-
23.
0yine mi john titor amk çocukları? hoşlandığım kızı elimden kapan bine benziyo zaten yandan.
-
22.
0Reserved
-
21.
0rezervi alayım okurum bi ara
-
20.
0reserved
-
19.
0reserved
-
18.
+11852 yılında, Paris Operası Kral VI. Charles tarafından açıldığında öylesine olay olmuştu ki, gazeteler açılışı, "Ezici bir başarı" olarak nitelemişlerdi. Açılış gecesinde dönemin en ünlü tenoru Mafiani başroldeydi. ikinci tenor, "Tanrım, onları ez... " diye başlayan aryasına başladığında, Mafiani'nin gözleri tavana ilişti. Kubbenin hemen altında bulunan "kedi balkonu" denen çember balkondan dev bir parça yerinden koparak düştü. Beton blok, doğrudan talihsiz tenorun üzerine geldi ve onu ezerek öldürdü.
Herşeye rağmen gösteri sürecekti... Ertesi gece Mafiani ön sıraları boş olan salonda yine sahneye çıktı ve o an geldi. Yine "Tanrım, onları ez... " aryası başladığında tenorlardan birisi göğsünü tutarak yere düştü, kalp krizi geçiriyordu ve kurtarılamadı.
Yapımcılar ve sorumlular panik halindeydiler; ölümün üçüncü kez geleceğinden korkuyorlardı. Ama Mafiani direndi ve meşum aryanın söylenmesine karar verildi. Zamanı geldiğinde orkestra susacak ve aryadan sonra çalmaya devam edeceklerdi. Gerçekten de öyle oldu; orkestra sustu, ama müzisyenlerden biri refleks olarak sözcükleri mırıldanmaya başladı. Mafiani duydu ve adama ters ters bakarken, kemancılardan biri aynen bir önceki gibi kalp krizi geçirerek o anda yaşama veda etti.
Artık herkes pes etmişti; opera kapatıldı, oyun kaldırıldı. Sahneler aylar sonra bir başka oyunla açıldı. Ancak o oyun bir daha asla oynanmadı. -
17.
+1http://imgim.com/jdplpo.pngTümünü Göster
Kendiliğinden Yanma Olayları, insanların herhangi bir görünür tetikleyicisi olmadan içten gelen bir ateşle yandıkları iddiasıdır. Genellikle ölümle sonuçlandığı söylenen bu olayların nedenleri halen açıklanamamaktadır. Bu durum iki genel tartışma alanı üretmiştir. Bir grup bilimsel açıklamalara sığınırken, diğer grup da neden olarak parapgibolojik etmenleri göstermektedirler.
Bilimsel açıklamalar
• Fitil efekti hipotezi: Bu açıklamaya göre kurbanın vücut yağı kıyafetleri tarafından emilir. Bunun sonucu olarak kıyafetler, ters bir mum gibi, fitil görevi görür. Kazara ya da herhangi bir nedenle ateş alan kıyafetler kendiliğinden yanma olayına neden olur.
• Statik elektrik hipotezi: insan vücudundaki statik elektrik seviyesinin yükselmesi sonucu ansız bir parlamayla tetiklenip vücudun ateş alması durumudur.
Paranormal açıklamalar
Bu teoriye göre, iç enerji alanlarındaki nedeni bilinmeyen artış esasında ruhun kontrolsüz yükselmesinden kaynaklanır. Bu, 9 voltluk bir devreye şebeke elektriği vermek gibidir. Bunun sebebinin astral katlarda yükselmek veya bir şekilde oraya doğru sürüklenmek olduğu söylenmektedir.
işin en anlaşılmaz tarafı insanın yanıp kemiklerinin bile kül haline geldiği bir ortamda etrafta bulunan eşyaların hatta bazı vakalarda yananın üzerindeki elbiselerin bile hiçbir hasar görmediğidir.
1731 senesinde akşam yatağına yatan ve uykuya dalan bir kadın ertesi gün sabah odasına kendisini uyandırmaya gelen hizmetçisi tarafından feci bir şekilde yanarak bir kül yığını haline gelmiş olarak bulunmuştur. Odanın her yeri is ve kurum içindeydi ve küller her tarafa uçuşmaktaydı. Fakat yatağından 1.5 metre ötede yanan kadın kül yığını haline geldiği halde ne yatağı ve çarşafları ne de odanın mobilyaları hasar görmemişti.
