-5
O saat 18 yaşındaydım ve o Eczanede işe yeni başlamıştım. Patronum 30 yaşında, kel olmasına mukabil oldukça yakışıklı biriydi. şu denli düzgün kalpliydi. O akşam bizim Eczane nöbetçiydi. henüz önce çalıştığım Eczanelerde tek nöbete kalmamıştım. Patronum nöbete benim bile kalacağımı söyledi. Yatarken giymek için hiçbir şeyimin olmadığını söyledim. Patronum da, “Önemli değil, tarz doğrusu sıcak. Pantolonunun altında bâtın çamaşırın vardır herhalde?” dedi. Gülerek, “Tabii var abi!” dedim. yalnızca uykumun hayli bunaltıcı olduğunu, bap çalınırsa duymayabileceğimi söyledim. O da, “Ben uyanırım.” dedi. geceleyin zaman 12’ye geliyordu, çıktı mevrut revan alıcı kalmamıştı. Patron, istersem yatabileceğimi söyledi. kayırıcı tarafa geçtiğimde döşek hazırdı. Bana, “Elbisenle yatma sakın!” diye seslendi. zaten üzerimde bir tişört bir pantolon vardı, onları çıkarıp külotla yatağa yattım. yalnız uyumuşum. Nekadar hengâm uyuduğumu bilmiyorum, yalnız yanımda bir cevvaliyet hissederek uyandım. Patronum beni uyandırmamaya hız ederek yavaşça yatağa girmişti. Sırtını bana çevirerek bir süre yattı. Uykum kaçmıştı, fakat uyuyormuş üzere yapıyordum. çünkü agâh olursam, encam müşteriyle benim ilgilenmem gerekebilirdi. Bir süre sonra işveren bana dokunarak uyuyup uyumadığımı denetçi etti. on paralık renk vermedim, uyuyor numarasına devam ettim. patron elini üzerimden aşırıp göğsümün üzerine, memelerime koydu. Koydu fakat elini hiç devinim ettirmiyordu. Derken eli yavaş alçak dun rast kayarak, tam da gibimim üzerine durdu. Eli gibimin üzerine yeniden tek faaliyet etmiyordu. fakat gibimin üstünde bir ayvaz elinin varlığı beni tahrik etmişti. O güne derece tek sap bana cinsel anlamda dokunmamıştı. Ve bu tıp ilişkilerden de tiksinti ettiğimi sanıyordum. hatta bana eşcinsel ilişkiteklif eden arkadaşlarımla cenk etmiş, onlarla selamı sabahı üstelik kesmiştim. ancak yakında hâl farklıydı. Bana yapışık patronumdu. Hem işimi, hem de patronumu şu denli seviyordum. bilgili olduğumu hissettirirsem, hem bu düzgün patronu hem bile işimi kaybedebilirdim. O yüzden ne olursa olsun uyuyormuş numarasına devam etmeye hüküm verdim. başkaca hâlâ patronun uyuyup uyumadığını da tam anlamış değildim, ihtimal de bunları uykusunda yapıyordu. Duyduğum heyecanla gibim taş gibi olmuştu, gibimin tab külotumdan hariç çıkmış, patronun eline değiyordu. Bu da benim içimi gıcıklıyordu. Derken işveren elini eylem ettirmeye, alçak alçak gibimin başını okşamaya başladı. Aldığım zevkten ötürü gibimden bir iki katre tat yayılma akmıştı. Patronum parmaklarıyla aldığı sıvıyı gibimin başına dağıtıyor, gibimin kayganlaşan bası bana ekstra beğeni veriyordu. Ne olursa olsun aynagöz olduğumu belirli etmemeliydim, bu lezzet bitmemeliydi. gibimiyice sertleşmişti ve patronun elini tamamen dolduruyordu. işveren benim uyuduğumdan sıkıca emniyetli olmalıydı ki, aheste yavaş külodumu sıyırıp dizlerime denli indirdi. bundan sonra kamu çıplaklığımla onun gözlerinin önündeydim. Bir süre loş ışıkta beni seyrettiğini hissettim. Elleri vücudumda gezinmeye başladı. Memelerimi sıkıyor, gibimi okşuyor, taşaklarımı avuçlayıp tartıyordu. kâh de nadan etlerimi hafifçe sıkıyordu. Üzerime eğilerek memelerimi yalamaya başladı. Dili müthiş tabiat veriyordu bana. Kızlarla sevişmekten hiç bu kadar eğlence almamıştım. Kızlar kategorik bu işi bilmiyorlardı. Patronum umum göğsümü yalıyor, beni kudurtuyordu. alelhusus göbek deliğimin etrafında dili ile daireler çizmesi bana olağanüstü bir eğlence verdi. Hem sefa alıyor, hem de korkuyordum. Bu kalori sonunun nereye varacağı üzerine tahminler yürütüyor, beni gibmeye kalkarsa ne davranmamam gerektiği dair senaryolar üretiyordum kafamda. Dili ağır aheste adi kaydı. Dili gibimin tüyleri üzerine geziyor, dişleriyle gibimin tüylerini ısırıp ferah kolay çekiyordu. Derken dili gibimin başında gezinmeye başladı. Dilinin ucu gibimin deliğinegiriyordu hafifçe. Sonra usulca dudaklarını gibimin başına sardı. imdi gibimin bası ağzının içindeydi. Diliyle