-
101.
+3Elizabeth ertesi güne ilaçları temin etmişti. Bize nasıl ve ne kadar vuracağımızı gösterdi. Bizde yukarı çıkıp iri olanlarından birinin kolundan yakaladik. Damardan yavasça verdik.
Bir kaç saniye içinde yıkıldı. Mala bağladı boş boş çevreye bakıyor.
Tamam şimdi zamanıdır. Demir kapıyı açtı richard abi bende içeri girdim. içeridekilerin bazıları egitilmedi ama it gibi korkuyorlar benden. Bu yerde ki muallakye yumruğu bir koydum bağırmaya çalıştı ama bağıramazdı.
"Bak ulan puşt eğer her dedigimi yapmazsan seni akşama kadar döverim."
"Höööeeeeeeeee"
"Çok mu sert vurdum acaba abi özürlü gibi ses çıkarıyor bu"
"Dur bakayım mind geri kaçıl" dedi elinde ki su şişesini olduğu gibi onun üzerine boşalttı.
Biraz açıldı "Bırakın lan beni" dedi.
"Höst önce akıllı olacaksın lanlu lunlu konuşma." Dedim.
"Abi bırakın beni vallaha akilliyim ben"
"Ha şöyle yola gel, kaç yaşındasın sen"
"147 yaşındayım abi"
"Maşallah 1.dünya savaşını görmüşsündür sen."
"Abi bırak abi uyuştu"
"Kendine 147 yaşında diyen adamdan ne beklersin ki abi neyse kuzu gibi oldu bu.." cümlemi bitiremeden kafeste ki huur çocuğunun biri boğazımdan dirsegiyle yakaladı ama bir sıkıyor var ya öldürecek neredeyse.
Bizim kalıplı kalkmaya çalıştı kalkamadı.
"Abi kalkamıyorum" diyebildi sadece.
Richard abi koştu kurtardı. Sonra hiç ellemedim buna. Egittigim bütün delileri aynı hücreye koydum. Birbirinize saldırmayın dıbınıza koydurtmayin deyip içeri beni boğazlayan deliyi tıktım bunların yanına. gibin şunu dememle beraber bu binlerin mecazdan anlamadığını anlamış oldum çıkardılar malafati ciddi ciddi gibecekler bıraksam. Lan durun dedim sokun şunları yerine dövün sadece öldürmeyin ama dememle hayvan gibi giriştiler buna. Bunlar bıraktı en son bizim kalıplı kendine geldi kalkıp o dövmeye basladi. Tamam yeter deyip kafesine geri sürükledim malum kalkacak hali yok. -
102.
+41 hafta sonra
Waylon Parktan bir mesaj var.
"Morfojenik motorun onarımı tamamlandı. Dostum bu iş çığrından çıkmaya başladı. Artık bu olayı dışarıya duyurmalıyız aksi takdirde bunca emeğimiz çöp olacak. Bu konuyu Richard ile konuşup değerlendirmeni istiyorum.
ilk deney yarın başlıyor alınacak cevaba göre devam ettirecekler. -
103.
+4Ve ne yazık ki bu olayın tam içinde yer alıyorum. Yazılım mühendisi olduğum için motorun bütün yazılımsal işlemleri bana bırakıldı. Bu işin sonunda ne olacağını bilmiyorum bir çare bulmak zorundayız.
Elim kolum bağlı bir şeyler yapın."
Bu notu okumamızla beraber ortam buz kesti.
Artık son hazırlıklar yapılacaktı. Veya tamamen hazırlıksız yakalanacaktik. -
104.
+3Waylonun çaresizliği notundan okunuyordu. Richard abiyle yarına kadar uzun uzun düşündük. Nihayet yarın olmuştu. Her şeyin başlayacağı gün. Misyonumuzun başlayacağı asıl gün. En zorlu sınav. Delirmeden ne kadar dayanabilirdim?
Motorun yanına gittik son hazırlıklar yapılıyordu.
Ama duyduğum şey hiçte iyi şeyler uyandirmadi bende. -
105.
+3Motor sadece burayla sınırlı değil bu hastanenin,bu binanın 4 bir tarafına yayılmıştı. Yani aynı anda çok fazla sayıda deli makineye baglanabilecekti.
Çok sayıda güvenlik başta biz olmak üzere 4 bir tarafa dağılmıştık.
Waylon hala ortada yoktu. Anna ile Elizabeth muhtemelen her şeyi uzaktan izlemekle yetinecekti. -
106.
