-
1.
+5sonra baktım ki salamı ben dilim dilim değil bildiğin baton olarak almışım, sen benim dalgınlığımdna faydalan o salamı al, benim züte yüklen, yeminlen 3 haftadır yüzüstü yatıyorum, oturamıyorum sağa sola. hazineyi de bu züt genişliğinden faydalanarak benim züte zulaladılar.
-
2.
+1Savaşın NedenleriTümünü Göster
Siyasi Nedenler
Avrupa'da 16.yy'da yaşanan Katolik-Protestan ayrışmasıyla, Kutsal Roma-Cermen imparatorluğu'na bağlı Prenslikler, farklı taraflarda savaşmışlar, tarihte Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) olarak bilinen bu savaş da Vestfalya Antlaşması'yla sona ermiştir. Savaş sonucunda, bugün bile Avrupa Birliği'nin kökenini oluşturan Kutsal Roma Germen imparatorluğu birliği dağılmıştır. Savaşın sonunda Fransa'nın güçlenmesi, tam aksine Kutsal Roma Germen imparatorluğu'nun ve Habsburg Hanedanı'nın zayıflaması sözkonusudur. Bu sonuç Almanya için 19.yy'a kadar sürecek bir zayıflık dönemine ve yine bu tarihlere kadar birliğini kuramamasına neden olmuştur. Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik hareketlerinde de bu olay etkisini göstermiş ve ingiltere, Fransa sömürgecilik alanında hızla güçlenirken Almanya'nın bu alanda geri kalmasına neden olmuştur. 1815’te yapılan Viyana Kongresi ile Avrupa’ya ve geniş anlamda dünyaya yeni bir statü getirilmiş ve buna göre güçler dengesi kurulmuştur. Kırım Savaşı'nda(1853-1856) bu dengelerin Rusya lehine değişmesine engel olmak için, Haçlı Seferleri'nden sonraki en önemli ittifakla, Avrupa Devletleri, Osmanlı imparatorluğu ile birlikte Ruslara karşı savaşmıştır. Yenilgiye uğrayan Ruslar, etkisi 1917 Ekim Devrimi'ne kadar sürecek siyasi ve ekonomik dalgalanmaların etksine gireceklerdir. Yine bu savaşın sonunda, italya Birliği'ne gidecek yollar da açılmıştır.1870 Sedan Savaşı[1] ile Almanya ve italya’nın birliklerini kurmaları, bunların büyük devletler olarak devletler arası ilişkilerde yer almak için girişimlerde bulunmaları, Viyana Kongresi statükosunu ve güçler dengesini büyük ölçüde değiştirmişti. Bundan sonrası ise yeniden bir dengenin kurulması girişimlerine, o da Avrupa’da yeni blokların ortaya çıkmasına ve bunların birbirleriyle çatışmasına yol açmıştır. Bloklar arasındaki gerginlik de karşılıklı silahlanmaya yol açmıştır. Bu da silahlı barış dönemini ortaya çıkarmıştır. Bu dönemde bloklar ve devletler arası ilişkilerde çok yönlü gelişen çatışmalar gerginliği daha da arttırmış ve devletleri bir savaşın eşiğine getirmiştir. Bu genel çerçeve içinde I. Dünya Savaşı'nın nedenleri çeşitli ekonomik, siyasi, askeri gelişmelere dayanmaktadır. Bunlara büyük devletlerin çıkar hesaplarını da eklemek gerekir.Özelikle Prusyanın Avusturyayı yenip Alman birliğini sağladıktan sonra yeni ortaya çıkan Alman Kralığının elinde önemli sömürgeleri olmamasına rağmen dönemin süper gücü ingiliz imparatorluğu'na karşı koyabilecek hatta onu geçebilecek bir sanayi insan gücü ve teknolojı haline gelmesi ve bunun basta ingiltere ve Fransa tarafından engellenmek istemesi başlıca çekişme kaynağıdır.
[1][2][3]
Ekonomik Nedenler
Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik sonucunda ekonomik pozisyonlarını güçlendiren ingiltere ve Fransa, karşı taraftaki Almanya ve italya gibi ülkelerden ekonomik olarak çok ilerideydi. Almanya ve italya, siyasi birliklerini oluşturduktan sonra, 1914'e kadar olan süreçte aradaki farkı kapatmaya çalışmışlardır. ingitere ve Fransa'nın ekonomik hakimiyet alanlarını korumak, Almanya'nın ise bu alanları ele geçirmek niyeti savaşın başlıca ekonomik nedenlerindendir. Bu, sömürgeler, deniz yollarının hakimiyeti, uluslarası ticaret imtiyazları gibi ana başlıklarda değerlendirilebilir. Öte yandan 19.YY sonlarından itibaren kullanılmaya başlayan ve neredeyse 20.yy'a damgasını vuran petrol yataklarının mülkiyeti de savaşın temel ekonomik nedenlerindendir. Osmanlı imparatorluğu'nun hakimiyeti altındaki Ortadoğu Petrol varlığı,19.yy sonlarında özellikle ingilizler tarafından, çeşitli gizli/açık yöntemlerle tesbit edilmişti. ingiltere, petrol siyasetini, 1900'lerde tüm stratejilerinin birinci sırasına koymuştu. Diğer bir konuda Rus imparatorluğu'nun ekonomik durumudur. Rusya,19.yy'ın sonlarında 20.yy'ın başlarında toplumsal dalgalanmanın en fazla görüldüğü ülkedir. Toplumun en büyük kesimini oluşturan köylü sınıfı ve o büyüklükte olmasa da etkin bir işçi sınıfı 1905 Devrimi ile 1917 Ekim Devrimi'ne giden yolu açmıştı. Toplumsal dalgalanmalar ekonomik açıdan Rus imparatorluğu ve Çarlık Rejimi için tehlike oluşturuyordu. Rus Yönetimi bu dalgalanmaları engellemek için siyasi ve ekonomik güç kazanmak zorundaydı.
