1. 26.
    0
    bunca yıldır başımızdakiler ve meclistekiler hep şov yaptılar ve bu ülkenin şovmene ve hırsıza tahammülü yoktur .

    yarın başımıza bu muhalefetlerden biri geçse de işler değişmeyecektir.

    tarım alanındaki bütün çalışmalarımız durmuştur , ülke toprakları ve şirketleri , madenleri akla hayale gelmeyecek bütün yolsuzluklar soysuzluklar yapılmış , yapılıyor ve yapılmaya da devam edecektir.

    düşünün bunca zamandır ne yapıldı , ne yapıldı da millet sefaletten kurtuldu . gün geçtikçe fakirleştik, fakirleşiyoruz ve böyle giderse zihinler değişmediği sürece fakirleşmeye de devam edeceğiz .

    biz insanız herşeyden öte insan insan .

    fakir insanda gurur kalmaz , onur kalmaz ve bir insanda bunlar gittikten sonra insanlıkta kalmaz , cismi gider ismi kalır .
    ···
  2. 27.
    0
    arkadaşlar , gençler kısacası bu ülkenin geleceği sizlersiniz .

    sizin yazdığınız bu karalamaları belli bir yaşı geçmiş bulanık zihinler yapsa anlarım ama size hiç yakışmıyor.

    ben bunu size hiç yakıştıramıyorum.

    istiklal harbinde de karşımıza çıkmıştı bu milleti yok etmek isteyen şahs-ı sefiller karşımıza , o zaman şanı büyük milletimiz silahlı mücadelesiyle 7 düvele karşı başarılı olmuştu ;

    bugün verdiğimiz mücadele ise siyasi mücadeledir , siyaset bir ülkenin şah damarıdır ; ülke geleceğini ve direkt olarakta ülkeyi oluşturan bireyi alakadar etmektedir .

    zaman mücadele zamanı , zincirlerimizi tekrar kırmanın zamanıdır .
    ···
  3. 28.
    0
    şapkanızı önünüze koyun ve dinimizin ilk emri olan ve kutsal kitabın ilk kelimesi olan oku fiilini gerçekleştirin.

    ben burda birşeylerin değişmesi için uğraşıyorum , bu sizinle de alakalıdır.

    ben burda sizin geleceğinizin savaşını da vermekteyim amacım büyüklük taslamak değildir.

    eğer ki öyle bir amacım var ise zaten size burda birşeyler anlatmaya çalışmam .

    mevzunun vehamiyetini anlamanız için çaba sarf ediyorum , bakın türkiye çoktan bölündü .

    ülkenin kurucusu yüce öndere bile tahammül edememektedirler.

    heryerde her fırsatta bebek katili leyhine sloganlar atılmaktadır , askerleri taşlamaktadırlar . düşünün o askeri sinirinden ağlar iken silahına sarılmış sımsıkı , o kadar sıkmış ki o silahı elleri yaralanmış , yüreği ise kanıyor . buna tahammül edilemez.

    teröristler mecliste , her fırsatta ülke insanını faşistlikle , ırkçılıkla suçlamakta .

    ama kimse ağzını açmaz ilçe binalarında baskın yapılarak katledilen vatan evlatları hakkında .

    kendileri bomba patlatıp insan canı alırlar , mayın döşerler ; elini ayağını kaybeder vatan evladı ; gözünü kaybeder , canını , malını kaybeder birşey olmaz .

    dağda teröristler öldürülür faşist olunur.

    yorum senin , vicdan senin .

    nasılsan öylesindir,ne isen öyle hareket edersin.

    yorum senin , kalp senin .
    ···
  4. 29.
    +1
    bir kişiye ulaşmak bile benim için yeter çünkü o da etrafındakileri uyarıcaktır . yakılan mum ışığı zaman içinde büyüyüp karanlığı süpürecektir.
    ···
  5. 30.
    0
    olum alamaz hepar oylarda iktidara gider tabii o yüzden oyum mhp ye olum vatan elden gidecek kürdistan partisi kurmaya bile çalışıyor lan zaten bdp gibi oç lar var birde bunlar askerlerimiz boşunma mı şehit oldu amk
    ···
  6. 31.
    0
    panpa ben de hepar'a vermek istiyorum; ama adam canlı yayınlara çıktıkça kekeliyor, konuşmayı bilmiyor. yani hatiplik gücü yok. böyle bir durumda adama versek, tamamen dış ülkelerle anlaşamayacağız, bir de benim korkum adamın kafası kızdığında savaş ilan edebilir. çünkü bir lafı vardı: yunanlar bizi kızdırmasın, ege kıyılarındaki 10000 balıkçıyı bir gecede silahlandırırım diye. yani düşünsene bunu sadece biz yapmayacağız, hadi ermenistan, suriye, yunanistan neyse de abd, ing., alm. vb. ülkeler ebemizi beller.
    ···
  7. 32.
    0
    reserved
    ···
  8. 33.
    0
    vatansever dediğiniz partiler bebek katili idam edilmesin diye imza verdi , kör olmayın , takım tutar gibi parti tutulmaz .

    demokrasilerin en büyük düşmanı fanatiklerdir. fanatiklik her kulvarda sorun oluşturur.

    fanatiklik bilgisizliği beraberinde getirir , fanatiklik için verilen tek şart şudur ; okuma bilgilenme çünkü sen bilgilendikçe bizim kötü yanlarımızı görürsün . biz mutlak hakim ve doğruyu bilenleriz senin yerine zaten araştırıyoruz dur.

    kuru sıkı milliyetçiliğe ihtiyacımız yok. ayrıca bilmeyenler için milliyetçilik tanımı şudur ; insanını , bayrağını ve vatanını sevmektir milliyetçilik .

    kamyon kamyon adam toplayıp mahalle kavgasına gitmek değildir.
    ···
  9. 34.
    0
    gençler bilgiye direnmeyin bu avrupanın kilise baskısıdır. karanlık şiddet ve haksızlığı , zulmü ve acıyı doğurur .

    insan kanı ve haksızlık bulaşıcıdır , bir yapana bulaşır bir de buna izin verip seyirci kalana .

    bunları yazmamdan rahatsız olanlar çok ama yazıyorum neden ? çünkü rahatsız olmayanların sesi olmak için .

