parasızlık nedir lan ciddi cevap verin

winston iciyoken anadoluya düsmektir

3000 € daha nasil bulucam derken 750 € ya daha ihtiyac duyup pgibolojinin gibilmesidir

paranın bitmesi durumudur

sen sabahın 5 inde işe giderken eğlencesi daha yeni bitmiş kahkahalarla barlardan çıkan insanları görüp ulan bu nasıl dünya diye düşünmektir

@255 ulan var ya o hüznü ben burdan hissettim amk

upp upp up

sevdigin kızdan ayrılmaktır

bu gece erken mi yattınız lan

rezerved

vay amk neler var be. lidyalıların feriştahını gibeyim bu arada.

parasızlık şudur helede öğrenciysen kosakaca bir günü 10 krş ile geçirmektir. Bunu yaşadım amk

millet cornetto disc yerken ,umutla aşkınasını teklif etmesini beklemen.

içine asla sıyrılamayacağın korkular kondu.
hiç bilmediğin bir halde, hiç düşünmediğin yollarda,
kapalı, anlaşılmaz, uzak biri oldun.
içine seni sen yaptığını sandığın fikirler kondu.
hiç beklemediğin şekillerde, hoşuna gitmeyen yollarla.
olanı kendin sandın, yakınında bile değildin.

içine asla sıyrılamayacağın korkular kondu.
onların işine gelen en kolay yol buydu.
yol açtı ümitsiz, mutsuz, itaatkar nesiller yenilerine,
insan kendi kendini böyle yendi.
aidiyetle, aşkla, dinle, zevkle.

kafana sana ait olduğunu sandığın fikirler kondu.
içine asla sıyrılamayacağın korkular,
bilmezsin,
aslında yalanlar kadar gerçektir doğrular.

bana "bir daha birbirimizi asla görmeyeceğiz... " diye baktığında,
gözlerimi yumarak "evet," diyebildim, "farkındayım."
bunun sebebi bu korkular, bu fikirler, bu davranışlardı.

arkamı dönüp ellerimi ceplerime koyduğumda,
sağdakinde gecikmiş faturalar, soldakinde on lira vardı.

hiç alet etmek istemezdim şu taktan facebooku ama hayatımızın parçası oldu arkadaş. yedi düvelin ne tak yediğini burdan görür bilir olurduk. yolda selam vermediğimiz insanlarını kutlayan yavşaklara döndürdüler bizi.

her neyse yaz gelince çarşaf çarşaf fotolar gördük, görüyoruz, göreceğiz. deniz kenarında masa üzerinde bir kahvaltı tabağı ya da bodrumda gece kluplerinde çekilen fotolar. bi de benim babaanne tarafından büyük dayımın torunu var. köyde atıl yetil büyüdü bu çocuklar hep. cepte para yok. facebook hesabı açmış kendine heralde köyde bile internet kafe var artık. yoksa bilgisayar nere. bilmem nerde fondü keyfi, yok roma da hayat başka como gölünün kıyısında semptaik pozlar yerine yıllardır yıkık dökük olan evinin banyosu tamir edilirken poz vermiş. demek ki bi kamera buluvermiş çocuk. bordo- beyaz kalebodurlar tam olarak döşenmemiş duvara. yanındaki kovada çimento hala ıslak. kolunu duvara dayamı ayakları da çarpıtmış artist. vallahi sizin gibik fotolarınızdan daha sıcak, daha güzel daha insancıl ama ne yazık ki daha fakir ve adaletsiz.

elini pantolonun cebinden çıkardığında lan para mara düşmüş olmasın dıbına koyayım diye ikinci defa kontrole gerek duymadığın anlardır. fizik kurallarını bilirsin, olmayan şey düşmez.

pazardan alınan ayakkabının, daha alındıktan bir gün sonra delinmesi, ve yeni bir ayakkabı alacak para olmadığı için aybaşına kadar o ayakkabıyla okula gitmek zorunda kalmak. delik uç görünmesin diye, sürekli diğer ayağınla o yırtığı kapatmaya çalışmaktır parasızlık bunu ben değil sıra arkadaşım yaşamıştı ve o çocuk halimle bile içimin acıdığını hala unutmadım

mutfağa baktığında hamamböceklerinin taşınmasıdır fakirlik :(

on yaşlarında sakat bir çocuğun, tekerlekli sandalye yerine, bebek arabasında taşınmak zorunda kalındığını gördüğün an parasızlığın ne olduğunu anlarsın. muhtemelen o her yeri dökülen bebek arabasını da başkası vermiştir çünkü çocuğun annesi 1,5 lira olan otobüs parasını bile zor denkleştirdi, 1 lira olsa olmaz mı? daha geri döneceğiz bide dedi. muavinin bile gözleri oldu abla hava sıcak, su alırsınız, para istemez bizden olsun dedi. bizim kampüsün girişindeki araştırma hastanesinde onlar inene kadar kimseden çıt çıkmadı. üzüntüden kalbim sıkıştı avradını gibeyim. insanların böylesi zorluklar yaşadığı bir ülkenin vatandaşı olmaktan utanıyorum...

vay dıbına koyayım.

ben zar zor borçla denkleştirebildiğim üniversite harcımı yatırmaya çalışırken yandaki bol makyajlı bol parfümlü büyük küpeli balla kaymakla beslenmekten at gibi olan bir hatunun "hesabımdan 1 milyon dolar çekeceğim" dediği andır. 5 saniye sonra da siz ayakta gişe çalışanını beklerken bu at gibi hatunun bireysel bankacılık masasında konforlu bir sandalyede çayını yudumlarken senin avcundaki parayı sıkmandır

herkesin senin ananı giberken benim param olmadığı için gibememem