0
here i lay still and breathless just like always
(burada her zamanki gibi kıpırdamadan ve soluksuz yatıyorum)
still i want some more mirrors sideways
(hala biraz daha yan ayna istiyorum)
who cares what's behind
(arkada ne olduğu kimin umrunda)
just like always still your passenger
(her zamanki gibi hala senin yolcunum)
chrome buttons, buckles and leather surfaces
(krom düğmeler, tokalar ve deri kaplamalar)
these and other lucky witnesses
(bunlar ve diğer şanslı şahitler)
now to calm me
(şimdi beni sakinleştir)
take me around again
(Gezdir beni yeniden)
drive faster
(daha dızlı sür)
roll the windows down this cool night air is curious
(camları aç bu akşam hava meraklı)
let the whole world look in
(bırak tüm dünya içerde ne olduğunu görsün)
who cares who sees anything
(kimin ne gördüğü kimin umurunda)
I'm your passenger
(Ben senin yolcunum)
I'm your passenger
(Ben senin yolcunum)
drop these down and put them on me
(bunları aşağı at ve üstüme koy)
nice cool seats there to cushion your knees
(güzel koltuklar dizlerini rahatlatmak için)
now to calm me
(şimdi beni sakinleştir)
take me around again
(gezdir beni)
just don't pull over
(sadece frene basma)
this time would you please drive faster
(bu kez lütfen daha hızlı sürer misin)
roll the windows down this cool night air is curious
(camları aç bu akşam hava meraklı)
let the whole world look in
(bırak da tüm dünya içerde ne olduğunu görsün)
who cares who sees what tonight
(kimin ne gördüğü kimin umrunda bu gece)
roll these misty windows down to catch my breath again
(bu buğulu camları aç yeniden nefesimi yakalamak için)
and then go and go and go just drive me home then back again
(ve git git git sadece beni eve doğru zütür sonra yeniden dön)
here I lay just like always
(burada her zamanki gibi yatıyorum)
don't let me go take me to the edge
(beni bırakma beni kıyıya zütür)