    çünkü bir neden aramak zorunda olmadığım için . küçüklükten beri birşey öğretilir neden - sonuç ilişkisi , birşeyi ya yapmak istersin ya da yapmak istemezsin olay bu kadar basittir bir nedene ihtiyacın yoktur.

    bunu sayın osman pamukoğlu'nun şu sözüyle açıklayabilirim ;

    hayat pratiktir, okuldan ayrıldıktan sonra bunu öğrenirsiniz, size okulda öğretilen hiçbir şeyin işinize yaramadığını o zaman öğrenirsiniz. hayat düşünce ve fiil '' dir.
    ···
  10. 35.
    0
    http://hepar.org.tr/okkes_agaoglu_yazdi/

    buyrun bu hepar resmi internet sitesinden alınmış bir makale , zahmet edipte linki bile açmak istemeyenler için yazıyı buraya kopyalıyorum.

    ---
    SON günlerde HEPAR’ın farkı yavaş yavaş gündeme oturmaya başladı. Yavaş yavaş diyoruz çünkü, Genel Başkan Osman Pamukoğlu’nun acelecilikten yana olmadığını görüyor ve izliyoruz. Daha doğrusu attığı adımlarda mantık ve kavram karmaşası yaşamamak için, halka olan yaklaşımlarında samimiyetini görüyoruz. Daha dürüst ve daha samimi ortamları partiye kazandırmak için siyasi alanda oldukça ilerlemeler kaydeden Sayın Pamukoğlu’nun, her konuda oldukça başarılı gözüktüğünü görebiliyoruz.

    HEPAR’ı CHP’den farklı kılan nedenlerden en önemli olanı ise, Kılıçdaroğlu’nun yaptığı hataya düşmemesi olmuştur. O hata da, CHP’nin her vesileyle sürekli Atatürk’ü iktidarın karşısına oturtarak güç kazanma yoluna gitmesi olmuştur. Ama HEPAR bunu yapmayarak, daha çok partisinin düşüncelerinin ve siyaset yapmasının inceliklerini ön plana çıkarması bu farkı gözler önüne sermiştir.

    Çünkü Atatürk, sadece bir parti olarak anılmaya başlarsa, o zaman Gazi’nin siyasi partilerde ne resmi kalır, ne de izleri. Örneğin, herhangi bir partinin yapacağı kurultay salonunda genel başkanın resminin yanında mutlaka Atatürk de konmaktadır. Ama eğer Kılıçdaroğlu sürekli Atatürk’ü siyasi alanda mütemadiyen zikrederse, işte o zaman, kurultay salonundaki genel başkanın asılı resminin yanına Atatürk resmini dahi koymayabilirler.

    Eeeee, bu da suç değil elbette. Ama o resmin oradan kaldırılmasına neden olan siyasi parti ve onun lideri, Atatürk üzerinden yaptığı politikalardan dolayı suçlu olmalıdır.

    işte tam da burada HEPAR Genel Başkanı Pamukoğlu’nun bu konuda siyasi duruşunu incelemekte yarar var. Elbette Pamukoğlu askerdi ama şimdi sivil hayatta siyasete atılmış değerli bir insan. Şu anda siyasi duruşunu her yerde sergilemekte ve farkını göstermekte. Çünkü vatana hizmeti en üstün bir şekilde bitirmiş ve sivil siyasete adımını atmıştır. Hatırlarsanız askerliğe, yeri gelince (peygamberlik mesleği) deriz, ama siyasi arenada askere olan sevgiyi herhangi bir parti liderinin sahiplenmesini kabullenemeyiz.
    Nedense Türk siyasetinde böylesine tuhaf bir ilişki yumağı vardır.

    işte bu düşünceyi aşmamızın en güzel yolu, cumhuriyete ve laik parlamenter sisteme sahip çıkmakla olur. Bunun aksi olarak siyasi arenada sürekli Atatürk’ü ön plana çıkararak politika yapmayı değil… Bilakis Atatürk’ün kaldığı yerden devam ederek, O’nun siyasi ve kıvrak zekasını daha da zenginleştirerek politikada halkımıza hizmeti zütürmeliyiz…

    Tam da burada HEPAR’ın uyguladığı politikanın laik ve cumhuriyetçi yapısıyla öne çıkması olmuştur. Aynı zamanda da Atatürk’ü hiçbir zaman diğer partilerin karşısına çıkarmadan, politikasını yürütmekten yana olduğunu göstermektedir. Bu da HEPAR’ı CHP’den ayıran en önemli özelliklerinden biri olmaktadır.

    PAMUKOĞLU, EN BÜYÜK iLGiYi TERÖRE KARŞI TEDBiRLERDE GÖRECEK. TABii DiĞERLERiYLE DE…

    Sayın Pamukoğlu, siyaset alanına girerek partisinin izlediği ve görev aldığında da izleyeceği yolları tek tek açıklamaktadır. Örneğin ekonomiyle ilgili yaptığı açıklamalar oldukça detaylıdır. Bakın, bu konuda yapılan bir röportajında bir soruya nasıl cevap vermiştir:

    SORU: “Hepar olarak kimlerden oy alıyorsunuz?..”

    CEVAP: “Bizim CHP ve DSP’den aldığımız oy sayısı MHP’den aldığımız oylardan fazla. Parti büyüyecek, her geçen gün olaylar ve koşullar bizim partinin lehine… Bölgede savaş davulları çalıyor, savaş baltaları çıktı. Hükümetin yanlış politikaları sonucu durum bu. Ekonomi iyiye gitmez. Bankaların, madenlerin sende değil, boyalı suratla geziyorlar. Yağmur yağarsa birisi suratına su dökerse boyaları dökülecek… Avrupa Birliği çökecek. Bu Napolyon’un projesiydi, O bile yürütemedi. Kaldı ki Avrupa onun avcunun içindeydi. Ülkelerde ulusçuluk olduğu sürece bu olmaz.”

    Haksız da değil hani. Bugünkü Avrupa Birliği’nin durumunu hepimiz görmekteyiz. Hemen hemen bütün Avrupalı ülkeler iflas bayrağını çekmek için sıraya girmiş durumda. Tıpkı bugünkü “Arap Baharı”nı yaşayan Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi… Avrupa’da da, iflas etmek için adeta “Batı Baharı” yaşanmakta. Batı’nın bütün getirisi, birlik adına aralarında imzalanan kontratvari ekonomik anlaşmalar olmuştu. Ama bugün görüyoruz ki bu kontrat, birliğe üye olmak isteyen diğer ülkeleri de ürkütmeye başladı.

