-
1.
+131 -15Şunla bunu yaptım hikayelerinden , pgibolojinizi altüst edeceğiz deyip finalinde size ee yani ne oldu dedirten hikayelerden , ergen klagiblerinden , sebepsiz yere 5 saatte bir entry girilmesinden sıkıldınız mı ?
Bilimkurgu serpilmiş fantastik hikaye seven bayan ve bay panpalarım. Sizler için buradayım. Sizi okuduğunuza pişman etmiyecek bir hikaye ile geliyorum. Üstelik bir ilk ile beraber. Hikaye ilerledikçe sizleri de hikayenin içine katacağım. Bu büyük hikayede hep beraber olacağız ve finali göreceğiz...
Önemli EDiT 2 : Finali yaptık bay ve bayan panpalarım.Final 3 bölüm sürdü ve uzun sürdü biraz . Okuduğunuz için , şukularınız için , olumlu olumsuz eleştirileriniz için hepine çok teşekkür ediyorum. Hikayeye sizi katamadım , farkındayım. Çünkü bu kadar tutacağını düşünememiştim. Normalde 3.bölümde sizi alacaktım ama bazıları baştan beni al yazmış. Onları alsam sonra alım var demedin ki haksızlık var diyen olabilirdi. Alım var deyip alsam en başta yazan ohoo en başta ben yazdım diyebilirdi. Bu konuda da sözümde duramadığım için sizlerden özür diliyorum. iyi okumalar panpalar
ÖNEMLi EDiT : Beyler ve bayanlar. Aklıma geleni yazıyorum direkt. Genel olarak gerçek olay üstüne kendimden bir şeyler ekliyorum. Yani gerçekte öyle bir şey yok ki diyenler için. Olmayabilir tabi ki ben sadece kendi yorumumu dile getiriyorum. Bu yüzden fantastik bir hikaye. Bu şekilde bakarsanız daha keyif alırsınız diye düşünüyorum. Ayrıca trende girmiş hikaye. Hepinize teker teker teşekkürü borç bilirim. Amatörce yazıyorum farkındayım.Fazla detaya girip siz incici kardeşlerimi sıkmamak için elimden geleni yapıyorum. iyi okumalar. Nice hikayelerde buluşalım yeniden...
Birkaç şuku yada enrtye başlar. istiyorum çünkü duvara anlatmış gibi hissetmek istemiyorum. Haydi bakalım
Not: Resim finalde olan bir olayı sembollüyor. Ancak çok çok ince bir detay. Finalde yapılan bir hareket diyeyim ben. Hikaye ilerledikçe tahminlerinizi de alacağım...
Edit: Epic müzik dinleyerek keyfinize keyif katabilirsiniz. Örneğin : https://www.youtube.com/watch?v=QcfIroNI3NU
Edit 2 : Size güveniyorum panpalar bu hikayeyi harcamayacaksınız. Yorumlarınız ve şukularınızı bekliyorum sizlerden -
2.
+26 -1Paradox - Giriş -
Yüzüm ıslanıyordu. Gözlerimi zar zor açtım. Ayağı kalkmak istedim ancak uykulu olduğumdan dengemi sağlayamadım. Yukarı doğru baktığımda açık pencereden gelen yağmuru gördüm. Adeta bu karanlıkta kalmış , geçmişin izleri ile yanmış suratımı aydınlatıyor ve serinletiyordu. Pencereden dışarıya baktım. Yanan bir dünya. Hiçbir şeye değmeyecek bir dünya. Peki neden yağmur yağıyor ? Bu hala dünya için umut olabilir demek mi ? Ellerimi uzattım ve yağmurun o tatlı ve soğuk hissini doyasıya tattım...
-Efendim , her şey hazır.
-Sonunda... dedim. Ve benim için yapılmış, içinde özel sıvılar bulunan küvete uzandım.
-Yaklaş dedim karşımdaki adama.
-Buyrun efendim.
-Her şey planlandığı gibi gidecek.Bu makineyi al. Ve üstünde yazılan tarihe git. Bu makinenin gerçek sahibini bul. Ve kalbini sökerek bana getir.
-Ama efendim , nasıl olur ??
-Masanın yanında 5 parçadan oluşan mekanik bir kalp var. Onu çıkardığın kalbin yerine sok. Böylece oda ölmez. Şimdi git. Zamanım azalıyor...
-Ya kaçarsa ?
-Zaten kaçacak...
-...
Son sözüm buydu bu dünyaya. Karşımdaki makineyi ve 5 bölmeli mekanik aleti aldı. Ve bir anda ortadan kayboldu. Sırıttım.Şuan karanlığa gömülüyordum ancak aydınlığım yakındı. Ve gözlerimi kapadım karanlığa -
-
1.