+3Her şey tamamdı. Ama Waylon ortalıkta yoktu. Anons edildi ama hala görünürde yoktu. Steve epey kıllandı.
Bende killandim doğal olarak. Napiyor bu pekekent. Yoksa dediği şeyi mi yapacak?
10 dakika kadar sonra Waylon göründü epey paniklemiş bir hali vardı.
Evet, düşündüğüm şeyi yaptı.
Aptal herif düşüncesiz iş yapma demiştim o kadar. -
107.
+3Masaya oturdu ve başladı kodları girmeye. Richard abinin kulağına fısıldadım.
"Abi bu salak dediği şeyi yaptı, yakacak kendini"
"Hasgibtir" diyebildi sadece.
Makineye bağlanmak üzere getirilen kişi hiçte yabancı değildi.
Eddie Gluskin. Sapkın herif. Ulan başka adam mı kalmadı lan?
Eğer deney başarılı olursa bu adam tanrısal güçleriyle hepimizi giber hepimizi. -
108.
+3Eddie "Beni gibecekler" diye bağırıp Waylona adeta yalvardı.
Waylon korkudan sandalyesinden fırladı.
Ulan iyice killandilar lan bundan.
Daha sonra makineye bağlandı bu. Olay başladı işte. Daha sonra Waylona işinin bittiğini ve gidebileceğini söylediler.
Panik içinde gitti bu hemen takip ettim bunu.
Girdi odanın birine kapı aralik izliyorum. -
109.
+3içeride Jeremy ve bir kaç ajan vardı. Ve konuşmalarından anlaşılacağı üzere ifşa olmuştu. Gerizekalı dışarı duyurmaya çalıştı sesini. Başarılı oldu mu bilemem.
Daha sonra bunu motor için gönüllü saydılar. -
110.
+3Ve suratına ağır bir darbeyle vurup bayılttılar. Hasgibtir ne yapacağım lan? Adam yakalandı makineye bağlanacak. Dışarı doğru geldiklerini görünce hemen başka odaya saklandım.
Ve o cümle benim bütün mantığımi kitledi. Yeşil dev Hulktan farksizdim artık.
"Anna ve üzerine Waylon Park. Bunlarla son bulacağını sanmam."
Anna daha önce mi yakalandı yani ? -
111.
+2Hemen Richard abiye koştum ve kulağına fisildadim.
"Anna ve Waylon yakalandı."
"Ne? Tamam oğlum. Onları bırakamayız. Bana güvenmeni istiyorum. Bizde onlarla gideceğiz. Ve sadık bir kaç adamımız bizi makineden kurtaracak. Bunu önceden tahmin etmedik değil. Hazır mısın? Hadi gidelim."
O ne yaparsa aynını yaptım.
Gittik anons bölümüne. -
112.
+2Ve Richard abi bağırdı. "Anna ve Waylonu yalnız mı sandınız binler!
Bizi de alın, yoksa hepinizi bulur ve öldürürüm."
Abi ne yapıyorsun bile demedim. Ne dese kabulümdu. Mantıklı düşünemiyordum. Öfkeden kudurmak üzereydim.
Kısa süre sonra Jeremy ve bir kaç silahlı adam önümüze dikildi.
Jeremy "Sizden beklemezdim, bağlayın bunları da" dedi.
Kafama aldığım ağır darbeyle gözlerim karardı. -
113.
+2---1 hafta önce---
Eğittiğimiz delilerden ötürü hepimizin yüzü gülüyordu. Hep beraber oturduk 1 hafta sonrasını konuşuyoruz.
Abi az kaldı projenin başlamasına ne düşünüyorsun?
Valla bir taklar olacak belli her ihtimali değerlendirmemiz lazım.
En kötü ihtimal ne olabilir ki abi
Hepimizi giberler oğlum hepimizi.
Waylon lafa atladı:
En kötü olasılıkla bütün bu deliler tanrısal güçlere sahip olur ve bunu kontrol edemediği için büyük bir kaosa yol açar.diyerek nedense güldürdü hepimizi.
Waylon hep böyledir, bilimsel konuşur dememle Waylonda gülmemize eşlik etti. -
114.
+2Elizabeth lafa dahil oldu.
Ben bir doktorum Anna ise masa başı iş yapıyor. Sizlerse Ajansınız, baş güvenliksiniz. Kendinizi koruyabilirsiniz. Peki biz ne yapacağız?
