1. 51.
    +5
    ben bu arada istanbulun bini olmuşum. hatun izmire taşınmış. o evli,
    ben o hatun senin bu hatun benim takılıyom. ama çıkmıyo içimdeki şeytan bi türlü.

    aylar sonra bir gün msnden "merhaba" dedi. aklım çıktı amk. yüzüme kan yürüdü. hayatımın en uzun süren merhabasını yazdım ona... şimdi düşününce keşke yazmasam daha mı kolay olurmuş her şey diye düşünüyorum. ama yazdım ve bitti dediğim hikaye yeniden başladı
    ···
  2. 52.
    +11
    sonra o gün konuşmaya başladık. ta lisedeyken benim arkamdan bişeyler söylediğine dair bişeyler anlatmıştı biri bana. ben de gidip bunun ağzına sıçmıştım. kavga filan ettiydik. konuşmadık aylarca. o meseleyi açtı. "ben sana öyle bişey dememiştim" dedi. "önemli değil dedim dediysen de sorun yapacak değilim bu yaştan sonra. "geçmiş geçmişte kaldı" dedim.

    yannan geçmişte kaldı amk. kalbim yerimden çıkacak gibi çarpıyo konuşurken.
    "yok" dedi "öyle değil". "ben sana öyle bişey diyemem" dedi. "o zaman da diyemezdim şimdi de diyemem". ben hala mal gibi "önemli değil" deyip duruyorum. o ısrarla "diyemem" deyip duruyo. "neden diyemezsin" dedim sonunda "çünkü" dedi.
    .
    .
    .
    "ben seni seviyodum"
    beynimden vurulmuşa döndüm. dakikalarca o ekrana bakıp kaldım öylece...
    ···
  3. 53.
    +3
    o günlerden bi şarkı geldi aklıma amk. dinleyip bi sigara içek pampalar
    http://fizy.com/#s/1colym
    ···
  4. 54.
    +5
    insan buna nasıl inanır ki amk.
    hayatım nereden başlamış nereye gelmiş ve ne yaptıysam hep onu düşünerek yapmışım.
    "onun beni sevmediğini" düşünerek.
    itlik kopukluk serserilik. eylemler, çatışmalar, gözaltılar, dayaklar...
    isyankarım çünkü şu gibtimin dünyasında
    beni koynuna alıp avutacak bir hatun olmadı hiç,
    kim beni sevse ağzına sıçıp terkettim.
    düşündüm amk. beni sevdiğini o zaman bilsem, evlenirdim amk onla,
    üniversitenin de amk, üniversiteye gitmek bile istemezdim belki.
    insan sonsuza dek sevebileceği,
    ruhunu ellerine bırakıp dinlenebileceği bir kadın bulduktan sonra ne ister ki hayatta. benim için artık geçti o tren biliyorum.
    o tren istasyona bi kere uğramış, ben yanlış tren sanmışım, oysa yıllarca onu beklemişim haberim olmamış.
    ananıgibiyim hayat dedim. çocuk felcine, tetanoza, kızamığa karşı bütün aşılarımızı yaptılardı bize küçükken.
    ananıgibiyim hayat dedim, bunun bi aşısı yok muydu, yapsaydınız da o zaman ruhumuz böyle hastalanmasaydı...
    ···
  5. 55.
    +4
    aklımda onlarca soru vardı o anda. şimdi sizinde vardır mutlaka. "e o zaman kız niye başkasıyla çıkmış" diyeceksiniz. insan bi gün olsun söylemez mi amk diyceksiniz. bunlar ben de yıllarca sordum hem kendime hem de ona. yok işte amk cevabı yok, kader gibi, böyle olması gerekiyomuş sanki
    ···
  6. 56.
    +5 -1
    sonra konuşmaya devam ettik ileriki günlerde. artık filim koptu açıldık iyice. bana geceleri uyku yok amk. ayık kafayla attığım her adım zulüm, yerler hep diken, yatağım akrep dolmuş, geceleri uyku yok.

    tam o anda onu düşündüğüm anda, bi adamın yanında, başka biri onu öpüyo, okşuyo, seviyo... yerimde duramıyorum. zaman civa gibi amk akmıyo geçmiyo. bir gün bitene kadar ömrümden ömür gidiyo.

