-
1.
+1şiirler yazılar şarkı sözleri paylaşıyorum. biraz kültürünüz artsın
dört mevsime, yedi iklime sorduklarımız. canımızdan çok sevdiklerimiz. kulağına eğiliyorlar ve "sor bunların hesabını" diyorlar. "bir vakit orman kuytuluklarına atılmanın, dipsiz kuyulara salınmanın, ahlaksızlıkların, namussuzlukların... sor bunların hesabını... makineye kaptırılan kol için sor, üzerine kurşun yağan bedenler için sor". güç veriyorlar, damarlarına taze kan oluyorlar akacaklarını bile bile... "asıl siz teslim olun"
biz hiç teslim olmadık ki! pir sultan, teslim olmadı ki hızır paşa ya!.. mahir, teslim olmadı ki!.. bedrettin bir kez bile el pençe divan durmadı ki!.. seyit rıza darağacında kendi çekti ya ipini!.. çiftehavuzlar'da, bağcılar'da nazlı nazlı dalgalanan bayrağımız, sabolarımız, sinanlarımız, niyazilerimiz hiç teslim olmadı ki! yazmaz tarih kitapları başeğdiğimizi zulmün önünde. ölüme; yarine hasret bir sevdalı gibi sarılıp öylece ölürüz de başeğmeyiz yine de zulmün önünde...
ey evladını yitirmiş analar! ey şafak söktüğünde yolla dizilip, gecekondu sokaklarında çamura, toza bulananlar. alnından akan terle toprağı işleyenler. bir dilim ekmek için, gün doğumuyla gün batımını kör, karanlık mahzenlerde yitirenler. ey işçiler! gökkuşağının renkleriymişçesine tamamlayanlar birbirlerini. anadolu'ya can katanlar, halklarımız...
öpün, koklayın hasretle. vatan diye kucaklayın şimdi o gülen fotoğrafı. -
2.
+1nurhak
dört bir yana haber salsam,
öldü desem i̇nan'ımı
dağlar bana geri verin
kadir'imi, sinan'ımı
jandarma kurşunu çaldı
canımı, tenimden aldı
nurhak'a abide kaldı
dağlar aldı selamımı
nurhak sana güneş doğmaz
uçan kuşlar yuva kurmaz
dökülen kan yerde kalmaz
soracağız hesabını
böyle kalır sanma devran
yola devam eder kervan
öldü sinan, doğdu taylan
omuzladı silahını -
3.
+1şarkişla
şarkışla'ya düşürmesin oy oy!
halkın sevdiği kulunu
gemerek'te çevirmişler
deniz gezmiş'in yolunu.
gece elmalı'da kalmış oy oy!
hamamcı ali'yi sormuş
uzatmalı itin biri
yusuf'u gafletle vurmuş.
vay paşaların ordusu vay vay!
dünya şaştı böyle işe
ordu madalya göndermiş
yusuf'u vuran çavuşa.
olaydım olaydım oy oy!
okur yazar olaydım
deniz mahkemeye düşmüş
avukatı ben olaydım... -
4.
+1aşk ve devrim
zaman alır doğruyu bulmak,
yanlışları görmeden
ve bu da
ne doğrunun yanlış olduğu
ne yanlışın doğru olduğu
anldıbına gelmez
aşk ve devrim gibi...
aşk; devrim demektir
ama devrim, darbe değildir
devrim, yeniliktir
devrim, özgürlüktür
devrim, kırlangıç kanadında
güneşe koşmaktır
deli taylar gibi
devrim, çocuk gözünde umuttur
sevda gibi...
zaman alır doğruyu bulmak,
martının güzelliği seyreden içindir
balık suyunda mutludur
gül dalında
kuş kanadında, özgürdür...
güzellik peş para etmez
ne kadar güzelsen o kadar varsın
ne kadar çirkinsen o kadar feministsin
ne kadar feministsen
o kadar kirlisin
ve ne kadar güçlüysen
o kadar haklısın...
tahliye olmuş yorgun bir ölü
valizinde hüzünleri
gözlerinde umutları saklı
aynalara bakanlar
gördüklerini kendilerine benzetirler
yavru kedinin üzerinde
lastik izi varmış
kimin umurunda
sevdalarda ahu-zar
arka sokaklarda metal bar
vur gecelere kendini
az öpüşüp çok sevişen bedenin
doysun erotizmin kokusuna
sana ne
memleket batıyormuş
sistem çöküyormuş
millet perişanmış
ne düşünürsün bunları
yazıktır yorma uyuşuk beynini
sen dalgana bak
kırmızılarının içinde...
devrim mi?
o da neymiş?
yenilir mi, içilir mi
yoksa üzerine yatılır mı
diye patlatma beynini...
aşk mı?
altın tepside sunulmuş
bir kadeh şarap
bir porsiyon havyar salatası
kırmızı bir jartiyer
ve bir fransız öpücüğünden ibarettir
diye düşünüp akıtma suyunu...
aşk. devrimdir
devrim, darbe değildir
devrim, yeniliktir
devrim, özgürlüktür
devrim, çocuk gözünde umuttur
namlunun ucunda açan gül gibi... -
5.