    Bugün Avrupalı bu durumdayken Türkiye hem Kıbrıs için, hem sözde Ermeni meselesi için ve hem de terör için adımlarını atmalı… Terörün finans kaynaklarını kesmenin politikalarını derhal gündeme almalıdır. Yok eğer bugün bu yapıl(a)mazsa, yarın çok geç olabilir. Tabii bunun adına da “Kaçan fırsat” denir.

    Avrupa nezdinde bu siyasi fırsatı kaçırmak istemeyenler arasında HEPAR’ı görmekteyiz. Çünkü HEPAR bu atılımları yapmak için sürekli projeler üretmekte ve acil önlemleri de tek tek açıklamaktadır. Zaten bir açıklamasında bu konuya açıklık getiren Pamukoğlu, bakın ne demişti:

    “Avrupa Birliği sanal bir örgüttür. Geleceği yoktur. Sebebi ise ulusal çıkarlarla çelişir. Napolyon istemiş, bütün Avrupa yumruğunun altında olmasına rağmen, söylediğim nedenle gerçekleşmeyeceğini hemen anlayıp vazgeçmiştir.

    Avrupa demek; Almanya, Fransa ve ingiltere’dir. Diğerleri siyasi, ekonomik ve askeri güç olarak sadece görüntüdür. Bugün ingiltere de tam olarak ve başlı başına Avrupa siyasetine yön veremez.

    Kuzey Atlantik Savunma işbirliği Antlaşması (NATO) askeri olarak anlam taşımamaktadır. Afganistan’a kadar uzanan kollarıyla, sadece bir ticari örgüttür. Çünkü NATO’nun kuruluş amacının bugün muhatabı yoktur.

    Avrupa Birliği hiçbir zaman bizi birliğe almayacak. Bazı ülkelerin anayasalarına bile maddeler koydu. Hal böyleyken Türkiye’ye siyasi direktifler yağdırıyor müstemlekeymişiz gibi, heyetler gönderip denetlemeler yaptırıyor.

    Örnekleri uzatmayacağım. Ve işte Avrupa Birliği’nin acıklı hali. işte egemenliğimden taviz vermem diyen ingiltere ve her şeyin hakimi ve patronu Almanya. Onun sağlam rüzgarının altına giren Fransa. Diğerleri mi? ‘Biz ettik, sen etme’ derdine düşenler…”

    Ve terör konusunda da oldukça hazırlıklı ve bir o kadar da çıkış yolunu açıklayan düşüncesi şöyle olmuştur:

    SORU: “25 yıldan beri bitirilemeyen bir terör söz konusu. Siz 365 günde bitireceğinizi halka taahhüt ediyorsunuz. Nasıl olacak bu?..”

    CEVAP: “25 yıldan bu yana bitirilememesinin sebepleri belli. ilk olarak gerçek anlamda bir politik irade hiçbir zaman söz konusu olmadı. Biz yüzde 100 bir irade ortaya koyacağız. işin ikinci kısmı, teknik kısmıdır. iyi bir istihbaratınız olacak. Ne zaman gelecekler, nasıl gelecekler, bunu önceden haber verecek bir istihbarat sistemini kuracağız. Bu çok önemli. Birde bunların dış uzantıları var tabi ki. Onlara müttefik olmanın şartlarını hatırlatacağız ,tam ve baskın bir diplomasi uygulayacağız. Bu mücadele, klagib orduların yapabileceği bir mücadele tarzı değil…”

    Şu açıkça görülmüştür ki HEPAR, Meclis’te olsaydı çok ses getirirdi. Çünkü açıkladığı olaylar ve düşünceler, fikirler üzerine kurulu gerçeklerden oluşmaktadır. Örneğin Avrupa’nın hali… Arap Baharı’nın çaresizliği ve bugünkü Türkiye’nin durumu…

    Ortadoğu’nun çıkmaz batağı… Amerika’nın Suriye’ye müdahale etmeden kendini sınırın dışında tutmaya çalışması… Birleşmiş Milletler’in pasif duruma düşmesi… israil ile iran’ın düşmanlığı… Bir yerde sınır güvenliğini korumaya çalışan ve bir yerde de Suriye’den kaçan halka yaşam alanı açan Türkiye’nin terör belasıyla karşı karşıya kalması… Bunların hepsi Türkiye sınırlarında hareketlilik tehlikesi arzetmekte…

    Bu konular ele alındığında çıkış yolu üreten HEPAR’ın CHP’ye oranla farkı elbette ki var. Sosyal demokrat ve laik cumhuriyeti yaşatma konusunda fikir birliği görülen partilerimizin kendine özgü farklı izlenimleri de var. Ancak terör konusunda bugünkü Türkiye’nin ekonomik derdi de var. Yapılan zamların teröre gitmesindeki en büyük neden, piyasaların halâ canlanamaması… Üretimin azalması… Tarımın dirilemeyişi…

    HEPAR’ın hem siyasi ve hem de ekonomi alanda yaptığı söylemler Türkiye’nin görünmeyen… Ama bir o kadar da önemli siyasi detaylarını gözler önüne sermektedir. Dileriz, siyasi ve ekonomik alanda yapılmak istenen çıkış yolları mutlu sonla bitsin. Dileriz HEPAR da bu çıkışı halka çok iyi yansıttığı için Meclis’e girsin.

    ÖKKEŞ AĞAOĞLU
    ---
    Tümünü Göster
    ···
  11. 36.
    0
    bu ise osman pamukoğlu tarafından yazılmış bir makale örneği :
    http://hepar.org.tr/ankarada_hakimler_var/
    Recep Tayyip Erdoğan’ın, Genel Başkanımız Osman Pamukoğlu hakkında kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle açmış olduğu 50.000 liralık tazminat davası, mahkeme tarafından reddedilmiş ve davayı kaybetmiştir..

    Genel Başkanımızın 26.06.2013 tarihinde kaleme aldığı, davaya konu olan makale aşağıdadır:

    DiLENCi VE MAL!.

    Din sömürgeni ve din pazarlamacıları, mal pazarlamada; yamyam köyüne dalarak, ortalığı altına üstüne getiren filden farksızlar. Korku, panik, güvensizlik, çaresizlik ile ne yaptığını bilememe dahil, ne isterseniz var! Buna Anadolu’da “ üç buçuk atma” denir..

