/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +10 -4
    ben kendi halimde babamin sürülerine baktığı basit bir koyde basit bir cobanin en ufak cocuguydum . 2 tane abim vardı hic sevmem muallakleri sürekli bana iskence yaparlar koyunlari gutmemi soylerlerdi. babama onlar niye kilic talimi yapiyolar dedigimde . " sen onlar gibi degilsin sen eziksin , onlar her 4 yilda bir olan yeniçeri ocağına asker seçme gününe hazırlanıyorlar ,haddini bil hem onlar senden 5 yas buyuk git simdi koyunlari sür hadi " diye firca yemisdim . çok kafam bozulmustu ,kafama koymustum yeniceri ocağina giricektim ya beni seve seve alicaklar yada ben zorla kendimi oraya sokturucam . o gün gelip çattı, yeniçerileri sabahın gunesini gostermesiyle bir tepede beklemeye basladim .
    Edit : devam etmemi isteyenler ses versin .
    ···
  1. 2.
    0
    Tutar bu
    ···
  2. 3.
    0
    @2 tutar dedı
    ···
  3. 4.
    0
    gibtirgit be burdan
    ···
  4. 5.
    +4
    Yenicerilerin köye girmesiyle benim koyunlari birakip düşe kalka köye kosar adim gitmemde bir olmustu. " pardon açilin açilin yeniceriler geliyor âçilin . Geliyorlar " köydeki tüm iri oğlanlar baştan aşagı ip gibi siraya dizilmis herkez en iyi zirhini ve pusatini kusanmiştı tabiki ağabeylerim hüseyin ve cüneyitte sıradalardi babam onlari temizlemis zirh ve metal kilicla cok iyi gorukmesi icin donatmisti . O kılıçlara bir sefer dokunmaya kalktığimda babam beni bir gece kuyuda bekletmisti. Kalabaliğın arasindan kafami uzatıp yeniçeri komutanina bakmaya calisiyordum. Bazı oğlanlari arabaya aliyor bazilarinida yetersiz olduklari icin secmiyorlardi. Ağabeylerim secilceklerinden emin sekilde bekliyorlar idi . Ilk defa cuneytin ve huseyinin suratlarinin kizardiğina sahit olmustum . Yeniceri komutani yanina geldiginde neredeyse elleri ayagi titrer hale gelmisti . Ķüstahliklarindan eser kalmamıştı. Bende secilmeliydim yasim 14 olduğundan beni almayacaklarini biliyordum ama artik bunlara katlanamazdim . Babamin himayesi altinsaki koyun guden bir coban asla olamazdim. Birden ileri doğru atıldim " efendim bende secilmek icin bir firsat istiyorum lutfen bunu bana fazla gormeyin efendim lutfen " yeniceriler birbirine bakip kahkaha tufanina boğuldular . Yeniceri komutanida ayni sekilde guluyordu . Bana secilmek icin yasinin daha cok ufak oldugunu . Ve yasimi beklemem gerektiğini soyledi . Ağabeylerim bana dalga gecer gibi bakip yeniçerilerle birlikte ufukta kaybolmustular. Artik buraya mahkumdum asla kurtulamiycaktim . Birden aklima tepede biraktiğim koyunlar gelmisti . Babam beni öldurebilirdi hizlica tepeye ciktim neyseki koyunlar hala oradaydi . Biri haric onu bulmak icin yola koyulduğumda evimden baya bi uzaklaşmistim . Guney ormanlarinin oraya gelmistim. Orasi ucsuz bucaksiz sonu olmayan bir yer diye biliniyordu halk arasinda ormanin icinde insanlarin efsanelestirmis olduğu korkutucu hayvanlar vardi. Babamin bana yapicaklarindan korkup ormana daldim
    ···
  5. 6.
    0
    Guzelmis lan
    ···
  6. 7.
    0
    REZ kanka anlat dinyoorum
    ···
  7. 8.
    +4
    Güney ormanında baya ilerledikten sonra yönümü kaybettim , etrafımı 360 derece turladığımda nerede olduğuma dair bir fikrim yoktu resmen kaybolmuştum . biraz daha ilerledikten sonra birden karşıma uzun sakallı bir adam çıkmıştı ister istemez tedirgin olmuştum. kimsin sen dedim " ben ibnül arabi benimle ilgili bilmen gerekenleri zamanı geldiğinde öğreneceksin , kendin için bilmen gereken ise içinde bu krallığın görmediği çok büyük bir kudret var , zamanı geldiğinde kudretini ve güçlerini çözüceksin sadece sabret " dedikten sonra ortadan kayboldu bunların hepsi ne anlama geliyordu . acaba anlattıkları gerçekten bende varmıydı ? krallığı ilgelendirecek kadar gücüm olabilirmiydi ? kafamı tırmayalayan o kadar çok soru vardı ki hepsini soramadan ibnül arabi denilen adam kaybolmuştu. yönümü nasıl bulacağıma dair en ufak bir fikrim olmadan hızla ormanda depar atmaya başladım , koşarken kafama çarpan çalıların canımı acıtmasına aldırmadan devam ettim birden 10 metre ilerimden cok heybetli bir ses geldi , çok korkmuştum acaba bu ormanla anlatılan hikayeler doğrumuydu, sibirleon diye mitolojik bir canavar varmıydı ? bir hayli terlemiş panik içinde o yöne doğru ilerledim , hızlıca kafamı kaldırıp baktığımda karşımda mitolojik hikayelerden fırlamış bir hayvan vardı bu Sibirleondu , sibirleonla karşılaşan hiç bir insan hayatta kalamamış tüm şovalyaler akıncılar çaresizce Sibirleonun gazabına uğramış ve bunlar birer şehir hikayelerine dönüşmüştü , sibirleonların sadece bu hikayelerden ibaret olduğunu sanırdım taki karşımda durana kadar .

