1. 61.
    0
    susuz meçhul adamdır. adını bilmez kimse, saatlerce masasında oturanlar bile hatta. hayalet gibidir bir anda çıkar ve kaybolur. o hastaneden uzaklaşmış, servi ağaçlarından düşen karların yüzünü ıslattığı bir tepeye ulaşmıştır çoktan. kar suyu yüzünü yıkarken, soğuk onu daha güçlü yapmaktadrı. çünkü önünde zor bir iş olduğunu hissetmektedir.

    tepeden hastanenin yerine bakarken, telefonunu çıkarır. o asla kimesnin haritasyıla yola gitmez, haritasını kendi yazmıştır telefonundaki. dokunur ekrana. önünde geçtiği yollar, hepsi birer birer görünür. aracını bıraktığı yeri bulur. gökyüzüne bakar, telefondan saati görür. kolunu uzatır, parmaklarıyla güneşin açısına bakar. biliyordur artık aracının ne tarafta olduğunu. o tarafa yürür sakin adımlarla, kulaklığını takıp, meiko kajinin intikam çiçeğini dinlerken.

    yolda bir yandan düşünür. böyle bir zerafet, öyle bir yaşanmışlığı haketmiyor der. aklına vanessa'nın hep beklediği telefon gelir. arayan kimdir, emindir vanessa onun için çıkmıştır soğuğa. bu zerafet daha asil bir sevgiyi hakediyor der. kararını verir, bulacaktır o numaranın sahibini. aracını orada bırakmıştı zaten, kolaydır onun için gerisi.

    ulaşır, adını öğrenir goygoycu imiş. süzer onu şöyle. muhallebi çocuğu, hayatta hiç bir şeyi başaramamış. babasının parasına muhtaç kalmış. kendini geliştirmeis için hiç bir fırsat verilmemiş. ve gene lanet eder, bu pırıl pırıl gençleri böyle pasifize ve erkekliği önünde sallanan şeyden ibaret sanan tipler yapan sisteme.

    gözlerine bakar evlat. der ki: erkek olmayı öğrenmek ister misin? istiyorsan, gel, ben incideyim.

    döner aracına gider ve gene kaybolur gözden. goygoycu düşünmekte midir acaba, erkek olmayı istemekte midir? o nadide güzellik vanessayı hakedecek bir erkek olabilecek midir?

    cevapları pm' kutusundan çıkacaktır birinin.

    --- top sende goygoycu, göster kendini bakalım, istiyor musun ---
    ···
  2. 60.
    0
    merhaba ben oyunculuk
    ···
  3. 59.
    0
    @53 goygoycu iki lafı bir araya getir artık yahu.. sen yanındaki kıza kendini asil hissettiremiyor, ayakta dimdik durmasını sağlayamıyorsan, ne yaşıyorsun, neden oksijen tüketiyorsun boşuna? ne işe yararsın sen? hadi, yaratıcı ol biraz. iki kişilik oyun tiyatro olmaz.
    ···
  4. 58.
    0
    aradan doktorun yere yığıldığını diğer doktorların hemşirelerin başına üşüştüğünü görür. taksi de yanaşmıştır. arkasına bakar sonra elindeki susuzun kartına. hava kararmıştır. evde merak edenler olacaktır. biraz acabalardan sonra biner taksiye uzaklaşır
    ···
  5. 57.
    0
    vanessa hafiften sekerek ilerler koridorda. düşünmektedir, nerden çıktı bu adam? bilmez, o hep ona ihtiyaç duyanın yanındadır. usul usul kapıya ilerler. oradaki güvenliğe sorar, bir taksi çağırabilir miyiz, nerden gibi. güvenlik taksi şurda derken kızın ardında, koridorda bir telaş görür. beyaz önlkülü biri çığlık atarak yatmaktadrı sedyede yüzüstü, hedemeler, hemşireler etrafında bir telaş. yatan yabancı değildir aslında.

    o da öğrenmiştir, susuzun emanetine hıyanet edilemeyeceğini. acısı geçer belki bir müddet sonra, ama geçmeyecektir ömür boyu aldığı ders ondan. hocadır susuz, herkese anlayacağı dilden verir dersini.

    vanessa kapıda etrafına bakar, taksi nerdeydi diye.