Yetkililer çok ayrıntılı bir araştırma yapmışlar fakat yanmanın sebebini bulamamışlardır. Zira odada yangın çıkması için sebep yoktu.
Bu sonradan kayıt altına alınmış ” kendinden yanma” olayları arasında ilk örneklerden biri kabul edildi.
18. yüzyılda çok sayıda kendinden yanma vakası tespit edildi fakat ilim adamları ve doktorlar bir türlü bu sebepsiz yanmalara bir ad koyamıyorlardı.
Araştırmalarda dikkati çeken bir husus da olayın kurbanlarının genelde ses seda çıkarmadan ve yardım istemeden yanmalarıydı. Yanma olayının bilinmeyen bir pgibolojik yanı olabilir.
Düşkünler yurdundaki bir olayda yurtta kalanlar iç içe bölmelerle ayrılmış yerde yattıkları halde sabah yanmış halde bulunan komşularının gece hiçbir hareket veya ses çıkarmadığını hem yurt sakinleri hem de gece nöbette olan hemşireler söylemişlerdir.
1951'de Mary Reeser olayı halkın ilgisini bir kez daha kendiliğinden yanma olaylarına çekti. Mary Reeser 2 Temmuz 1951 sabahında, evinde küle dönüşmüş halde bulundu. Geriye sadece kafatası, hiç zarar görmemiş sol ayağı ve bir avuç kül kalmıştı. Bu olay konu üzerine yazılan birçok kitabın temeli oldu. Bunlardan en dikkat çekeni 1976 yılında Michael Harrison tarafından yazılan “Fire From Heaven” adlı kitaptır. Bu kitap konu üzerine çalışanlar için bir referans kitabı haline geldi.
1944 yılında Peter Jones olaydan canlı kurtuldu. Bildirdiğine göre hiçbir sıcaklık hissetmemiş veya alev görmemişti. Ayrıca acı da duymamıştı.
Kendiliğinden yanma olaylarının gizeminin çözülememesini sağlayan üç ana etken bulunmaktadır:
1- Çok kısa bir zaman içinde gerçekleşiyor, yananın ne yardım isteyecek ne de ne olduğunu anlayacak zamanı oluyor.
2- Olaylar çok büyük ölçüde ölümle neticeleniyor ve bu sebepten kurbanların ne olduğunu anlatma imkanı olmuyor.
3- Böyle bir yanma olayı ya yanan yapayalnızken oluyor veya birkaç kişi iseler o zaman hepsi birden yanıp ölüyorlar. Yani hadiseye canlı şahit bulunmuyor.
Kendiliğinden yanma ile pek çok olay incelenmek için beklemektedir. Acaba insanın içinde vücudunun ısısını ayarlayabilecek bir mekanizma mı var ve kendiliğinden yananlar bilmeden bu mekanizmayı mı harekete geçiriyorlar. Son zamanlarda olan bir yanma olayı herkesin gözü önünde cereyan etmiştir. ingiltere'de nişanlısı ile dans ettikten sonra pisten ayrılan genç kız üzerindeki elbiselerin altından vücudu aniden tutuşmuştur. Yüzlerce kişinin gözü önünde bir alev yığını haline gelmiş, alevler güçlükle söndürülmüş fakat geç kalınmış ve bir kül yığını haline gelen genç kız ölmüştür. Dikkat edilecek bir diğer husus da bu kendinden yananlar vakalarında beden içerden dışarıya doğru yani bir iç ısı ve ateşle yanmasıdır. Halbuki normal olarak yanma hadisesi dıştan içe olur. -
16.
0reserved beğendim
-
15.
+1Elisa Lam adlı uzak doğu asya kökenli kanadalı 21 yaşındaki bir kız, los angeles'ta konakladığı otelin çatısındaki su deposunda ölü olarak bulundu, işin esrarengiz kısmı ise bu kızın otel asansörüneki son görüntüleri, bu görüntüler biraz korku veren cinsten, izleyelim:
http://www.youtube.com/watch?v=3TjVBpyTeZM -
14.
0Reserved
-
13.
01947 Haziran’ında, Sumatra açıklarında seyreden Hollanda bandıralı gemi SS Ourang Medan’dan tehlike mesajları gelmesiyle başlayan olaylar zinciri, büyük bir felaketle sonuçlanmasına rağmen hala üzerindeki sır perdesi kaldırılamamıştır.
