+2
-4
EDiT;ÇUGULAYANLAR TÜRK KADINLARI
Emeğe saygı!
1-Hangi kız evde kalmış, hangi kızın evlilik yaşı geçmiş, hangisi dul ve çocuklu erkeklere kalmış, çok iyi bilir. Allah tarafından bunlara vahiy inmiştir (!). Vahiy indikten sonra bunlar bu kızları etrafta kınamaya başlarlar.
2-Tuzu kuru olduğundan herkesin kocası veya kendisine bakan babası/dayısı/amcası var zanneder. Bu yüzden “Kadınlar çalışmamalı” der Ailesi olsa bile sahipsiz kalmış kızların olabileceğini düşünemez. Akrabası olmayan bir kız da olamaz! Kocası işsiz kalmış bir kadını da hayal edemez! Hayatın sıkıntılarından haberi yoktur.
3-En büyük korkusu: El ne der, evde kalmak, kocasız kalmak, dul kalmak.
4-Kocasız bir hayat tasavvur edemez. Evlenmek demek, hayatını garanti altına almak demektir. Evlenebilmek için okumaktan, meslek edinmekten dahi vazgeçebilir, bu kadar önemlidir evlilik. Evde boş oturmanın, komşularla dedikodu etmenin islami olduğunu düşünür.
5-Kendisi okuyamamışsa okuyan kızları çekiştirir, ahlaklarını gözetler.
6-Evliliği iyi gitmiyorsa kocayı elinden kaçırmamak için hemen tekrardan hamile kalır. Elindeki bütün kozları kullanır. iki yetişkinin yapamadığını, konuşamayan-yürüyemeyen bebek yapacak!
7-Anne olduysa çocukları üzerinde sürekli tahakküm kurar, annelik hakkım der, süt hakkım der, doğururken çektiğim acılar der.
8-Beş çocuk doğursa da çocuk pgibolojisi hakkında 5 kitap okumamıştır. Televizyonda eğitim programları izleyebildiyse ve öğrendiklerini doğru uyguluyorsa ne âlâ.
9-Okuduğu kitaplar: islam ilmihali, rüya tabirleri, yemek kitabı, dua kitabı, Anadolu türbeleri, evlilik cüzdanı.
10-Ne kadar çok çocuk doğurursa hayatını o kadar garanti altına almıştır (!). Asla yalnız kalmayacağını düşünür. Çocuklarını kendi malı gibi görür.
11-Çocuklarının başarılarını anlatırken aslında kendisini dolaylı yoldan över.
12-Erkek çocuk doğurduğunda şımarır, daha fazla huysuzluk eder.
13-Çok genç yaşta evlendiği için çeşitli erkeklerden ilgi-sevgi görememiştir. Bekâr genç kızlara özenir. Evlilikten birkaç
yıl sonra kocasından ilgi göremeyince doğurduğu oğullarının sevgi ve ilgisiyle yaşamaya başlar, bu yüzden oğullarına tapar, onları şımartır.
14-Misafirlere ikram diyerek gösteriş budalalığı yapar. Midede karıştığında bulantı yapan, insanı hasta eden türlü tuzlu-şekerli-yağlı yemekleri ikram eder, misafirin yemesi için tekrar tekrar üsteler. Yemezlerse küser.
15-Kızlarını evin hizmetçisi olarak kullananları fazla sayıdadır. ‘Anneye yardım’ derler ama aslında kızı bütün işleri yapar, anne kızına yardım ediyor gibi yapar.
16-Başını örttüyse, 5 vakit namaz kılıyorsa kendisini Hazreti Fatıma zanneder.
Hobileri: Dizi izlemek. Tüketim. Gözetim. Denetim. iletişim. Dedikodu etmek, gıybet etmek, kınamak. Tabii bunları “Dertleşiyoruz” diyerek yapar.
17-Hamile kaldıktan sonra kilolu kalma hakkına sahip olduğunu düşünür.
18-Çocuklarını mı evlendirecek, çete mi kuracak belli değildir. Mafyadan daha iyi araştırır, yetiştirir, buluşturur, organize eder, tehdit eder, hâkimiyet kurar. Nefesini her an ensenizde hissedebilirsiniz.
19-Kocasının aldattığını bilse de bilmiyormuş gibi yapar, boşanmaz. Evde rahat oturmak varken, gezmelere gitmek varken neden işe gidip de yorulsun ki! Hem misafirliklerde “Evliyim” diyemez diye korkar.
20-Kendisini namus-ahlak abidesi zanneder. Halbuki baba-evinden koca-evine gitmiştir, hazır yiyip içmiştir. Namusuyla imtihan olmamıştır. Birkaç erkeğin laf atmasını, teklif ve tehdit etmesini “Namusumla imtihan oldum” diye yorumlar. Evde yaptığı işleri, aile arasında yaşadığı birkaç olayı “Çok acılar çektim ben” diyerek anlatır. Dünyada çekilen çetin ıstıraplardan habersizdir.
21-Silahları: 1- Bebek doğurarak sosyal statü elde etmek, övünmek, hayatını garantilemek, evdeki ücretsiz işgücünü yükseltmek. 2- Oğlan çocuğunu şımartarak gelin üzerinde tahakküm kurabilmek. 3- Cinselliği kullanarak kocasından elde edemeyeceği şeyleri koparabilmek.
22-En çok kullandığı kelimeler: Koca, erkek, kız, evlilik, bebek doğurmak, beyim bilir, düğün, kına, nişan, söz kesmek, gelinlik, misafir, kısır, börek, pasta.
23-Televizyon kanalları arasında geçiş yaparken yanlışlıkla müstehcen filme denk gelse inleyen kadınlar doğum sancısı çekiyor zanneder. Kocası işini kısaca yapıp çekildiğinden zevkini tadamamıştır. Orgazmın ne olduğunu bilemez.
24-Salıncakta sallanarak kilo vermeye çalışır.
25-Erkeğe muhtaçtır, bu yüzden erkekleri eleştir(e)mez. itaatkâr hanım rolünü oynar. Erkekleri çok sevdiğini de unutmayalım. Kocasının ahlaksızlıklarını, karakter bozukluklarını destekler. Kocası adam öldürse “Kocam haklıdır, kışkırtılmıştır” der.
26-“Benim kocam yapmaz” der. (Aldatmaz) Kocası aldatırsa kocasını tuzağına düşüren karı sinsi-şeytandır, kocası masumdur!
27-Bir kadın “Kocamm, kocamm” diye sohbet etmiyorsa o kadının mutlaka bekâr-dul olduğunu kesinen bilir.
28-Çocuklarından ve kocasından başka bir varlığı veya övüncü yoktur. Allah (c.c.) buna evlilik nasip etmeseydi, çocukları olmasaydı neyle övünecekti acaba? Kocası ve çocuğu olmadığında geleceği şüphelidir, ne işe yarar, bilinmez.
29-Türk kadınlarının en az yüzde 55’i böyledir. Her kesimde, her yaşam tarzında bu tip kadınlar mevcuttur. Zengin-fakir, çirkin-güzel, genç-yaşlı, laik-antilaik, ilkokul veya üniversite mezunu diye ayırt etmeye gerek yok.
30-‘Standart Türk kadını’ yapımı budur. Ortalama üstü zekâ ve sinsilik, ağlamaklı dini duygular, ortalama üstü yemek zevki... Gelişme: Çocuk doğurmaya ve tüketmeye yönelik!