    ... sonra ne yapar vanessa, buyur...
    ···
  6. 56.
    0
    @57 koruyucu meleği yine yetişmiştir. kabinden çıkınca uzanır yatağa. çok önemli birşeyi olmadığını ama dinlenmesi gerektiğini söyler doktor. susuza borçlu hissetmektedir kendini, ama bu sefer kendim gitmeliyim diye düşünür. "muayene ücretini ödemişsin ben sana getireyim daha sonra, kesinlikle geri ödeyeceğim itiraz etme kartını ver bana".. kartını alır, susuzun son sözlerini dinlerken karşıda durmakta olan taksiciyi çağırmıştır bile
    ···
  7. 55.
    0
    susuz kapının önündedir o ara. sigarasını yakarken vanessa'yı görür orada. teleofn abakar vanessa, açamaz, gözleri birini aramaktadır sanki dışarıda. bilir vanessa'nın başka kimsesi yoktur arayacak. atar sigarasını yer, yürür hastanenin içine.

    vanessa susuzun dışarıda olduğunu düşünüp, bakınmkatadrı hala. kendini ulurota hissetmektedir. içine sığmaz, ama seste çıkaramaz, gözlerine yaş dolmaktadrı hafifçe. aç bir takım gölzerin dizine ve ötesinebaktığını hisseder yüreğinde vanessa. ve bu kendini yapayalnız hissedip üşümeye başladığı anda. gene o sıcak eli hisseder ellerinde. susuzdur gene başucundaki.

    geçecek der, hepsi geçecek. yanındayım bak gene, korkma, hepsi bitecek. susuzu gören çevredekiler usulca bakışlarını uçan martılara çevirir mecburen. susuz doktora bakar, ne yapıyorsun sen der. bakışlarında gene o kobra vardır, bir anda atılıp tek hamlede yutacak gibidir doktoru. doktor kekeler, "şey, ka-kabin, şey, bo bo boşladı, oraya geçelim, daha rahat olur, dimi, evet ,evet.." susuz sedyeyi usulca iteler, kabine geçerler. kendisi perdeyi çekerken dışardan, doktora gene bakar o ela gözlerden alev gibi, doktor kafasını eğer. itaat eder.

    hadi vanessa...
    ···
  8. 54.
    0
    http://www.blogtv.com/people/hamarov
    ···
  9. 53.
    0
    @51 @52 herşey hayır diyemeyeceği hızda ilerlemiştir. goygoycuyu görmemiştir. taksiye binerken. hastanede çalan telefonda görür tekrar adını. merak ediyordur arkadaşının durumu nedir diye. ama arayamaz. doktor dizine bakalım aç dizini dediğinde doktora bakar kabin var mı dercesine. doktor anlamıştır ama "burası acil vakit kaybetmeyelim hastanede ayıp olmaz, lütfen çabuk ol der. yünlü külotlu çorabını eteğinin altından eteğini hafifçe sıyırarak indirir. doktorun ve diğer hastaarın bakışları utandırmıştır. susuzun hastane dışında olduğunu düşünmektedir.
    ···
  10. 52.
    0
    @53 olmaz o iş panpa.. kzı bir kere sendeledi, kaçırdın. susuz ordaysa artık sana bırakmaz. hem izleyicileri düşün. ne bu takılmış plak gibi, asil bir kız ama ayakta durmayı beceremiyor. sen kızı boyuna düşürüyorsun, düşsün yakalayayım diye. olam zböyle bu iş. sen kızı ayakta tutacak olansın, onu düşmesini bekleyip kucağına gelmesin değil senin işin. sen, onun ayaklarının daha sağlam, daha güçlü olmasını sağlayacak adamsın.

    ama sen adam mısın? kız sana telefon edip incindi dizim diyor, sen bekle, geldim diye hızır gibi yetişemiyorsun bile. gitmişsin o koca zütünü büyütmerk içine kese kağıdına patates doldurmaya. sonra da kızı susuz zütürdü diye kafayı yiyon gelip inciye. ya susuz değil, zayıf yem arayan acıkmış bir erkek olsaydı yanında zayıf kalmış kızın?