+1barikatlar koydum duvar setinde
devrim var hey dostum asi gönlümde
başkaldırıların nirengisinde
devrim var hey dostum asi gönlümde
kaşlarım çatılmış tüfek misali
gözlerim çakılmış ağaçlar gibi
aşka mücadele gönül derbisi
devrim var hey dostum asi gönlümde
uçan kuşlardan hep haber yollarım
dağlara taşlara bayrak sallarım
barışın yoluna adım atarım
devrim var hey dostum asi gönlümde
ucu keskin bıçak göğsümü çizse
yıldıramaz beni önüme geçse
ölümler gösterip birini seçse
devrim var hey dostum asi gönlümde
denizler tutulup asılsa bile
üzerine suçlar atılsa bile
ölmeden vücudum yakılsa bile
devrim var hey dostum asi gönlümde -
6.
+1devrim yolunda yolunda
yüzbinlerce şehit verdik
devrim yolunda yolunda
çok ağır bedel ödedik
devrim yolunda yolunda
deniz kurudu çöl oldu
nice tomurcuklar soldu
yiğit kahpece vuruldu
devrim yolunda yolunda
yoldaşlar düştü zindana
faşistler doymadı kana
kan ağladı bir çok ana
devrim yolunda yolunda
ser verenler sır vermedi
halka ihanet etmedi
umutlarımız bitmedi
devrim yolunda yolunda
sosyal bir düzen istedik
i̇nsana sevgi besledik
karıncayı incitmedik
devrim yolunda yolunda
derin devlet ayıp dedik
şefaf yönetim diledik
karanlığa sırt çevirdik
devrim yolunda yolunda
yobaz oldu ayak bağı
bakar kör görmedi çağı
mesken tuttuk yüce dağı
devrim yolunda yolunda
kimi mafya kimi hırsız
ağa yüzsüz patron arsız
güner kalırmı duyarsız
devrim yolunda yolunda -
7.
+1devrim
temiz kalan tek yerdir devrim
bütün bir yıl
kirlenen duvarda
ama görebilmek icin
asıldığı çividen indirilmelidir
yapraklari biten takvim
zorbalara direnmektir devrim
bir çocuğun
annesinin çantasından aldığı paraları
altına gizlediğini
söylememiştir dövülen
hiçbir hali
i̇çinde yaşamaktır devrim
dikiş kutusunun
ve toplu iğneler gibi
bir arada olmayı gerektirir
karşı koyabilmek icin zulmüne
makas denilen patronun
gece ışıklar arasında koşmaktır devrim
ateş böceklerini
yakalamak isteyen çocukların
peşine takılır gün gelir
yanıp sönen mavi ışıkları
polis arabalarının
kağıt bir gemidir devrim
bütün gemiler
hurdaya çıksa da sonunda
taşıdığı özgürlük şiiriyle
batmadan yüzer nicedir
dünya sularında
kim bilir kaç yunus görmüş
kaç deni̇z gezmi̇ş... -
8.
+1oğullari ölen analara türküTümünü Göster
onlar ölmediler yok,
ateş fitiller gibi:
dimdik ayakta,
barut ortasındalar!
karıştı, bakır tenli
çayır çimene,
karıştı,
o canım hayalleri:
zırhlı bir rüzgar
perdesi gibi;
bir set gibi:
kızgın çehreli,
göğüs gibi:
göğün görünmez göğsü gibi!
analar, onlar ayakta
buğday içindeler, onlar,
yücelerden yüce dururlar:
dünyayı doruktan seyreden,
bir öğle güneşi gibi.
bir çan darbeleri gibi,
onlar.