[1][2][3]
Ülkelerin Stratejileri
ingiltere
1. Elizabeth’in uzun ve başarılı saltanatında(1558-1603) iskoçya’da ingiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı. ingiltere'deki Tudor hanedanıyla, iskoçya'daki Stuart hanedanı arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı. iskoçya Kralı 1. James ingiltere kralı oldu. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalandı. Bu tarihten sonra Büyük Britanya tarihi başlar.
1642-1651 yılları arasında gerçekleşen ingiltere iç Savaşı sonucunda krallık devrildi. Bunun yerine önce parlamento idaresinde (1649–1653) sonra da Oliver Cromwell iktidarında (1653–1659) kısa süren bir cumhuriyet kuruldu. Cromwell'in ölümünün ardından parlamento iç karışıklıkları önlemek için sürgündeki kral 2. Charles'ı krallığı yeniden kurmak üzere ingiltere'ye davet etti.
18. ve 19. yüzyıllarda ingiltere, büyük bir sanayi devleti ve sömürge gücü haline gelen Britanya imparatorluğu'nun merkezi konumundaydı. 19. yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan, Afrika’da bazı devletler, Antil Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu kurulmuştu. Kraliçe Victoria (1837-1901) zamanında ingiltere dünyanın en büyük gücü durumuna geldi. 1877'de Hindistan sömürgeleştirildi. 1882'de Mısır ele geçirildi.
ingiltere 1900'lere gelindiğinde dünyanın en büyük gücü konumundaydı. Bu gücü sömürgeler, deniz yolları hakimiyeti, küresel şirketler aracılığıyla, askeri ve siyasi anlamda da sağlamayı başabilmiştir. 1871'ten itibaren Alman imparatorluğu'nu kendi etkinliğine karşı en önemli tehdit olarak algılamıştır. Çünkü güçlü bir Almanya ingitere için en büyük tehdit olacaktır. Fransa ile sürdüğü ortaklıkta(özellikle Kırım Savaşı bir örnektir.), Fransa'nın da 1871 yenilgisinden itibaren Alman imparatorluğu'na karşı olan düşmanlığı belirleyici nokta olmuştur. Yine aynı şekilde Rusya ile 1.Dünya Savaşı öncesinde temin ettiği ittifak da, Balkanlar ve Doğu Avrupa'da Rusya'nın Pan-Slavizm Politikası ile Almanya'nın Pan-Germen Politikası karşıtlığı temeline oturmuştu.
ingiltere,bir ada ülkesi olması nedeniyle, savunma stratejisini Hollanda ve Belçika'nın Almanya'ya karşı dirençli olması esasına dayandırmaktaydı.[4]
Alman imparatorluğu'nun ingiltere için gerek ekonomik gerekse de siyasi tehdit haline gelmesi ingiltere için tartışmasız bir savaş nedeniydi. Aynı zamanda, sömürgelerin korunması, deniz yollarının kontrol altında tutulması, küresel şirketlerin hakimiyeti ve en önemlisi Ortadoğu Enerji Koridoru'na sahip olmak stratejileri tamamen Almanya imparatorluğu çıkarlarıyla çatışmaktadır. -
3.
+1ccc papaz büyüsü giber ccc
-
4.
+1okuyanı gibsinler
amlı yazsa bile gibsen okumam -
5.
+1@35 sende bi hikaye tasarlasana panpa senide okuyalım
-
6.