-3Ayağı kalkmak istedim den sonra okumayı bıraktım
-
2.
0neden ki ?
-
3.
0Rezerved
diğerleri 1 -
1.
-
3.
+19 -1Paradox - Giriş Bölüm 2-
Bir sürü alet edevat içinde çalışıyorum. Dışarı fazla çıkmam. Ailem icat ettiğim makineler. Dostum beynim. Sevgilim ise üzerinde çalıştığım biricik makinem. Hayatımdan memnundum. Burayı görenler çöplük diyordu. Ancak benim için eşi bulunmaz bir hazineydi burası. Teknoloji çağındaydık sözde ancak ileri gelen bilim adamları daha ışınlanmayı bile zar zor beceriyordu.Çünkü önceki zamanlardaki terimle torpil adı verilen söz artık bu çağda son limitlerini zorluyordu.
Pencereyi açtım ve sürekli oksijenle yenilenmek zorunda bırakılan havayı içime çektim. Eğer yenilenmez ise hepimiz karbondioksit ve karbonmonoksitten ölürdük. Dışarıda yağmur yağıyordu. Pencereyi açtım. Yağmurun sesini dinledim huzur ile. Tam sigaramı yakacaktım ki ani bir alarm sesi ile irkildim. Neler oluyor diye bilgisayarın başına geçemeden bir anda dış kapı büyük bir gürültü ile patladı.
içeriye birçok yüzlerini tanımadığım kişi girdi.
-Güvenlik modunu başlat diye bağırdım.
Oda sallanmaya başladı. Ellerimi havaya doğru kaldırdım. Duvardan silahlar çıktı ve odadaki herkesi analiz ettiler. Kolumdaki bilekliği tanıyan silahlar adamlara döndü. Adamlar şaşırmışa benzemiyordu
-Size zarar vermek istemiyorum dedim.
-Zaten veremezsin... Bunu yapamazsın.
-Yapar.. yaparım..
Beni mi deniyorlardı. Kimdi bunlar? Bu ne cesaretti. Yoksa sevgilimi mi öğrenmişlerdi. Onu benden almaya mı gelmişlerdi... -
-
1.
0ilerledikçe iyi bişey olabilir belki , ayrıca hikaye uzunluğu ne kadar ne zamana biter yani
-
2.
0Giriş bölümünden sonra zamanda 5 bölme için ayrı 5 bölüm olacak ama onlarda giriş bölümü gibi 3-4 parta sarkabilir
-
3.
+11Aminakoyim got kadar oksijeni de sigara yakarak tuketiyon, yapma
-
4.
0Lucan Valerius musun amk? Some may call this junk, me I call them treasures
diğerleri 2 -
1.
-
4.
+22Paradox - Giriş Bölüm 3-
Adamlardan birisi elinde örtülü bir makineyi masaya bıraktı. Masaya koyar koymaz masa çürüdü ve parçalandı. Makine yere düştü ve yerde çürümeye başladı. Sapsarı ışıklar çıkarıyordu makine. Ama bu mümkün olabilir miydi ? Hemen kilere doğru baktım. Kapı kapalıydı ancak o kapının alt boşluğundan sarı ışıklar çıkıyordu. Olayı anlamıştım. Adamlarda da zaman makinesi vardı. Ve bu zaman makinesi benim zaman makinemdi. Aynı zamanda 2 tane aynı makinenin olması zaman mekan bütünlüğünü bozduğundan bu dünyaya ait olmayan makine dünyaya zarar veriyor,onu çürütüyor, çürüttüğü kısımlarını ise sarı bir ışık olarak atomik şekilde rüzgara karıştırıyordu.
-Siz benim adamlarım mısınız ? diye sordum.
-Hayır dediler.
-Sizi gelecekteki kendim mi gönderdim diye tekrar sordum.
-Tekrar hayır dediler.
-Güvenlik modunu kaldır. Odadaki herkesi inceleme moduna al ve monitöre yükle dedim odamdaki çipe
Ve herkesin vücudu monitöre yansıdı. Herkesin kalp atışını, yaşını vs gösteriyordu.
Tekrar sordum buraya sizi gelecekteki ben mi gönderdim diye.Ve cevap tekrar hayırdı. Monitöre baktığımda kalp atış sayılarında bir değişme yoktu. Yani yalan söylemiyorlardı... Biraz hayal kırıklığına uğramıştım. Gelecekte kendime karşılaşmayı çok isterdim. Her ne kadar bu dediğim dünyayı sıkıntıya sokacak olsada birkaç dakikalığına da olsa isterdim.