SS Ourang Medan gemisinden gönderilen acil mesajlarda yardım istenmesiyle başlayan ve "Kaptan dahil tüm mürettebatımız öldü" denilen mesajın hemen ardından "ölüyorum !.." diye ikinci mesaj radyoyla gönderilmiştir. Mesajı alan gemilerden Silver Star hemen koordinatları tespit edip Ourang Medan’ın yanına gitmiş ancak gemide bir tane köpek de dahil olmak üzere sadece cesetlerle karşılaşmıştır. Mesajları gönderen tayfa da haberleşme odasında ölü bulunmuştur.
SS Ourang Medan olayını tuhaf yapan şey ise, tüm cesetlerin elleriyle işaret ederek güneşe baktıklarının belirtilmesidir. Ağızları sonuna kadar açılmış, suratlarında korku ifadesi ve dişlerini sıkmış bir şekilde duran ölüler… Diğer bir ilginçlik ise, ölenlerin vücutlarında darbe veya yaralanma belirtisinin görülmemiş olmasıdır.
SS Ourang Medan'ı bulan ve en yakın limana zütürmek için yedeğe alan Silver Star mürettebatı geminin kargo bölümüne girmeye çalışırken SS Ourang Medan'dan dumanlar çıkmaya başladığını farkedip, hemen gemiyi terk edip Silver Star’a dönerek iki gemiyi ayırırlar. Silver Star'ın ayrılmasının ardından bugün bile nedeni bilinmeyen bir patlama gerçekleşir ve saniyeler sonra Ourang Medan sulara gömülür.
Ourang Medan mürettebatına ne olduğuna dair gizem hala sürmektedir. Bazıları okyanus dibindeki yarıklardan çıkan metan veya başka bir kimyasalın mürettebatı zehirlendiğini düşünmektedir. Bazılarına göre ise, uzaylıların ya da hayaletlerin saldırısına uğramışlardır. -
12.
0reserved
-
11.
0bu başlık daha önce açıldı çalıntı entry bunlar.
-
10.
+1Piramitlerin nasıl yapıldığı.
Gerçek ya da değil Atlantis efsanesi.
Neden Stonehenge yapılmış?
Veba nasıl kayboldu? Nüfus planlama sistemi miydi?
Arada şuan bile 12-13 saatte gidebileceğin bir mesafe varken, Mısır ile Aztec (veya genel olarak güney Amerika) kültürleri, yapıları vs neden bu kadar çok benziyor?
Orta asya'da yaşayan insanların yaşam tarzlarıyla, Kuzey Amerika'daki yerlilerin yaşam tarzları neden bu kadar çok benziyor? Ortada bir ilişki vesaire durumu yoksa eğer.
Eski dünyanın 7 harikası neden bugün dahi yapmakta zorlanacağın şeylerden ibaret? Nasıl mümkün böyle bir teknoloji.
Antik Mısır'da bir enerji kaynağı bulmuşlardı pil gibi bir şey yanlış hatırlamıyorsam. Kazılarda bulunmuştu. Bunun amacı nedir?
Piramitlerin içindeki hesaplar vesaire nasıl bu kadar başarılı bir şekilde yapılabildi? işte Güneş piramitin içine yılda iki defa vururmuş, bir firavunun doğduğu gün bir de firavun olduğu gün tarzı hesaplar.
Kısacası komple Mısır ve firavunlar. Mısırın orjinal halkına ne oldu? Roma'nın ele geçirip çok daha sert müdahalelerde bulunduğu bir çok halktan geriye kalanlar varken, Mısır halkı nerede?
Druidlik - Şamanlık - Büyücülük - Cadılık yani kısacası büyü söz konusu olduğunda, neden aşağı yukarı tüm büyüler tarz olarak birbirine benziyor?
Babil ile anlatılan şeylerin kaçı doğru? Babil kulesi olayı doğru mu?
Tarihi bir çok savaşta orduların kaybolduğu garip gurup durumlar var. Bunlar neyin eseri?