ölmüş gövdeler arasında,
zaferi çekiçleyen bir ses gibi
onlar,
kara bir ses gibi.
ey canevinden vurulmuş,
toz duman olmuş bacılar!
i̇nanın oğullarınıza.
kök oldu onlar,
sade kök:
kan suratlı,
taşlar altında.
karışmadı toprağa,
dağılmış kemikçikleri.
ağızları ısırır hala,
kuru barutu;
ve demir bir okyanus gibi,
titreşirler hala.
ben ölmedim der,
yumrukları;
yukarı kalkık yumrukları,
daha.
bunca yere düşmüşlerden,
yenilmez bir hayat doğar:
bir tek beden olur,
analar, bayraklar, çocuklar,
hayat gibi canlı tek bir beden;
bir yüz bekler karanlıkları,
ölü gözleriyle,
kılıcı dopdolu,
dünya ümitlerinden.
dursun,
dursun yas esvaplarınız.
yığın derleyin
gözyaşlarınızı;
bir metal oluncaya kadar:
bununla vuracağız,
gündüz gece;
bununla çiğneyeceğiz,
gündüz gece;
bununla tüküreceğiz
gündüz gece
kin kapılarını,
kırıncaya kadar.
oğullarınızı bilirdim,
unutmadım acılarınızı.
ölümleriyle nasıl kıvandıysam,
hayatlarıyla da öyleyimdir.
onların gülüşleridir:
karanlık atölyeleri ışıtan.
her gün metroda, yanıbaşımda:
onların ayak sesleridir,
çın çın.
akdeniz portakallarında,
güney ağları içinde;
yapılarda,
basımevi mürekkeplerinde;
kalplerini tutuşur gördüm onların,
güçle, yangınla.
ben de sizler gibiyim, analar .
benim kalbim de yas dolu, ölüm dolu.
gülüşlerinizi öldüren kanla,
serpilip gelişmiş;
bir orman gibidir kalbim.
günlerin kahredici yalnızlığı,
uyanışın sisli öfkeleri
girmiştir içine.
susamış sırtlanları,
bitip tükenmez ürmeleriyle
afrika’dan gürleyen hayvan sesini;
öfkeyi, iniltileri, hoşgörmeleri,
bırakın, bir yana bırakın.
ölümün ve tasanın
çemberinden geçmiş analar,
doğan ulu günün ortasına bakın:
bu topraktan güler ölüleriniz.
kalkık yumrukları titrer,
buğdayın üstünde,
bilesiniz.
pablo nerudo -
9.
+1güneşi̇n sofrasinda söylenen türkü
dalgaları karşılayan gemiler gibi,
gövdelerimizle karanlıkları yara yara
çıktık, rüzgarları en serin
uçurumları en derin
havaları en ışıklı sıra dağlara.
arkamızda bir düşman gözü gibi karanlığın yolu.
önümüzde bakır taslar güneş dolu.
dostların arasındayız!
güneşin sofrasındayız!
dağlarda gölgeniz göklere vursun,
göz göze
yan yana
durun çocuklar.
tasları birbirine vurun çocuklar.
doldurun çocuklar,
doldurun
doldurun
doldur içelim.
başları
göklere
atalım
serden geçelim...
heeey, nerden geçelim?
yalnayak
koşarak
devlerin
geçtiği
yerden geçelim.
heeey
hop
heeeey
hep
birden geçelim
doldurun çocuklar,
doldurun
doldurun
doldur içelim.
dostların arasındayız!
güneşin sofrasındayız! -
10.
+1bulutlar adam öldürmesi̇n
analardır adam eden adamı
aydınlıklardır önümüzde gider.
sizi de bir ana doğurmadı mı?
analara kıymayın efendiler.
bulutlar adam öldürmesin.
koşuyor altı yaşında bir oğlan,
uçurtması geçiyor ağaçlardan,
siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
çocuklara kıymayın efendiler.
bulutlar adam öldürmesin.
gelinler aynada saçını tarar,
aynanın içinde birini arar.
elbet böyle sizi de aradılar.
gelinlere kıymayın efendiler.
bulutlar adam öldürmesin.
i̇htiyarlıkta aklına insanın,
tatlı anıları gelmeli yalnız.
yazıktır, ihtiyarlara kıymayın,
efendiler, siz de ihtiyarsınız.
bulutlar adam öldürmesin -
11.
+1kalktı göç eyledi avşar illeri
ağır ağır giden eller bizimdir
arap atlar yakın eder ırağı
yüce dağ başından aşan yollar bizimdir
belimizde kılıncımız kirmani
taşı deler mızrağımın temreni
hakkımızda devlet vermiş fermanı
ferman padişahın hey dost dağlar bizimdir
dadaloğlum birgün kavga kurulur
öter tüfek davlumbazlar vurulur
nice koçyiğitler yere serilir
ölene ağlama hey dost yarın bizimdir -
12.