Ben böyle düşünürken adamlar bir anda üstüme doğru gelmeye başladılar. Güvenlik modunu tekrar başlaa... " Sözümü tamamlayamadan gözlerim kararmaya başladı. Arkama döndüğümde pencereden birinin beni elektroşokla vurduğunu gördüm ve gözlerimi kapadım karanlığa -
-
1.
+2Panpa o kadar çok karbondioksit var ki havanın hep kara kara bulutlarda kapandığını düşün. Asit yağmuru yağardı doğal olarak. Oksijenle tazelendiğinden saf yağmur olarak yağıyor. Tabiki başka maddelerde vardır verilen oksijenin içinde. Fazla detaya girmek istemedim
-
2.
+2 -2dilin çok zayıf delikanli, okurken gözlerimi cirmaliyor, ehli olmadigin komularda terminolojiye başvurman rahatsizlik veriyor.
edit:eleştiri kaldıramıyor arkadaş. -
-
1.
0Dilin zayıf kardeşim , ayrıca bilimsel konulara yatkın değilsin , kısacası olmamış demek dururken bu şekilde tabir kullanırsan ben almam eleştirini. Kaldıramam demiyorum , almam...
Eleştiri kaldıramıyor diyorsun ? Adam eleştirmiş bende mantıklı bir açıklama yapmaya çalıştım. Ehli olmadığın konulara başvuruyorsun diyorsun da daha kaç kere yazacağım ? Gerçek üstüne kurgu yapıyorum . Yani tut ki öyle . Yani olmadığını nerden bileceksin eskiden yada gelecekte ? işte bu yüzden fantastik hikaye. Bilemezsin. işte bu yüzden fantastik yürümüyor ki. Kendi zamanında olan bilimle açıklamaya çalışıyorsun. Öyle yaparsan olmaz tabiki . Bu aynı şuna benziyor. ip var abi yoksa nasıl havada dursun ?
-
1.
-
3.
0Panpa aklıma geleni yazıyorum direkt betimleme , imla ve akıcılık arada kaynıyor olabilir
-
4.
+1beyle adam walter bishop her türlü bahse varım.
-
5.
0lutfen yazar ol meslek olarak
-
-
1.
0Panpa çok isterdimde tanıdığa bakıyor o işler bence. Benimde yazarlık alanında tanıdığım yok hiç malesef. Teşekkürler yorumlun için
-
2.
0panpa yaratici yazarlik okuyorum tanidikta var iletisime gec iyi yazar olur senden
diğerleri 0 -
1.
-
6.
0lutfen yazar ol meslek olarak
diğerleri 4 -
1.
-
5.
+1Ben bi sigara içip geliyorum beyler bayanlar sizlerde yorumlarınızı ekgib etmeyin .
-
6.
+4geldim devam ediyorum hikayeye burada mısınız ?
-
-
1.
0yaz panpa
-
2.
+1yazıyorum panpa
-
1.
-
7.
+19 -1Paradox - Giriş Bölüm 4-
Uyandığımda hastahane gibi bir yerdeydim. Robotları gördüm. Sürekli mekanik sesleri ile durumu stabil gibi bir şeyler söylüyorlardı. Başım dönüyordu. Adamları gördüm sonrasında.
Ardından tekrar uykuya daldım...
Uyandığımda başıma robotlar değil sadece o evimi basan adamlar vardı. Kalkmaya çalıştım ancak bir acı hissettim. Üstümdeki yorganı kaldırınca vücudumun bezlerle sarıldığını gördüm. Kalbim adeta bamgır gümbür atıyordu. Sonrasında arka taraflarda bir adamın buz dolu bir kutuya bir şey koyduğunu gördüm. Neler olduğunu anlamaya çalıyordum. Ve odamda benle konuşan adam lafa girdi...
-Sen sadece zaman makinesi üretmedin genç arkadaşım.Sen zamanı değiştiren bir makine ürettin. Milyonlarca paralel evren yaratmayı sağlayan bir makine...
-S..Sen . Neler diyorsun ? Ne yaptınız bana..
-Bir düşün. Tüm paralel evrenleri birleştirdiğini. Tüm paralel evrenlerde mutlak güce ulaştıktan sonra o evrenleri birleştirmek ve açığa çıkan o güç...
-"... " Konuşamıyor sadece dinliyordum.