    Dilenci, kendini başkalarına acındırarak, yalvarıp yakararak, mağdur olduğunu söyleyerek bahşiş almaya kalkandır. insanlar dilenciye ne kadar acırsa, dilenci de o kadar kazanır. On yılı aşkın bir süredir, Türkiye’nin başında da bir siyasi dilenci var..

    Saman ekmeği neslinden geldiği için, Gezi Parkı eylemlerini anlayabilmek bir yana, 4 kişinin öldüğü, 13 kişinin gözünü kaybettiği 60’ı ağır, 8 bine yakın insanın yaralandığı olaylarda “ emri ben verdim” diyecek kadar da aymaz. Günü geldiğinde bunun hesabını vereceğini bile kavramaktan aciz..

    Vicdan sahibi her insanın utanç ve vicdan azabı duyacağı bu olaylarda, bırakın vicdanı, toplumu hızla daha da bölüyor ve kutuplaştırıyor..

    O şehirden bu şehire toplama kalabalıklarla kendini tatmin etmeye çalışıyor ve ne kadar olmamış olay varsa, demagoji yaparak, halka dini söylemlerle nifak sokarak kin ve nefreti körüklüyor. Bunun Anayasa ve ceza yasalarındaki karşılığı, bölücülüktür. Ve bu suçu, Başbakan sıfatı altında işliyor..

    Görüntüsü, hal ve hareketleri ile söylemleriyle, duvara toslamış kamyondan düşmüş bir un çuvalından farksız..

    Batı bunları, Ortadoğu’daki çıkarlarının bekçiliğini yapması için destekledi ve olup bitenlere şimdiye kadar göz yumdu, ama artık ipini çekti ve yavaş

    yavaşta sıkacaktır. Suriye meselesinde maskeler kullanarak mezhepçilik yaptılar. isyancıları eğittiler, silahlandırdılar, lojistik destek sağladılar ve binlerce kişinin ölümüne sebebiyet verdiler. Ceylanpınar’da dört, Cilve gözünde yirmi sekiz, Reyhanlı’da elli dört vatandaşımız öldü. Yüzlerce kişi organlarını kaybetti, iki savaş uçağı pisi pisine düştü ve pilotları şehit oldu. Adam gibi bir ülkede hükümetin derhal istifa etmesi gereken bu hadiselerde hiçbir şey umurlarında bile değil. Üstelik; şu lafa bakın: Reyhanlı’da elli dört Sünni vatandaşımız şehit olmuştur, diyecek kadar da aleni bölücülük yapıyor..

    Mal, canlı veya cansız ticari nesneye denir. Malın bir sahibi vardır ve dünyanın her yerinde mal sahibi “ benim malım” der. Şu hale bakar mısınız?.

    “Benim milletvekilim, benim valim, benim polisim, benim savcım, benim partilim” iğneden ipliğe, aklıma ne gelirse, bu malın sahibi benim diyor. Toprak düzeninde böyledir, yanaşmalar dahil kahyanın gözünde her şey maldır. Mal yerine konulanlar ne yapıyor derseniz! Hiçbir şey. Mal ne yapabilir ki…

    Gelelim şu, Türkiye’yi aşama aşama bölünmeye zütüren adıma. “ Çözüm süreci” diye yutturulan, sonunda da vahim bir şekilde sonu gelecek olan PKK meselesine.. Önce şunu herkes kafasına sokmalı, PKK çekilmez, gelir gider. Grupların bir bölümünü de kritik bölgelerde bırakır. Nitekim birkaç gün önce de Bitlis’te 2 mühendisi kaçırdı. Yüksekova bölgesindeki ikiyaka dağları üzerinde uçan bir helikoptere de ateş açtı. Bu PKK’nın iki yaka dağlarının üzerinde bulunan (3800m) Hisar Yaylasındaki yazlık ve kışlık kampta halen tam kadro bulundukları ve çekilmediklerinin kesin kanıtıdır. ikiyaka’nın güneyi Irak topraklarıdır. isterse 5-6 saatte Irak’a gidebilirler. Niye gitsinler ki? Genelkurmay açıklamasına bak ve acı! “Helikopter bir kaçış manevrasıyla bölgeden uzaklaşmış!” geçen haftada ateş açan PKK’lıların üzerine giden kobra için “meşru müdafaa yapmıştır” demişlerdi. Vah evladım vah! Günü geldiğinde sorumlular olarak, bakalım kendinizi nasıl savunacaksınız?. Devam edin devam edin! Münferit gibi görünen bu olaylarda PKK “ ben buradayım, sana hatırlatırım” demek istiyor..

    Mevcut hükümetin başı ve yanaşmaları esas perişanlığı ve felaketlerini PKK ile yürüttükleri acz ve teslimiyet faaliyetlerinden yaşayacaklar. PKK, siyasi amaçları tam gerçekleşmeden ne silah bırakır, ne de eylemden vazgeçer. Siyasi istekleri çok net ve keskin.. Mesele öyle sıradan safların ve ahmakların sandığı gibi, temel hak ve özgürlükler de bitmez..

    Diyarbakır’da imralı fırıldağının talimatıyla konferanslar düzenleniyor; “Kuzey Kürdistan Birliği” olarak.. iş birlikçi olduklarından vahameti

    görmezden gelip Türk gençleriyle uğraşıyorlar. Bunlar, Refah Partisindeyken “Cumhuriyet döneminin sonu geldi” diyenler. Laik sisteme ve Atatürk devrimlerine meydan okuyanlardır. Rejimi devrilmiş ve parçalanarak bölgesel yapılarla, bir çorbadan farksız hale getirilmiş, Türkiye bunların umurlarına mı? Umurlarına ne demek, yapmak istedikleri şey zaten bu!. Federal ve özerk bir yapılanma Kürdistan’ın Türkiye topraklarıdır. Halk, bu hükümetin PKK ile işbirliği yaparak bunu gerçekleştirmeye çalıştığını çok yakında ayan beyan görecek. Ve işte sen o zaman gör çıngar nasıl çıkarmış ve bunların sonu nasıl getirilirmiş.. Halkı dini söylemlerle, anayurdu PKK ile işbirliği yaparak bölüyorlar. Sosyoloji de bilmiyor. Nereden, hangi eğitimle öğrenecek ki: “Dünyanın neresine gidilirse gidilsin, toplumlar daima sıradan zihinlerden, hiçbir şeyi derinlemesine görememiş insanlardan oluşur. Politikacının tahtını taşıyan sıradan bir kalabalıktır. (Türkiye’de olduğu gibi) Bunlar, önce yükseğe çıkarlar ki daha sonra aşağı çekebilsinler. Bu oyundan müthiş keyif alırlar.”