    o olmamış panpa. daha kızı yücelten, ona aykata durma gücü veren şeyler bul. yoksa tutmaz, seyirciler ıslıklar bizi. bir daha sahne alamayız asla.
    ···
  11. 51.
    0
    @52 51i oku panpa
    ···
  12. 50.
    0
    @50 susuz eski delikanlılardandır. asal düşünmez, sıcaklığına ihityacı olan kızı onunla kandırmayı. o karşılıksız sever her zaman. karşılıksız verir her şeyi. sevgisi içinde bir galaksi kadar büyüktür onun, yeter herkese vermeye, iyi bilir bunu. ve asla düşünmez, karşısındakinin zayıf anından istifade etmeyi.

    ve bilir, yeni adını öğrendiği bir kızı aracına "alıp" gidemeyeceğini. hele öyle bir asalet, asla binmemelidir, yeni tanıştığı birinin arabasına, leke değmemelidir o asil beyazlığına. durun der vanessa!ya..

    böyle giedmezsiniz. aracında hep hazır olan battaniyeyi çıkarır, örter kızın omuzlarına. hemen bir taksi çevirir gene, çünkü gene öğrenmiştir, burası türkiye, asla gelmez ambulans vaktinde.

    susuz öne biner, kapıyı açar zekasıyla asaleti harmanlayan vanessa'ya, arka koltuğa dizini incitmeden oturmasına yardım eder. örter battaniyesini üzerine, bilir acıyan ten, üşümek verir bedene.

    öne geçer susuz, taksiciye en yakın hastaneye der. hooop, karda böyle kalkılmaz, yükümüz pek kıymetli, onunla hiç böyle yapılmaz. gösterir ona narin bir yükü karda nasıl zütüreceğini. hocadır eskiden beri, sever herkese bir şeyler öğretmeyi.

    narin yükleriyle ulaşırlar hastaneye sağ salim. susuz bir sedye getirtir, elinden tutup nazikçe, koyar onu sedyeye. der gözlerine bakarak, seni doktorlara emanet ediyorum, ben buradayım, ne zaman bana ihtiyacın, elini kaldırman yeterli. telefonun düşmüş takside, buyur, al, belki arayanın olur, bende başka merak eden seni...

    hadi vanessa, ayağını sardır filan, sakatım deme, tak golünü... bekliyor herkes...
    ···
  13. 49.
    0
    o sırada goygoycu sokağın başında belirir elinde kese kağıtları vardır uzaktan vanesssayı görür
    -vanessa diye bağırır.
    vanessa tüm tatlılığıyla gülerek - goygoycu. der
    ona doğru yürümek için adımını atar ama tökezler goygoycu elindeki eşyaları yere atar ve onun bedeni yerle kavuşmadan onu tutar.
    ···
  14. 48.
    0
    goygoycu cevap vermiyordur. herhalde eve gelmedi daha diye düşünür. geriye dönerken susuzun hala gitmediğini ve arabasının yanında durduğunu görür. yanına gider " şey, arkadaşım evde yok galiba açmadı kapıyı da telefonu da" ben hastaneye bi uğrasam iyi olacak dizim haln acıyor. sana da teşekkür ederim. bu arada benim adım vanessa. umarım görüşürüz bir gün" diyerek hafifçe sekerek arabanın yanından uzaklaşmaya başlar adım adım
    ···
  15. 47.
    0
    @48 artık arkanda susuz var vanessa.. çekinme, vur şutunu, at golünü goygoycuya. sorma artık ona müsait misin filan, kapısındaki asalete müsait zaman yaratamıyorsa ne işi var bu oyunda? o seken dizinle seni kapıdan alıp merdivenden çıkarmaya gücü bile yok hala. tak artık şu topu doksana, yaz skorunu vanessa, izleyenler yıksın tribünleri, yıkılsın tiyatronun duvarları izleyicilerin alkışlarıyla, hadi vanessa, güç sende artık, durma...
    ···
  16. 46.
    0
    @47 herşey çok hızlı olmuştur. susuzun kendisini goygoycuya kadar takip edip varıp varmadığından emin olmak istemesi, bakışları, yakışıklılığı vanessayı etkilemiştir. gülümsemeden hoşçakal der gibi kısaca bakar susuza ve hafifçe sekerek goygoycunun evinin merdivenine gelir. goygoycuyu arar "şey goygoycu gelmeden arayacaktım ama birden sana gelmiş bulundum kapının önündeyim müsait misin?"
    ···
  17. 45.
    0
    @45 susuz kıza döner. ayağın incindi. yürümen zor olacak. seni goygoycuya bırakayım der. kadın susuza sölyedikleriyle onun dostu ve belki herşeyi olmayı hakettiğini göstermiştir artık. hemen bir taksi çevirir. taksiciye yolu tarif eder, vanessaya döner, üşürsen der karşısındaki ürkek zerafete, biliyorsun ben incideyim.