-Bu makineyi kendi kalbine bağladığın bir çiple kontrol ediyorsun değil mi ? Normalde en aptal insan bile bu makine ile zaman yolculuğu yapabilir. Ancak zamanı değiştiremez. Makinenin asıl gücüne ulaşması için çipi tanıması gerekiyor.Çünkü makine için doğum kaynağı o çip. Makine onu annesi gibi görüyor. işte biz bu yüzden buradayız. Makineyi asıl gücüne kavuşturmak için kalbini çaldık...
-Kalbimi mi çaldınız ??? -
-
1.
+2 -1Wattpad de bunabenzer bisey okumuştum umarım çakmasını yazmıyosundur eğer öyleyse cugu manyağı edetim
-
1.
-
8.
+13 -1Edit: Youtubeden epic music yazıp hikayeyi okursanız daha fazla haz alacağınıza inanıyorum.Tümünü Göster
Bu final değil. Giriş bölümünün finali.
Paradox - Giriş Bölümü Final-
-Kalbimi mi çaldınız ??
-Aynen öyle. Çok zamanımız yok. Burdan kendi zamanımıza döneceğiz. Yoksa aynı zamanda farklı zamandaki objeler kesiştiğinde neler olduğunu hepimiz gördük.
-Ben..Ölecek miyim ?
-Şimdilik hayır.5 aydır hastahanedesin zaten. iyice iyileştinde artık. 5 bölmeden oluşan bir kalp tasarladık sana. Makinelerle ilgili olan sensin unuttun mu ? Sonsuza kadar yaşamakta senin elinde bölmeler bozulunca ölmekte...
-Kim ayarladı bunları seni şerefsiz.Ve neden sadece sen konuşuyorsun.Sen patron musun ?
Sen patron musun dediğimde yüzünün değiştiğini gördüm. Biraz düşünceli tavır sergiledikten sonra sırıttı ve şunları söyledi.
-Paradox... Aslında patron değilim ama.Bir düşündüm de.Makine bende. Kalpte bende.Ve bu arkamdakilerin hepsi robot. Hepsi emrime bırakılmış robotlar. Aslında şuan patronumda olması gereken şeyler bende... Düşündümde... Sanırım patron benim.
Ve ardından kahkahalar atmaya başladı. Anlıyordum. Birisi onu kalbimi çalmaya ve zaman makinesini tam gücüyle kullanmayı hedeflemişti. Ancak bir yerde yanılmıştı.Çünkü kendi adamı şuan ona ihanet ediyordu. işte güç... işte gücün karanlık tarafı...
-Öyleyse paradox senle bir oyun oynayalım. Patron seni düşünüyordu ancak ben düşünmüyorum.
Ayağı kalktım ancak yere düştüm. Canım yanıyordu. Sırıtarak yavaş adımlarla bana doğru geliyordu. Eline zaman makinesini aldı ve üstüme koydu. Bandajlar çürüyordu yavaş yavaş.Çığlıklar atıyordum. Ölecektim... Zaman makinesi ile 5 kere zaman ayarlayıp 5 kere kalbime bastırdı.
Bir ışık dalgalanmasından sonra gözlerimi iri iri açtım. Adam kafamı tuttu ve
-ileride çok güçlü olacağım ve bunu sana borçluyum. Seni burada öldürebilirdim ancak yapmayacağım. Kötü insanların klişesi bilirsin. Kalbinin her bölmesini ayrı bir zamana yolladım. Kalbin şuan sadece yedek bölmesi olan bölme olarak saymadığımız bir çip ile çalışıyor. Ancak zamanın az. ister beni durdurmayı dene , istersen de şansını kalp parçalarını toplayıp kendini kurtarmakla dene dedi ve haydi robotlar gidiyoruz burdan diyerek zaman makinesi yardımı ile gittiler odadan..
Acı çekiyordum... Ancak aklımda şu soru vardı.Onu durdurmak mı yoksa kendimi kurtarmak mı? -
-
1.
+3Panpa aslında doctor whoda aynı iki kişinin buluşması tam paradox olmuyordu diye hatırlıyorum. Örneğin sezon 1'de klisede rosa tylerin büyük ve bebek hali vardı. Zaman çizgisi gerilmişti ama paradox olmamıştı. Ne zamanki rosa tyler kendine dokundu o zaman paradox olmuştu yada rorry ve amelia ölmemeleri gereken yerde çatıdan atladıkları için paradox oluşturmuşlardı
-
2.
0alın beyler epik müzikler hep hoşuma gitmiştir böyle epik tema müzikleri
pirates of carribean
https://www.youtube.com/watch?v=qYq85kcIlVc
harry poter hedwigs
https://www.youtube.com/watch?v=zCNHVMIYqiA -
3.
