+4
Bilindiği gibi Orhun Kitâbeleri Türk dünyasının bilinen ilk yazılı belgeleridir. Fakat yüzyıllardan beri gözden kaçan ya da kaçırılan bir gerçek var ki, bu gerçek de o kitâbelerde gizlidir. Nedir bizim için çok önemli olan bu gerçek? Bu gerçeği meydana çıkarabilmek için Kurân-ı Kerîm'in Kehf Sûresi'ne bakmamız gerekir. Çünkü asıl sır, Yüce Vahiy Kitabı Kurân-ı Kerîm'dedir.[1] Bazı müfessirler Kurân’da adı geçen Zülkarneyn’in Oğuz Kağan olduğunu söylemektedirler.[2] Şimdi Orhun Kitâbeleri'ne şöyle kısaca bir göz gezdirelim:
"Ben Türk Bilge Kağan; doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına kadar, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar hep milletler bana bağlıdır. Bunca milleti hep düzene soktum, ilerlettim. Doğuya ordu sevk ettim. Bunca yerlere gittim. Tanrı (Tengri) yardım ettiği için milletime; gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyen yerler kazandırdım. Tanrı buyruğu olduğu için, Devletli olduğum için size Kağan oldum. Tanrı yardım ettiği için 4 yöndeki milleti derleyip topladım. Ey Türk Milleti; Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, ilini, töreni kim bozabilir? Ey Türk Milleti, titre ve kendine dön!"
Bilge Kağan meâlen ve orijinaldeki aslında şunları da anlatmaktadır:
"Gittiğim yerlerde güneşin kavurduğu, güneşin battığı son millete gittim. Onların arasında hüküm verdim. Sonra dünyanın öbür ucuna, güneşin doğduğu yere vardım. Orada bulduğum milleti boyunduruğum altına aldım. Birbirileriyle olan çekişmelerine son verdim. Ordumla Tengri buyruğu olarak adalet getirdim. Tengri buyruğu olarak bunları yaptım…."
Şimdi buraya kadar anlattıklarımız, asıl anlatacağımız konuya hazırlık için ön bilgilerdi: Şimdi, Kehf Sûresi'ne bir göz atalım: [1]
فَأَتْبَعَ سَبَباً
"O da bir yol tutup gitti."
حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِندَهَا قَوْماً قُلْنَا يَا ذَا الْقَرْنَيْنِ إِمَّا أَن تُعَذِّبَ وَإِمَّا أَن تَتَّخِذَ فِيهِمْ حُسْناً
"Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, onu kara balçıklı bir gözeye batar (görünümünde) buldu. Orada bir kavme rastladı. Bunun üzerine ona: “Ey Zülkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin!” dedik."
(... )
ثُمَّ أَتْبَعَ سَبَباً
"Sonra yine bir yol tutup gitti."
حَتَّى إِذَا بَلَغَ مَطْلِعَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَطْلُعُ عَلَى قَوْمٍ لَّمْ نَجْعَل لَّهُم مِّن دُونِهَا سِتْراً
"Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca onu öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, onlara güneşin önünde bir siper yapmamıştık." [3]
Ayetlerin devamı :
Kehf 91. işte böylece onunla ilgili baştan başa her şeyden haberdar idik.
Kehf 92. Sonra yine bir yol tutup gitti.
Kehf 93. En sonunda iki dağın arasına ulaştığında, onların önünde öyle bir kavme rastladı ki, hemen hemen hiçbir sözü anlamıyorlardı.
Kehf 94. Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Doğrusu Ye’cüc ve Me’cüc bu memlekette bozgunculuk yapıp duruyorlar. Bizimle onların arasında bir sed yapman için sana biz bir vergi verelim mi?”
Kehf 95. Dedi ki: “Rabbimin beni içinde bulundurduğu kuvvet ve makam (sizin vereceğinizden) daha hayırlıdır. Siz bana kuvvetle yardım edin de sizinle onlar arasına aşılmaz sağlam bir sed yapayım.”
Kehf 96. “Bana demir kütleleri getirin!” Nihayet bunlar iki dağın arasını doldurup aynı seviyeye gelince: “Körükleyin!” dedi. Sonunda o demirleri kor haline getirdiğinde: “Getirin şimdi bana, üzerine erimiş bakır dökeyim!” dedi.
Kehf 97. Artık onu ne aşabildiler, ne de delip geçebildiler.
Kehf 98. Zülkarneyn: “Bu Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin belirlediği vakit gelince, onu yerle bir eder, Rabbimin verdiği söz şüphesiz ki gerçektir.” dedi.
Oğuz, Öğüz, Öküz: Güçlü, dev boynuzlu anldıbına gelmektedir. Zülkarneyn ise Arapçada; çift boynuzlu anldıbına gelmektedir. Oğuz Kağan; Kendi döneminde, başına giydiği, boynuzları olan başlıklarıyla ünlüdür. Oğuz denmesinin bir nedeni de, çok güçlü olmasındandır. (Türk gibi güçlü!) Kurân-ı Kerîm'de; Allah'a kurban edilecek kurbanlıklar arasında; keçi, koyun, deve, sığır sayılmaktadır. Bunlardan en makbulü, gücünden dolayı sığırdır. Koyun, keçi vs. göre daha güçlüdür... ilahi esrariye de Allah'a kurban millet (gücünden dolayı); TÜRK MiLLETiDiR! (Ariflere) Bilge Kağan acaba Oğuz Kağan mıdır? (Unutmayalım ki, bilge lakabî bir isimdir, az önce de söylediğimiz gibi; Bilge denmesi; bilgili, âlim, erdemli bir insan olmasındandır.)
Şimdi gelelim ilahi mesaja: Türk Millet'i kıyamete yakın bir zamanda büyük rol oynayacaktır. (Ordusuyla, milletiyle, mayasıyla…) Gazi Paşa; bu sırrı, ariflere, birkaç kelimeyle şöyle ifade etmiştir:
"ihtiyaç duyduğun kudret damarlarındaki asil kanda bulunmaktadır!"
Burada anlatılmak istenen, üstte de anlattığımız gibi Türk Milleti'nin mayasıdır. O mayanın; bu milletin genlerinde, karakterinde –unutulmuş bile olsa- yukarıdaki sırrın, kudretin Allah'tan olduğu bilgisidir. Orhun Kitâbelerinde tek Tanrı için; "Yeri yarattı, Gök'ü yarattı, ikisinin arasında kişiyi yarattı. Kişi Gök'teki Tanrı'ya yakardı, yakındı" der. Tek Allah inancını ve Kurân-ı Kerîm'deki yaradılışı ve Hz. Adem'i bu cümlelerde görmek çok açık. Türk Millet'i var olduğundan beri Tek Allah'a inandı.[1]
Kur'an-ı Kerim'de geçen Hz.Zülkarneyn ile Oğuz Kağan(Mete Han) aynı kişiler olabilir.
Tümünü Göster