+1bırayên delal hun werın kurdıno
bıhışta welat em herın merdıno
eger hun nayên vane keç em meşin
bese koletî serfıraz her bijîn
herne peş herne peş dewr û dem ya meye
welat çav lı rê bendewarê meye
keçên nûgihan em dıxwazın xebat
me canê cıwan dani rêka welat
dılê mejpola gurçık bûne hesın
bo ala rengîn hun werın em besın -
13.
+1hoşgeldin bebek yaşama sırası sende
senin yolunu gözlüyor
kuş palazı, boğmaca,karaçiçek, sıtma,yürek farkı, kanser filan
i̇şsizlik açlık falan..
hoşgeldin bebek yaşama sırası sende
senin yolunu gözlüyor
tren kazası, uçak kazası,iş kazası,yer depremi, kuraklık filan
karasevda karasevda karasevda ayyaşlık falan...
hoşgeldin bebek yaşama sırası sende
senin yolunu gözlüyor
hapishane kapısı hapishane kapısı polis copu filan
senin yolunu gözlüyor
sosyalizm sosyalizm falan...
hoşgeldin bebek yaşama sırası sende -
14.
+1taş duvar, demir, karyola ve yerlerde sayısız izmaritler,Tümünü Göster
helanın pis kokusu, rutubetli, sıkıntılı, nikotinli, i̇nsanı serseme çeviren kurşun gibi ağır bir hava, duvarlar sanki soğuk dalgaları imal ediyor. i̇stediğiniz kadar üzerinize kalın şeyler giyinin, oligarşinin hücresinde soğuğu yenmek imkansız. ranzanın karşısında kafesli demir kapı, arkasında mehmet. görevi dakikası dakikasına beni denetlemek mehmedim utanıyor, kahroluyor. "askerim ağam n'aparsın" diyor. aslında o' da tutsak. ben hücre içinde, o hücre önünde. günde beş kez büyük başlar bakar içeriye; yüzlerinde tecessüs. "çılgın adam, 3-5 kişi ile koskoca karanlıklar imparatorluğuna kafa tutan adalılar" ama yine de "çılgın adamın" karşısında bir eziklik duyuyorlar, o başka, gündüz, gece diye bir ayrım yoktur hücrede, zaman ve mekan özümlenmiş artık. sadece koldaki saattir, geceyi gündüzü bildiren. işık yirmi dört saat yanar. bir nefes, bir dumandır yoldaşım. cigaramı her çekişimde duman olur, uçar giderim, ta uzaklara, çoğu kere ada'ma giderim, cigaramın dumanı, beni memleketime; ada'ma zütürür. kahpe i̇stanbul'un, kahpe bir bölgesinde, bir evdeyim yoldaşlarımla beraber. bu ev, yoldaşlık- dostluk-kardeşlik-mertlik-kazanç ve sevgi evidir. bu evde, her şey o kadar güzel ve o kadar anlamlıdır ki... ev de değil ada, ada! satılmışlığın, kahpeliğin, riyakarlığın, adiliğin ve her çeşit aşağılık ve her çeşit yabancılaşmanın karışımı olan, karanlık denizi'nin ortasında, güneşi batmayan bir ada. ben ne şuralıyım, ne buralı, adalıyım adalı, ada'm ormanlıktır. dostluk, yoldaşlık, mertlik ormanı, bütün ada'mı kaplar. erdemin güneşi, yirmi dört saat aydınlatır adamı biz ada sakinleri bilmeyiz karanlığı. ben adalıyım ey kahpe hücre, ada'lı doğru ya sen nereden bileceksin ada'mı. asırlık, feodal, militarist, hücre. ya sen, öküze benzemek için kasılan, şişen haset kurbağa hilkat garibesi bilir misin adamı? dünya karanlıktır, güneşi batmayan böyle bir ada yeryüzünde yoktur. değilmi ki karanlıklar cücesi, zavallı acuze? ya sen yarasalar şairi, pişkin cacomcho? değil şiirlerde, masallarda bile böyle bir ada yoktur. böyle bir ada eşyanın tabiatına aykırıdır. senin için değil mi karanlıkların kapkara şairi? senin dediğin eşyanın değil, karanlığın tabiatına aykırıdır. karanlık cüceleri, acuzeler, dürzüler... yarının türkiyesi'nin hayvanat bahçesinde teşhir edilecekler... ada'm kalabalıktır hain hücre: elde mitralyözüyle, sierra maestra'da, falcon'da, vietnam'da mozambik'te, angola'da, sina çöllerinde... özgürlüğün türküsünü söyleyenler. zulme, kahpeliğe, sömürüye karşı... dişiyle, tırnağıyla üç kıtada karşı koyanlar benim evlatlarımdır kahpe hücre. benim adamın ormanlıklarından aldıkları fideleri, "birer birer dikiyor, kahpeler koalisyonunun dünyasına kel dünya, ada'mın ağaçlarıyla ayıbını örtüyor, güzelleşiyor artık. i̇yi bak bana feodal duvar, iyi tanı beni. seni yerle bir edecek adalılar'ı iyi tanı. ada'm ve hemşerilerinin çoğu ne halde diye dudak bükme, o... punun dölü utanç duvarı evet ada'mı karanlığın suları bastı. evet, benim gibi birçok adalı çirkef suların altında, ama boşuna sevinme, ada'm batmaz, yok olmaz ada'm sadece karanlık denizinde yerini değiştirdi. hepsi o kadar -
15.