Çok haklıydı bu kızlara da 2 numara göstermek lazımdı.
Açık alana gitsek dikkat çekeriz. Bu yüzden Richard abiyle benim kaldığım odaya gittik.
Richard abi Elizabeth'i aldı bende Anna'yı. Waylon da bir köşede bizi izliyordu kahvesini yudumlarken.
ilk önce savunma ağırlıklı şeyler gösterecektik. Çünkü delilere karşı saldırıdan çok savunma önemli. Onlarcasına aynı anda saldırmak kolay olmuyor.
Reflekslerini test etmek için hızlı bir yumruk savurdum bir tarafına çarpmayacak şekilde.
Eliyle tutmaya çalıştı. Yetersizdi.
Bana yumruk atmasını söyledim. Hızlı ama dengesiz bir yumruk savurdu sağa doğru eğilmemle dengesi sarsıldı.
Böyle bir yumruk atarsan bütün gücünü boşa harcamış olursun. Önce hafif darbelerle sersemletecek daha sonra ağırı vuracaksın.
Bana tekme atmasını söyledim. Attığı gibi havada yakaladım.Ve sağ ayağımla diğer ayağının dengesini bozdum, kollarımla tutmasaydım yere sırt üstü düşerdi.
Richard abi de Elizabethe benzer şeyler gösteriyordu. Adam benden iyi dövüşüyor ee ne de olsa ustası bu işin. Ben kimim ki daha. Ama yine de kimse benim kadar hızlı öğrenemezdi.
Kızlar bir kaç saatte işi kapmış sayılırlardı. En azından ne yapacaklarını biliyorlardı.
Daha sonra Waylon Parkour hakkında hepimize ip uçları verdi. Ve merdiveni olmayan yüksek ranzaya bir çırpıda tırmanıverdi.
Bende denedim. 1. de düştüm 2. de düştüm 3. de düştüm. Tam pes etmek üzereydim ki Bir kez daha dene dedi. 4. de yaptım.
Ve şunu söylemeyi de unutmadı. Öyle taklalar atmanıza falan gerek yok, parkurun asıl amacı hiç durmadan maksimum mesafeyi olabildiğince hızlı kat edebilmektir. Ne olursanız olun koşarken durmayın. Akciğeriniz sökülecek, kalbinizin atışı tüm alanda yankı yapacak. Ama durmayın, ancak bu şekilde sınırlarınızı aşarsınız, yalan yok bende hamladım denebilir bu işte
Bu şekilde günü tamamladık ve uyumadan önce vardiya gezdik. Daha sonra uyuduk. -
115.
+2Ertesi gün tek başıma eğittiğimiz delilere bir göz attım. Özellikle iri yarı olana. Durdum karşısında hemen kuzu gibi oldu. Çak beşlik dedim.
Çakmaya çalıştı tabi ki olmadı parmaklıklar var amk. O değil bunların koğuşa yeni bir eleman getirmişler. Böyle bizim iriden de iri. Gittim yanına
Sen kimsin lan? dedim.
Sanane huur çocuğu dedi.
Lan sen kime küfür ediyorsun huur evladı ecdadını giberim senin
Bunu denemeye çalışan herkesin uykusunda boğazını kestim dedi.
dıbına kodumun pgibopatı çık lan dışarı deyip bunu jopumla güzelce dövdüm. Yumuşamadı tabi. Gittim başka koğuşa zütürdüm benim adamların pgibolojisini bozmasın diye. Tam gideceğim esnada nah çekti bana.
Seninle son görüşmemiz olmayacak dedi.
Lan sen kimsin bi söylesene it?
Adım yok ama bana cellat derler, kolla kendini dedi.
Al işte. Birde cellatı musallat ettik başımıza. -
116.
+1Okuyan okuduğunu belli etmiyor ki kendi kendime yazmakta sıkıyor doğal olarak
-
117.
+2 -1Yarından itibaren okuyan olsun olmasın devam edip bitireceğim, okuyan olmazsa daha kısa sürer
-
118.
+6Neyse 1 part çakayım bari. Sadistçe ürünler içeren bir part olacak, yaşı küçük muallakler okumasın.Tümünü Göster
Eddie'den sonra Cellat daha başka ne bela alacağım başıma bilmiyorum. Ama olsun benim eğittiğim aslan gibi 10 tane kapı gibi deli var. Bir emrimle hadım ettiririm hepsini.
