1. 1.
    +8 -5
    ıslandıkça güzelleşiyor hatunum,
    meme uçları
    ortaya çıkıyor..
    güzel beli
    dolgun kalçası
    daha bir belli oluyor yağmurla..
    kayalıklara yatırıp küsküyü dayayasım geliyor,
    korkuyorum,
    yapamıyorum..

    muallak miyim neyim.
    ···
  2. 2.
    +10 -2
    az önce markete gittim bi şarkı çaldı, birden aklıma yine çocukluğumun, gençliğimin ve hayatımın hikayesi geldi. size anlatasım geldi pampalar. işte hikaye aşağıda capsi olan gümüş çakmağın hikayesi biraz da...
    http://www.incicaps.com/resimler/snapshot.jpg
    markette çalan şarkı da şu, yıllar sonra birlikte dinleyip ağladığımız...
    http://fizy.com/#s/1ai0o5
    ···
  3. 3.
    +11
    sonra o gün konuşmaya başladık. ta lisedeyken benim arkamdan bişeyler söylediğine dair bişeyler anlatmıştı biri bana. ben de gidip bunun ağzına sıçmıştım. kavga filan ettiydik. konuşmadık aylarca. o meseleyi açtı. "ben sana öyle bişey dememiştim" dedi. "önemli değil dedim dediysen de sorun yapacak değilim bu yaştan sonra. "geçmiş geçmişte kaldı" dedim.

    yannan geçmişte kaldı amk. kalbim yerimden çıkacak gibi çarpıyo konuşurken.
    "yok" dedi "öyle değil". "ben sana öyle bişey diyemem" dedi. "o zaman da diyemezdim şimdi de diyemem". ben hala mal gibi "önemli değil" deyip duruyorum. o ısrarla "diyemem" deyip duruyo. "neden diyemezsin" dedim sonunda "çünkü" dedi.
    .
    .
    .
    "ben seni seviyodum"
    beynimden vurulmuşa döndüm. dakikalarca o ekrana bakıp kaldım öylece...
    ···
  4. 4.
    +4 -6
    karşıma çıktığı an neye uğradığımı şaşırdım..
    sarıldı boynuma, hiç değişmemişsin dedi. öptü beni.
    karşı koyamadım. elbisesini çıkarıverdim oracıkta..
    külottan elimi daldırdığımda elime gelen şey beni şok etmişti!
    yıllarca sevip uğruna şiirler yazdığım uğruna adamlar dövdüğüm kız
    küsküsüyle karşımda duruyor beni yalıyordu..
    ···
  5. 5.
    +4 -5
    neyse evden çıktım yine belimde kelebek ama kullanırmısın desen yok, kavgaya girermisin desen en önce ben kaçarım neyse.
    bir gün gidiyorum yine ıssız bir köşeyi döndüm baktım sesler geliyo köşebaşından.
    lan dedim noluyo meraklandım ama hafifte bir büzük var bende.
    sese doğru yaklaştım 3 eleman bir kızı araya almışlar turnike yapıyolar.
    nasıl gibiyolar ama görseniz insan insana bunu yapar mı dersiniz.
    neyse işte ben biraz daha yaklaştım baktım ulan bu benim kız.
    attım elimi kelebeğe ulan sizin ananızı falan derken eleman bi kaptı kelebeği fırlattı köşeye.
    o an nasıl oldu anlamadım biri pantalonumu çıkardı biri agzıma dayadı biri zütüme derken turnike bana döndü.
    neyse işte kız ugruna gibildik anlıycagınız kendime geldigimde kız yoktu ama zütümde de bir sızı vardı inceden.
    kısa kesiyorum mecazi anlamda sanardım ama şimdi gerçek olduğunu anladım.
    giben sevilir seven gibilirmiş panpalar..
    ···
  6. 6.
    +9
    aylar böyle geçti gitti. gel diyorum yalvarıyorum.
    bir gün olsun diyorum. "olmaz" diyo, "noolur git".
    "bırak" diyorum "o şehri". istanbula gel, "bi ev tutarız yaşarız birlikte".
    telefonla da konuşuyoruz artık. hergün konuşuyoruz saatlerce.
    oturup karşılıklı ağlıyoruz bazen.
    "amk diyorum bu hikaye nasıl bu hale geldi".
    nasıl yanıp kavrulduk bi anda. sanki doğduğum günden beri hayatımdaydı,
    bir kaç ayda öylesine alıştım ki telefondaki sesine.
    duymasam ölüyorum. ama haftasonları kocası yanında oluyo.
    konuşamıyoruz, geceleri yine o herifin yanında biliyorum.
    hayatımda ilk kez anladım amk. şu üçüncü sayfa haberlerinde çıkan
    "sevgilisiyle bir olup kocasını öldürdüler" haberlerini.
    ölüm o kadar küçülüyor ki insanın gözünde,
    birini öldürmek suçmuş gibi gelmiyo insana...
    ···
  7. 7.
    +8
    siz okurken ben sigara molası verim pampalar. iyice amı zütü dağıttım efkardan. esas hikaye bundan soona başlıyo zaten. buraya kadar sıktıysam affola

