oyun yapmaya başladım beyler

bir başlık daha vardı böyle. senaryo önermiştim arkadaşa. kafadan attığım şeyler işte. daha demin mesaj olarak ta yolladım. buraya da kopyalayım dedim...

senaryo hakkında bir kaç önerim var;

yıllarını türk ordusuna vermiş bir general var, üst makamdakiler bu adama düşman bir ülkedeki bir herife suikast düzenlemesini istiyorlar, ve bunun için de 20 kişilik bir taburla beraber yurtdışına emir ile yolluyorlar. itiraz hakları yok, gidip öldürecekler. neyse yola koyuluyorlar bunlar, mesela ülke yunanistan olsun. bunlar yunanistan'a deniz yoluyla ulaşıyorlar, ülkeye girip suikasti düzenliyorlar. fakat bu askerlerimiz geri dönerken karşıdan gelen bir türk gemisinden bunlara ateş ediliyor ve öldürülüyorlar. yani ihanete uğruyorlar, üst makamdaki herifler son anda görevden vazgeçiyorlar ve kendi askerlerinin öldürülmelerini emrediyorlar. askerlerin hepsini öldü sanarken aslında bu 20 kişiden biri hayatta kalıyor. bu hayatta kalan adam da en başta bahsettiğim generalin en iyi arkadaşı mesela. bu generalin bir oğlu oluyor sonradan. generalin arkadaşı adamın oğlunu kaçırıp küçük yaştan itibaren gerilla eğitimine sokuyor. büyüdüğünde gibici bir suikastçiye dönüşüyor. ve babasının (generalin) ölümüne sebep olan üst makamdaki herifleri teker teker öldürüyor falan.

bir senaryo daha;

paranormal olayları konu edinebilirsin. mesela bir çocuk var bir yeteneğe sahip. dokunduğu nesnelerden o nesneye ait geçmişte olan şeyleri öngörebiliyor veya okuyabiliyor. işte ne biliyim nesneleri zihniyle hareket ettirebiliyor. insanların gözlerine bakarak düşüncelerini okuyabiliyor ve bu sayede insanın yalan söyleyip söylemediğini anlayabiliyor falan. sırf bu yetenekleri yüzünden küçüklüğünden beri hiç arkadaşı olmamış. mahallesindeki göbekli teyzelerimiz çocuğun içine şeytan girmiş falan zannediyorlar. aslında masum bir yetenek sadece. babası alkolik ve sürekli kumar oynayan şerefsizin teki, yıllar önce terketmiş bunu. annesi de mahalle baskısına dayanamadığı için kaçmış, gittiği yerde de intihar edip ölmüş falan. küçük bir kız kardeşi var lösemi hastası, bir yandan da kardeşine yardımcı oluyor. birbirlerine bağlılar. insanlardan yüzlerce kez kazık yiyor fakat bu çocuk hayatın her sillesine rağmen yaşamaya devam ediyor ve yetenekleri sayesinde günün birinde, milli istihbarat'a katılıyor ve bir nevi gibici bir ajan oluyor. sırları ortaya çıkarıyor falan. davaları çözmek için kılıktan kılığa giren, doğuştan yetenekli bir herif düşünün. bunu bir de istihbarat'ta aynı birimde çalışan bir kıza aşık edin. alın size senaryo he he.

bir tane senaryo daha;

osmanlı zamanındayız. bir çocuk var, fakir bir ailenin oğlu, ailesi tarım ile uğraşıyor. fakat bu ailenin sürekli hakkı yeniyor elit kesim tarafıdan. bu çocuk ta bu yüzden halkın hakkını, malını mülkünü sömüren bu elit kesime düşman bir şekilde büyüyor. bir dövüş ustasından kılıç kullanmayı, ok atmayı, dövüşmeyi öğreniyor ve büyüdüğünde durdurulamaz bir savaşçı hâline geliyor adeta. büyüdüğünde halkın hakkı olan paraları ve malları elit kesimden çalıp halka dağıtıyor, bir nevi robin hood gibi yani. girdiği her eve bir tane dikenli bir gül bırakıyor ve evdeki her türlü değerli şeyi çalıyor. sonra halka dağıtıyor. halk ise bu isimsiz kahramana adeta tapıyorlar. onu çok seviyorlar falan. bir lakap takıyorlar buna. oyunun ismi de bu lakap olabilir mesela. falan da filan işte.