    Akepenin, PKK ile düzmece nikahı partinin parçalanması ve başında kinin de dilinden düşürmediği “kefeniyle” baş başa kalacağı şekliyle sonuçlanacaktır. Bunu olaylar ve koşullar gösterecektir. Kimse, yüzsüz demagoglardan vatansever bir hareket bekleyecek kadar ahmak olmamalıdır. Herkesin ailesi soyu sopu kendisi için önemlidir ve bu, kalıtımsal olarak her canlıda vardır. Kabul edilemez tek bir şey vardır, o’da inkarcı nankörlerdir..

    Ama şunları da yazmazsam makale ekgib kalır! Mecliste Akepe ile birlikte yılların iki partisi daha var. Bunlara rağmen Akepe %30, %40, %50’lere yakın oy alarak yükseliyor.. Neden? Çünkü bu ikisi de beceriksiz, aciz ve zayıf.. insanlar bunu ne zaman idrak edecek, ne zaman anlayacak, ne zaman kavrayacak? Artık “ucuz milliyetçilik” ve “Atatürk’ün partisiyiz” gibi, lafların arkasına sığınarak kendilerinize politik çıkar sağlamaktan vazgeçin ademler (adem boş demektir) siz nesiniz, onu söyleyin. Atatürk, iki kere de ismet inönü’yü beceremiyorsun diye görevden aldı. Sizin gibileri ne yapardı, hiç düşündünüz mü? Yanına bile yanaştırır mıydı? Veya siz, cesaret edebilir miydiniz? Üstelik neyiniz benziyor? Eğitiminiz benzemez, mesleğiniz benzemez, savaş alanını bilmezsiniz, kişiliğiniz benzemez. Geriye neyiniz kaldı? Devrimler demeye kalkmayın! O sizin politikadaki ekmek paranız ademler!. Bu iki parti de, düzenin bir parçası. Biri Akepe’nin kara gün dostu, diğeri de salıncak gibi gel gitten başka bir şey değil. En kritik bir dönemde Avrupa Akepe’yi sallarken, Almanya ve Polonya’ya yazılan mektupların Akepe’ye payanda olduğunu anlamayacak kadar da gafil ve strateji fakiri bunlar. Susuz derede kavak bitmez hemşerim..

    Hak ve Eşitlik Partisi ilk kurulduğu günden itibaren, söylemlerim, programlarım, kitaplarım ve makalelerimde kullandığım ilk sözcük şudur: “Bu işlerin üstesinden gençler gelecek ve işi halk bitirecektir. Hayat karar ve eylemdir.” Ve geldiler. Gerisi de çorap söküğü gibi devam edecektir.

    Son 20 gündür bu Hacivatların laflarına bakın: “Gençleri tahmin edemedik. Biz de mesajı aldık. Gençler farklı çıktı..vs.” insanları farklı kılan beyindir. Kafa ve kelle değil. Sende yoksa, kim ne yapsın?.

    Ve Sokrates den:

    “ Konuş, kim olduğunu söyleyeyim!”

    Osman Pamukoğlu
    Hak ve Eşitlik Partisi
    Genel Başkanı
    Tümünü Göster
    ···
  12. 37.
    0
    http://hepar.org.tr/utanm...ilmeyen-pismanlik-bilmez/

    utanma bilmeyen pişmanlık bilmez!.

    Dün birkaç saat, her zaman olduğu gibi, tek başıma halkın içinde dolaştım. Geçerken selam verenlerin dışında 38 kadın ve erkek tanıyarak yanıma geldi ve sanki anlaşmışlar gibi “Paşam, sizi artık TV’lerde göremiyoruz, çıkın ve halkı daha çok aydınlatın” dediler. Gülerek onlara; “Bu benimle ilgili değil, siyaset yapan korkaklar ve bunlara yaranmaya çalışan TV ve gazete patronlarıyla alakalı.. Hadi yandaşı anlayabilirsiniz, kendilerini yandaş saymayanlar da aynı, akılları sıra ambargo uyguluyorlar, sonra da “tarafsız ve özgür basınız” diye köçeklik yapıyorlar” dedim..

    Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Twitter’da birkaç saatte Türkiye’de 1nci sıraya yükselir ve dünyada ilk 10’a girer, bunlar görmemezliğe gelirler. Ama bir hacivat’ın aptalca bir twitter mesajı bunlara haber olur!.

    “Cehennemdere Kanyonu” kitabım yayınlandığında hiçbir kitabım da yapmadığım şeyi yaptım ve küçük bir notla; vatan, millet, özgürlük, demokrasi, Atatürk’çülük adına mangalda kül bırakmadan günlük yazı yazan 44 muhtereme gönderdim. Amacım; şuydu: “PKK ile geçen 30 yılda ne oldu, ne olmadı, neden böyle bir sonla karşı karşıya geldik; bunu her rütbedeki subayın, astsubayın, uzmanların, erbaş ve erlerin, PKK’lıların, Kürt vatandaşlarımızın ağzından dinleyin ve doğruları geç de olsa öğrenin” diye yaptım.. Ne mi oldu? Bir tanesi bile kitabın içinden bir konuyu yazamadığı gibi, imzalı bir kitap alındığında evrensel bir nezaket olan teşekkür etmeyi dahi beceremedi, bu somun pehlivanları.. Para karşılığı yazı yazanın hali işte bu’dur. Hepsinde, korku dağları bekliyor..

    Ünlü bir ingiliz araştırma şirketi dünyadaki bütün ülkeler de araştırma yapmış. Sonuçları da 8 ay önce yayımlandı. Türkiye’de biz, 6.7 görünüyoruz. Ama medya hacivatları; “görmedim, duymadım, haberim yok” dümeninde..Eeee kolay mı? Avrupa Birliği’ de HEPAR’ın kuruluşunun ilk yılında Türkiye’ye gönderdiği ilerleme raporu ekinde “Bu parti büyümesin” diyordu. Avrupa, mecliste olan veya olmayan ne kadar parti varsa hepsinden memnun, bir tek bizden memnun değil, üstelik daha o tarihte örgütlenmesini bile tamamlayamamış bir partiden!.