gibimin başına masaj yapıyor, dudaklarıyla sıkıyor, elleriyle bile memelerimi ve taşaklarımı okşuyordu. Dudakları gibimin köküne doğru yavaşça ilerliyordu. Derken gibim tamamen patronun ağzındaydı... Buna inanamıyordum, yöntemince patronumun ağzını gibiyordum. Bu müthiş bir duyguydu. Zevkten uçuyordum. tek ummadığım anda kendimi dayanılmaz bir ciks olayının ortasında bulmuştum. Ne pahasına olursa olsun ayık olduğumu belli etmemeliydim. on paralık kıpırdamadan yatıyordum. kalıp ustalıkla gibimi emiyor, başını yalıyor, saxo çekiyordu. artık nefesim hızlanmaya başlamıştı. Gelmek üzereydim. Kendimi mazi sürmek istedimse de agâh olduğumu anlamasın sanarak eylem etmemeye karar verdim. infilak etmek üzereydim. dökülmek gibi olduğumu hissetmiş olmalı ki, o da hareketlerini hızlandırıp beni zevkin doruklarına çıkarıyordu. sonunda dayanamadım ve patronun ağzında patladım. Döllerim patronun ağzından taşıp taşaklarıma doğru akmaya başladı. kalıp yekten geri çekilip uyuyup uyumadığımı arama etti. Uyuduğuma cenah getirince döllerimi yalamaya başladı. gibim hala taş gibiydi. ilk kez birinin (üstelik bir erkeğin, üstelik de patronumun) ağzını gibmiş, ağzında patlamıştım. fakat bu bana yetmemişti... Patronum döllerimi yalayarak temizledikten sonra beni usulca kendine doğru çevirdi. Kendisi de sırtını bana doğru dönüp, külotunu sıyırdı ve zütünü gibime yapıştırdı. gibim zütünün yarığı üzerindeydi. zütünü fevk hor kaydırıryor, bu da beni milimi milimine zevklendiriyordu, hafifçe yumuşayangibim tekrar taş kesmişti. Elini yatağın yanındaki rafa uzatıp bir şey aldı ve bunu hem gibime, hem bile kendi zütüne sürdü. Kokusundan bunun likit sabun olduğunu anladım. sonsuz heyecanlanmıştım, ama uyanıklığımı anlamasın sanarak de kıpırdamıyordum. tarafından gibimin başını tam zütünün deliğine yerleştirip, deliği üzerine daireler çizdirmeye başladı... zütünü beş altı bastırınca, gibimin bası yavaşça yürek girmişti. bir defa buna on paralık inanamıyordum, resmen patronumun zütünü gibiyordum. sıcak ve sıkıca bir deliği vardı, ama gibim girmekte katı zorlanmıyor gibiydi. bati bati kendisini bana doğru itiyordu. gibim yarısına kadar patronun zütüne girdiğinde, ben de ilk öğün harekete geçerek kendimi ona doğru ittim. Artık gibim tamamen içindeydi. Patronum zütüyle ağır hafif sonra art gidip gelmeye başladı. uçuk hareketlerle ben de onun ritmine uydum. Elini uzatıp elimi yakaladı ve gibinin üzerine koydu. ilk kez bir erkeğin gibini elliyordum. Patronun taş kadar yoğun benimkinden elan iriydi. Birden, bu yarağı yemek zorunda kalırsam canım fena yanabilir diyerek bir endişe geçti kafamdan. sağlam ona uykum bati demiştim. ama muahharen kafamda, beni gibeceği ihtimali zayıfladı. hiç kimse gibilirken uyumazdı herhalde. illa zütten gibilirken insanın uyanmaması muhtemel değildi. Bu yüzden patronun bunu göze alacağını sanmıyordum... Kafamdan bu tur düşünceler geçerken, biryandan patronun zütünü gibiyordum (daha zaten patron zütünü gibtiriyordu), biryandan da elimle patronun muhteşem gibinini ağır ağır sıvazlıyor, gibinin sefa suyuyla sırıl sıklam olmuş başını avucumla sıkmadan okşuyordum. gibim patronun sıcacık deliğine girip çıktıkça anlatamayacağım derece hayli keyif alıyordum. Bir müddet sonra patlamaya yine hazırdım. Patronun nefesinin hızlanmasından ve gibinin hakkıyla gerilmesinden, onun da infilak etmek şartıyla olduğunu ayrım ettim. imdi adamakıllı hızlanmıştık. elan ziyade dayamayıp, patronun zütünün derinliklerine patladığım anda, işveren da avucuma attırdı. Elimin her tarafı tohum olmuştu. Döllerinin acı kokusu burnuma kadar geldi. Tadını heves ediyordum, ama korkumdan tadına bakamıyordum. Sırtı bana dönüktü, nasılsa göremez diyerek cesaretimi toplayıp döller damlayan elimi ağzıma zütürdüm. farklı ve leziz bir tadı vardı. zaten ondan sonra bu tadın müptelası oldum. gibim enikonu küçülüp inene derece patronun zütünde kaldı. Sonra zütünü usuldan gibimden çekti ve bana doğru döndü, herhalde tetik olup olmadığıma baktı.
Tümünü Göster