---
part4---
devam ediyorum beyler. mümkün olduğunca uzun ve detaylı anlatıp hemencecik bitiricem ama bu ilk hikaye yazışım. millet gibi haftada bir hikaye yazıp size sallamıyorum. o yüzden tecrübesizim ama hikayem gerçek.
neyse işte. arabaya gidiyoruz biz. aklımda dediğim gibi eda ablayı gibme planı var.
arabaya geçtik. saat de altı falan gibiydi. hava tamamen aydınlanmıştı. başladık gitmeye.
yolda gene sevgili muhabbetini açtı. ben de bu sefer utangaçlığı bırakıp binliğe büründüm ve seni yok mu diye sordum. kem küm etti ve evliydim ama geçen ay boşandım dedi. bir iki ay oldu dedi işte kısacası. anlatmak istersen dinlerim dedim. çocuk var mı dedim. yok çocuk zaten sevmiyorduk dedik, o yüzden yapamadık dedi.
birden kendi üzerindeki karamsar havayı atmak için bana sataşmaya başladı. senin neden yok hem bakiyim, genç adamsın, okuyorsun, yakışıklısında üstelik. üniversitede hiç kız yok mu dedi. ben de bu sefer olaya ağırlığımı koyarak, var aslında ama ben uzun vadeli ilişkileri sevmiyorum dedim. hem felsefe okumanın verdiği ve aramızda dönen muhabbetlerin de verdiği güçle, daha çok anlık ilişkilerle sınırlıyorum kendimi dedim. bunu dedim ama nasıl dedim. kendime bile şaşıyorum aq.
nasıl yani dedi eda abla sanki anlamamış gibi. işte bildiğimiz gibi, sevgili olmuyorsun, fuck buddy dediğin tarz yaşıyorsun. sadece cinsel tatmin dahilinde görüşüp tekrar ayrılıyorsun. bunun üzerine biraz sustu. fazla ağır gitmiş olmalıyım ki ses etmedi pek. sonra olayı gene felsefe sohbetine çekti falan.
bir iki saat böyle ilerledi. sigaralar falan içtik ama ikimizin de açıkça gözler kayıyordu. uyumamak için zor duruyorduk sanki. ben zaten yan koltukta olduğum için gidiyordum ara sıra. hiç fark etmeden gözlerim kapanıyordu. eda abla da bunu fark etti ki istersen biraz sağda çekip kestirelim dedi. hem ben de yoruldum. bu şekilde araba sürmek tehlikeli dedi. haliyle olur dedim.
biraz ilerledik. benzinlik tarzı çekmelik yer bulduk arabayı. çektik. ben önde yatarım dedim, sen arkada rahatça uzanıp yatarsın dedim. kendisi bana arkayı vermişti çünkü ama kabul etmedim. ben zaten alışkınım eda abla dedim. banklarda falan yatmışlığım var, burası çok rahat dedim. iyi peki dedi ve geçti arka koltuğa.
ben koltuğumu biraz arkaya yatırdım. eda abla da arkaya geçip uzandı. kafası şoför koltuğunun arkasındaydı. ben onu göremiyordum haliyle. bir ara sigara paketimi uzatır mısın dedi. uzattım. ben de bir sigara yaktım. o an ne olduysa uykum kaçtı aq. aklımdaki tilkiler dönmeye başladı gene. fırsatı şimdi dedim. şimdi gibemezsem asla gibemem dedim.
sigaraları içerken muhabbet de ediyorduk. ne kadar yolumuz kaldı falan diye. derken bu ayakların çok ağrıdı frene basmaktan falan dedi. çekti dizini karnına doğru ayaklarını ovalamaya başladı. ben de güldüm, çok küçük ayakların var diye hafiften. alla alla diye trip attı o da gülerek. sizin ayaklarınız kadar büyük olacak değil elbette. kadınız biz dedi.
istersen ver masaj yapayım dedim. masörlük konusunda bilgim vardır dedim. bu fırsatı kaçıramazdım çünkü. sordum sorumu ve beklemeye başladım. o an gene saatler gibiydi sanki. ama ayaklarını bana uzattı arabada çapraz yatarak ve ben taytını hafif sıyırarak çoraplarını çıkardım ve ovalamaya başladım inceden inceden. ama içimde neler düşünüyordum. ellerimdeydi artık o minik ve tatlı ayağı. parmağında turkuaz ojesi vardı. tırnakları oldukça bakımlıydı ve çok düzgün parmakları vardı. bileği ile tam bir uyum içindeydi. resmen yalamak ve öpmek için hazır duruyordu önümde.
---
part4---