    hergün şiirler yazıyorum ona. ve sabahı bekliyorum. uyanır uyanmaz msnden gönderiyorum. sonra ertesi gün bi daha bi daha... şiir yazmasam ölecem başka çaresi yok. bir gözüm balkondan aşağı bakıyo hep, atladım atlıycam.

    ama o da benim gibi, biliyorum artık. ve söylüyor o da
    "ben hep seni sevdim, ve hala da" diyor.

    ben orda ölüyorum. ertesi güne başka bir adam doğuyor yeniden. öncekinden daha bitmiş daha tükenmiş. kavga etmeye takati kalmamış... sadece bir tek şey için diyorum. onun için...
    yeter diyorum amk öleceksek ölelim
    ···
  7. 57.
    +2
    @80 kanka senaryo olmak için çok klişe amk. yalan yok ama caps de yok, nasıl olsun ki, yanyana fotoğrafımız görülse asarlar bizi. bi inanırsan şiirler var, ara ara atarım belki kısalarından.
    şarkı bombaymış bu arada, eyvallah
    ···
  8. 58.
    +4 -1
    o diyo ki "seni seviyorum git başımdan" git başka birini bul. "yalvarırım sana" diyo. daha yeni evlendim diyo. ben böyle yaşayamam diyo. hadi kocayı gibtiret anneme babama ne diyicem diyo. ben yine ölüyorum. sabaha yine nbaşka bi adam doğuyo. bir gün öncekinden daha tükenmiş
    ···
  9. 59.
    +8
    aslı gibidir

    çok aşklar yaşadık
    ne kerem ne aslı gibiydi
    yalnız dalından kopan bir yaprağın
    yere düşme faslı gibiydi

    süratle terk edildik
    suretle yetindik
    ve kuvvetle muhtemeldik
    ama yenildik

    yaşadığımız tüm aşklar
    benziyordu aslında, aslına
    aslı gibiydi
    sonunda yerle yeksan olmasaydık eğer
    bu düşme faslı da iyiydi
    ···
  10. 60.
    +9
    aylar böyle geçti gitti. gel diyorum yalvarıyorum.
    bir gün olsun diyorum. "olmaz" diyo, "noolur git".
    "bırak" diyorum "o şehri". istanbula gel, "bi ev tutarız yaşarız birlikte".
    telefonla da konuşuyoruz artık. hergün konuşuyoruz saatlerce.
    oturup karşılıklı ağlıyoruz bazen.
    "amk diyorum bu hikaye nasıl bu hale geldi".
    nasıl yanıp kavrulduk bi anda. sanki doğduğum günden beri hayatımdaydı,
    bir kaç ayda öylesine alıştım ki telefondaki sesine.
    duymasam ölüyorum. ama haftasonları kocası yanında oluyo.
    konuşamıyoruz, geceleri yine o herifin yanında biliyorum.
    hayatımda ilk kez anladım amk. şu üçüncü sayfa haberlerinde çıkan
    "sevgilisiyle bir olup kocasını öldürdüler" haberlerini.
    ölüm o kadar küçülüyor ki insanın gözünde,
    birini öldürmek suçmuş gibi gelmiyo insana...
    ···
  11. 61.
    +4
    bir gün ankaraya gittim. bi kaç haftalık bi işim vardı. o bana sürekli başka birini bul deyip duruyodu. bunu neden bu kadar ısrarla söylüyodu bilmiyorum. sanırım kendi vicdanını rahatlatmak istiyordu. orda bi hatunla tanıştık. daha üni 1. sınıftaydı bi gece takıldık, seviştik... sabah oldu zütümü dönüp gitmem gerekirken. geri döndüm. elini tuttum, sarıldım öptüm. acımı biraz olsun hafifletir diye düşündüm. "o" da "birini bul" diyordu. öyle yaptım. yoksa ızdırabımdan ölecekmişim gibi hissediyordum. piyango o kıza çıktı onu buldum
    ···
  12. 62.
    +4
    sevdiğim kadını aradım "birini buldum", "ama hala seni seviyorum" dedim. şimdi düşününce harbiden mal olduğuma şüphem kalmadı. bunu neden yaptım tam olarak bilmiyorum. çok canım yanıyordu ve onun da canı yansın istedim belki. "iyi sevindim" filan diye bişeyler geveledi ağzından, oysa mahfolmuştu, sesinden anlaşılıyordu bu
    ···
  13. 63.
    +4
    tabii ki ankaradaki hatunla ilişkimiz çok sürmedi.
    ayrıldık, hiçbir yaram iyileşmemişti.
    kendimi biraz daha kötü hissediyordum o kadar.
    tekrar onunla görüşmelerimiz sıklaştı. yeter dedim ben dayanamıyorum artık.
    seni görmezsem ölceğim dedim. gerçekten de öyle hissediyodum.
    o balkondan aşağısına bakıp duruyordum sürekli.
    ve şimdi düşününce daha iyi anlıyorum. gelmeseydi yaşayamazdım,
    birgün o apartmandan merdivenleri kullanmadan inerdim, buna hiç şüphem yok
    ···
  14. 64.
    +8
    ve bir sabah çıkıp geldi. üsküdar iskelesinde gördüm onu ilk kez. bu nasıl bir duyguydu inanın ne kadar istesem de anlatamam onu görmeyeli nerden baksanız 8 yıl filan geçmiş. ve o hayatımın kadını, karşımda duruyor, aynı lisedeki gibi, gözler aynı gözler, kaşlar aynı, bakışlar aynı hala.
    ah o bakışlarda her zaman biraz aşk varmış, orada görünce anlıyorum.
    birbirimize sarılmalı mıyız bunu bilmiyorum, elini tutmalı mıyım bunu da bilmiyorum.
    yine o liseli çocuğum işte, konuşamıyorum elini tutamıyorum,
    dokunsam kırılacakmış gibi geliyor. dokunmaya korkuyorum.
    üsküdar sahilinde kayalıklara oturuyoruz. hafiften bir yağmur çiseliyor.
    bütün üsküdar sırılsıklam bir biz ıslanmıyoruz. o biraz üşümeye başlıyor. montumu çıkarıp veriyorum. ve başlıyoruz, çocukluğumuzdan bugüne nasıl büyüdüğümüzü, nelere kırıldığımızı, neden bu hale geldiğimizi.