Tarihin muhtemelen çeyreğini dahi bilmiyoruz. Düşünelim 1500'lerde insanlar neler düşünüyordu dünya hakkında veya bugün bilim sayesinde bildiğimiz bir çok şeyi mucize gibi görüyorlardı. 2500'de bizim mucize sandığımız bir çok şeyin aslında belirli sebepleri olduğunu öğrenmiş olacak insanlar. Burası kesin. iskenderiye kütüphanesine yapılan şey olmasa bugün geçmiş hakkında çok daha fazla şey bilmemiz imkanlı olurdu. Ancak geçmişe dair bildiğimiz her şey, genelde tanık olmayanlar tarafından aktarılmış durumda bize. Yukarıda saydığım bir çok maddenin muhtemel sebebi de bununla alakalı olmalı.
Ama şunu biliyorum. Bundan 2000-3000 sene önce ortada çok garip bir teknoloji varmış. Ve ben bunu anlamakta gerçekten zorlanıyorum. -
9.
0rezerved
-
8.
+1http://imgim.com/349173-i...buluntu-52c9a4c4f1900.jpg
antik çin mezarında bulunan bu yüzük şeklindeki saatin, araştırmalar sonunda 400 yıllık olduğu anlaşıldı.
olayın ilginç yanı bulunan yüzük şeklindeki saatin arka yüzünde 'swiss' yani 'isviçre' yazmasıydı. 400 yıl önce isviçre ismiyle bir şehir olmadığını, ve yüzük şeklinde saatlerin de olmadığını hesaba katarsak, bu olayın ilginçliğini bir kat daha artırıyor. saatin 10:06'da durmuş vaziyette. -
7.
0doctor who detected
-
6.
0reserved
-
5.
+2Zamanda Yolculuk Yaptığını iddia Eden Adam Borsayı Karıştırdı... Federal güvenlik görevlileri, içeriden bilgi sızdırma suçlaması yüzünden bir Wall Street borsacısını tutuklayıp sorgulamaya başladılar. Tutuklanan borsa dahisi, 2256 yılından günümüze zaman yolculuğu yaptığını iddia ediyor!Tümünü Göster
http://rsm.haber365.com/H/27_2256.jpg
"Security and Exchange Commission" kaynaklarına göre 44 yaşındaki Andrew Carlssin, 28 Ocak tarihindeki tutuklanmasına yol açan şüphe uyandırıcı olağanüstü borsa başarısını yukarıdaki gibi garip bir şekilde açıklamakla yetiniyor.
Bir SEC görevlisi şöyle diyor: şöyle bir gerçek var elimizde: Adam 800$'lık bir yatırım ile başlamış ve 2 hafta içinde sahip olduğu portföy 350 milyon doların üzerinde! Borsa üzerinden gerçekleştirdiği tüm alışlar ve satışlar beklenmedik gelişmelerin bilgisine dayanıyor, bunu şans faktörü ile açıklamak mümkün değil."
Bu bilgilere sahip olmasının tek bir yolu var, işlem yaptığı şirketlerle ilgili içeriden bilgi sızdırmış olması ki bu da yasadışı... Bize bilgi kaynaklarını söyleyene kadar onu Rikers Adası'ndaki bir hücrede tutmayı düşünüyoruz.
Geçen yılki borsa dalgalanmaları pek çok yatırımcıyı beş parasız bırakmıştı. Aynı esnada Carlssin 126 çok riskli işlem gerçekleştirip hepsinden de yüksek kazançlar elde edince gözler bir anda bu borsacıya dönmüştü. Carlssin, 200 yıl ileriki bir tarihten, yani gelecekten günümüze geldiğini iddia ediyor ve tabii o zamanki tarih ve istatistik kayıtlarında da günümüzdeki borsa dalgalanmaları detaylı olarak yazıyormuş.
Carlssin'e göre: "Bu fırsata karşı koymak çok zordu. Aslında her şeyin sıradan ve doğal görünmesini planlamıştım. Bilirsiniz işte, sağda solda birkaç doları bile bile kaybedecek ve böylece normal bir borsacı görüntüsü çizecektim ancak son anda yakalandım." Üzerine gidilen Carlssin, Usame Bin Ladin"in akıbeti ve AIDS'in çaresi gibi tarihi gerçekleri de açıklayabileceğini söyledi, tek ihtiyacı olan zaman makinesine binmesinin izin verilmesi.
Ancak Carlssin, makinenin nerede olduğunu bir türlü söylemediği gibi nasıl çalıştığını açıklamayı da reddediyor. Sebep: "Bu teknoloji, kötü güçlerin eline geçebilir."