+1Savaşın NedenleriTümünü Göster
Siyasi Nedenler
Avrupa'da 16.yy'da yaşanan Katolik-Protestan ayrışmasıyla, Kutsal Roma-Cermen imparatorluğu'na bağlı Prenslikler, farklı taraflarda savaşmışlar, tarihte Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) olarak bilinen bu savaş da Vestfalya Antlaşması'yla sona ermiştir. Savaş sonucunda, bugün bile Avrupa Birliği'nin kökenini oluşturan Kutsal Roma Germen imparatorluğu birliği dağılmıştır. Savaşın sonunda Fransa'nın güçlenmesi, tam aksine Kutsal Roma Germen imparatorluğu'nun ve Habsburg Hanedanı'nın zayıflaması sözkonusudur. Bu sonuç Almanya için 19.yy'a kadar sürecek bir zayıflık dönemine ve yine bu tarihlere kadar birliğini kuramamasına neden olmuştur. Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik hareketlerinde de bu olay etkisini göstermiş ve ingiltere, Fransa sömürgecilik alanında hızla güçlenirken Almanya'nın bu alanda geri kalmasına neden olmuştur. 1815’te yapılan Viyana Kongresi ile Avrupa’ya ve geniş anlamda dünyaya yeni bir statü getirilmiş ve buna göre güçler dengesi kurulmuştur. Kırım Savaşı'nda(1853-1856) bu dengelerin Rusya lehine değişmesine engel olmak için, Haçlı Seferleri'nden sonraki en önemli ittifakla, Avrupa Devletleri, Osmanlı imparatorluğu ile birlikte Ruslara karşı savaşmıştır. Yenilgiye uğrayan Ruslar, etkisi 1917 Ekim Devrimi'ne kadar sürecek siyasi ve ekonomik dalgalanmaların etksine gireceklerdir. Yine bu savaşın sonunda, italya Birliği'ne gidecek yollar da açılmıştır.1870 Sedan Savaşı[1] ile Almanya ve italya’nın birliklerini kurmaları, bunların büyük devletler olarak devletler arası ilişkilerde yer almak için girişimlerde bulunmaları, Viyana Kongresi statükosunu ve güçler dengesini büyük ölçüde değiştirmişti. Bundan sonrası ise yeniden bir dengenin kurulması girişimlerine, o da Avrupa’da yeni blokların ortaya çıkmasına ve bunların birbirleriyle çatışmasına yol açmıştır. Bloklar arasındaki gerginlik de karşılıklı silahlanmaya yol açmıştır. Bu da silahlı barış dönemini ortaya çıkarmıştır. Bu dönemde bloklar ve devletler arası ilişkilerde çok yönlü gelişen çatışmalar gerginliği daha da arttırmış ve devletleri bir savaşın eşiğine getirmiştir. Bu genel çerçeve içinde I. Dünya Savaşı'nın nedenleri çeşitli ekonomik, siyasi, askeri gelişmelere dayanmaktadır. Bunlara büyük devletlerin çıkar hesaplarını da eklemek gerekir.Özelikle Prusyanın Avusturyayı yenip Alman birliğini sağladıktan sonra yeni ortaya çıkan Alman Kralığının elinde önemli sömürgeleri olmamasına rağmen dönemin süper gücü ingiliz imparatorluğu'na karşı koyabilecek hatta onu geçebilecek bir sanayi insan gücü ve teknolojı haline gelmesi ve bunun basta ingiltere ve Fransa tarafından engellenmek istemesi başlıca çekişme kaynağıdır.
[1][2][3]
Ekonomik Nedenler
Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik sonucunda ekonomik pozisyonlarını güçlendiren ingiltere ve Fransa, karşı taraftaki Almanya ve italya gibi ülkelerden ekonomik olarak çok ilerideydi. Almanya ve italya, siyasi birliklerini oluşturduktan sonra, 1914'e kadar olan süreçte aradaki farkı kapatmaya çalışmışlardır. ingitere ve Fransa'nın ekonomik hakimiyet alanlarını korumak, Almanya'nın ise bu alanları ele geçirmek niyeti savaşın başlıca ekonomik nedenlerindendir. Bu, sömürgeler, deniz yollarının hakimiyeti, uluslarası ticaret imtiyazları gibi ana başlıklarda değerlendirilebilir. Öte yandan 19.YY sonlarından itibaren kullanılmaya başlayan ve neredeyse 20.yy'a damgasını vuran petrol yataklarının mülkiyeti de savaşın temel ekonomik nedenlerindendir. Osmanlı imparatorluğu'nun hakimiyeti altındaki Ortadoğu Petrol varlığı,19.yy sonlarında özellikle ingilizler tarafından, çeşitli gizli/açık yöntemlerle tesbit edilmişti. ingiltere, petrol siyasetini, 1900'lerde tüm stratejilerinin birinci sırasına koymuştu. Diğer bir konuda Rus imparatorluğu'nun ekonomik durumudur. Rusya,19.yy'ın sonlarında 20.yy'ın başlarında toplumsal dalgalanmanın en fazla görüldüğü ülkedir. Toplumun en büyük kesimini oluşturan köylü sınıfı ve o büyüklükte olmasa da etkin bir işçi sınıfı 1905 Devrimi ile 1917 Ekim Devrimi'ne giden yolu açmıştı. Toplumsal dalgalanmalar ekonomik açıdan Rus imparatorluğu ve Çarlık Rejimi için tehlike oluşturuyordu. Rus Yönetimi bu dalgalanmaları engellemek için siyasi ve ekonomik güç kazanmak zorundaydı.
[1][2][3]
Ülkelerin Stratejileri
ingiltere
1. Elizabeth’in uzun ve başarılı saltanatında(1558-1603) iskoçya’da ingiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı. ingiltere'deki Tudor hanedanıyla, iskoçya'daki Stuart hanedanı arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı. iskoçya Kralı 1. James ingiltere kralı oldu. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalandı. Bu tarihten sonra Büyük Britanya tarihi başlar.