    taksi karda patinaj yaparak uzaklaşırken, susuz onun gidişine takılır. bilir, zincirsiz çıkılmaz o lasitklerle. telaş eder, istemez öyle bir zerafetin şarampolde bırakalamayacak kadar nadir olduğunu. ve gene bilir, böyle bir asalet, incinen diziyle bile aykata drumak, kendi ayaklarıyla yürümek isteyecektir. o hiç bir erkeğin gücüne ihtiyaç duymamayı öğrenmiştir. ama ya taksici? karda direksiyon tutmayı acaba nerde öğrenmiştir?

    derhal koşar susuz kendi aracına. o beyaz landcruiser çok buzullarda öğrenmiştir kaymadan gitmeyi. araç 4x4 modunda giderken, taksinin peşi sıra, geçtiği yerdeki durakta iki genç konışmaktadrı kendi arasında.

    - gördün mü, araba kalbur gibi, kim kurşunladıysa.

    susz görüş mesafesinden takip eder taksiyi. vanessa sağ salim varır goygoycunun evine. rahat eder yüreği.

    buyu vanessa, dövmek ihtiyacın olursa, camdan işaret et yeter...
    ···
  18. 44.
    0
    tamam peki, gelmeden ararsin
    ···
  19. 43.
    0
    @44 güçlü güven veren kollarında rahatladığını hisseder ama adamı tanımıyordur ve gevşememelidir. biraz hiddetli görünmeye çalışarak "lütfen indirirmisiniz beni beyefendi, telefona bakmalıyım." susuz vanessayı bıraktığında ayağını yere basarken birden yere çöker yine. yürüyemeyecektir bellidir. telefonun aç'ına basar. "goygoycu dizimi incittim eve döneceğim. ben sana uğrarım evden çıkınca anlatırsın ne olduğunu tamam mı?"
    ···
  20. 42.
    0
    susuz vanessayı belinden yakalar, onun ayaklarını yerden keserken, göğsüne düşen başına yakınlaşır. kulağına, "asla yanında ben varken, hiç bir şey için eğilmeyeceksi" der. vanessa'nın acıyan dizi, rahatlamıştır biraz susuz'un onun nazik ayaklarındaki yükünü almasıyla.

    susuz vanessanın omzuna getirir belindeki kolunu. sımsıkı kavrar, ayklarındna tutarka kucağına alır. gözleri onun gözlerine kilitlenir. "dizin nasıl ?" derken içindeki acısını yüreğine doldurmak istemektedir. kucağında vanessa ile birlikte, eğilir, durmadan çalan telefonu alır. kimin aradığına bakmaz bile. telefonu vanessaya verir.

    vanessa telefona bakar, açıp açmamakta tereddütlüdür. susuz vanessa'nın incinen narin dizine odaknlamıştır. bilir susuz, doğanın adamıdır. hangi yaranın merhemi hangi ottan alınır. hangi hayvanın ısırığının zehri, nasıl emilip uzaklaştırır. vanessa artık o kadar acımayan dizini unutmuş, telefondadır dikkati.

    aç telefonu vanessa, görelim bakalım, neler varmış sende...
    ···