    bir ayrı düşüşün kısa tarihi

    yoktun
    yokluğunla beraber sevmiştim seni
    gidecektin biliyordum
    ellerinden tuttum gidişinin
    issız odalarda, işkencede
    kabul ettim dönmeyişini
    o nedenle gözlerini
    hep kahverengi zannettim

    meğer biz en uslu çocuklarıymışız hayatın
    belki göz göze geldiğimizde biraz
    soğukta kanatları donmuş bir serçe kadar haylazmışız
    coğrafyadan ayrı düşmüş
    tarihten geç kalmışız
    meğer felsefeden bir kez olsun beş almamışız
    aklımıza gelmemiş bir kez olsun
    “istediğimiz sorudan başlayamaz mıyız?”
    diye sormak
    oysa imkansızdır eski defterlerimde ismini bulmamak

    ii
    biz ne vakit elektrik kesilse
    duada kusur etmedik edison’a
    devlete küfretmeliydik belki de
    bilemedik
    sen de gelip beni buldun ya
    sana mı dua etsem
    küfür mü etsem zamana
    karar veremedim

    iii
    bu şehir ne zamandır burada
    bu kız kulesi
    bu boğaz
    bu beşiktaş iskelesi
    bu gidip de dönmeme meselesi
    ne zamandır aklında

    ne zamandır burada
    bu taksim
    bu kanlıca
    bu fethipaşa korusu
    aklında bir
    “nereye gider bu sevda” sorusu
    ne zamandır burada

    hep mi buradaydı
    bu vapur sesi
    bu martı çığlığı
    bu cuma selası
    başımızdaki bu ayrılık belası
    hep burada mıydı

    burada mı kalacak hep
    bu sokak başları
    bu çınar ağaçları
    bu kaldırım taşları
    giderken yüzüne dokunan bu gözyaşları
    hep orada mı kalacak

    bu deniz ne zamandır yeşil
    ne zamandır bu çocuk böyle yalınayak
    üşümez mi bu çocuk böyle akşam serinliği
    gözlerinde hep bir elveda tedirginliği
    bu çocuk üşümez mi böyle çırılçıplak

    iv
    seni o otobüsün önünde
    seni
    o
    otobüsün
    önünde
    bırakmasa mıydım

    v
    cam kenarına koymazsan
    ölürmüş saksıda yaşayan çiçekler
    açacaksın şimdi afrika menekşesi
    sebebini nerden bilecekler

    vi
    gitmeseydin eğer
    beşiktaş’ta dolaşırdık
    i̇k’i çıkarırdık beşiktaş’tan
    beş- -taş oynardık
    beşiktaş dediğin hepi topu
    yedi taşmış meğer diye düşünüp,
    gülerdik belki de

