti. Oğuz’un aklında türlü ,çeşitli sorular dönüp duruyordu.
Hard diski almak için onların arasına sızmıştı, yaptığı ilk sızma değildi bu özellikle KANDiL DAĞINDA yaptıkları operasyon unutulmazlar arasındaydı.
Helikopter büyük bir gürültü ile akşam saatlerinde piste iniş yaptı.

- Beni öldürürsünüz biliyorum…..ama ben ölürsem kimden bilgi alacaksınız ?... kendi teşkilatınızdan mı……şu kadarını söyleyim….bunu bana verdiklerinden teşkilatınızın haberi var….yani bir kısmının haberi var…..hard diski kendimize kopyalamak istediğimiz zaman ise içindeki güvenlik programı çalıştı ve kendini kapattı…..
- Sonra beni görevlendirip… onu sizden almamı istediler… ( Oğuz yere bakarak konuşuyordu )
- Çok akıllısın evlat….bunun için seni seçmiş olmalılar…
- Bunu verdikleri zaman….bakın bizim çok yakında böyle bir planımız var…..biz bunları yaparken siz sakın eylemde bulunmayın diyerek tembihlemek için bizimle konuştular….biliyorsunuz ne zaman dikkatler bir yere çekilse bizi devreye sokarak dikkatlerin dağılması amaçlanıyor…..
- Bizim hükümetimiz mi yapıyor bunu…..

Mecliste çatışma tüm yoğunluğu ile devam ediyordu.
Yiğit sürekli yer değiştiriyor o şekilde ateş ediyordu…
Bir ara Yiğit’in ayağı sendeleyip düştü. Vurulduğunu sanan Oğuz bağırarak yanına geldiği sırada sol kolunda keskin bir acı hissetti…
Sonra aynı acıyı göğsündede hissetti…
Vücudu uyuşmaya başlamıştı…
Dizlerinin bağı çözülerek yere düştü…
En son hatırladığı şey Burçinin saçları ve gülüşüydü….
Sonra Yiğit geldi başına.
Kardeşim diyordu sürekli…
Kardeşim……
Gerisi karanlıktı…..

15 TEMMUZ 2016 gecesi Türkiye ordunun içindeki farklı bir organizasyon tarafından darbe şokunu yaşadı…
Tüm silahlı kuvvetlerin vermediği destek darbenin olumsuz sonuçlanmasını sağladı….
Yüzlerce, binlerce,onbinlerce insan sokaklara döküldü…..
Mermilerin ve tankların karşılarında durdular…
Yüzlerce kişi askerlerin tüfeklerinden çıkan mermilerle can verdi….
Ama vatanı genede teslim etmediler…..

15 temmuzda yapılacak büyük bir operasyonun bilgileri var içinde dedi binbaşı.
- Neden burada peki ?
- Kaçırılmıştı.
- Kim tarafından
- Gizli bilgi evlat söyleyemem
- Peki operasyon nedir ?
- Buda gizli bilgi Oğuz…fakat şunu söyleyebilirim sana….YER YERiNDEN OYNAYACAK.
Helikopter ANKARA AKINCILAR ÜSSÜNE doğru ilerliyordu….