1642-1651 yılları arasında gerçekleşen ingiltere iç Savaşı sonucunda krallık devrildi. Bunun yerine önce parlamento idaresinde (1649–1653) sonra da Oliver Cromwell iktidarında (1653–1659) kısa süren bir cumhuriyet kuruldu. Cromwell'in ölümünün ardından parlamento iç karışıklıkları önlemek için sürgündeki kral 2. Charles'ı krallığı yeniden kurmak üzere ingiltere'ye davet etti.
18. ve 19. yüzyıllarda ingiltere, büyük bir sanayi devleti ve sömürge gücü haline gelen Britanya imparatorluğu'nun merkezi konumundaydı. 19. yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan, Afrika’da bazı devletler, Antil Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu kurulmuştu. Kraliçe Victoria (1837-1901) zamanında ingiltere dünyanın en büyük gücü durumuna geldi. 1877'de Hindistan sömürgeleştirildi. 1882'de Mısır ele geçirildi.
ingiltere 1900'lere gelindiğinde dünyanın en büyük gücü konumundaydı. Bu gücü sömürgeler, deniz yolları hakimiyeti, küresel şirketler aracılığıyla, askeri ve siyasi anlamda da sağlamayı başabilmiştir. 1871'ten itibaren Alman imparatorluğu'nu kendi etkinliğine karşı en önemli tehdit olarak algılamıştır. Çünkü güçlü bir Almanya ingitere için en büyük tehdit olacaktır. Fransa ile sürdüğü ortaklıkta(özellikle Kırım Savaşı bir örnektir.), Fransa'nın da 1871 yenilgisinden itibaren Alman imparatorluğu'na karşı olan düşmanlığı belirleyici nokta olmuştur. Yine aynı şekilde Rusya ile 1.Dünya Savaşı öncesinde temin ettiği ittifak da, Balkanlar ve Doğu Avrupa'da Rusya'nın Pan-Slavizm Politikası ile Almanya'nın Pan-Germen Politikası karşıtlığı temeline oturmuştu.
ingiltere,bir ada ülkesi olması nedeniyle, savunma stratejisini Hollanda ve Belçika'nın Almanya'ya karşı dirençli olması esasına dayandırmaktaydı.[4]
Alman imparatorluğu'nun ingiltere için gerek ekonomik gerekse de siyasi tehdit haline gelmesi ingiltere için tartışmasız bir savaş nedeniydi. Aynı zamanda, sömürgelerin korunması, deniz yollarının kontrol altında tutulması, küresel şirketlerin hakimiyeti ve en önemlisi Ortadoğu Enerji Koridoru'na sahip olmak stratejileri tamamen Almanya imparatorluğu çıkarlarıyla çatışmaktadır. -
7.
+2 -1Savaşın NedenleriTümünü Göster
Siyasi Nedenler
Avrupa'da 16.yy'da yaşanan Katolik-Protestan ayrışmasıyla, Kutsal Roma-Cermen imparatorluğu'na bağlı Prenslikler, farklı taraflarda savaşmışlar, tarihte Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) olarak bilinen bu savaş da Vestfalya Antlaşması'yla sona ermiştir. Savaş sonucunda, bugün bile Avrupa Birliği'nin kökenini oluşturan Kutsal Roma Germen imparatorluğu birliği dağılmıştır. Savaşın sonunda Fransa'nın güçlenmesi, tam aksine Kutsal Roma Germen imparatorluğu'nun ve Habsburg Hanedanı'nın zayıflaması sözkonusudur. Bu sonuç Almanya için 19.yy'a kadar sürecek bir zayıflık dönemine ve yine bu tarihlere kadar birliğini kuramamasına neden olmuştur. Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik hareketlerinde de bu olay etkisini göstermiş ve ingiltere, Fransa sömürgecilik alanında hızla güçlenirken Almanya'nın bu alanda geri kalmasına neden olmuştur. 1815’te yapılan Viyana Kongresi ile Avrupa’ya ve geniş anlamda dünyaya yeni bir statü getirilmiş ve buna göre güçler dengesi kurulmuştur. Kırım Savaşı'nda(1853-1856) bu dengelerin Rusya lehine değişmesine engel olmak için, Haçlı Seferleri'nden sonraki en önemli ittifakla, Avrupa Devletleri, Osmanlı imparatorluğu ile birlikte Ruslara karşı savaşmıştır. Yenilgiye uğrayan Ruslar, etkisi 1917 Ekim Devrimi'ne kadar sürecek siyasi ve ekonomik dalgalanmaların etksine gireceklerdir. Yine bu savaşın sonunda, italya Birliği'ne gidecek yollar da açılmıştır.1870 Sedan Savaşı[1] ile Almanya ve italya’nın birliklerini kurmaları, bunların büyük devletler olarak devletler arası ilişkilerde yer almak için girişimlerde bulunmaları, Viyana Kongresi statükosunu ve güçler dengesini büyük ölçüde değiştirmişti. Bundan sonrası ise yeniden bir dengenin kurulması girişimlerine, o da Avrupa’da yeni blokların ortaya çıkmasına ve bunların birbirleriyle çatışmasına yol açmıştır. Bloklar arasındaki gerginlik de karşılıklı silahlanmaya yol açmıştır. Bu da silahlı barış dönemini ortaya çıkarmıştır. Bu dönemde bloklar ve devletler arası ilişkilerde çok yönlü gelişen çatışmalar gerginliği daha da arttırmış ve devletleri bir savaşın eşiğine getirmiştir. Bu genel çerçeve içinde I. Dünya Savaşı'nın nedenleri çeşitli ekonomik, siyasi, askeri gelişmelere dayanmaktadır. Bunlara büyük devletlerin çıkar hesaplarını da eklemek gerekir.Özelikle Prusyanın Avusturyayı yenip Alman birliğini sağladıktan sonra yeni ortaya çıkan Alman Kralığının elinde önemli sömürgeleri olmamasına rağmen dönemin süper gücü ingiliz imparatorluğu'na karşı koyabilecek hatta onu geçebilecek bir sanayi insan gücü ve teknolojı haline gelmesi ve bunun basta ingiltere ve Fransa tarafından engellenmek istemesi başlıca çekişme kaynağıdır.
