parlak türkün götünü nasıl korudum

hadi amk, merak ediyoz burda

evet bu thug tipli adamla konuşmak için beykozdaki mekanına gittim tabi zencilerden bahsediyoruz üç ayaklı olduklarından tehlikeli adamlar ordan ya ölü olarak yada sağ olarak çıkmam gerekiyordu esir düşersem kara lahana yemek zorunda kalırdım tj in yanına gittim tabi mekan karanlık makinali tüfekli adamlar tj koruyor pardon ya ben hapishanedeydim sanırım neyse işte gittim yanına dedim you fuck my friend ? oda dediki yea ben dedim anlaşabiliriz arkdaşımı gibmemen karşılığında bunu okuyanları gibebilirsin dedim oda yea men dedi olay böylece tatlıya bağlandı

evet beyler anlatıyorum. kaliforniya glendale da birkaç ermeniyle yaptığım kavga sonucu 6 ay hapis cezası aldım ve san quentin cezaevine konuldum. aynı sıralarda burada iş yapan bir türk vergi kaçırma suçuyla aynı blokta kalıyordu. bu mavi gözlü parlak bir delikanlıydı. ayrıca duşta farkedebildiğim kadarıyla adeta kabak gibide bir zütü vardı.

hahaha lan bu oz dizisinden baska bisey deyilamk kimi kandiriyon sen, izleyen varmi beyler oz diye birdizi vardi amerikada cezaevinde geciyor olaylar bu dallamada tutmus aynisini anlatiyor burada inanmayan gitsin arastirsin budiziyi

tamam gibtir git amk ne sallamışın 15 sayfa boyunca amk kimya mühendisisin ama gidip benzincide pompacısın bi gibtir git. work and travella mı gittin amınoglu

hemen silah benzeri şeyler bulmalıydım. neyseki param çoktu. kendime yarı otomatik baretta tabanca aldım. bilen bilir böyle bişey hapishanede 150000 papelden aşşağı alınamaz ama olsun. müslüman türk kardeşim için değerdi. aynı akşam arkadaşıma hallenen 4 huur evladı zenciyi daşşaklarından vurdum. beni hücreye atmışlardı. avukatım geldi. "durum çok kötü" dedi. bende" biliyorum" dedim. avukat" aptal herif seni idam edecekler" dedi. o an kanım dondu. çünkü o zenci pisliklerden arkadaşımı koruyacak kimse kalmayacaktı. hayatımın canı cehenneme ben türklüğümün şerefimin derdindeydim. avukata "bana bomba getir buraya kendimi patlatacam. kuzenim berkcan ı bul o sana 3000000 papel verecek" dedim. adamın ağzının suyu aktı paraya.

beyler hala hikaye diyorsunuz, inanmıyorsanız niye beni uğraştırıyorsunuz dıbınıza koyim. sorup soruşturun burada yanlış hatırladığım şeyler dışında hiçbir yalan dolan yoktur. artık anlatmayı kesiyorum, birkaç arkadaş ısrarla anlatmamı istemişlerdi onlar için devam ediyordum, ama artık yeter, zaten zamanım yok, uğraşamam artık. herkese iyi geceler.

@25 vay gırtlağını gibtiğimin ılık zütlüsü

hava yakıt patlayıcısında basınç dalgası normal patlayıcılardaki gibi ilerlemez. normal patlayıcılarda basınç dalgası patlama merkezinde çevreye doğru yayılır ve sert bir yüzeyle karşılaştığında yansır, aynı zamanda çok hızlı gelişip biter. ama hava yakıt sisteminde patlama merkezi yoktur, çünkü yakıt havaya bir bulut şeklinde dağılmıştır. normal patlayıcıya göre basınç dalgası daha güçsüz ama daha uzun ve her yöndendir. yani huur çocuğunu önünden arkasından her yerden basınç vuracaktı. 30 metrekarelik oda için 4 metre küplük doğalgazın yeterli olacağını hesapladım. hava yakıt sisteminde yakıtın hava oranı çok önemlidir, patlama oluşabilmesi için alt ve üst sınırlar vardır. eğer düzgün bir oran tutturabilirseniz bir şişe eter ya da parfümle bile bir odayı dağıtabilirsiniz. doğalgaz ın ağırlıklı olarak metandan oluştuğunu düşünürsek alt sınır yüzden 5, üst sınır 15 tir. ayrıca etkili bir ateşleme sistemine ihtiyacım vardı. sülfürik asit p. kloratlı sistemi düşündüm ama elimde sülfürik asit yoktu ve uğraşmak istemiyordum. eczanedeki eleman aracılığıyla gliserin potasyum permanganat elde ettim.p. permanganat gliserin etkileşimi yaklaşık 20 saniye içinde güzel bir ateş verir. ama benim daha uzun bir süreye ihtiyacım vardı. o yüzden bir ilaç kutusunun dibine önce permanganatı koydu, üstüne tuvalet kağıtlarından yerleştirdim ve en üste gliserini döktüm, bu bana 15-20 dakika zaman verecekti.

@435 evet sık sık amerikaya giden bir arkadaşa sordum, haklıymışsın, jfk new york un doğusuna düşüyromuş. açıkcası ben 2 kere new yorku gördüm. ilk gittiğimde yarı uyanıktım, dışarıya bakma fırsatı olmadı, o zaman farkında değilim ama dönüşte gördüm manhattan ı. acaba yoğun trafik yüzünden o yönü kullanmış olabilir mi uçak. uçak önce atlantike yönelip sonra dönüş yaptı herhalde, bilemiyorum

@1 prison break terk

@57'nin devamı...

"hey dostum, sanırım bu işte bir yanlışlık var. ben seni... " demeye kalmadan ağzımda türk dostumun yannanını hissettim. evet, kocaman bir yannan. o kadar tatlıydı ki... ama dediğim gibi onlara mutluluğumu hissettirmemeliydim. yannanını azımdan çıkarttığı zamanlarda "hayır, yapma, ben seni korumaya çalışıyordum oysaki" gibi sözlerle onu daha sert olmaya sürüklüyordum. beş altı git gelin ardından yannanını ağzımdan çıkartıp gardiyanlara bir şeyler söylüyordu ve beraber kahkaha atıyorlardı. ben zevkten kendimi kaybetmiş olduğumdan ne söylediklerini duymuyordum. bekli de umursamıyordum... artık arkadaşımın yerinde 15 inch siyah yannanıyla bir zenci azımı gibiyordu. o anda arkamda arkadaşımın yannanını hissettim. o anki heyecanımla biraz kasıldığımdan arkadaşım içeri girmekte zorlanıyordu.

ananızı gibeyim sizin. birinci elden yaşadığım olayı anlatıyorum, siz gibindirik dizilerden izlediğiniz hollywood klişelerini ciddiye alıyorsunuz.