    yedikule’nin taştan yapıldığını
    söylemiyorum bile

    vii
    büyümek için mutlaka
    yemek yemeli çocuklar
    çocuklar süt içmeli büyümek için
    üstelik bunun için
    zengin olmak gerekmemeli
    okumak için okula
    iyileşmek için doktora gitmeli çocuklar
    üstelik bunlar için de
    beş kuruş gerekmemeli
    bir de mutlak
    terk edilmeli çocuklar büyümek için
    bir otobüs terminalinde bırakıp gidilmeli
    üzülmeli çocuklar
    yenilmeli
    kaybetmeyi öğrenmeli
    yoksa fukaralıklarını unutup
    şımarırlar
    sevişmek için isyan çıkarırlar
    çocukluk işte
    terk edilince belki biraz ağlar
    ama sonunda anlar mutlak
    aşkı değil yalnızlığı göze alanlar
    mutlu kalıyor ancak

    viii
    ceplerine bak
    orada bir yerlerde olacak
    ağladığında her istediğini yaptıran
    şımarık bir çocuk
    sözleştik gitmeden önce
    uslu duracak
    sen nereye istersen oraya saklanacak
    üstü başı ceviz kınasıdır
    biraz pasaklıdır
    her daim ağlamaklıdır
    ama yemin verdirdim
    birlikte el bastık akşam serinliğine
    ağlamayacak artık
    kapının önüne koysan bile

    ix
    zaman diyorsun
    biraz zaman
    al bütün zamanları senin olsun
    tarihin
    ben ki artık günleri saatleri değil
    eylülleri sayıyorum sadece
    sen zaman diyorsun
    biraz zaman
    tamam
    sensiz geçen günleri saymazsam
    gelişin her daim bugündür


    tırtıla bakıp
    kelebeği sevmeye benziyor seni sevmek
    çiçekli bahçemize konacaksın sen
    biliyorum
    sadece biraz zaman gerek

    x
    gelişinden söz ediyorum durmadan
    unutuyorum sürekli
    nereye gelmen gerektiğini söylemeyi
    bilesin
    benim tek memleketim
    okuduğunu bildiğim şiirlerim
    olur da bir gün bulamazsan orada
    başka yerde arama
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    +8
    dıbını ızdırabını gibtim memleketin. altımda pederin arabası her gece bi dağ başına çekip içiyoz. bi de arkadaşım var. o da 7 senelik sevgilisinden gibtir yemiş. ikimiz yanyana gelince ateşle barut gibiyiz amk. ölümüne içiyoz ölümüne gidiyoz her gece
    ···
  9. 9.
    +8
    aslı gibidir

    çok aşklar yaşadık
    ne kerem ne aslı gibiydi
    yalnız dalından kopan bir yaprağın
    yere düşme faslı gibiydi

    süratle terk edildik
    suretle yetindik
    ve kuvvetle muhtemeldik
    ama yenildik

    yaşadığımız tüm aşklar
    benziyordu aslında, aslına
    aslı gibiydi
    sonunda yerle yeksan olmasaydık eğer
    bu düşme faslı da iyiydi
    ···
  10. 10.
    +8
    panpa ben de dinliyorum bütün saygımla. devam edelim yaktım cigarayı da.
    kısa yorum: hissetmek güzel şey be panpa devdıbını bilmesek de hikayenin, hiçbişey için pişman olmamak lazım. o yorganın altında romantik takılıp bi kız için ağlayabilmek bile erdemdir benim gözümde
    ···
  11. 11.
    +8
    msndeydi. aylar sonra ilk kez "selam" dedim. nerelerdesin hiç görünmüyosun dedim. bi aydır hastanedeymiş. babası akciğer kanseri olmuş son günleriymiş. seni arıyım mı dedi. sesini duymak iyi gelir belki çok kötüyüm dedi. aradı konuştuk, gözyaşları içinde babasını anlatıp durdu. benimse aklımdan tek bişey geçti bütün konuşma boyunca. "bu gözyaşlarını silen ben olmalıydım."
    ona sarılıp teselli eden ben olmalıydım.
    beni onca seven ve onca sevdiğim kadının yanında olmalıydım...

    olamadım pampalar, bu da böyle yitik bir aşkın öyküsüdür. bitmiş midir bilmiyorum. birgün kendimi bir izmir otobüsünde bulurum belki. ya da bir telefon başında ve her şey yeniden başlar. o zaman geri dönüp devdıbını anlatırım hikayemin.