Yetkililer, bu adamın iddialarının palavra olduğu konusunda hemfikir; ancak bir SEC yetkilisi şunu itiraf ediyor: "Elimizdeki tüm federal kayıtları taradık, Andrew Carlssin isimli biriyle ilgili olarak, böyle bir adamın yaşadığını, bir şeyler yaptığını gösteren Aralık 2002 tarihinden önce hiçbir kayıt yok." !!! -
4.
+1http://www.electric-shado...dent-1959-group-shot1.jpgTümünü Göster
27 Ocak 1959 günü Sovyet Rusya’da dokuz genç kayakçı Ural Dağları’nın uçsuz bucaksız eteklerinde 2 haftalık bir tırmanış ve kayak gezisi için yola çıktılar. Aslında 10 kişiydiler ancak bir tanesi sağlık problemleri yüzünden son anda geride kalınca yola 2 kadın 7 erkek çıktılar.
Yolculukları Kuzey’deki en son yerleşim birimi olan Vizhai‘den Otorten Dağı‘na kadardı. Rotaları dağcılıkta en zor kategori olarak bilinen “Kategori 3″ sınıfındaydı ancak başta liderleri Igor Dyatlov olmak üzere takım kendilerinden çok emindi. Her biri tırmanış ve uzun kayak gezisi tecrübeleri olan yetenekli sporculardı. 2 haftadan fazla bir süre dondurucu soğukla mücadele edecek olmaları ve tehlikeli rotaları gözlerini korkutmuyordu. Takımın deneyimden kaynaklanan bir cesareti vardı ve hiç birisi kolay kolay korkuya kapılacak insanlar değillerdi.
http://0.thumbs.beta.scri...03785882c0984b447ejpg?a=d
Gezi planına göre grup Vizhai kasabasına geri döndükten sonra Dyatlov hemen bağlı oldukları spor klubüne telgraf çekecekti. 12 Şubatgünü kararlaştırıldığı gibi telgraf gelmediğinde kimse bir tepki vermedi. Bu tür zorlu gezilerde gecikmeler neredeyse her zaman olurdu. Birkaç gün sonra birşeylerin ters gitmiş olabileceği ihtimali düşünülmeye başlandı.
Sporcuların ailelerinin ısrarı üzerine enstitü bir kurtarma ekibi oluşturarak 20 Şubat 1959‘da arama çalışmalarına başladı. Polisin ve ordunun da helikopterler ve uçaklarla katıldığı arama 6 gün sonra, grubun varış noktasından 10 km uzaklıktaki Kholat-Syakhl dağında ilk sonucunu verdi; bu aynı zamanda kurtarma ekibinin yaşadığı ilk şoktu.
Ekip kamp çadırını oldukça tahrip olmuş halde buldu. Bir dizi ayak izi yakındaki ağaçlık alana gidiyor ancak 500 metre sonra karla örtülüyordu. Ağaçlık alanda büyük bir çam ağacının altında bir kamp ateşinin kalıntılarıyla birlikte ilk iki ceset bulundu. Cesetlerin üzerinde sadece iç çamaşırları vardı. Daha sonra bulunan üç ceset ateş ve kamp arasındaydı ve durumlarına bakarak kampa geri dönmeye çalıştıkları düşünüldü. Üç ceset arasında yaklaşık 150′şer metremesafe vardı.
Bulunan cesetlerin incelenmesi sonucu sporcuların hipotermi, yani vücut ısısının aşırı düşmesi sonucu öldükleri saptandı. Bir tanesinde kafatası zedelenmesine rastlandı ancak ölümcül değildi. Diğerlerinde ise hiçbir tahribat yoktu.Diğer 4 cesedin bulunması biraz uzun sürdü. Araştırma ekibi 4 Mayıs‘ta ikinci şokunu yaşadı. Bir nehir yatağında, 4 metre karın altında kalan cesetleri buldular. ilk iki cesede göre daha uzaktaydılar ve diğerlerinden bir farkları vardı. 3 tanesi şiddetli darbe sonucu ölmüşlerdi. Bir tanesinde ölümcül derecede kafatası zedelenmesi vardı, ikisinin ise göğüs kafesleri parçalanmıştı. Uzmanlar bu tür hasarları verebilecek bir gücün, bir araba kazasına eşdeğer olması gerektiğini söylediler. Dikkate değer bir nokta ise cesetlerin hiçbirinde dıştan gelen yaralanma olmamasıydı, yüksek basınç sonucu ezilmiş gibiydiler. Otopside kadınlardan birinin dilinin kayıp olduğu görüldü.
