para manyağı bir kezbanı nasıl siktim

anlatıyorum binler gelin buraya.

en ufak yalan olmayacak burada. beni bilen bilir falan da demeyeceğim. zaten hangi hikayenin yalan, hangisinin gerçek olduğu az çok anlaşılıyor.

kızın adı merve olsun. gerçek adını veremem çünkü hangi okulda okuduğumu önceki entrylerimi okuyan panpalar biliyor. gerek yok. neyse.

merve'yle aynı bölümdeyiz, bölümün hazırlığında da aynı sınıftaydık. bununla pek konuşmazdım ben, çünkü kız tam mal beyler. yani tek muhabbeti hangi mekan pahalı, kimde bmw var, kimde para var. kızın konuşabildiği konular sadece bunlar. nasıl bu bölümü bu üniversiteyi kazanmış herkes hayret içerisinde zaten. pek muhattap olan da yok bunla. ben de nasılsa mal diye giblemiyorum, sorduğu sorulara giblemez cevaplar veriyorum, yani kısaca cool bir imaj çiziyorum yaklaşık 2 sene bunun gözünde.

ama beyler size şunu söyleyim, kız aşırı derecede bakımlı. adını sanını, ne taka yaramadığım bir sürü malzemeyi makyaj malzemesinde bulunduran bi tip. adı sanı önemli değil gerçi, dil attığın zaman güzel koksun yeter.

neyse kızı anlattıktan sonra çok kısa bi şekilde o dönemler ne durumdaydım biraz da ondan bahsedeyim.

üniversite hazırlığa başladıktan kısa süre sonra bir sevgilim oldu. ikimiz de köpek gibi aşığız birbirimize. hani derler ya ruh eşi diye, hah aynen o. gözüm elbette başkalarını görüyor, erkeğim ben amk, ama sadece bakmakla yetiniyorum. hani dersin ya of güzel kız lan diye gördüğün güzel kızlara, sadece o. içimde başkasına karşı en ufak bi duygusallık, ciks isteği yok. tabi bu da hareketlerime yansıyor, kimseyi giblemiyorum, bi baktığım hatuna dönüp bi daha bakmıyorum falan. gayet mutluyum yani.

hatunla ayrı eve çıkıyoruz, gayet mutluyuz. ama bu mutluluk yavaş yavaş sekmelere uğruyor beyler. köpek gibi seviyoruz, köpek gibi kavga ediyoruz. bu köpek gibi edilen kavgalar büyüyor ve aradan 1.5 sene sonra ayrılık geliyor. bildiğin züt gibi kalıyorum lan ortada. ne onu hayatımda istiyorum, ne de onsuz bi hayata devam edebiliyorum. gururdan da sevgiden de ölecek durumdayım yani.

bizim bölümün sınıfları küçük beyler, amfi değil. yani herkes iç içe oturur. muhabbet gır gır şamata en üst seviyededir. tabi şaşırılmayacak bir şekilde bu merve kevaşesi hep 2-3 kişi yanımda oturuyor. ne zaman baksam bakışını yakalıyorum. ama malım ya o zamanlar, fotosentez yapıyorum ya, bu sefer coolluktan değil, gibilmişlikten giblemiyorum hatunu.

sınıfta tek dostum var, o uyarıyor bir gün. "oğlum sen mal mısın, ne üzülüp duruyon amk bittiyse bitti. merve sana nasıl bakıyor görmüyor musun? gib geç işte neyin derdindesin." bu laf eşeğin aklına karpuz kabuğunu sokuyor beyler. istemesem bile aklımın bir yerinde yer ediyor o karıyı gibmek.

derken bir gün bölümün koridorunda aynen şu muhabbet dönüyor ve bunun ne mal olduğunu orada anlıyorum. bizim binlerden biri klagib anaokulu muhabbetini açıyor, 1 milyon dolara kaç kez verirsin şeklinde. kızlar falan da var gülüşüyoruz, merve kevaşesi de orada.

standartlar o kadar yükseldi mi diyorum, bi bmw yeter diyorum. bunu duyan kaşar merve zarfı yiyor ve atlıyor hemen "hahaha aynen ya, scirocco da olur." diyor ve biz yine gülüyoruz. orada alıyorum beyler kararı. benim bunu gibmediğim her dakika mallığım kendini onun katlarıyla çarpıyor.

bu olaydan bir hafta sonra x dersinin vizesi için hoca sınıftan sunum yapılmasını istiyor ve herkesi üçer kişilik bölümlere ayırıyor. biz de biniz ya, o az önce dostum diye bahsettiğim adamla (mehmet olsun adı) planı yapıyoruz. grup aynen şu: ben, merve, mehmet. üçümüz oturup sunum hazırlayacağız.

dinliyor musunuz dıbına koyim ses verin. sabredin uzatmayacağım fazla.