    Kabakgillerden olan susak, içi boş olduğu için çok hafiftir ve sabit olan bir şeye sarılarak yükselmek ve yaşdıbını sürdürmek ister!.

    Bir adamın kim olduğunu sözleri değil, hayatı gösterir..
    TEK UMUT TEK YOL HEPAR

    Osman Pamukoğlu
    Hak ve Eşitlik Partisi
    Genel Başkanı
    Tümünü Göster
    ···
  13. 38.
    0
    http://hepar.org.tr/onced...enler-iki-kere-aci-ceker/

    önceden görenler iki kere acı çeker!.

    Her şeyi ithal ettiler de, ürün getirmede işin sapa, samana kadar varacağını en hayalperest bile düşünemezdi..Etin fiyatı aldı başını gitti. Çeltik ve pirinç tarlalarının ruhuna fatiha!. Kuru fasulye, patates, patlıcan, yeşil soğanın fiyatı %150 arttı. Çiftçinin eline maliyetlerin yüksekliğinden dolayı para geçmiyor. Avrupa Birliği’ de “siz üretim yapmayın, oturun.” diye, ekilmeyen arazilere dönüm başına para veriyor!. Tarım ve hayvancılığın durumu bu..

    Kamu mal ve ihaleleri başta olmak üzere yolsuzluk ve rüşvet örümcek ağı gibi, sülük gibi, ahtapot gibi tüm yaşam alanlarına sarmış ve yapışmış durumda. Kısacası her şey iğrenç ve mide bulandırıcı bir halde..

    iç ve dış güvenliği ince bir ilmikten beter, Irak ve Suriye ile olan toplam 1250 km’lik Milli sınırı, ister folluk de, ister süzek de, isterse yol geçen hanı de!. hepsi de doğru ve uygundur. Çözüm süreci yutturmacasıyla ülke göz göre göre bölünmeye zütürülüyor ve bunun doğuracağı sonuçlar kimsenin umurunda değil..

    Parti programları halkı partiye davet içindir. Hak ve Eşitlik Partisi’nin (HEPAR) 5 yıl önce kurulduğunda yayımlanan resmi programı:

    “Türkiye’de tarım ve hayvancılık politikaları iflas etmiştir. Türk çiftçisi borç batağına sürüklenmiş, tapuları yabancı bankalarca ipotek altına alınmıştır. Üretim ve ihracat bakanlığı kurularak tarım ve hayvancılık devletçe ödünsüz desteklenecektir.

    Mazot, tohum, gübre ve elektrikten vergi alınmayacaktır. Tohum ıslah istasyonları, gübre fabrikaları, kooperatif ve birlikler yeniden hayata geçirilecek, yabancılara bağımlı ne varsa, hepsi asgariye indirilip, aşağıya çekilecektir.

    Toprak ağalığı yıkılarak toprak reformu yapılacak; devletin elinde bulunan ve üretimden uzak kalan bütün araziler, 20 yılda ödenmek kaydıyla, faizsiz olarak halka tapusu ile dağıtılacaktır. Türkiye yeniden kendini besleyecek hale getirilecektir.”

    “Türkiye yolsuzluk ve rüşvetle hırsızlar cenneti haline dönüşmüştür. Bunları yapanlar da bellidir. Ve bu ülke dünya yolsuzluk sıralamasında ilk dört ülke içeresindedir. Bu bir ulusa yapılabilecek en büyük arsızlık ve haysiyetsizliktir. Hepsi yolsuzluk özel ihtisas mahkemelerinde hızla yargılanacak ve tüm servetleri hazineye irad edilecektir. Bu şahıslar çıkarılacak özel bir kanunla tüm TV kanallarından halka teşhir edilecektir.”

    “30 yıldır Güneydoğuda kan kaybediliyor. 10 bine yakın şehit verildi, 30 bine yakın yurttaşımız hayatını kaybetti. 20 bini aşkın insanımız gazi oldu. Kimsenin hesabını tam çıkaramadığı 400 milyar dolar heba oldu. Anadolu ve Trakya’da şehit mezarlığı olmayan tek köy kalmadı. Gelinen sonuç ne mi? Eşkıya, silaha sarılmasındaki siyasi hedeflerin büyük bir kısmını ele geçirdi. Devlet gücü ve egemenliği temsil eder. Devletin bu niteliklerinden içeride ve dışarıda hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Şüphe varsa, devletiniz eriyor ve zayıflıyor demektir. Neticesi ise, çöküştür.

    Hak ve Eşitlik Partisi dağlar da ve sınır ötesindeki terörist grupları ve komitacıları 365 günde temizleyecektir. Bu ülkenin insanlarının kırsal da ve kentler de huzur ve güvenliği en öncelikli işimizdir. (Bu 365 gün meselesini duyan veya okuyan angut grubu üyeleri “30 yılda olmamış nasıl olacakta 365 günde bitirilecek” demeye kalkışmışlardır. Anguta ne söylersen söyle anlamaz, bunun öncelikle keskin bir siyasi irade ortaya koymak olduğunu da bilmez. Bilseydi zaten angut olmazdı. Kolayı var: Madem çok merak ediyorsun, seni de yanımıza alıp zütürürüz, aylar, haftalar ve günler için çetele tutarsın. Ama dağlar angutlar için değil, kartallar içindir, o nedenle geride kalanlara vasiyetini bırak olur mu?.)

    işte, Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) bütün bunları çok önceden gördüğü için 2008 Eylülünde kuruldu. Kaldı ki bu metin de yer alan hususlar parti progrdıbının yüzde biri bile değil..

    Eğer şu anda siyaset yapan her hangi bir partinin programında bu kadar net ve kesin ilkeler bulunan bir parti daha gösterilsin; biz hepimiz kayıtsız şartsız ona oy vermeye hazırız..

    Pısırıklık, korkaklık, sinmişlik, kafayı kuma gömmek ve üç maymunu oynamak bizim işimiz değil.

    “Elbisenin tersini giyip düz diyerek,

    Aç gezip tokuz diyerek,

    Yalana gerçek diyerek,

    Kabağa kavun diyerek; yaşanmaz.”

    Hayat, karar ve eylemdir.. kim ki bu iki şeyi beceremiyor; yapamadıkları şeyler onun çenesine vurur…
    TEK UMUT TEK YOL HEPAR

    Osman Pamukoğlu
    Hak ve Eşitlik Partisi
    Genel Başkanı
    Tümünü Göster
    ···
  14. 39.
    0
    http://hepar.org.tr/olumsuz/

    ölümsüz!.

    Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Ulusu, cüce ve çerden çöpten siyasilerin şahsi kazanç uğruna, karşılıklı dümenleri yüzünden itibarsız ve haysiyetsiz bir duruma düşürülmüştür..

    Ahlaki değerler ile insana has duygu ve davranışlar değişmez. Zamanımızdan yedi asır önce şair ve filozof Şirazlı Sadi (1213-1292) sanki bu günün Türkiye’sini anlatıyor:

    “ Çürük cevizi hafifliği, cahil kimseyi sözleri ele verir.”

    “ Ne kadar yağmur yağarsa yağsın, taşın üzerinde gelincik çiçeği bitmez.”

    “Ümitsizliğe düşen insanın dili uzar.”

    “ Sahtekar ve yalancı yönetici, sonunda ölür gider ancak, lanetle anılarak dünyada kalmaya devam eder.”

    “ Alın teriyle kazandığı ekmeğini yiyen, beline altın kemer bağlayıp başkasının karşısında el pençe divan durandan bir kat daha insandır.”

    “ Baş yönetici bir bağa girip bir elma koparırsa, yüz bulan adamları ağacı kökünden çıkarır.”

    Şu ortalıkta gezinen, şartlandırılmış klagib beyinle; “ oylar boşa gitmesin” ve “oylar bölünmesin” diyen körebeler; Çinliler de 1960’larda doğum kontrolü için kurbağa yavrularını yutarlardı!. Bu örnek de kendinizle ilgili bir benzerlik kuramadıysanız ona da şaşırmam..

    Bütün canlı organizmalar fiziksel ve kimyasal bir karışımdır. Kimya işlemleri kafa tasının içinde cereyan eder, fiziksel olanlar ise ağırlıkla gövdededir. Zihin gevşeyince beden, beden gevşeyince de zihin gevşer. ikisi de gevşeyince selvinin yolu göründü demektir..

    Sonunda yol herkes için geçerli de, sizin ki erken olmuş!.

    Aptal otobüse benzer; bile bile adam öldürmez, fakat yürürken çok kişiyi ezebilir..
    TEK UMUT TEK YOL HEPAR

    Osman Pamukoğlu
    Hak ve Eşitlik Partisi
    Genel Başkanı
    ···
  15. 40.
    0
    http://hepar.org.tr/deveye_sormuslar/

    deveye sormuşlar!.

    Deve’ye “Boynun niye eğri” dediklerinde şaşırmış ve “Doğru olan nerem var ki!.” diyerek, “Bu’da sorumu” demek istemiş!.

    Konya, Adana ve Hatay’da yakalanan silah ve mühimmat TIR’larından sonra, gene Adana’da iki otobüsde 40 kasa özel ambalajlı, muhtelif silahlara ait cephane ele geçirildi. Bunların Suriye’ye gönderildiği kesin ve yakalananlar, tespit edilebilinenler. Yabancı haber alma servisleri kesinlikle yakalanmayanların da kaç araç olduğunu ve ne zaman gönderildiklerini de biliyorlardır. Artık güney komşumuz Suriye değil, El Kaide oldu. Her an bir devlet, Birleşmiş Milletlere müracaatla, Türkiye’nin uluslararası bir mahkemede yargılanmasını talep edebilir. Rezil rüsva olmamızın eli kulağındadır..

    3’üncü Hava alanı ve 3’üncü Köprü arazilerinin bu projelerden önceden haberdar edilen yandaş şirketler tarafından ucuz fiyatlarla kapatıldığı, rantın da 1.5 trilyon dolar olduğu bilgisi yaygın bir şekilde ortalık da dolaşmaktadır. Dört bakanı yolsuzluktan istifa etmiş, haklarında hazırlanan dört tezkere Adalet Bakanlığı’na gönderilenler için yadırganacak bir şey yok..

    Galata Port’u alan şirket de ödemelerine 28 yıl sonra başlayacakmış!.

    Partinin kurucularından ve eski bakanlarından biri de kendi ağzıyla itiraf ediyor: “Başbakan’ın işi gücü; her toplantıda parayı kime verdiniz? Şu ihaleyi kime verdiniz?” diye sormaktır..Şu hale bakın!.

    Son yapılan HSYK çalışmasıyla da hukuk devletini yok ederek, yargının tüm alanlarını kendi ellerine geçirmek istiyorlar. Hukuk neymiş, alın size nur topu gibi bir diktatör bakan.. Anayasa sizlere ömür!.

    Devenin yamukluğu ve eğriliği sayılabilir ama, bu memlekette olup bitenler, asla…

    Düzen Partilerinin kuyruğuna takılarak okyanusu geçeceğini sananlar, sizi bu yolda daha çoook katil balina ve köpek balıkları iştahla bekliyor. Atı alanlar Üsküdar’ı değil, Torosları da geçtiler..Acı insanın aklını başına getirir, demek ki bu olup bitenler henüz yetmedi..
    TEK UMUT TEK YOL HEPAR

    Osman Pamukoğlu
    Hak ve Eşitlik Partisi
    Genel Başkanı
    ···
  16. 41.
    0
    http://hepar.org.tr/odul_kazanin/

    ödül kazanın!.

    Entrika ve yasakları Stalin Rusya’sından farksız, kendisini saran fesat zincirine esir düşmüş bir halk, toprakları küresel sermayenin yağma alanı, kendi hırsızını kendisini soyması için seçen bir toplum, hukuk yerine gugukla idare edenler, küfür ve nefretin tavana vurduğu bir yer, nankör ve ihanetçiler cenneti, züppe ve gösteriş budalalarının mekanı, yağmur nereye yağarsa, tarlayı oraya taşıyan dalkavuklar diyarı, suyuna tirit insanlar harmanı, “Bize, iyilik de kötülük de ne lazımsa dışarıdan gelir.” aymazlar korosu, topraklarının bir bölümü gitti gidecek bir ülke!…

    Bildik, ödülümüzü verin demeye kalkışmayın.. Öyle yağma yok!.ödül bilemeyenlere…

    Bir şeyi görebilmek başka, bir bulldog gibi gördüğü şeye yapışabilme gücünü göstermek başka şeydir. Bugün, lazım olan bu’dur…
    TEK UMUT TEK YOL HEPAR

    Osman Pamukoğlu
    Hak ve Eşitlik Partisi
    Genel Başkanı
    ···
  17. 42.
    0
    http://hepar.org.tr/makara_bosaldi/

    makara boşaldı!.