Peki bu talihsiz sporcuların ölümlerine yol açan esrarengiz şey neydi? O karanlık Şubat gecesinde neler yaşanmıştı?
http://38.media.tumblr.co...mh430PcW1syhduso1_500.jpg
Hastalığından dolayı geride kalan grubun 10. üyesi Yury Yudin şöyle diyordu; “Eğer Tanrı’ya tek bir soru sorma şansım olsaydı bu ‘O gece arkadaşlarıma ne oldu?’ olurdu.”
http://rjmorwood.files.wo....com/2013/08/dyatlov4.jpg
Araştırma kapsamında ilk keşifte bulunan günlükler ve amatör video kayıtları incelendiğinde (Blair Witch? Cloverfield? REC? Noroi?) ortaya çıkar ki, grup 31 Ocak günü dağlık araziye varmış ve tırmanışa hazırlanmıştır. Dönüş için yiyecek ve ekipmanları için ormanlık alanda bir stok çadırı kurduktan sonra 1 Şubat‘ta tırmanışlarına başlarlar. Hesaplarına göre 1 günde tırmanışı bitirip ertesi gece kampı öteki tarafta kuracaklardır. Ne var ki giderek sertleşen hava, kar fırtınaları ve azalan görüş mesafesi bir şekilde onları hedefleri olan Otorten Dağı yerine Mansi dilinde “Ölüm Dağı” anldıbına gelen Kholat Syakhl’a zütürür. Dağın ismi hariç buraya kadar yaşananlarda pek olağandışı bir durum yok. Kampta bulunanlar buradan sonra ne yaşadıklarına dair bir ipucu vermiyor.
Her ne kadar cesetlerdeki hasarın insan gücüyle yapılmış olamayacağı söylense de Rus polisi bir cinayet olasılığını düşünerek adli araştırmalara başlar. Böylece zaten soru işaretleriyle dolu olan olaya bir yenisi eklenir: radyasyon. Cesetlerin üzerlerindeki giysilerde radyoaktif kirlenme vardır.
Ural bölgesinde yaşayan Mansiyerlilerinden şüphelenen polis geniş çaplı bir arazi taraması yaptığında çevrede hiç insan izine rastlayamaz. Zaten kamp alanı etrafında sporculardan başkasına ait ayak izi yoktur.Deliller detaylı incelenince birkaç ilginç nokta daha göze çarpar. Kamp çadırı dışarıdan değil de içeriden yırtılmış gibidir. Ormanlık alanda ateş yakan grup üyeleri çok yakında duran kuru dalları değil de nedense ıslak dalları kullanmışlardır.
http://2.bp.blogspot.com/...+incident+%25281%2529.jpg
Genç sporculara ne olduğu tam bir merak konusu olur. Gazeteler olaya geniş yer verir. Komplo teorileri üretilmekte geç kalınmaz.Eldeki verileri gözden geçirince, yapılabilecek en kesin varsayım birşeyin grubun ödünü kopardığı. Üzerlerine giysi giymeden çadırı yırtıp çıkarak ormanın içine koşmuşlar (tabii neden üzerlerinde giysileri olmadığı yine muamma). Daha sonra ormanın girişinde durup ateş yakmışlar. Aralarından ikisi (ölü ya da canlı) ateşin yanında kalırken üçü kampa geri dönmeye karar vermiş ancak yolda birer birer ölmüşler. Dördü ise ya önceden ya sonradan ormanın içlerine ilerlemiş. Bir varsayıma göre grubun düzensiz hareketi ve ateş yakarken çok yakındaki kuru dalları kullanmamalarından kör olduklarıdüşünülüyor. Bu ilk bulunan cesetlerin birindeki kafatası zedelenmesini de açıklayabilir, zira
kör birisinin ormanda koştururken ağaçlara çarpması gayet doğal.Peki bu gözüpek sporcuları ölesiye(gerçekten ölesiye) korkutan şey neydi? Ayı veya başka bir yabani hayvan olsaydı eğer yaralanmaları gerekirdi. Etrafta da ayak izleri, mücadeleye dair izler olurdu. Hem radyasyon?
http://cdn.mos.totalfilm....4-p-1376307506-470-75.jpg
Rus polisi ve KGB bu bilmeceyi çözemiyor (ya da halka öyle söyleniyor). Mayıs 1959‘da dosya kapanıyor. Sporcuların hepsinin “bilinmeyen zorlayıcı bir güç” yüzünden öldükleri söyleniyor. Olay dosyası resimleriyle birlikte gizli bir arşive yollanıyor. Resimler ancak 1990‘da ortaya çıkıyor – ekgib olarak.
