-
1.
+11sonra o gün konuşmaya başladık. ta lisedeyken benim arkamdan bişeyler söylediğine dair bişeyler anlatmıştı biri bana. ben de gidip bunun ağzına sıçmıştım. kavga filan ettiydik. konuşmadık aylarca. o meseleyi açtı. "ben sana öyle bişey dememiştim" dedi. "önemli değil dedim dediysen de sorun yapacak değilim bu yaştan sonra. "geçmiş geçmişte kaldı" dedim.
yannan geçmişte kaldı amk. kalbim yerimden çıkacak gibi çarpıyo konuşurken.
"yok" dedi "öyle değil". "ben sana öyle bişey diyemem" dedi. "o zaman da diyemezdim şimdi de diyemem". ben hala mal gibi "önemli değil" deyip duruyorum. o ısrarla "diyemem" deyip duruyo. "neden diyemezsin" dedim sonunda "çünkü" dedi.
.
.
.
"ben seni seviyodum"
beynimden vurulmuşa döndüm. dakikalarca o ekrana bakıp kaldım öylece... -
2.
+9aylar böyle geçti gitti. gel diyorum yalvarıyorum.
bir gün olsun diyorum. "olmaz" diyo, "noolur git".
"bırak" diyorum "o şehri". istanbula gel, "bi ev tutarız yaşarız birlikte".
telefonla da konuşuyoruz artık. hergün konuşuyoruz saatlerce.
oturup karşılıklı ağlıyoruz bazen.
"amk diyorum bu hikaye nasıl bu hale geldi".
nasıl yanıp kavrulduk bi anda. sanki doğduğum günden beri hayatımdaydı,
bir kaç ayda öylesine alıştım ki telefondaki sesine.
duymasam ölüyorum. ama haftasonları kocası yanında oluyo.
konuşamıyoruz, geceleri yine o herifin yanında biliyorum.
hayatımda ilk kez anladım amk. şu üçüncü sayfa haberlerinde çıkan
"sevgilisiyle bir olup kocasını öldürdüler" haberlerini.
ölüm o kadar küçülüyor ki insanın gözünde,
birini öldürmek suçmuş gibi gelmiyo insana... -
3.
+10 -2az önce markete gittim bi şarkı çaldı, birden aklıma yine çocukluğumun, gençliğimin ve hayatımın hikayesi geldi. size anlatasım geldi pampalar. işte hikaye aşağıda capsi olan gümüş çakmağın hikayesi biraz da...
http://www.incicaps.com/resimler/snapshot.jpg
markette çalan şarkı da şu, yıllar sonra birlikte dinleyip ağladığımız...
http://fizy.com/#s/1ai0o5 -
4.
+8siz okurken ben sigara molası verim pampalar. iyice amı zütü dağıttım efkardan. esas hikaye bundan soona başlıyo zaten. buraya kadar sıktıysam affolaTümünü Göster
bir ayrı düşüşün kısa tarihi
yoktun
yokluğunla beraber sevmiştim seni
gidecektin biliyordum
ellerinden tuttum gidişinin
issız odalarda, işkencede
kabul ettim dönmeyişini
o nedenle gözlerini
hep kahverengi zannettim
meğer biz en uslu çocuklarıymışız hayatın
belki göz göze geldiğimizde biraz
soğukta kanatları donmuş bir serçe kadar haylazmışız
coğrafyadan ayrı düşmüş
tarihten geç kalmışız
meğer felsefeden bir kez olsun beş almamışız
aklımıza gelmemiş bir kez olsun
“istediğimiz sorudan başlayamaz mıyız?”