[1][2][3]
Ekonomik Nedenler
Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik sonucunda ekonomik pozisyonlarını güçlendiren ingiltere ve Fransa, karşı taraftaki Almanya ve italya gibi ülkelerden ekonomik olarak çok ilerideydi. Almanya ve italya, siyasi birliklerini oluşturduktan sonra, 1914'e kadar olan süreçte aradaki farkı kapatmaya çalışmışlardır. ingitere ve Fransa'nın ekonomik hakimiyet alanlarını korumak, Almanya'nın ise bu alanları ele geçirmek niyeti savaşın başlıca ekonomik nedenlerindendir. Bu, sömürgeler, deniz yollarının hakimiyeti, uluslarası ticaret imtiyazları gibi ana başlıklarda değerlendirilebilir. Öte yandan 19.YY sonlarından itibaren kullanılmaya başlayan ve neredeyse 20.yy'a damgasını vuran petrol yataklarının mülkiyeti de savaşın temel ekonomik nedenlerindendir. Osmanlı imparatorluğu'nun hakimiyeti altındaki Ortadoğu Petrol varlığı,19.yy sonlarında özellikle ingilizler tarafından, çeşitli gizli/açık yöntemlerle tesbit edilmişti. ingiltere, petrol siyasetini, 1900'lerde tüm stratejilerinin birinci sırasına koymuştu. Diğer bir konuda Rus imparatorluğu'nun ekonomik durumudur. Rusya,19.yy'ın sonlarında 20.yy'ın başlarında toplumsal dalgalanmanın en fazla görüldüğü ülkedir. Toplumun en büyük kesimini oluşturan köylü sınıfı ve o büyüklükte olmasa da etkin bir işçi sınıfı 1905 Devrimi ile 1917 Ekim Devrimi'ne giden yolu açmıştı. Toplumsal dalgalanmalar ekonomik açıdan Rus imparatorluğu ve Çarlık Rejimi için tehlike oluşturuyordu. Rus Yönetimi bu dalgalanmaları engellemek için siyasi ve ekonomik güç kazanmak zorundaydı.
[1][2][3]
Ülkelerin Stratejileri
ingiltere
1. Elizabeth’in uzun ve başarılı saltanatında(1558-1603) iskoçya’da ingiliz etkisinde farklılık görülmeye başlandı. ingiltere'deki Tudor hanedanıyla, iskoçya'daki Stuart hanedanı arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı. iskoçya Kralı 1. James ingiltere kralı oldu. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalandı. Bu tarihten sonra Büyük Britanya tarihi başlar.
1642-1651 yılları arasında gerçekleşen ingiltere iç Savaşı sonucunda krallık devrildi. Bunun yerine önce parlamento idaresinde (1649–1653) sonra da Oliver Cromwell iktidarında (1653–1659) kısa süren bir cumhuriyet kuruldu. Cromwell'in ölümünün ardından parlamento iç karışıklıkları önlemek için sürgündeki kral 2. Charles'ı krallığı yeniden kurmak üzere ingiltere'ye davet etti.
18. ve 19. yüzyıllarda ingiltere, büyük bir sanayi devleti ve sömürge gücü haline gelen Britanya imparatorluğu'nun merkezi konumundaydı. 19. yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan, Afrika’da bazı devletler, Antil Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu kurulmuştu. Kraliçe Victoria (1837-1901) zamanında ingiltere dünyanın en büyük gücü durumuna geldi. 1877'de Hindistan sömürgeleştirildi. 1882'de Mısır ele geçirildi.
ingiltere 1900'lere gelindiğinde dünyanın en büyük gücü konumundaydı. Bu gücü sömürgeler, deniz yolları hakimiyeti, küresel şirketler aracılığıyla, askeri ve siyasi anlamda da sağlamayı başabilmiştir. 1871'ten itibaren Alman imparatorluğu'nu kendi etkinliğine karşı en önemli tehdit olarak algılamıştır. Çünkü güçlü bir Almanya ingitere için en büyük tehdit olacaktır. Fransa ile sürdüğü ortaklıkta(özellikle Kırım Savaşı bir örnektir.), Fransa'nın da 1871 yenilgisinden itibaren Alman imparatorluğu'na karşı olan düşmanlığı belirleyici nokta olmuştur. Yine aynı şekilde Rusya ile 1.Dünya Savaşı öncesinde temin ettiği ittifak da, Balkanlar ve Doğu Avrupa'da Rusya'nın Pan-Slavizm Politikası ile Almanya'nın Pan-Germen Politikası karşıtlığı temeline oturmuştu.