    sıkılmadan dinlediğiniz için saolun pampalar. gecenizi gibtiysem affola...
    ···
  12. 12.
    +7 -1
    bulsam da bi tak yapacağım yok aslında.
    enişteme ne kadar kötü söz söylesem de kıyamam ona.
    çünkü eniştem ablamla evliyken eniştemle aram çok iyiydi.
    banyoda sırtımı keseler, yere sabun düşürdüğüm zaman türlü türlü şakalarla beni eğlendirirdi.
    eniştem benim ya...
    ···
  13. 13.
    +8
    ve bir sabah çıkıp geldi. üsküdar iskelesinde gördüm onu ilk kez. bu nasıl bir duyguydu inanın ne kadar istesem de anlatamam onu görmeyeli nerden baksanız 8 yıl filan geçmiş. ve o hayatımın kadını, karşımda duruyor, aynı lisedeki gibi, gözler aynı gözler, kaşlar aynı, bakışlar aynı hala.
    ah o bakışlarda her zaman biraz aşk varmış, orada görünce anlıyorum.
    birbirimize sarılmalı mıyız bunu bilmiyorum, elini tutmalı mıyım bunu da bilmiyorum.
    yine o liseli çocuğum işte, konuşamıyorum elini tutamıyorum,
    dokunsam kırılacakmış gibi geliyor. dokunmaya korkuyorum.
    üsküdar sahilinde kayalıklara oturuyoruz. hafiften bir yağmur çiseliyor.
    bütün üsküdar sırılsıklam bir biz ıslanmıyoruz. o biraz üşümeye başlıyor. montumu çıkarıp veriyorum. ve başlıyoruz, çocukluğumuzdan bugüne nasıl büyüdüğümüzü, nelere kırıldığımızı, neden bu hale geldiğimizi.