diye sormak
oysa imkansızdır eski defterlerimde ismini bulmamak
ii
biz ne vakit elektrik kesilse
duada kusur etmedik edison’a
devlete küfretmeliydik belki de
bilemedik
sen de gelip beni buldun ya
sana mı dua etsem
küfür mü etsem zamana
karar veremedim
iii
bu şehir ne zamandır burada
bu kız kulesi
bu boğaz
bu beşiktaş iskelesi
bu gidip de dönmeme meselesi
ne zamandır aklında
ne zamandır burada
bu taksim
bu kanlıca
bu fethipaşa korusu
aklında bir
“nereye gider bu sevda” sorusu
ne zamandır burada
hep mi buradaydı
bu vapur sesi
bu martı çığlığı
bu cuma selası
başımızdaki bu ayrılık belası
hep burada mıydı
burada mı kalacak hep
bu sokak başları
bu çınar ağaçları
bu kaldırım taşları
giderken yüzüne dokunan bu gözyaşları
hep orada mı kalacak
bu deniz ne zamandır yeşil
ne zamandır bu çocuk böyle yalınayak
üşümez mi bu çocuk böyle akşam serinliği
gözlerinde hep bir elveda tedirginliği
bu çocuk üşümez mi böyle çırılçıplak
iv
seni o otobüsün önünde
seni
o
otobüsün
önünde
bırakmasa mıydım
v
cam kenarına koymazsan
ölürmüş saksıda yaşayan çiçekler
açacaksın şimdi afrika menekşesi
sebebini nerden bilecekler
vi
gitmeseydin eğer
beşiktaş’ta dolaşırdık
i̇k’i çıkarırdık beşiktaş’tan
beş- -taş oynardık
beşiktaş dediğin hepi topu
yedi taşmış meğer diye düşünüp,
gülerdik belki de
yedikule’nin taştan yapıldığını
söylemiyorum bile
vii
büyümek için mutlaka
yemek yemeli çocuklar
çocuklar süt içmeli büyümek için
üstelik bunun için
zengin olmak gerekmemeli
okumak için okula
iyileşmek için doktora gitmeli çocuklar
üstelik bunlar için de
beş kuruş gerekmemeli
bir de mutlak
terk edilmeli çocuklar büyümek için
bir otobüs terminalinde bırakıp gidilmeli
üzülmeli çocuklar
yenilmeli
kaybetmeyi öğrenmeli
yoksa fukaralıklarını unutup
şımarırlar
sevişmek için isyan çıkarırlar
çocukluk işte
terk edilince belki biraz ağlar
ama sonunda anlar mutlak
aşkı değil yalnızlığı göze alanlar
mutlu kalıyor ancak
viii
ceplerine bak
orada bir yerlerde olacak
ağladığında her istediğini yaptıran
şımarık bir çocuk
sözleştik gitmeden önce
uslu duracak
sen nereye istersen oraya saklanacak
üstü başı ceviz kınasıdır
biraz pasaklıdır
her daim ağlamaklıdır
ama yemin verdirdim
birlikte el bastık akşam serinliğine
ağlamayacak artık
kapının önüne koysan bile
ix
zaman diyorsun
biraz zaman
al bütün zamanları senin olsun
tarihin
ben ki artık günleri saatleri değil
eylülleri sayıyorum sadece
sen zaman diyorsun
biraz zaman
tamam
sensiz geçen günleri saymazsam
gelişin her daim bugündür
…
tırtıla bakıp
kelebeği sevmeye benziyor seni sevmek
çiçekli bahçemize konacaksın sen
biliyorum
sadece biraz zaman gerek
x
gelişinden söz ediyorum durmadan
unutuyorum sürekli
nereye gelmen gerektiğini söylemeyi
bilesin
benim tek memleketim
okuduğunu bildiğim şiirlerim
olur da bir gün bulamazsan orada
başka yerde arama -
5.
+8panpa ben de dinliyorum bütün saygımla. devam edelim yaktım cigarayı da.
kısa yorum: hissetmek güzel şey be panpa devdıbını bilmesek de hikayenin, hiçbişey için pişman olmamak lazım. o yorganın altında romantik takılıp bi kız için ağlayabilmek bile erdemdir benim gözümde -
6.