    Edit : ses verin baya heyecanlı olucak hikaye .
    ···
  8. 9.
    0
    sardı anlat
    ···
  9. 10.
    +3
    Sibirleonun nefesini ensemde hissedebiliyordum artık öfkeli ağzından akan salyalar beni boğmaya yetecek kadar fazlaydı .umutsuzca Allaha yalvarıp yakarıyordum beni bu durumdan kurtarması için son bir şans istiyordum " Allahım ne olur yaşamama izin ver bu durumdan kurtulabileyim ne olur Allahım " yakarışlarımın bir işe yaramayacağını düşünmeye başlamıştım , artık sonum gelmişti nasıl kurtulabilirdim ki ben kendımle yüzleşirken Sibirleonun acımasız pençesinı sırtımda hissetmiştim . üç derin oyuk açılmıştı bu acımasız hayvanın benim sonumu getireceğini düşündüğüm anlarda birden son kez doğrulup hayvana yumruk sallamamla onun yere yığılması bir olmuştu. inanamıyordum bir sibirleonu yumrukla 3 5 metre öte savurmuştum . Bu nasıl olabilirdiki ? aklımdan ibnül arabinin söylediği sözleri geçirmiştim . gerçekten söylediği kudretli kişi ben olabilirmiydim ? Sibirleona baktığımda tekrar ayağı doğrulmuş ve bana bakıyordu , bu sefer onu baya bir öfkelendirmiş olucamki gözlerinin içindeki kini nefreti görebiliyordum . Sibirleon hızlıca üzerime doğru koşmaya başladığında damarlarımda gezinen büyünün etkisine kapılarak aynı şekilde karşılık verdim sibirleonu tutup tek bir hamleyle yere fırlattım artık haraket etmiyordu.Bir sibirleonu tek başıma haklamıştım inanabiliyormusunuz hemde tek başıma . beş dakika bunu nasıl yaptığımın şokunu atlatmaya çalışırken sırtımdaki yaranın iyileştiğini fark ettim. bu yaptığımı başkasına anlatırsam beni delilikle suçlayacağından adım gibi emindim. bunun bir delilik olduğunu bende biliyordum kendimce bu sırrın bende kalmasının daha iyi olacağına karar verdim ve yola koyuldum . ormanın içindeki dolanmaçlı yolların en tepesine çıktığımda yeniçeri arabasını padişahın şehrine ilerlerken fark ettim fazla uzak değildim arabalara belki arkalarından hızlıca atlayıp gizlice samanların arasından şehre kadar yolculuk yapabilirdim. yada bu ne iduğu belirsiz ormanda geceyi ölmeyi bekleyerekte geçirebilirdim telaşla ormandan aşşağı inip arabaların arkasına sokuldum ilk bulduğum kuytu yere atlayıp günler sürücek yolculukta yerimi sağlamlaştırmıştım. artık padişahın şehrine gidiyordum beni nelerin beklediğini bilmiyorum ama orada yeniçeri olmak için elimden geleni yapıcaktım.

    Edit : Ses verin seri şekilde devam edicem .
    ···
  10. 11.
    +2
    çok hızlı devam et on numara panpaaaa boynuma dola kolye yapam bileğime dola bileklik yapam
    ···
  11. 12.
    +1
    panpa felaket sarıyor para toplayıp film mi yapsak isminide hercules koyak şaka maka sarıyor yaz :D
    ···
  12. 13.
    +1
    Rezervasyon
    ···
  13. 14.