    Suriye’ye silah ve mühimmat sevk edilen kaçıncı TIR vakası? Üstelik bunlar yakalanabilenler. Bir gün önce Reyhanlı-Kırıkhan yolunda tespit edilen silah ve cephane dolu TIR meselesi ise, tam bir komedi. Polis yakalıyor, jandarma yakalıyor, savcı harekete geçiyor, Hatay Valisinden bir yazı: “ Yakaladığınız kişiler başbakanlığa bağlı bir kuruma mensuplar, onları bırakmazsanız suç işlemiş sayılacaksınız!.” işte, aşiretlerde işler böyle yürütülür, devlet ise yasa ve disiplin gücüdür. Saldım çayıra memleketi burası, ister kuş yesin isterse kurt..

    Suriye çoktandır işi yoluna koydu, artık sadece Rusya ve iran desteklemiyor, Amerika ve Avrupa’yla da arayı düzeltti, Birleşmiş Milletlere de Teröristlere yardım ve yataklık yapıyor diye Türkiye hakkında şikayette bulundu..

    Suriye’nin, Türkiye destekliyor dediği El Kaide, El Nusra gibi örgütler, Birleşmiş Milletlerin terör listesinde yer alan örgütler.. ABD ve Avrupa neden Esat’ı hoşgörüyle karşılamak zorunda kaldılar? Niye? Suriye bu örgütlerin eline geçmesin diye!.Yakında Birleşmiş Milletler Türkiye’yi terörist devlet ilan ederse kimse şaşırmasın..

    Türkiye’nin dış siyasetini ilkokul çocuklarına bırak, eğer bunlardan daha iyi yönetmezlerse, bütün kültürümü silip atıyorum!.

    Hükümetin başındaki zat! 16 Haziran 2013 tarihli genelgesiyle devlete ait taşınmaz malların kiralanması, kullanımı, devri ve satışı ile ilgili tüm işlemleri kendisine bağlıyor. Dağın işletmesi de, ovanın satışı da, kıyının devri de devlete, hazineye ait ise, bunlara ilişkin işlemlerde kendisi tek ve doğrudan yetkili. Yani, yerin üstünü üstüne almış!.

    Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarındaki telaş, panik ve korkuyu daha iyi anladınız mı şimdi?.

    Gotama Buda (M.Ö. 563-483) ne diyor?: “Çalmayın, yalan söylemeyin, insan öldürmeyin.” Tevrat ne diyor?: “Çalmayın, yalan söylemeyin, insan öldürmeyin.” Dört incil ne diyor?: “ Çalmayın, yalan söylemeyin, insan öldürmeyin.” Kuran ne diyor?: “ Çalmayın, yalan söylemeyin, insan öldürmeyin.”

    Diyebilirsiniz ki, bunlar da ilk ikisi zaten var, fakat üçüncüsü var mı diye aklınıza gelebilir. Azmettiren ölüm işlemini yapandan çok daha büyük

    suçlu ve günahkardır..Gezi de hayatını kaybeden ve silah, cephane göndererek Suriye’de öldürülen çoluk çocuğun müsebbipleri kim?.

    “Bir soğan soyuluyor. Yaşarıyor gözler.

    Bir devlet soyuluyor. Aldırmıyor öküzler.”

    Şair Eşref (1847-1914)

    Makara boşaldı!..

    Osman Pamukoğlu
    Hak ve Eşitlik Partisi
    Genel Başkanı
    Tümünü Göster
    ···
  18. 43.
    0
    http://hepar.org.tr/abbas_yolcu/

    abbas yolcu!.

    Siz hiç suda boğulan insan gördünüz mü? Peki, bataklıkta boğulan gördünüz mü? Sakın, ikisini de görmedik demeyin!. Bu memlekette hükümet edenin ve hükümet ettiğini sananların halleri, suda ve bataklıkta boğulmak üzere olanların aynısı..

    Suya düşen panik halinde çırpınmasa, bataklığa saplanan hezeyanla debelenmese, ne suyun ne de bataklığın dibini boylamazlar. Onların hayattan atılmalarına sebep olan kişisel korku, suçluluk, endişe ve ölümdür..

    Din maskesi ve din ticareti yoluyla politika yapmak, en kolay siyaset yoludur. Nasıl olsa dünyanın her yerinde dini hassasiyeti yüksek olan kesimler var, onların duygularını kendi çıkarların için sömür, oy topla, oh ne ala memleket..

    Paslı çivi yerinden oynamakla kalmadı, yere de düştü ve şimdi ayakların altında, gelen vuruyor giden vuruyor. Sonunda hesap günü de gelecek ve daha o gün gelmeden yanında ne kadar siyasetçi, ne kadar bürokrat, ne kadar iş adamı, ne kadar besleme basın varsa, hepsi arazi olacak..Bak bu iyi işte; o zaman “ tam mağdur” olursun; olursun da kime, “belki de çantada kitap vardı!” masalları anlatacaksın. Günde üç kere oraya buraya taşınan miting goygoycularına mı? Ben sana söyleyeyim: Onlar herkesten önce, seni yerden yere vuracaklar..

    Artık seni kimse kurtaramaz. Abbas topla bohçanı, yolun sonu göründü. Oyun bitince şah da, piyon da aynı kutuya konur..

    Türk Milleti düzen partileriyle oyalanmaktan vazgeç.

    TEK UMUT TEK YOL HEPAR…

    Osman Pamukoğlu
    Hak ve Eşitlik Partisi
    Genel Başkanı
    ···
  19. 44.
    0
    benim anlatmak istediğim bu kadar değil ama kelimelerle ifade edilemez !

    ara ara başlığı yükseltmek ve başkalarının da okumasını sağlamak için birşeyler yazarım.

    teşekkürlerimi sunarım.
    ···
  20. 45.
    0
    bana hak veren , vermeyen , okuyan herkes birşeyler karalasın başlık kaybolmasın.

    türk gençliği üzerimizde oynanan bu oyunu bozacaktır.

    ülkemizin kurucusu yüce komutan, yüce devlet adamı, yüce önder MUStafa KEMAL AtaTÜRK de her konuda gençlere güvenmiştir .
    ···