+8ve bir sabah çıkıp geldi. üsküdar iskelesinde gördüm onu ilk kez. bu nasıl bir duyguydu inanın ne kadar istesem de anlatamam onu görmeyeli nerden baksanız 8 yıl filan geçmiş. ve o hayatımın kadını, karşımda duruyor, aynı lisedeki gibi, gözler aynı gözler, kaşlar aynı, bakışlar aynı hala.
ah o bakışlarda her zaman biraz aşk varmış, orada görünce anlıyorum.
birbirimize sarılmalı mıyız bunu bilmiyorum, elini tutmalı mıyım bunu da bilmiyorum.
yine o liseli çocuğum işte, konuşamıyorum elini tutamıyorum,
dokunsam kırılacakmış gibi geliyor. dokunmaya korkuyorum.
üsküdar sahilinde kayalıklara oturuyoruz. hafiften bir yağmur çiseliyor.
bütün üsküdar sırılsıklam bir biz ıslanmıyoruz. o biraz üşümeye başlıyor. montumu çıkarıp veriyorum. ve başlıyoruz, çocukluğumuzdan bugüne nasıl büyüdüğümüzü, nelere kırıldığımızı, neden bu hale geldiğimizi.
koca bir hayat muhasebesi kolay bitmiyor.
üsküdarda bir yağmur, herkesi ıslatıyor
bir bize değmiyor -
7.
+8msndeydi. aylar sonra ilk kez "selam" dedim. nerelerdesin hiç görünmüyosun dedim. bi aydır hastanedeymiş. babası akciğer kanseri olmuş son günleriymiş. seni arıyım mı dedi. sesini duymak iyi gelir belki çok kötüyüm dedi. aradı konuştuk, gözyaşları içinde babasını anlatıp durdu. benimse aklımdan tek bişey geçti bütün konuşma boyunca. "bu gözyaşlarını silen ben olmalıydım."
ona sarılıp teselli eden ben olmalıydım.
beni onca seven ve onca sevdiğim kadının yanında olmalıydım...
olamadım pampalar, bu da böyle yitik bir aşkın öyküsüdür. bitmiş midir bilmiyorum. birgün kendimi bir izmir otobüsünde bulurum belki. ya da bir telefon başında ve her şey yeniden başlar. o zaman geri dönüp devdıbını anlatırım hikayemin.
sıkılmadan dinlediğiniz için saolun pampalar. gecenizi gibtiysem affola... -
8.
+8aslı gibidir
çok aşklar yaşadık
ne kerem ne aslı gibiydi
yalnız dalından kopan bir yaprağın
yere düşme faslı gibiydi
süratle terk edildik
suretle yetindik
ve kuvvetle muhtemeldik
ama yenildik
yaşadığımız tüm aşklar
benziyordu aslında, aslına
aslı gibiydi
sonunda yerle yeksan olmasaydık eğer
bu düşme faslı da iyiydi -
9.
+7o sene sonuydu. kızın sevgilisi olan binin babası banka müdürüydü,
tayini çıktı sanırım, gittiler. gittiler ama başkasının sevgilisiydi artık
bitmişti benim için. hep öyle kalacaktı.
çocukluk işte mınıgibiim mal mal bunları düşünüyodum.
şimdi o kadar meseleden sonra başımızdan geçenleri düşünüyom da.
bizi küçükken çok gibmişler amk, çok ezmişler anamızı gibmişler resmen.
o yüzden bi türlü iflah olmuyoz işte,
içimizde bi öküzü öldürecek kadar yara biriktirdik küçüklükten.
şimdi hiçbi hatun tedavi edemiyo o yaraları. kalıcı hasar bırakmış yaşadıklarımız -
10.