0Doctor Who da Paradox lar genelde kendini onarır zaten
Genelde -
4.
0Bahsedilen bölümde paradoks oluştuğu anda ortaya çıkan bir yaratıkımsı bir şey zamanı yok etmeye başlıyordu hatta kilisede Doctor herkesi kurtarmak için buradaki en eski şey benim beni al demişti
diğerleri 2 -
1.
-
9.
+14Bi yorumlayın bakalım nasıl gidiyor. Zamanda 1.kapı bölümüne geçeceğim ona göre. Biraz yorum gelir gelmez başlıyorum
Edit: Hadi yahu ses verin beğendiniz mi nasıl gidiyor alooo -
-
1.
0Ilgimi cekti panpa guzel gidiyo ben begendim emege saygi
-
2.
0Güzel olmuş panpa. Klavyene sağlık.
-
1.
-
10.
+1Birazdan başlıyorum yeni bölümüne panpalar.
-
11.
+11Zamanda ilk Kapı / Roswell
Ayağı kalktım biraz uğraşarak. 5 aydır hastahanede olduğumu söyledi. iyileşmiş olmam gerekiyordu . Biraz yürüyerek uyuşan ayaklarımı açtım. Bana acı versede gerilme hareketleri yaparak mekanik kalbimin vücuduma tam oturmasını sağladım. Hastahaneden çıkmadan önce can havuzu adlı yere girdim ve tamamen iyileşmeyi bekledim...
Birkaç saatin ardından dinamik bir şekilde eve gittim. Evimden bahsetmiştim zaten.Tam bir teknolojik devrim yuvasıydı. Monitöre geçtim ve kalbi tara dedim. Yukarıdan bir kamera aşağı doğru geldi ve kalbimin üstüne durarak masmavi bir ışık tutarak mekanik kalbin similasyonunu monitöre aktardı. Kalbi iyice inceledim. Gerçekten de 5 bölmeden oluşuyordu ancak bölmelerin işlemesini sağlayan kapakçıklar yoktu. Yaşamamı sağlayan çipi araştırdığımda biraz içim rahatlamıştı. Şuan benim bile yapamayacağım bir teknoloji ürünüydü ve uzun ömürlüydü. Ancak o adamı durduracak kadar değil...
Mantıklı olan şey zamanda yolculuk yaparak 5 kapakçığı bulmak ve yaşamamı garantilemekti. Sonrasında adamla ilgilenirdim ancak bunu hızlı yapmalıydım. Ama nereden başlayacağımı çok iyi biliyordum. O adam ilk odama geldiğinde makinesi sarı sarı parlayıp masayı ve yeri çürütürken benimde kilerdeki makinem parlıyordu. Yani hastahanede girdiği tarihlerde paralel uyum dolayısı ile makineme kayıt olmuş olmalıydı.
Kilerin kapısını açınca makinenin içeriyi çürüttüğünü gördüm. Şaşırmadım da. Aynı zamanda farklı zamanlarda olması gereken iki şey olursa ikiside reaksiyon verirdi. Makineye baktığımda gerçekten de tarihler yazıyordu.
Ancak hastahanede hatırladığım kadarıyla tarihleri yazarken düşünerek yazmış ve sırıtmıştı. Yani beni rastgele tarihlere yollamayacaktı.Bu düşüncem bana çok mantıklı geldi. 5 tane tarih vardı elimde. Sıradan gitmeliydim. Bu oyun ne benim nede o adamı buraya gönderen patronunun eline olan bir şeydi.Bu o kalbimi çalan adamın oyunuydu. Ve o oyunu oynayıp güçlenerek karşısına çıkacaktım...
Ve makineyi kendisinde var olan bir özelliği ile küçültüp bileğime takarak ilk tarihe ışınlandım. Temmuz 1947'ye. Roswell'e... -
-
1.
+2Sonunu baştan belli ettin senin kalbini çalan adamlar sen uyandığında emir verdiğin adamlar kalbini alıp geçmişe gidecekler ve paralel evrenler karıştığı için seni etkilemiyecek.
-
2.
+5panpa giriş bölüm 3'e bakarsan eğer orada paradox gelecekteki benden mi emir aldınız diyor ve adamlar hayır dediklerinde monitöre bakıp yalan söylemediklerini anlıyor. Kendisi değil yani o kalbi asıl isteyen kişi.
-
1.
-
12.
+15Zamanda ilk Kapı / Roswell Bölüm 2
temmuz 1947 yazıyordu tarihte. Işınlan dedim ve bir ışın girdabından geçerek 1947 zamanına geldim. ilk başta dengemi kaybetmiştim. Başım dönmüştü. Kulaklarıma basınç sesi geliyordu. Gözlerimi kapadım ve biraz sakinleştim. Zaman yolculuğu çarpmış olmalıydı beni. Kendime geldiğimde başım dönmüyordu ancak hala kulağımda basın sesi vardı..