ingiltere,bir ada ülkesi olması nedeniyle, savunma stratejisini Hollanda ve Belçika'nın Almanya'ya karşı dirençli olması esasına dayandırmaktaydı.[4]
Alman imparatorluğu'nun ingiltere için gerek ekonomik gerekse de siyasi tehdit haline gelmesi ingiltere için tartışmasız bir savaş nedeniydi. Aynı zamanda, sömürgelerin korunması, deniz yollarının kontrol altında tutulması, küresel şirketlerin hakimiyeti ve en önemlisi Ortadoğu Enerji Koridoru'na sahip olmak stratejileri tamamen Almanya imparatorluğu çıkarlarıyla çatışmaktadır. -
8.
+1hatçe tam bi dul avratsın bacım tam kocakarısın ha =)
-
9.
+1@35 wow mu bu amk
-
10.
+1dede korkut terk
-
11.
+1@1 madam oğuz atay terk beyler
-
12.
+1gibiş sokuş yoksa dinleyeni gibsinler
-
13.
0nas felak okusun bişiciği kalmaz
gülesim geldi gene amk harbiden bu cinler bizden başka herkeze geliyolar dıbınakorum böle işin bitae şurda ben cin gördüm dicek varmı amk hep birinin bişisi zütüyo bunları -
14.
0özet geçin lütfen panpalar.
-
15.
0yalan söylemiyorummmmmm yemin ederimmm ben gormedım ama sesler duydummmmmm
-
16.
0Stalingrad Muharebesi, Stalingrad Meydan Muharebesi[1] veya Stalingrad Savaşı, II. Dünya Savaşı’nın Doğu Cephesi'nde, Nazi ordularıyla Kızıl Ordu arasında, Stalingrad kenti için yapılan savaştır. Hemen hemen tüm tarihçiler tarafından II. Dünya Savaşı’nın kesin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Bu savaş, tarafların tüm güç ve azimlerini ortaya koydukları, kıran kırana süren ve sonuçta tarihin en kanlı savaşıdır.Tümünü Göster
II. Dünya Savaşı üzerine yazan hemen bütün tarih yazarlarının ortak kanaati, Stalingrad Muharebesi'nin II. Dünya Savaşının dönüm noktası olduğu şeklindedir. Nazi Almanyasının Doğu'ya yayılma (Neuer Lebensraum im Osten: Doğu'da Yeni Yaşam Alanı) siyaseti temelinde, Ağustos 1942 tarihi, Alman ordularının zirveye ulaştığı tarihtir. Bu tarihte kıta Avrupasının neredeyse tümü Alman işgali altındadır. Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Polonya, Danimarka, Norveç, Fransa, Çekoslovakya, Sırbistan, Yunanistan Alman çizmeleriyle çiğnenmektedir. Alman ordu birlikleri 22 Haziran 1941'de Sovyetler Birliği'ne karşı, daha yeni imzaladıkları karşılıklı saldırmazlık anlaşmasını (Molotov-Ribbentrop Paktı) hiçe sayarak, Barbarossa Harekatı adını verdikleri operasyona başlarlar ve saldırıya geçerler. Almanların esas aldıkları üç şehir, aynı zamanda Rusya'yı Kuzey-Güney ekseninde ikiye ayıran bir hattı da çizmekte olan Leningrad-Moskova-Stalingrad'dır. ilk başarısızlıklarını 1941 kışında Moskova önlerinde yaşarlar. Bununla birlikte Leningrad Alman kuşatması altındadır.
Ağustos 1942'de savaş, bugün Volgograd adını almış bulunan ve Stalin'in adını taşıyan Stalingrad yakınlarına ulaşır. Şehrin stratejik öneminin yanı sıra, taşıdığı isimden kaynaklanan pgibolojik değeri de bu şehri bir mahşer yerine çevirecektir.
Stalingrad Muharebesi, Nazilerin dünyayı fethetme umutlarının sonunu temsil ettiği gibi, direnen Avrupa ve dünya halklarına da moral kaynağı olmuş, yenilmez bilinen kudretli Alman ordularının yok edilebileceğini göstermiştir.
Konu başlıkları
[gizle]
* 1 Stalingrad Muharebesi öncesi
o 1.1 1941 yılı Doğu Cephesi
o 1.2 1942 yılı Alman yaz taarruzu
* 2 Stalingrad Kuşatması
* 3 Sovyet karşı taarruzu
* 4 Stalingrad’da Kızıl Ordu çemberi
* 5 Stalingrad'da silahlar sustuktan sonra Doğu Cephesi
* 6 Kaynakça
* 7 Kültürel etkileri
o 7.1 ilgili edebi eserler
* 8 Dış bağlantılar
Stalingrad Muharebesi öncesi [değiştir]
1941 yılı Doğu Cephesi [değiştir]
22 Haziran 1941 günü Alman birliklerinin sınırı geçmesiyle başlayan Alman-Sovyet savaşı, harekatın ilk aylarında Alman zırhlı birliklerinin hızlı ilerlemeleriyle sürmüştü. Kuzeyde Leningrad’ı kuşatan birlikler, Hitler’in talimatıyla kente yönelik taarruzlarını durdurmuşlar, kuşatma durumunda kalmışlardı. Merkezde ise Hitler, Moskova konusunda ısrarlıydı. Ne var ki, Kızıl Ordunun inatçı direnişi karşısında Alman ilerleyişi Moskova varoşlarında durdurulmuştu. Güney cephede ise Alman birlikleri Kiev’i ele geçirmişlerdi.