Bana şöyle pgibopat, sadist bir deli lazım. Onu eğitmem lazım ki diğerlerine örnek olsun daha da işe yarar hale gelsinler.
Bir kaç adım atmıştım ki geri döndüm. Cellatla göz göze gelip diğer demir kapıların ardına
göz gezdirdim.
Sizin ananızı gibeyim diye bağırdım. Tepkiyi ölçüyorum yani.
Biri oradan Annemi ben gibtim zaten demez mi?
Bunu söylediği an kan beynime sıçradı içeri girip bunu bir güzel dövdüm.
''huur çocuğu başka kadın mı kalmadı lan? Eddie'den bile betersin.
dedim o da
Canım Babam da beni böyle dövmüştü bende onu yedimdemesin mi?
ihtiyacım olan sadist işte buydu.
Maşallah kalıplı da. Burada ki herkesin deli olmadığı kanısına vardım. Sadist, sosyopat,pgibopat tarzı kişilik bozukluğu olanlar da kapatılmıştı. Zamanla kafayı iyice sıyırdılar tabi böyle bir ortamda.
Başka ne yaptın lan? diye sordum.
ilk okulda bir öğretmenim vardı. Beni hep döverdi sınıfın önünde rezil ederdi. Zavallı kadın, onu yıllar sonra bulup çocuklarının gözü önünde gözlerini çıkarıp boş kalan göz çukurlarına kaynar su döktümdedi.
Bak şimdi delikanlı, bilirim buranın ortamı pistir sıkıcıdır. Yemekleri taktandır. Seni sevdim, eğer beni reisin olarak kabul eder her dediğimi yaparsan seni burada krallar gibi yaşatırım ha yapmazsan bu yaptıklarının beterini sana yaparımdedim.
gibtir git, bana bir tak yapamazsın
Göreceğizdeyip cebimden çakımı çıkarttım ve bunun ellerini kelepçeledim.
Sonra gözünün birini iyice açıp bıçağı iyice yaklaştırdım. Hafif bir çizik attım.
Bak huur çocuğu dediklerimi yapmazsan göz çukuruna işerimdedim.
Çiziği biraz daha büyüttüm ve
Tamam tamam ne dersen kabulüm bırak beni bırak gözümü öldürme beni lanet olsun öldürme benidedi.
Korkak muallakler üzerlerine gidince hemen pusuyorlar.
Denemek amaçlı yanında ki muallakyi göstererek
Şuna bir yumruk atdedim.
Gerilip en okkalısından bir yumruk çaktı adam yere yapıştı.
Aferin gözüme girdindedim.
Cebimde bir dal sigara çıkarıp
Al bu da ödülündedim.
Sevinçten uçtu muallak.
O ara Cellatla göz göze geldim.
Sen görürsün lan muallak'' dedim.
Şunu anladım ki burada ki çoğu binin iradesi kırılmış bu yüzden etki altına almak kolay oluyor. Ama Eddie gibi, Cellat gibi binlerin iradesi çelik kadar sağlam. Bu da bunu imkansız kılıyor. -
119.
+3Richard abi ertesi gün aramıza yeni katılan biriyle tanıştıracakti beni.Tümünü Göster
Ne kadar fazla o kadar iyi.
Hiçte yabancı değildi tanıştırma hikâyeydi.
Direkt tanıdım, delileri üzerime sandıklarında kurtardığım güvenlikti. Arkadaşının taşaklarına ne olduğunu biliyorsunuz.
Hayatını kurtardığım için bana minnet duyduğunu ve o olaydan sonra bu binlerin karşısında bizim yanımızda saf almayı istediğini söyledi.
Kabul ettim tabi ki.
Kin doluydu,onu anlıyordum en iyi arkadaşını kaybetmişti.
"Aramıza hoşgeldin, Jacoptu değil mi?"
"Evet efendim, adım Jacop emirlerinizi bekliyorum"
"Bu kadar resmi olmana gerek yok Jacop, bizden birisin artık."
"Böyle hitap etmek istiyorum çünkü kesinlikle saygıyı hak ediyorsun efendim. Yaptığın şeyler ne denli iyi bir lider olduğunu gösteriyor."
"Pekala Jacop aramıza hoşgeldin, unutma ifşa olmamamız için her şeyi gizli tutmak zorundayız."
"Kesinlikle efendim. Sanırım size katılmayı kabul edecek bir kaç kişiyi tanıyorum."
"Öyle mi? Kimmiş onlar?"