Beyaz bir zemine ayak basıyordum. Ancak bembeyaz bir zemin. Etrafıma baktığımda yatakların olduğunu gördüm. Ve karşı tarafımda bir kapı. Yanında da yanıp sönen ışıklar. Ancak bu.. Teknoloji idi... 1947 yılında olmamalıydı. Bileklik olarak taktığım makineyi ışığa yanıp sönen ışıklara doğru zütürdüm ve şaşırıp kaldım. Makinenin üstünde yazan tarih çok ileri bir tarihti... Kulağımdaki basınç artıyordu...
Kapının önünde durdum ve kapı açıldı. ileri doğru yürüdüm. Bembeyaz koridor. Aşağı baktığımda ayaklarımın cama bastığını gördüm. Aşağıyı görebiliyordum. Dağların üstünde giden bir şeydeydim. Parlayan bir şey... Yoksa ... ?
Makine bana temmuz 1947'de olan bir olay var mı arşivlerden bak dedim heyecanla. Makine biraz araştırma sonucu roswell olayı adı verilen bir olayı gösterdi. Bu konuyla ilgili yalanlar gerçekler hepsini bir bir anlattı. Bu doğru olabilir miydi ? Ben bir uzay gemisinde miydim ?
Kendi tarihimizde bile uzaylıların varlığını kanıtlayamamıştık. Üstelik böyle bir olayı bile duymamıştım ben. Heyecanlanmıştım. Bunlar uzaylı mıydı yoksa askeri bir uçak mıydı ?
Ben bunları düşünüp yürürken arkamda bir kapı açıldı. Arkamı döndüğümde siyah iki göz ve bembeyaz bir ten gördüm... -
-
1.
+15Panpa elektriğe fazla yaklaşma mazallah kalpten gidersin
-
2.
+1Yok panpa bir şey olmaz bizim delikanlıya *
-
-
1.
0Hafif bir predestination kokusu aldım ama bakalım
-
1.
-
3.
+6Panpa seninkini zaman yolculuğu tutuyor beni de araba tutar.
diğerleri 1 -
1.
-
13.
+3Bi kahve koyup geliyorum panpalar
-
14.
+3geldim burda mısınız devam ediyorum ?
-
15.
+12Zamanda ilk Kapı / Roswell Bölüm 3
Not: Zaman makinesi evet ama aynı zamanda arşivli bir dosya + küçülüp büyüyebilme, konuşulan dili anlama gibi özellikleri de var. Uzatmamak için yazmadım. illaki soran olur bu makine nasıl bunları yapıyor diye özet geçeyim dedim.
insan atamosinden çok uzak 2 canlı ile göz göze gelmiştim. Bembeyaz tenleri ve simsiyah gözleri ile benim iki adım geri gitmeme sebep olmuşlardı. Ağızları yoktu. Ancak zihnimde garip garip sesler duyuyordum. Tıpkı kurbağa vıraklaması gibi. Bileğimdeki makineye seslerini çevirebilir misin diye sordum. Konuşmalar anlaşılamıyor diye hata verdi.
Dilinizi anlayamıyorum , siz benimkini anlıyor musunuz deyince bir an duraksadılar. 3 parmaktan oluşan ellerini kafalarına zütürdüler ve benle zihin aracılığı ile konuşmaya başladılar..Bu inanılmazdı.
-Amacımız seni ürkütmek değildi. Bizi affet. Ve bizi şikayet etme. Sadece eğlenmek istiyorduk
Onlarla nasıl konuşacaktım bilmiyorum ama zihnimden düşünceler geçirerek şunları dedim.
-Siz hangi gezegendensiniz ? Neden insanlara kendinizi göstermediniz ? Neden sizi şikayet edeyim ve kime ?
-Biz başka bir samanyolundan geliyoruz. Sadece dolanacağız. insanlık bizi öğrenecek yakında . Bizi şikayet etme .
-Sizi kime şikayet etmiyey... Sözümü bitiremeden birden yanımızdan hızlı bir uçağın geçtiğini gördüm. Makine telsizine bağlan dediğimde duyduklarım içimi acıtmıştı ...
-Efendim ufo olduğu doğrulandı. Bölge 51'in üstüne geldiği anda vurarak düşüreceğiz. içinde uzaylılar olduğunu düşünüyoruz. Alpha takımı otopsi ekibini kurun bugün büyük balık yakaladık. iş bittiğinde birkaç uçak havalansın. Gerçek gözle görenler olursa eğer test uçuşu yapıyorduk densin...