Tüm bu hızlı ilerlemelere karşın 1941 yılı sonuna gelindiğinde Alman ilerlemesi de durma noktasına gelmiştir. Hemen ardından başlayan Kızıl Ordu taarruzları ise Alman kuvvetlerine ağır kayıplar verdirmiş, özellikle merkez cephede hatlarını yer yer 100 km. geri çekmek zorunda kalmalarına yol açmıştı. 1942 yılının Şubat ayı sonlarında gerek kış koşulları gerek ağır kayıplar dolayısıyla Sovyet ilerleyişi de durmak zorunda kalmış ve tüm Doğu Cephesinde durum istikrar bulmuştur.
1942 yılı Alman yaz taarruzu [değiştir]
1942 yılının ilk ayları, her iki tarafın da kuvvetlerini ve ikmal depolarını takviye etmeleriyle ve geniş çaplı bir askeri harekat için gereken diğer hazırlıklarla geçti. Bu arada, kışın kar ve buzu, ilkbaharın eriyen karlar ve taşan ırmakların yol açtığı çamuru gibi şartlar da ortadan kalkmış oldu.
Ağustos 1942, Alman ordularının gücünün ve yayılmasının zirveye ulaştığı tarihtir. Bu tarihte Avrupa kıtasının neredeyse tümü Alman işgali altındadır. Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Polonya, Danimarka, Norveç, Fransa, Çekoslovakya, Sırbistan, Yunanistan Alman işgali altındadır.
Rusya’daki savaşın ikinci yılında Hitler, harekatın yönünü Moskova’dan güney cepheye, yani Stalingrad ve Kafkasya’ya çevirme kararındadır. Generallerinin hemen hepsi Moskova yönünde taarruza devam edilmesinden yanadırlar fakat Hitler, “Ne yazık ki generallerim savaş ekonomisi bilmiyorlar” diyerek kestirip atacak ve harekat için gerekli emirleri verecektir.
Almanların 1942 yaz taarruzlarının ana planı, Mavi Harekâtı kod adıyla kayıtlara geçen plandır. Esasen Mavi Harekâtı, Don - Donets koridorunun ele geçirilmesi ve bir yönden Stalingrad, diğer yönden de Kafkasya yolunun açılması operasyonudur.
Bu planın uygulamaya geçilmesinden önce Kırım yarımadasındaki Sivastopol kentinin ve hemen onun karşısındaki Kerç yarımadasının alınması, en azından burada konuşlanmış olan Kızıl Ordu birliklerinin bloke edilmesi öngörülmüştür.
Mavi Harekât 28 Haziran 1942 tarihinde başlanır. Donets Nehri'ni geçerek Don Nehri'nin batı kıyıları boyunca güney doğuya ilerleyen Alman 6. Ordusu ile 4. Panzer Ordusu'nun Stalingrad'a taarruz edebilecek pozisyona gelmesi, Temmuz ayı ortalarını bulmuştur. Öte yandan diğer ordu grubunun da 23 Temmuz 1942 tarihinde Rostov’un almasıyla Alman orduları önünde Kafkasya’nın yolu açılmıştır. Mavi Operasyonun her iki stratejik hedefine de, -Stalingrad ve Kafkasya yollarının açılması- ulaşılmıştır. Bu aşamadan sonra 1942 yılı yaz taarruzlarına iki koldan devam edilecektir.
Stalingrad Kuşatması [değiştir]
Nazi Almanyası'nın yaz taarruzu
General Aleksandr Mikhailoviç Vasilevski’nin “Unutulmaz, trajik bir gün” olarak tanımladığı 23 Ağustos 1942 günü Stalingrad’a yönelik Alman taarruzunun başladığı gündür. Luftwaffe’nin bombardıman uçakları, yaklaşık dört bin çıkış yaparak kenti 48 saat boyunca bombalamışlardır. Kentin yaklaşık yüzde cikseni tahrip olurken binlerce sivil de yaşdıbını yitirmiştir. infilak eden akaryakıt depolarından metrelerce yükselen alev dilimleri kenti cehenneme çevirmiştir.
Bombardımanın başlamasıyla birlikte General Friedrich Paulus’un 6. Ordusu, Don nehrini geçerek kuzey batıdan, General Hermann Hoth’un 4. Panzer Ordusu da güney batıdan Stalingrad’a yönelmişti. iki üç gün içinde Sovyet hatları yarılmış ve Almanlar kentin kuzeyinde ve güneyinde Volga kıyılarına ulaşmışlardı. Böylece Stalingrad Savunması, Volga nehriyle Alman yarı çemberi arasında sıkışıp kuşatılmış olmaktadır.