0yapraklarla gizlenmişti yüzün.
birer birer kopardım yaprakları sana yaklaşmak için.
son yaprağı kopardığımda, sen gitmiştin. sonra
bir çelenk ördüm kopan yapraklardan. kimsem yoktu
verebileceğim. ben de çelengi alnıma yerleştirdim.
çev. cevat çapan -
16.
0aynı yalınlıkla ölmek isterim
kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz.
mum yerine yıldızlar parlasın üstümde
yeryüzü uzansın altımda sessiz.
ben aydınlık ve özgürlük delisiyim
varsın hainleri gizlesinler soğuk bir taş altında
dürüstçe yaşadım ben, karşılığında
yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim. -
17.
0hangi şiire başlasam suskunum sana
dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun
güneşte kavrulan bir kum tanesi
çatlayan dudaklarım oluyor her gece
yağmura suskun yaşamaya suskun
haykırabilsem
belki bir nehir köpürebilir sesimde
silinebilir kuraklığın bütün izleri
upuzun çöller vadileşebilir içimde
hangi güzelliği özlesem suskunum sana
yürek boşluğunda bir of kadar suskun
özlüyorum seni masmavi
koşuyorum sana bembeyaz
ve kahroluyorum bir anda kapkara
ah oluyorum
of oluyorum
ve susuyorum
oysa haykırabilsem
işık yumağı bir pınar olur soluğum
hangi türküye uzansam suskunum sana
ağıt ağıt, özlem özlem suskun
tut ki vurulmuşum
aşktan ve kandan bir damla olmuşum
bir saçlarının rüzgarına
bir de ağzının kıyılarına konmuşum
hangi dalga silebilir beni senden
hangi kasırga koparabilir
ben saç tellerinde bir ezgi olmuşum
coşkuların her şahlanışında
sana deprem deprem susmuşum
ve sana susmaktan inan ki yorulmuşum
yeter olsun gözlerinde ışık fırtınası
sözlerinde baskı yasası yeter
hangi kavgayı özlesem suskunum sana
zafer sabahlarında gece kadar
bayram sabahlarında yas kadar suskun
böyle güzelliklere de
böyle suskunluklara da lanet olsun
al bu suskunluğumu al artık
al ki
bütün gürültüler kahrolsun
adnan yücel -
18.
0tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş tahirle zühre olabilmekte
yani yürekte.
meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
yani tahiri zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliğinden?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. -
19.