    koca bir hayat muhasebesi kolay bitmiyor.
    üsküdarda bir yağmur, herkesi ıslatıyor
    bir bize değmiyor
    ···
  15. 65.
    +4
    bi şiir daha geldi lan aklıma. sıkılmazsanız o nu da paylaşıyım. farzedin ki bu hikayenin capsleri de bunlar

    biri diğerinden biraz daha büyük iki küçük istavritin öyküsü

    bak burası okyanustur
    kıyısında kumlar, deniz kabukları bulunur
    hasret çektiğinden bahsedilir deniz kabuklarının
    bak burası işte tam burası
    dokununca acıyan yeridir hayatın
    buradan dümdüz gidersen
    kime sorsan boğulursun
    kimi sevsen yorulursun
    o küçük bavullar
    o ekmek arası yolluklar
    ne kadar aşk varsa
    katlanmış kırışmamış
    küçücük bavullara sığar bilemezsin
    kimi sevsen
    sevemezsin
    o sudan çıkmış balıklar
    o çırpınıp savrulmalar
    acıyla çipuraya tutunuşlar
    birisini kovasına koyar balıkçı
    diğerini küçük diye denize atar
    oysa güzeldik böyle
    sarhoşluğun baş ağrısı bile
    bayatlamış simitler bile
    demlenmemiş çaylar bile
    gitmezsen eğer
    güzeliz böyle
    kaç dakika yaşamış duydun mu
    sudan çıkmış istavrit
    duydun mu ölürken son sözleri
    “yaşamak ne güzeldi” demek olmuş
    rakı sofrasında bir türkü duymuş da
    ağlamaktan gözleri kör olmuş
    ama “dünyanız ne güzel” olmuş son sözleri
    keşke o küçük sevgilim de burda olsaydı diye düşünmüş
    ne güzel dünyanız demiş
    ne güzel diye bağırmış
    ne güzel diye ağlamış
    unutmuş
    ne güzel dünyanız demiş
    ne güzel diye bağırmış
    ne güzel diye ağlamış
    unutmuş
    ne güzel dünyanız demiş
    ne güzel diye bağırmış
    ne güzel diye ağlamış
    unutmuş
    ne güzel dünyanız demiş
    ne güzel diye bağırmış
    ne güzel bir sevdiğim vardı demiş
    ağlamış
    keşke yaşayabilseydim dünyanızda demiş
    duydun mu bir balık
    bir balık ki
    öyle kederliymiş
    haliçte küçükmüş ötekisi
    ötekisi küçükmüş haliç’teki
    hani aynı çipuradan düşen ötekisi
    haliç’in kova kadar küçük bir yerinde yaşamış
    çipuradan düştü düşeli
    ölmekten korkmasa halbuki
    bir de hafızası bu kadar kuvvetli olmasa
    dünyaya kalkan çengelköy dolmuşlarından birine tutulması işten bile değilmiş
    “şefkatli balıkçının ellerine
    şefkatli balıkçının ellerine
    kahretsin ki şefkatli balıkçının ellerine
    lanet olsun ki şefkatli balıkçının ellerine
    kirli çatlak sevda kokan ellerine
    ve onun aşk nedir bilmeyen ellerine
    lanet olsun ki bu kova kadar yerde yaşıyorum
    derya içreyim amma
    deryayı bilmiyorum
    oysa dünya ne güzeldi” demiş
    ne güzeldi diye bağırmış
    ağlamış ne güzeldi diye
    unutmuş
    “bu şehirde yaşanmaz
    denizi olmayan bir kente gitmeli”
    diye düşünmüş
    "dünya ne güzeldi" diye ağlamış
    kova içinde bıraktığı
    sonradan rakı sofrasında
    "dünya ne güzel" diye ağlayan
    sevdiğinin son bakışları gelmiş aklına
    unutmaya çalışmış
    unutamamış
    dünyaya giden son çengelköy vapuruymuş az sonra kalkacak olan
    ucuna tutunmuş
    “dünya ne güzel” diye düşünmüş
    unutmuş
    Tümünü Göster
    ···
  16. 66.
    +5
    dışardan bakınca, "evli hatunu ayartan bin" benim. gariban herifin karısının aklını çelen benim. milletin hayatını gibip atan benim. ama dıbına korum kutsal aile düzeninin aşk var burda ve içimde her an yanmaya devam ediyor. hangi evlilik bundan daha kutsal olabilir ki... işin en kötü tarafı kim inanır ki, o gün üsküdar sahilinde, ertesi gün maçka parkında, bir sonraki gün beşiktaş elma kafede el ele tutuşup saatlerce oturduğumuza. ve onunla olduğum her an. başımın deli gibi döndüğüne, ayakalrımın dünya toprağına basmadığına.