Bölgedeki Kızıl Ordu birliklerin savaşçı unsurları yetersizdir, çoğu ekgib kadrolu birliklerdir. Mayıs ayında girişilen Harkov saldırısında uğranılan ağır kayıplar henüz giderilebilmiş değildir. Top mevcudu da yetersizdir, bazı cephelerde havan toplarıyla savunma yapmak zorunda kalınmaktadır.
iki gün içinde General Hoth’un panzer birlikleri Sovyetlerin iki savunma hattını çökertmiştir. En içteki üçüncü savunma hattı önünde durdurulursa da 25 Ağustos 1942 günü bu savunma hattı da yarılır. General Yeremenko, iki Sovyet ordusuna geri çekilme emri vermek zorunda kalmıştır. Tam zamanında verilen bir karardır bu çünkü, ertesi gün General Paulus’un 6. Ordu’su kuzeyden saldırıya geçmiştir.
26 Ağustos 1942 günü General Georgi Jukov, Stalin tarafından Yüksek Komutan Yardımcılığı’na atanmıştır. Kızıl Ordu’nun sevk ve idaresi konusunda, Stalin’den sonra yetkili kişidir ve Stalingrad savunmasından doğrudan sorumludur artık.
30 Ağustos günü, Alman birliklerinin kenti kuşatma operasyonu tamamlanmıştır, Stalingrad artık kuşatma altındadır.
3 Eylül 1942 günü Kızıl Ordu birlikleri mevzilerini terk ederek kentin varoşlarına çekilmek zorunda kalıyorlar. Tüm takviye ve ikmal, Volga nehri üzerinden mavnalarla yapılmaktadır. Alman topçu ateşi ve uçakların pikeleri, çok sayıda mavnanın nehri geçemeyerek sulara gömülmesine yol açmaktadır. Silah, cephane ve sıhhi malzemeye öncelik verildiği için askerlere verilen günlük istihkak hızla düşmektedir.
4 Eylül günü panzer birlikleri kentin güney varoşlarına girerler. Ertesi gün Sovyetlerin giriştiği bir karşı saldırı hezimetle sonuçlanır. 7 Eylül'de kentin havaalanı Almanların eline geçiyor. 9 Eylülde ise Almanlar, Moskova-Astragan demiryolu hattını kesiyorlar. Müttefik yardımlarını taşıyan ana arter kesilmiştir.
12 Eylülde Sovyetler kentin varoşlarından çekilmek zorunda kalıyorlar. 14 Eylülde bir Alman piyade tümeni kentin merkezine iyice yaklaşıyor. Kenti savunmakla görevli Sovyet 62. Ordu’sunun direnişi son derece yırtıcı ve ölümünedir, bu birliğe gönderilen her askerin ortalama yaşam süresi 24 saatten azdır. -
17.
0neyse hikayeyi cokkk sukur bıtırdık yaaaaaaa ama guzeldı benı dınledıgınız ve aldıgım cok super mesajlarınız ıcın saolun
-
18.
0@196 ulan mal amac osmanlıyı cokertmekdi çökertemeyince hazineleri sakladılar ve eğer çökerse onları yollayan devletler o hazineleri cıkaracakdı
volcan denen adam cok zeki ve kurnazdı hazineleri cok zor ama cok zor bulunur ayrıca adam cok acımasızdı butun hazinelerini sakladıktan sonra eskiya grubuna yemek verip zehirletti amacı bulgar imparatorlugu kurulması idi -
19.
0@1 ilk cümleni okurken nefesim yetmedi amk. virgül kullan.
-
20.
0işin gücün yok mu senin evladım
-
the vikings sozluge ozgur ozel yeniligi getirmis
-
din harici bir şey konuşmayalım
-
0020 sosyal medya maceraları
-
allahsız kitapsız milli dini manevi değeri olmayan
-
2021 ramazan ayı inci sözlük
-
ailemin mancigina goyum la
-
the vikingss bile ben sarhoş olunca
-
aşko kuşko sevgiler minişko omaygad free night
-
ne kadar sövsem az
-
dedemin kitli çekmecesinde şöyle bişey buldum aga
-
yıllardır sittin seneyi gibtin sene sanırdım
-
türkiye de felaketlerden ölenlere üzülen yok
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 24 01 2025
-
kimdir necidir tanımam ama
-
insallah 3 takimimizda avrupadan elenir
-
ben bu vatan icin 6 ay askerlik yaptım
-
ohhhh yavrum benım
-
ya moruk ecnebinin yaptığı makine harbi makine
-
keske dunya da da hayat olmasaydi
-
kuran kursu smackdown
-
allahini
-
polis asker guvenlik basvurdum almadilar
-
imralı görüşmeleri aynı kız isteme
-
bu akşam da doyduk elhamdülillah
-
hakan sukur cok iyi forvetti
-
yalnızlıktan bitmeyen beraberliğe
-
teoman ile cübbeli ahmet arasında 2 yaş var
-
yaşamak acı verici geçmeyecek
-
temizlik gorevlisi bile kpss ile
-
bir erkegin en çaresiz kaldığı an
- / 2