Lanet insanlar. Hiç zararları yokken bu canlıların... Uzaylılardan korkardım küçükken.Ama asıl korkacağım canlılara erken karar vermiş gibi görünüyordum... Zihnimle düşündüm.
-Mevkinizi değiştirin. Öleceksiniz.
-insanlar bizi öğrenecek...
-Bir saniye... Şikayet etme sakın... insanlar bizi öğrenecek... Siz.. Siz inandığınız her kimse ona şikayet edilmemek istiyorsunuz. insanlar sizi öğrenecek çünkü..Çünkü intihar edeceksiniz... -
-
1.
0Ayraç ''
-
2.
0Dr who cakmasi bi hikaye oldugu kesinlesti beyler dagilin
-
3.
+1Ne kadar kolay değil mi ? Bir doctor who izleyen sensin burada. Zaman makinesini gördün , uzaylıyı gördün. Eee parçaları da bir güzel birleştirdin. Ve çakma olduğuna kadar verdin öyle mi ? Helal kardeşim benim be...
Artık yetmedi mi ? Hiç şans vermeden damga yapıştırmak. Ben burda dünyanın en iyi hikayesini de yazsam senin düşüncen değişmeyecek ki .Neden peki ? Çünkü doctor who zaman yolculuğu yapıyor. Siz böyle yorumlar yaptıkça tabi ki yenilikçi hikayeler gelmez. Tüm hikayeyi okumadan damga vuruyorsun ya benim güzel kardeşim , buyur sen yaz hikayeni biz seninkini okuyalım.
Burada beni de bu hikayeyi okuyanı da salak yerine koyacağına önce otur bir düşün.
diğerleri 1 -
1.
-
16.
+12Zamanda 1.Kapı / Roswell -Final-Tümünü Göster
-Siz intihar edeceksiniz...
-Bizi şikayet etme.
-Ne yaptığınızın farkında mısınız ?Belki de siz öldükten sonra bizden korktukları için dünyaya hiç gelmediler dünyamıza sizin ırkınızdakiler. Lanet olsun sizi kurtarmak zorundayım.
-insanlar bizi tanıyacak.
Ben ne diyordum onlar ne diyordu... intihar edeceklerdi. Onları bir şekilde kurtarmalıydım. Bırakamazdım insanların eline. Aslında kendimi kurtarmalıydım. Hala geminin içindeydim.Ve aradığım kapakçık aklıma gelmiyordu bile. Hızla koşarak geminin ana bölmesini aramaya başladım. Korkuyordum uzaylılar beni durduracak diye ancak onlar hareketsizce aşağıya bakıyorlardı...
Onlarda bizim gibi canlılardı... Onların da hayatı vardı... Onlar içinde bazen şans yaver gitmiyordu ve onlarda ölümlerine bizim gibi karar verebiliyorlardı. Ana bölmeyi bir kaç deneyişten sonra buldum. Koltuğa oturdum. Ancak çok karışıktı her şey.
Önümde iki yol vardı. Kapakçığı bul yada onları kurtar. Onları kurtarabilir miydim ? Hiç bilmediğim farklı ırklı canlarından bezmiş 2 uzaylıyı. Üstelik kalbimi çalan adamın , çaldığı kalbimdeki çip olmadan zamanın akışına müdahele edemediğimi söylemişti...
Çok çıkmazda kalmıştım. Makine bölge 51'e tahmini varış süresi diye sordum. 1.5 dakika dedi. Pekala... Kararımı verdim. Hadi şu gemiyi sürelim...
O an uzaylılar yanıma ışınlandılar. ikisi de tek ellerini benim kafama diğer ellerini kendi kafalarına zütürdüler.
-Anlıyoruz. Burada bir şey arıyorsun. Ve aradığın şey dünyayı etkileyecek güçte. Bizler senin yanında önemsiz canlılarız paradox...
-Tüm anılarımı... Her şeyi okuyorsunuz...
-Evet ...
-O zaman sürün şu lanet şeyi de kurtarın beni de kendinizi de...
-Birbirlerine baktılar ve ana bilgisayardan çıkan kablolar birden kafalarına yapıştı.
Tahmini varış süresi 12 saniye. Lanet olsun ... Lanet olsun.. Ani bir sarsılma ile geri düştüm. Tahmini varış süresi 5,4,3... 4,5,6,7,8,9... Geri dönüyordu gemi. Bir kahkaha patlattım. Kurtulmuştum. Ve kurtulmuştuk.