+8dıbını ızdırabını gibtim memleketin. altımda pederin arabası her gece bi dağ başına çekip içiyoz. bi de arkadaşım var. o da 7 senelik sevgilisinden gibtir yemiş. ikimiz yanyana gelince ateşle barut gibiyiz amk. ölümüne içiyoz ölümüne gidiyoz her gece
-
11.
+7o gün işte yılsonu partisinden sonra.
en mutlu günümdü heralde, "seviyo lan heralde o da" filan diye düşündüm.
dansa kalkmış filan büyük şeylerdi bunlar o zamanlar.
çıktım okuldan kuytu bi yerde bi ateri salonu vardı,
onun önünde sigara içerdik, hayatımın en keyifli sigarasını içiyorum.
arkadaşlar filan da var, artık onlara da söylemişim ben bu kızı seviyom diye.
sonra ordan biri dedi ki sen mal mısın amk, hatum *** ile çıkıyo.
işte o sınıfın zengin ve yakışıklı oğlanıyla.
dıbını gibiyim insanın en keyifli sigarası daha
ortasına varmadan efkar sigarasına döner mi döndü işte.
şimdi tekrar düşününce. "ya ne olacağıdı yarraam diyom kendime kendime -
12.
+7 -1bulsam da bi tak yapacağım yok aslında.
enişteme ne kadar kötü söz söylesem de kıyamam ona.
çünkü eniştem ablamla evliyken eniştemle aram çok iyiydi.
banyoda sırtımı keseler, yere sabun düşürdüğüm zaman türlü türlü şakalarla beni eğlendirirdi.
eniştem benim ya... -
13.
+6neyse kankardeşim konuştu hatunla. cevap "olmaz".
"yaşımız çok küçük daha" filan demiş. saçmalıklar işte amk.
zaten mantıklı olan hiç bi gibim yoktu ben küçükken. -
14.
+6şimdi aklıma geldi. geceleri normalde yatacağım saatten
yarım saat filan erken yatardım amk.
bi tane küçük radyo vardı, best fm çekiyodu sadece,
geceleri melon şapka diye bi herif çıkıyodu şiir filan okuyodu.
yorganın altına girip dinlerdim uyuyana kadar,
hep hayal kurardım,
bütün hayallerde hep aynı şey olurdu,
hatunun başına kötü bişey gelirdi,
ben gidip onu kurtarırdım, her seferinde kurtarıp
ardıma bakmadan giderdim.
hayale bak amk.
bi yandan melon şapka, bi yandan hayaller,
kimi zaman ağlardım kendi kendime
öyle uyur giderdim yavaş yavaş -
15.
+6neyse, yolda ona rastladım. yanımda sevgilim var. o güne kadar da gayet iyi gidiyo herşey, seviyorum filan hatunu. yolda onu gördüm. durdum,
-nasılsın
-iyiyim
-sen nasılsın
-ben de iyiyim
.
.
.
..
-görüşürüz
-görüşürüz...
ve gitti. iki saat kendime gelemedim, elimi ayağımı nereye koyacağımı bilmiyorum, arkasından bakamıyorum gidemiyorum. ölüyorum amk, yanımdaki hatunun ilk sözleri "hala onu seviyosun" oldu. inkar edemiyorum onaylayamıyorum da... o gün hatundan ayrılırken, "ben bi daha seni aramıycam" dedi. "sen kimi sevdiğine karar ver sonra istersen ara beni". nasıl karar veriyim amk. onu sevmekten nasıl vazgeçiyim lan. ömrüm o benim, hayatım, hayatımı giben kadın -
16.
+63 sene mal mal kıza bakıp durdum uzaktan. sanki utanılacak bişey amk en yakın arkadaşıma bile söylemeye utanıyorum. bu arada orta okulda nasıl olur bilirsiniz, herkes aynı kıza aşık olur. hele ki benim okuduğum gibi oğlanların kızlarla konuşamadığı bi memlekette doğduysanız, herkes platoniktir amk
-
17.
