pazar gününe kadar sadece bu baslıkta sicacagim

izninle arada sırada ben de sıçmak isterim

her gün günlük nevalemi de yazacağım buraya hiç uyumayacağıma dair söz verebilirim ama sızarsam da mesuliyet bana ait değildir...

biliniz istedim...

bugünlük nevalemi yazayım önce, 5 tane bomonti, 1 efes xtra, 1 kırmızı turborg, bir efes fıçı bira (şişe), 2,5 paket samsun 216, 4 meyveli kek, bir kase zeytin yağlı limonlu zeytin, bir paket büyük lays( klagib olanından), 1 tl'lik ay çekirdeği ve yarım ekmek... bunların hepsi de eriyecek gibime geliyor...

bir de neşet baba var tabii...

onsuz açılan bira "bira değildir."

bu da böyle biline...

"gonul dağı"

http://fizy.com/#s/1aiq7j

çocukluğuma gelsin...

rizörvid

bugün ismail abi ile iş görüşmesine gittik, halkalı'da, aldık muhsin'in arabasını gittik...

gümrüğün oralarda bir yerde gittiğimiz yer de tam olarak bilmiyorum, yol kenarında 3 katlı beyaz bir bina, büyük bir şirket sanırım... arabayı şirketin otoparkına park ettik, dönen kapıdan içeriye bir girdik ki ne göreyim...

içeriye giriş yasak, labirent gibi bir yol çizmişler, oralardan dönüp sekretere ulaşıyorsun, sekretere ne için geldiğini anlatıyorsun, kim olduğunu kontrol etmek için kimlikleri istiyor, kimliğini veriyorsun o da inceliyor, görüşeceğimiz kişiye telefon açıyor, onaylarsa kart veriyor, o kartları turnikelere okutup içeriye giriyorsun...

dıbına koyduğumun yeri şirket değil sanki ülke...

özel mesaj gelmiş, bakalım kimdenmiş ne diyormuş...

kopi paste yaparım buraya...

(... )

(#114184676) hangi deniz lan o söyle bende geleyim amk

turnikelere kartı okutup gümrüğü geçene kadar bildiğin ürperdim lan!

goynum hep seni arıyor, neredesin sen...

http://fizy.com/#s/1aieyv

Haa yeni mi başladın

rezerved

afiyet olsun panpa. pazar gününe kadar her gün kontrol edicem

Upp + başlık takip

(bkz: yine geldi tipini gibtiğim)

hoş geldin lan takip edecem

Bi güneş batıyor belki burada siz nerdesiniz amk

neyse, asansöre bindik yukarı çıktık yukarı...

çıktığımız katta da başka bir sekreter karşılıyor bizi,

ismail abi önde ben arkasında...

sekreter de kısa boylu, esmer bir hatun, yüzü boya badana içinde olmasına rağmen masum bir güzelliği var, kaşları da yay ki söylemeden de geçemeyeceğim...

sekreter bizi görünce gülümseyerek,

-Zafer bey şu an toplantıda, sizi biraz bekleteceğim

ismail abi, başını sallayarak "tamam kızım" diyerekten sekreterin masasına doğru yaklaştı,

sekreter eliyle bir kapıyı göstererek

-buyurun, burada bekleyebilirsiniz...

ben konuşmuyorum, sadece gözlemliyorum, ismail abiyle gösterdiği odaya girdik, yan yana dizilmiş tekli deri koltuklar, orada büyük bir sehpa, sehpa'nın üzerinde güzel bir arajman...

oda kapısının girişinde kahve makinesi, su sebili, onun yanında da küçük bir raf, kekler, biskiviler falan ne dersen var...

dıbına koyayım, ben alışmışım mahalle bakkalına gidip istediğimi almaya, ya da lokantalara, berberlere gidip iş istemeye de bu kadar alengirli bir yere alışık değilim...

bildiğin heyecan bastı lan,

ismail abiye dönüp

+kalk gidelim abi, buralar bana göre değil
-nasıl
+abi, ben burada çalışamam,
-ne oldu, neden?
+bir şu odaya bak, bir de benim eve bak abi
-ne alakası var cass, burada çalışmayacaksın zaten gemide olacaksın gülüm
+öyle de abi, ne bileyim, ruhum sıkıldı
-ne oldu ki? su getireyim mi sana,
+...
-git bir su iç, bak orada dolap var,
-ne oldu gülüm iyi misin
-su getireyim mi sana?
+yok abi sağol...

dıbını yorddıbını gibeyim, patlayacağım dıbına lan, alışkın değilim ben böyle dünyalara, ben oto tamircisi muhsin'e alışkınım, eli yüzü yağlı olsa da içi dünyası bana baktığı gözünün akı gibi tertemiz, sabahları "peevvvvvvvvvuuuuçaaaa" diye bağıran poğaçacı sabri abiye, bakkaldan çok aile gibi, dağ gib, arkamda duran yunus amcaya alışkınım ve ben o küçük dünyamda mutluyum, çalışmasam da etmesem de o küçük dünyamda huzurluyum, ne işi var buralarda deyip kafamı gibtim bıraktım o an, ki haksız da sayılmazdım dıbına koyayım, iş aramaya geldiğim yer iş yeri değil, bildiğin kasvet yeri...

bir sigara yakalım da ciğerlerimiz şenlensin...