-Bizler umudunu kaybetmiş canlılardık. Ancak daha büyük umutları görene kadar. Anladık bazı şeyleri. insanlığı anladık. Ve senin yaşam mücadeleni hissettik. Can dediğin şey o kadar basit verilemez karanlığa... Bugün gemimize aniden ışınlandı bu alet. Al. Bu aradığın şey...
Sırıttım. Doğru yolu izlemiştim. Onları kaderlerine bıraksaydım kapakçığı da alamayacaktım. Sıradaki zamanı girdim ve ışınlanma düğmesine bastım. Ve ışınlanırken onlara bir selam çaktım..
Ancak aklımda şöyle bir soru vardı... Ben şuan bir tarihi silmiştim. Olacak bir olaya mani olmuştum. Ancak bunun için gerçek kalbimdeki çipe gerek vardı... Ne tür bir oyundu bu ? Ve sonucu ne olacaktı ? -
-
1.
0tam bir doctor who seyircisi
-
2.
0Panpa ilk sezonunu izledim. Gerisine tvde denk gelirken izledim. Ne zamandır filmler diziler çıkıyor. Ben aklıma gelen şeyi yazdım. Artık bir şeyler yazılınca şu dizi yada filmden alınmış yorumlar yerine önce o diziyi yada filmi izleyip ona göre yorum yapmanız gerekiyor bence
-
1.
-
17.
+1Beyler bi yemek + çay molası istiyorum sizden geri geleceğim.
-
18.
+1Zamanda 2. Kapı yemekten hemen sonra sizlerle
-
19.
+1Geldim beyler devam ediyorum
-
20.
+11Zamanda 2.Kapı / Kumların izinde -Bölüm 1-
Aklımda deli sorular... Ben tarihi gerçek kalbimdeki çip olmadan nasıl değiştirmiştim ? Yoksa mekanik kalbimdeki çipte mi bunu sağlıyordu ? Sanmıyorum...
Ayaklarımın ısındığını farkediyordum. Gözlerime kumlar geliyordu. Güneş ise aydınlatma değil yakma görevini üstleniyordu. Karşımda ise... Yapılmakta olan piramitler vardı... Ve piramitin en tepesinde bir adam. Yerdeki köleleri izliyordu. Onların kırbaçlanmasını... Susuzluktan ve açlıktan ölenleri...
Kimdi bu adam ? Üstümdekileri değiştirmem gerekirdi. Çaktırmadan pazar gibi bir yere girip üstümü değiştirdim. Yoluma devam edecekken iri yarı beni tuttu. Ve bir şeyler söyledi. Makine çevir söylediğini dedim. "Burada ne aradığını , neden çalışmadığını soruyor , sana köle diyor " dedi makine. Başımı salladım. Beni tuttu ve sürüklemeye başladı. Elime bir ip verdi ve çok fazla insanla beraber taşları çekmeye başladık...
Mısır piramitleri nasıl yapıldı diye sorardı herkes. Cevabı basitti. insan gücü. Tıpkı karıncalar gibi.Bir karınca bir hiç , yüz karınca ise güçlü birer beden... Belkide milyonlarca köle her gün taş kaldırıyordu burada... Gözüm o en yukarda bizi izleyen adama takılmıştı. Sadece bizi izliyordu. Bir anda güneş yansıdı gözüme boynundan. Boynuna baktığımda kalp kapakçığımı kolye olarak kullandığını gördüm...
işte bu bir sorundu. Taşları hep bir elden çekiyorduk. Ve ben daha 4.çekişimde yorulmuştum. Kendimi yere attığım anda sırtımda bir acı hissettim. Kampçılamıştı beni. Bir kaç kere. Bir şeyler dedi adam. Makine de çevirdi. "Devam et , köle " . Kalkıp devam etmek zorundaydım. 2 saatlik çalışmanın ardından susuzluktan ölecek duruma gelmiştim. Herkes gibi. Sonra bir çok gardiyan bağırmaya başladı. Makine "Ara,Ara veriyoruz" diye çevirdi onların dediklerini.
Ve insanların hepsi birden eğildiler. Ben ayaktaydım. Yanımda eğilen birisi beni tuttu ve benim de eğilmemi sağladı. Yukarıdaki adam ayağı kalktı ve kollarını havaya kaldırdı. Tüm insanlar bir anda "Amon, Tanrı Amon " diye bağırmaya başladı. insanların tanrı olarak gördüğü birinin boynunda asılıydı istediğim şey. Bu zorlu bir süreç olacaktı benim için...
başlık yok! burası bom boş!