0işler atom reaktörleri işlerTümünü Göster
yapma aylar doğar güneş doğarken
ve güneş doğarken çöp kamyonları
ölüleri toplar kaldırımlardan
işsiz ölüleri aç ölüleri
işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken köylü aile
erkek kadın eşek ve karasaban
saban koşulu eşekle kadın
toprağı sürerler toprak bir avuç
işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken ölür bir çocuk
ölür bir japon çocuğu hiroşima'da
on iki yaşında ve numaralı
ve ne boğmacadan ne menenjitten
ölür bin dokuzyüz elli sekiz de
ölür bir japon çocuğu hiroşima'da
dokuzyüz kırkbeş te doğduğu için
işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken tombul bir adam
yatağından çıkar dalgın giyinir
'bugün kimi kime gammazlamalı,
amirin gözüne nasıl girmeli'
işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken zenci şoförü
ağaca asarlar yol kıyısında
gazyağına bulayarak yakarlar
sonra kimi kahve içmeye gider
kimi saç tıraşı olur berberde
kimi dükkanını açar erkenden
kimi genç kızını öper alnından
işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken mahpus kadını
kolları masaya bağlı sırtüstü
çıplak memeleri al kan içinde
sorguya çekilir bir bodrumda
sorguya çekenler cigara içer
biri yirmisinde altmışlık biri
gömlekleri terli kollar sıvalı
ve kum torbaları elektrodlar
işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken gülyaprağına
uçak alanından sessiz pilotlar
'h' bombası yükler tepkililere
ve güneş doğarken güneş doğarken
otomatik silahlarla biçilir üniversitelilerle işçiler
akasya ağaçları bulvarın
pencereler balkondaki saksılar
ve güneş doğarken devlet adamı
konağına döner bir ziyafetten
ve güneş doğarken kuşlar ötüşür
ve güneş doğarken güneş doğarken
genç bir ana bebesini emzirir
işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken ben bir geceyi
bir uzun geceyi gene uykusuz
ağrılar içinde geçirmişimdir
düşünmüşümdür hasretliği ölümü
seni memleketi düşünmüşümdür
seni memleketi dünyamızı.
işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken hiç umut yok mu
umut umut umut...
umut insanda.
nazim hikmet -
20.
0dünyadan, memleketinden, insandan
umudum kegib değil diye
i̇pe çekilmeyip de
atılırsan içeriye,
yatarsan on yıl, on beş yıl
daha da yatacağından başka, '
sallansaydım ipin ucunda
bir bayrak gibi keşke''
demiyeceksin,
yaşamakta ayak direyeceksin.
belki bahtiyarlık değildir artık,
boynunun borcudur fakat,
düşmana inat
bir gün fazla yaşamak.
i̇çerde bir tarafınla yapayalnız kalabilirsin,
kuyunun dibindeki taş gibi.
fakat öbür tarafın
dünyanın kalabalığına
öylesine karışmalı ki,
sen ürpermelisin içerde,
dışarda kırk günlük yerde yaprak kımıldasa.
i̇çerde mektup beklemek,
yanık türküler söylemek bir de,
bir de gözünü tavena dikip sabahlamak
tatlıdır ama tehlikelidir.
tıraştan tıraşa yüzüne bak,
unut yaşını
koru kendini bitten,
bir de bahar akşamlarından;
bir de ekmeği
son lokmasına dek yemeği,
bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman.
bir de kimbilir,
bir de kimbilir,
sevdiğin kadın sevmez olur,
ufak bir iş deme,
yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir,
i̇çerdeki adama.
i̇çerde gülü, bahçeyi düşünmek fena,
dağları, deryaları düşünmek iyi.
durup dinlenmeden yazmayı,
bir de dokumacılığı tavsiye ederim sana,
bir de ayna dökmeyi.
yani içerde onyıl, on beş yıl,
daha da fazla hatta
geçirilmez değil,
geçirilir,
kararmasın yeter ki
sol memenin altındaki cev
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 23 02 2025
-
siyah çorabını köpek dişlerimle yırtmak isterdim
-
şu nasyoneli de silersen moda
-
sevgilim beni geçmişimle yargılama diyor
-
sözlük yazarlarını uyarıyorum kurdcoco
-
mentalcel kendini nasıl öldürür tahminler
-
namıksız inci sözlük
-
olmaz olsun şampiyonluklar kupalar
-
günaydıncı gevşek tayfa
-
mutlu olmayı beceremeyen insanların ortak özelliği
-
axento nun körpe bacısı bu fotoyu attı
-
axento asla bizim gibi karizmatik bir influencer
-
nasıl triplere girmiş ucubeler la
-
son derece agresifin anasııı
-
beyler titonun kurucuları arasındayım
-
sigara yakim derken saçı yaktık
-
mentalcelin silik sebebini merak ettim
-
hayatımda hiçkimseyi ikna etmek zorunda kalmadım
-
beyler örnek aldığım adam bu
-
valla cikste üstte olmak yorucu
-
yarın silikon vadisinde iş görüşmem var
-
400bin lira kredi çekersem 550bin ödüyorum
-
başlık 1 w w 2 3
-
aylık 130k maaş alıyorum mutlu muyum
-
egea cross urban 130 beygir
-
maskaras günlük mesai
-
necmettin nursaçanla necmettin erbakan
-
dolar kazanıyom keyfim gıcır
-
keşke dev olsaydınız bruce lee ipman gibillerini
-
ben de hak ediyorum co it olmayı
- / 2