    ben o gün gördüm pampalar, aşk öyle bir şeymiş. en mutlu aşk bile insanı öldürebilir bir gün. bir daha öyle bir şey yaşabilir miyim? hiç sanmıyorum.
    ···
  17. 67.
    +5
    ve o gitti. kafası karışıktı. boşanıp istanbula yerleşecekti. ama ailesine ne diyeceğini düşünüyordu. yanımda olduğu her an durup durup ağlıyordu. elini tuttuğumda yahut minik öptüğümde çenesi kasılıyordu. ben aşkı ilk kez o hafta boyunca onun gözlerinde ve kendi içimde gördüm. yıllar boyu biriken bir aşk patladığında ölümcül olabiliyor panpalar
    ···
  18. 68.
    +5
    o gitti...
    istanbul bomboş artık. sadece onunla gezdiğim yerleri görebiliyorum.
    onunla bindiğim vapur çalışıyor yalnızca şehir hatlarında.
    onunlayken yaptığım her şey üstüme geliyor.
    hesap soruyor.
    artık mazisi var bu kentin. yaşayan, her köşe başında onu hatırlatan.
    daha beter oluyorum, yaşayamıyorum.
    ha bir de bir şey daha var elimde. ilk entride gördüğünüz o çakmak.
    dedesinden kalmış.
    "ortaokuldan beri saklıyorum bunu" dedi.

    "birgün sana vermek için sakladım hep,
    birgün sana veremeyeceğimi bilerek"

    içtiğim her sigara ızdırap artık bana. o ateş her yandığında ciğerimden bir köşe de alev alıyor...
    ···
  19. 69.
    +4
    ankaradaki hatun yeniden çıkageldi. hayatım gibilmiş zaten. sen de gir lan hayatıma dedim. sen de alabildiğin kadarını al gibtirol git. daha ne kadar acıyabilir ki canım. bundan ötesi ölüm, ya da belki yaralarımı sarıp iyileştirirsin. gir amk hayatıma dedim.
    ···
  20. 70.
    +2
    hatunu ilk sevdiğim yıllarda dinlediğim şarkılar geliyo aklıma amk. onları dinliyorum bi yandan da. bi sigara içeriz bunla
    http://fizy.com/#s/1ai53i
    ···