1967′de, araştırmalar sırasında görev almış ve fotoğrafçılık yapmış olan gazeteci yazar Yuri Yarovoi olaydan esinlenerek “En yüksek derecede karmaşa” isimli bir roman yazıyor. Ancak Sovyet yönetiminin olayla ilgili bilgileri sır olarak sakladığı bir dönemde yazıldığı için pek çok detayı es geçtiği biliniyor. Tanıdıkları ise yazarın romanın yayınlanmamış detaylı bir kopyası olduğunu söylüyorlar. Yazar 1980‘de hayatını kaybettikten sonra yazarın fotoğraflar, günlükler ve el yazılarından oluşan arşivi bulunamıyor.
1990‘da yazar Anatoly Guschin olayla ilgili bir araştırma yapıyor. Rus yetkililerin ona tanıdığı ayrıcalıklar sayesinde bazı fotoğrafları ve önceden bilinmeyen detayları gün ışığına çıkarıyor. Pek çok belgenin ortadan kaybolduğunu farkediyor. Araştırmasıyla ilgili “Sırların bedeli dokuz yaşam” isimli bir kitap yazıyor. Kitapta Sovyet yönetiminin gizli araştırmaları sonucu geliştirilen bir “gizli silah” teorisine ağırlık veriliyor.
Kitabın verdiği cesaretle 1959′da araştırmayı yürütmüş olan emekli polis subayı Lev Ivanov bir makale yazıyor. Makalede araştırma timinin olaya hiçbir açıklama getiremediğini söylüyor. En önemli nokta ise, Ivanov’un iddiasına göre gökyüzünde bazı “uçan küreler” görmüş oldukları. Üstlerine bunu rapor ettikten sonra timin araştırmayı bırakması ve bulguları gizli tutması emri geliyor. Ayrıca olayın olduğu tarihte grubun rotasından 50km güneyde olan bir yürüyüş grubu kuzeyde garip turuncu küreler gördükleri ve o çevrede Şubat ve Mart aylarında meteoroloji yetkilileri ve askerler dahil değişik kişilerden benzer raporlar geldiği biliniyor. Araştırmalarda bu tanıklar gözardı edilmiş.
Bir de şu aşağıdaki fotoğraf var. Olayla ilgili polis dosyasında yer aldığı söyleniyor.
http://news.theparanormal...1/dyatlov-pass-ravine.jpg
Grup lideri Igor Dyatlov’un adı geçide veriliyor. Sovyet yönetimi olayla ilgili detayları tüm gücüyle gizliyor. UFOlar mı, paranormal varlıklar mı, gizli ordu araştırmaları mı bilinmez ama ortada alışık olmadığımız birşeyler olduğu kesin.1959′da Kholat Syakhl’da o zavallı dokuz gence ne oldu sorusu hala yanıtsız.
http://i.dailymail.co.uk/...4000005DC-269_634x433.jpg
-
cumartesi gecesi 20 online
-
maaşımla ilgili bir sıkıntım var acil yardım
-
uslu durun lan olmmmm
-
facia28 senin kafanı matkapla delmek istiyorum
-
çingeneler rogar kapaklarınıı çalınca geri dönüşüm
-
tarkan almanyada doğmuş büyümüş
-
biz niye burdayız
-
balili eski sevgilimin teyzesini ifşa ediyorum
-
kalbimi bir el tutup boğuyor
-
şöyle bir sevgili x
-
son dakika kahtalı mıçı öldü
-
neden rüyama girdin
-
makat maymununun makatına
-
ilginç sorularrr
-
beyler babanızı buldummm
-
kız analından sıçıyo
-
boy 163 kilo 48
-
iletişim başkanlığı tarafından engellenen başlığım
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 15 02 2025
-
beyler beş yıldır vücut geliştirme ile
-
incellerdeki mantık hatası
-
14 şubatta arkadan girdiğim incici
- / 1