"2 si güvenlik görevlisi diğer ikisi de bayan. Biri hemşirelik yapıyor diğeri de laboratuvar da kimyager."
"Emin misin peki bu konuda. Kesinlikle eminim. Ne zaman kameralardan uzaklassak bu işin deli işi olduğundan yakınıyorlar."
"Pekala onları bize getir de konuşalım o halde."
"Elbette efendim hemen gidiyorum."
Richard abiye dönerek:
"Abi giderek kalabalık oluyoruz ne düşünüyorsun?"
"Dert etme yakında ifşa olmak gibi bir derdimizin
olacağını sanmıyorum. Tahminlerimiz tutarsa yakında hoş şeyler olmayacak."
"Ne olacak neyi tahmin ettin abi?"
"Yakında anlarsın evlat"
Anna da bana dönüp
"Mind bu iş giderek karmaşıklaşıyor ürkmeye başladım artık."
"Sakin ol canım, biz birlikte oldukça bizi hicbir şey yıkamaz"
Ve atladı boynuma, çok içten sarıldı.
Richard abi ile sigara içiyoruz, aklıma geldi sordum.
"Abi tahminimiz dedin başka kimler var?"
"Tanımadığınız onlarca güvenlik görevlisi, mühendisler ve ne sayarsan. Temelimiz sağlam olmadan böyle bir işe atlayamazdık. Kısa sure içinde epey adam aldık içeriden. Ama buna rağmen azınlıktayiz. Ve o binlerin yüzlerce tüfekli zırhlı askerleri var. Bizimse sadece 3 tane."
Ufak bir spoiler vereyim. O 3 taneden biri Miles içeri girdiğinde domuz gibi şişe oturtulan adamdı.
Nereden mi biliyorum? Gece görüşlü kamera size bir şeyler çağrıştırıyor mu? Spoiler end.
Şaşkınlıkla baktım Richard abiye. 3 tane de olsa zırhlı adamlar çok işimize yarardı. Her zaman süprizlerle doluydu bu adam. -
120.
+41 Hafta sonra
En son bayıltılmıştık. Beni, bizi makineye bağladılar. Richard abi ve ben yan yana. Daha sonra bilincimin kapandığını ama gözlerimin de hala açık kaldığını ve o lanet görüntüleri gördüğümü hatırlıyorum.
Kafamda sanki delik acarmışlarcasına bir ağrı hissesiyordum. Her an artmaya şiddetle devam ediyordu.
Ve hala orada kaç saat veya kaç gün kaldığımı hatırlamıyorum.
Çalan alarm sesiyle aniden irkildim.
Birilerinin bizi çözdüğünü gördüm. Richard abi çoktan çözülmüştü bile. Kafasını tutuyordu.
O lanet makineden kalktığımızda bile hala o görüntüler gözümün önünden tekrar ve tekrar geçip duruyordu.
Öğrendiğime göre bizi özellikle bu makineye takmışlar. Bunun özelliği etkisinin çok daha hızlı olması. Peki ne gibi? Güçte ve hızda artış, ileri safhada ise tamamen fizik kanunlarını alt üst edecek bir şeye dönüşmek. Walrider e. Biz uyurken her şey taka sarmış ve tüm personel hızla tahliye ediliyormuş.
Walrider projesi tek bir kişide tamamen başarılı
olmuş o da Billy denen adam.
Şuanda hastanede ve diğer kısımlarda terör estiriyormus. Ve makineden çıkan diğer delilerin güçleri artmış ve sadistlikleri tavana varmış bunun sonucunda her yer de kaos hakim.
Biz de makinede durduk. Makineye bağlanan ilk sağlıklı insanlardık. Acaba bizde nasıl etkiler olacaktı.?
Sağ ön koluma baktım damarlar iyice çıkmış kolum sanki yıllardır vücut geliştiren birininki kadar şişmişti. Richard abi de aynı şekildeydi. Kaslarda ve güçte gözle görülebilen bir artış vardı ve kafayı yememiştik. Bu iyi çünkü buradan sağ salim çıkıp bu binlere günlerini göstereceğim.
Dikkatimde ve reflekslerimde aynı miktarda artış dünyayı farklı gözden görmemi sağlamıştı.
Bu nasıl makine lan böyle? Billy nin bağlandığı yere baglansak bize ne olacaktı? Bunca düşünce arasında Richard abinin sesi beni kendime getirdi.
"Anna ve Waylonu bulmalıyız. Elizabeth muhtemelen tahliye olmuştur."