    +1
    tekrar gözlerimi açtığımda dün gece uyuya kaldığımı anlamıştım. sabah olmuş brandanın deliklerinden içeri güneş ışıkları sızmaya başlamıştı. derhal doğrularak etrafımı şöyle bir inceledikten sonra yakalanmadığım için kendime şükrettim bundan sonra daha dikkatli olmak için kendimi tembihledim. yoluna devam eden araba akşamki kadar sallanmıyordu bunun ne anlama geldiğini biliyordum , daha iyi bir yol şehre yaklaştılar demek oluyordu. kraliyet sarayına yaklaştıkça içim içime yerken dahada heyecanlanmıştım. arabanın arkasından şehre göz attığımda tertemiz sokaklar pürüzsüz yolları görmüştüm. şehirde müthiş bir haraketlilik vardı her birinin ellerinde farklı şeyler yük arabaları yolları doldurmuştu. bunların bazıları kürkler bazıları halılar kimisi ise tavuk yaşıyordu .dört adamın taşıdığı içi ipek dolu bir bohça sopalarla denggede tutuluyordu . Tüm bu insanlar tek bir yöne doğru ilerliyordu. içim heyecanla dolmuştu. daha önce ne böylesi bir zenginlik ne bu kadar kalabalık görmüştüm. tahtayı döven at nallarının sesini işittip aşşağı doğru baktığımda bir asma köprüden geçtiğimizi anladım. kafamı tamamen dışarı çıkardığımda devasa büyüklükteki taş sütunlarını ve üzerlerindeki demir kapıyı görmem bir oldu. padişah kapısından geçiyor olmalıydım. kapıda üzerlerine zırhlarını giymiş padişahın adamlarını görünce heyecanlanıp ayağa kalktığımı fark etmeden samanlıkların arasına fırlaşmıştım. beni fark eden kel adamın ellerinin üzerimde olduğunu hissettim bana " dua etki muhafızları çağırmıyorum , benimle tekrar yolculuğa çıktığında zincirlere vurulmuş olucaksın" dedikten sonra yere tükürüp oradan uzaklaşmıştı . yeniçerilerin nereye gittiğini bilmiyordum . hiç daha önce bu kadar insanın bana odaklandığını görmemiştim. sol tarafda 3 4 tane kendini bişey sanan kız bana bakıp gülüyordu . benimle alay ettiklerini fark ettim . suratımın kızarmasıyla hemen o alandan koşarak uzaklaştım. alay edilmekten nefret ediyordum. koca şehirde yanlız başıma yeniçerilerin ikamet ettiği yeri nasıl bulabilirdim . aklıma kapıda nöbet tutan askerlerden biri geldi . tüm cesaretimi topladıktan sonra yeniçerilerin nerede ikamet ettiğini muhafızlardan birine sordum , beni kaale almaması sinirimi bozmuştu. tekrar sorduktan sonra sinirli bir şekilde " senin orada ne işin olabilirki çocuk hadi var git yoluna " diye bana çıkıştı. ısrarla sormaya devam ettikten sonra muhafızlardan biri sorumu cevaplamıştı" Doğu kapısından gir, ardından gidebildiğin kadar kuzeye git. orada üçüncü kapıdan içeri ve sağa döndükten sonra tekar ilk sağa doğru yönel .Taş kemerlerden ikincisinin altından geçtikten sonra onların kapılarına varacaksın" . ancak şimdiden söyleyeyimki vaktini boşa harcıyorsun . Çünkü yabancıları eğlendirmek gibi bir görevleri yoktur. tüm duymak istediğim buydu. hızlıca ikalabalığın arasından yeniçeri seçmelerinin olduğu yere koşmaya başladı . bensiz bir yeniçeri seçmelerini düşenemiyordum kesinlikle orada ben seçilmeliyim . insan sayısı hızla ilerlememe engel oluyordu müzisyenler akrobatlar yani kısaca her türden insana omuz atıp yoluma devam ediyordum .geleceğim yere vardığımda kapıda bir kaç muhafız içeri girmeme engel olucak gibiydi, öylede oldu " hey sen buraya giremezsin yeniçeri seçmelerine girecek oğlanlar saatler önce zaten bir arabayla bu arenaya getirildi senin burda işin yok" diyerek beni uzaklaştırmaya çalıştı. asla vazgeçmedim arenın etrafında daire çizerek içeri girmenin yolllarını aramaya başladım . aşşağı sarkmış bir ipten kendimi yukarı çektiğimde muhafızlardan biri hemen beni fark etmişti. hızlıca tek hünerli olduğum şeyi yapmaya karar verdim . belimdeki sapana taş koyup son suratle muhıfaza fırlattım muhafız acılar içinde yere yığıldı diğer muhafızlara seslenmeye başlamıştı "Muhafızlar kaçak var yakalayın şunu yakalayın " kendimi hemen arenanın içine atıp kim olduğumu tanıtmalıydım aksi taktirde bırak yeniçeri olmayı zindanlarda çürüyüp gidicektim . hemen sapanı tekrar doldurup muhafızlara ölümcül olmayacak şekilde fırlattım 1 ini daha yere sermiştim ama sayıları dahada artmaya başlamıştı nasıl kurtulacağım hakkında fikrim olmadan arenaya kendimi attım .
    Tümünü Göster
    ···
  14. 15.
    0
    Yalanına sokuyim
    ···
    1. 1.
      +1
      Ne çeşit bi malsın anlamadim :D bu hikayenin basimdan gecme olasiliği yok zaten djsjdj
      ···
      1. 1.
        0
        Trollüyom bin
        ···
  15. 16.
    0
    16 dan rez devam et
    ···
  16. 17.
    0
    Panpa yaz Rez lütfen mk
    ···
  17. 18.
    0
    http://www.incisozluk.com...m-zamanlar%C4%B1-2-devam/
    Hikayenin devamı bu sayfadadır şuku geldikçe yazmaya devam edicem .
    ···