bu iş de ayarlandı. hedefime yavaş yavaş gidiyorum beyler. iliklerime kadar hissediyorum gibeceğimi. zaten kesmeleri devam ediyor, ben de katılıyorum artık, olay işteş bir hal alıyor ve kesişiyoruz. tabi içimdeki vicdan azabını anlatamam o sırada. başkasını seviyorum çünkü. ama kaç ay geçmiş gibişsiz beyler, bi yere kadar. yapacak bir şey yok.

derken 3-4 gün sonra fakültenin çimlerinde 5 kişi uzanıyoruz beyler. laf lafı açıyor, laf zütü açıyor am züt muhabbeti gırla gidiyor. neyse o sırada diğerleri yavaş yavaş kalkıyor ve merveyle ben kalıyorum sadece.

bundan 5-6 ay önce, sevgilim varken yabancı bi hatun (gibinizi sürmeyeceğiniz derecede çirkin, sadece memeleri çok iyi) fuckbuddylik teklifi etmişti ve ben kabul etmemiştim sevgilim var diye. merve'ye bunu anlatıyorum.

kız tabi şoklarda. "yok artık ya, sen o kadar mı düştün, ona mı kaldın." gibisinden aşırı dozda yavşayıcı cümleler kuruyor. tamam lan diyorum bi zarf daha çakıyorum.

"ya bak mervecim bunlar normal şeyler, benim bu konuda hiç bir sıkıntım yok, aynı sınıfta oluruz, konuşuruz, sevişmek istiyorsak da sevişiriz, nolmuş yani. ama o hatunla sevişecek değilim."

merve: aynen canım ya bunlar normal şeyler. nolmuş yani insan insanı arzulayabilir. bence de gayet doğal.

iş tamam beyler.

ardından gülüşüyoruz ve hatunu haftasonu bana çağırıyorum sunumu yapmak için. (ahahah yalanımı gibeyim.) o da tabi mal değil beyler kaç kere gibişmiş hayatında, gülerek tabi gelirim diyor.

haftasonu gelip çatıyor ve bu gibtiğimin para meraklısı, bmwden aşağı binmem diyen kevaşeyi, dandik bi arabayla (kuş serisi) metro durağından alıp evime getiriyorum. tabi gelene kadar ne yaptın ne ettin muhabbetleri. duş aldım geldim canım falanlar, gülüşmeler. gibiş var beyler birazdan belli.

@39 lan ne bitmesi amk

eve geliyoruz, şarapları yudumlarken yalandan google'a ödeve bakmalar falan. neyse bu gerizekalı iki kadehte zoom beyler. bordeaux var o sırada, benim şu hayatta en sevdiğim fransız şarabıdır. jest için çıkardım, allahtan iki kadeh içti de gerisi bana kaldı salkdjasd.

neyse yatağıma uzandı bu benim. ben de artisim ya hala bilgisayar başında ödeve bakmalar falan. müthiş bir erotik ses tonuyla yanına çağırıyor beni, "şunu bırakıp gelsene iki dakika... "

yanına geçiyorum beyler. hatun o kadar azmış ki öpüşmeyi falan beklemeden direk kemerimi gevşetip, elini pantolonumdan içeri atıyor. eliyle gibimi kavradıktan sonra başlıyoruz öpüşmeye. ellerini ıslatıp handjob yaparken bildiğiniz kendinden geçiyor. yaklaşık 3-4 dk öpüştükten sonra soyuyor beni ve önce göğüslerimin ucunu öpüyor, ardından aşağılara inerek ağzına alıyor.

@43 neyin üzerine istiyorsan yemin edebilirim sorun yok dostum. kelimesi kelimesine gerçek.

beyler size şu kadar söyleyim, 23 yaşındayım, hayatım boyunca kayda değer sayıda hatunla seviştim, ama bu kadar güzel blowjob yapan bir hatun görmedim henüz.

ağzına almıyor bu hatun, resmen yutuyor amk. bir erkeğin blowjob olayında isteyeceği ne vardır? aklınıza gelebilecek herşeyi profesyonellikle yapabiliyor.

ağzına aldıktan sonra saldırmadı. yavaş yavaş, ıslata ıslata dibine kadar almayı denedi, alamadı ilk başta. bir süre dudaklarıyla adeta bir vakum gibi sıkıştırarak ortasına kadar alarak devam etti. tabi bu sırada oturur pozisyondayım, o da yatağın dibine geçti, dizlerinin üstünde. zorladı, dibine kadar zorladı ve başardı hepsini almayı. o ıslaklığı size tarif etmeme gerek yok beyler, hepimiz ferre izliyoruz, hepimiz biliyoruz neticede. aynen o izlediğimiz ferrelardaki blowjoblar kadar güzeldi ve tam 20dakika devam etti bu olay. kendimi ne kadar zor tuttuğumu tahmin edemezsiniz. ama gelmedim tabi.