+6neyse, okula küçük yazılmışız zaten, çelimsiz de bi çocuğuz. yani zaten şimdi düşününce hiç anlamıyorum bir insan 10 yaşında niye aşık olur ki, neyine aşık olur amk.
o zamanlar çok türk filmi izletmişler heralde bize, bizim peder fabrikada işçiydi. iki ablam üni de okuyo, kıt kanaat ucu ucuna yetişiyo para. kız da bizim memleketin en zenginlerinden birinin kızı. dedim ya bize çok türk filmi izletmişler amk. olmaz gibi geliyo zengin kız fakir oğlan aşkı. yıllarca buna inandım amk, şimdi düşününce bakıyorum da. dediğim tek şey "beynimi gibiyim" oluyo -
18.
+6sonra birgün tekrar geldi istanbula.
yine üsküdar, yine o iskele.
yine yağmur dıbına koim hem de bu kez deli gibi.
yağmurda elele tutuşup yürümek diye bir şey varmış harbiden,
yanınızdaki kadına harbiden aşıksanız,
yağmur bi başka yağıyor insanın üstüne,
ıslanmak filan koymuyor adama.
o yağmurun altında fethi paşa korusunun tam karşısında ilk kez doya doya öptüm dudaklarından. unutulur gibi değildi.
çocuk gibiydik amk. o gün bir yürüme tutturduk.
üsküdardan ikinci köprüye kadar yürüdük elele.
şimdi düşünüyorum da, o yağmurda başka hangi güç yürütebilir beni oraya kadar diye.
sanırım hiçbişey beni buna ikna edemez.
o gün ilk kez "bana gel bu akşam" dedim. "olmaz" dedi. ama gözleri öyle demiyordu.
bunu görüyordum... -
19.
+6yine aynı sene, belki bu hikayeyi başka zaman anlatırım.
ablam evden kaçtı amk. adamın birini seviyomuş, babamgil izin vermedi.
bi gece camdan dışarı bakıyodu ablam. normalde geç yatarım ben.
o gece anladım ablamın kaçacağını. ama seviyodu lan işte,
ben anlamazsam kim anlardı ki bunu. o gece erkenden yattım.
sabah kalktığımda ablamın evde olmayacağını biliyodum yatarken.
öyle de oldu, sabah ablam yoktu -
20.
+5ve o gitti. kafası karışıktı. boşanıp istanbula yerleşecekti. ama ailesine ne diyeceğini düşünüyordu. yanımda olduğu her an durup durup ağlıyordu. elini tuttuğumda yahut minik öptüğümde çenesi kasılıyordu. ben aşkı ilk kez o hafta boyunca onun gözlerinde ve kendi içimde gördüm. yıllar boyu biriken bir aşk patladığında ölümcül olabiliyor panpalar
-
hakikimall vardi aga be
-
cok konusma wow girlcik
-
ramstein nobete misin
-
başı açık kadın görmekten gına geldi
-
topal odlek ordek hayırlı sabahlardiler 25 11 2024
-
ulan birfoto atsan nolur
-
videom yuklenmiyo sozluge
-
hayatımda hiç bir kız bana bakmadı
-
pümberte abim
-
adam filistindeki çocuklara bile acımıyor
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 26 11 2024
-
29 11 2024 cumaya gelmiyenlerr
-
anada
-
böcek eti yiyceksiniz nakit para kulanmıcaksınız
-
strs nobetleri
-
wow girl nude bir fotonu pm kutuma
-
pehh yine akşamı ettik pehh 25 11 2024 19 05
-
hani inci disk yanınca 2020 ye ışınlandı ya
-
allahtan başka tanrı olmadığına
-
nıdya
-
ulob
-
kadinlar niye içine alıyor
-
ırğa
-
yıldırım ataç
-
noyfa
-
birgün ateist hocaya hoca hoca ben
-
namayıda
-
bana 10 yıl önce bir o çocuğu
-
aylatna
-
zalinazurt ablana selam söyle
- / 3