    koca bir hayat muhasebesi kolay bitmiyor.
    üsküdarda bir yağmur, herkesi ıslatıyor
    bir bize değmiyor
    ···
  14. 14.
    +7
    o gün işte yılsonu partisinden sonra.
    en mutlu günümdü heralde, "seviyo lan heralde o da" filan diye düşündüm.
    dansa kalkmış filan büyük şeylerdi bunlar o zamanlar.
    çıktım okuldan kuytu bi yerde bi ateri salonu vardı,
    onun önünde sigara içerdik, hayatımın en keyifli sigarasını içiyorum.
    arkadaşlar filan da var, artık onlara da söylemişim ben bu kızı seviyom diye.
    sonra ordan biri dedi ki sen mal mısın amk, hatum *** ile çıkıyo.
    işte o sınıfın zengin ve yakışıklı oğlanıyla.
    dıbını gibiyim insanın en keyifli sigarası daha
    ortasına varmadan efkar sigarasına döner mi döndü işte.
    şimdi tekrar düşününce. "ya ne olacağıdı yarraam diyom kendime kendime
    ···
  15. 15.
    +7
    o sene sonuydu. kızın sevgilisi olan binin babası banka müdürüydü,
    tayini çıktı sanırım, gittiler. gittiler ama başkasının sevgilisiydi artık
    bitmişti benim için. hep öyle kalacaktı.
    çocukluk işte mınıgibiim mal mal bunları düşünüyodum.
    şimdi o kadar meseleden sonra başımızdan geçenleri düşünüyom da.
    bizi küçükken çok gibmişler amk, çok ezmişler anamızı gibmişler resmen.
    o yüzden bi türlü iflah olmuyoz işte,
    içimizde bi öküzü öldürecek kadar yara biriktirdik küçüklükten.
    şimdi hiçbi hatun tedavi edemiyo o yaraları. kalıcı hasar bırakmış yaşadıklarımız
    ···
  16. 16.
    +6
    şimdi aklıma geldi. geceleri normalde yatacağım saatten
    yarım saat filan erken yatardım amk.
    bi tane küçük radyo vardı, best fm çekiyodu sadece,
    geceleri melon şapka diye bi herif çıkıyodu şiir filan okuyodu.
    yorganın altına girip dinlerdim uyuyana kadar,
    hep hayal kurardım,
    bütün hayallerde hep aynı şey olurdu,
    hatunun başına kötü bişey gelirdi,
    ben gidip onu kurtarırdım, her seferinde kurtarıp
    ardıma bakmadan giderdim.
    hayale bak amk.
    bi yandan melon şapka, bi yandan hayaller,
    kimi zaman ağlardım kendi kendime
    öyle uyur giderdim yavaş yavaş
    ···
  17. 17.
    +6
    neyse, yolda ona rastladım. yanımda sevgilim var. o güne kadar da gayet iyi gidiyo herşey, seviyorum filan hatunu. yolda onu gördüm. durdum,
    -nasılsın
    -iyiyim
    -sen nasılsın
    -ben de iyiyim
    .
    .
    .
    ..
    -görüşürüz
    -görüşürüz...
    ve gitti. iki saat kendime gelemedim, elimi ayağımı nereye koyacağımı bilmiyorum, arkasından bakamıyorum gidemiyorum. ölüyorum amk, yanımdaki hatunun ilk sözleri "hala onu seviyosun" oldu. inkar edemiyorum onaylayamıyorum da... o gün hatundan ayrılırken, "ben bi daha seni aramıycam" dedi. "sen kimi sevdiğine karar ver sonra istersen ara beni". nasıl karar veriyim amk. onu sevmekten nasıl vazgeçiyim lan. ömrüm o benim, hayatım, hayatımı giben kadın
    ···
  18. 18.
    +5 -1
    sonra avukatıyla görüşmeye gittikten sonra beni aradı.
    "beni artık sevmediğini biliyorum" dedi. "nerden çıkardın" dedim.
    "bugün avuklatla görüşmeye gittim ama sen arayıp ne oldu diye sormadın" dedi.
    "bunun benim için ne kadar zor ve önemli olduğunu biliyordun oysa ki".
    sonra ağladı telefonda. bitsin gitsin istiyordu içimden bir ses.
    kurtulurum diyordum. sonra aramadı beni bir süre, ben de aramadım.
    hayatının en berbat günlerini yaşadı orada biliyorum.
    bir adam için bütün hayatını gibip atmayı göze alıyosun.
    ve o seni gibip atıyo, bunu düşünmüş olmalu günler boyunca.
    onca söylediğim şeyin yalan olduğunu düşünmüş olmalı.
    ama şiirler vardı işte ortada ve bir yalan üzerine şiir yazılamazdı.
    bunu biliyor, anlıyordu. o çocukluğumu bilir benim, anlar içimden geçenleri
    ···
  19. 19.
    +6
    yine aynı sene, belki bu hikayeyi başka zaman anlatırım.
    ablam evden kaçtı amk. adamın birini seviyomuş, babamgil izin vermedi.
    bi gece camdan dışarı bakıyodu ablam. normalde geç yatarım ben.
    o gece anladım ablamın kaçacağını. ama seviyodu lan işte,
    ben anlamazsam kim anlardı ki bunu. o gece erkenden yattım.
    sabah kalktığımda ablamın evde olmayacağını biliyodum yatarken.
    öyle de oldu, sabah ablam yoktu
    ···
  20. 20.
    +5 -1
    ertesi sene yılsonu partisi gibi bişey vardı.
    parti dediysek, sınıfa takım elbiseyle değil normal kıyafetle geliyon
    sınıfa bi tane teyp getirip müzik dinliyon. eğer bizim gibi birazcık binlik varsa serde
    bi tane bira içiyon gelmeden önce.
    işte o gündü, nasıl olduysa cesaret geldi biraz, dansa kaldırdım hatunu.
    dans dediysem de, öyle arada yarım metre mesafe bırakıp yannan gibi sallanıyon işte
    başka bi gibim yok: üç kere dansettik, aradan 15 sene geçti nerdeyse, hala unutmam hangi şarkılara dansettiğimizi. şarkıları koyacam birazdan
    ···