-
1.
+1Zamanında dayımdan öğrenmiş olduğum bu taktiğin çok geliştirilmiş bir versiyonunu, Ankara-izmir yolunda kullanmıştım. Öbür ay izmir yapayım demiştim. Kurban bayramı tatilini izmirde yiyecektim. Otostopla giderim nasılsa diye tabi son güne kadar çanta bile yapmadım. Neyse ben çıktım arife günü yola. Bir yüz milyon milyar tane araba geçiyor, hepsi dolu. Ne duran ne alan. Kağıda iZMiR LÜTFEN yazdım yine yok. Dedim yandın amk malı. Otobüse para vereceğime otostopa vereyim dedim. Aldım elime bir 20lik gösteriyorum arabalara, duran olmadığı gibi çok yanlış yerlere gidecekti mevzu bide etraftan geçenden dayak yiyecektim. Ostopla dünyanın %15 ini gez, Ankara'dan, izmir'e gideme. Yediremiyorum arkadaş kendime. 4 saatlik hüzünlü ve çok fazla inatçı bir bekleyişin sonucu toplamda 100 metre kadar yol almıştım ve o da beklerken farkında olmadan ileri geri ileri geri yapa yapa yürüdüğüm yol. inat etmiştim ama yemedi pes edip, dolmuşa binip Aştiye gitmiştim. Binecektim o otobüse. Hangi otobüs? Hepsi tıklım tıklım dolu olan otobüslerden bir tane bile bilet satacak yok izmire. En erken 3 saat sonra var. Ee ben zaten 4 saattir bekliyorum. Delireceğim. Baktım bir tek Muğla var. Harbi Denizli falan bulsam bile binicem artık. Yok arkadaş otobüs yok. Yaktım paketteki son sigarayıda. Cebimdeki asetat kalemini çıkarttım, sigara paketinin kartonunu açtım, "Sağır ve Dilsiz. izmir'e Gidecek" yazdım. Başladım yapışmaya şoförlerin cdıbına. Birini tıklıyorum yok çekiyor. Öbürüne gösteriyorum dolu diyor. Kamil Koçu bu kadar sevmemin sebebi koç gibi otobüs olmasındadır sanırım ama ayıp ettim ben kamil koça çok. Kamilin izmir arabasının kaptanı okudu yazımı, gel dedi. Ben de teşekkür edecem ya "hebele hebele eğw eğw" dedim. Kaptanın yanındaki merdivende benim için ayrılmış basamağa oturdum ve yoldayım. Çok geçmeden saatlerdir beklediğim yerden geçtik şöyle bir gülümsedimde. 2 saat kadar giderken kaptan benim hakkımda çok konuştu muavin ile. Ama ben ne duyabiliyorum ne konuşabiliyorum ya cevap ta veremedim. Özellikle para mı istesek diye sorduğunda muavin, o andan itibaren telefonumu cebimden çıkartmadım yol boyu. Mola yerine girerken kaptan sigarayı yaktı. Ulan canımda çekti mi. Sigaram da yok. Kaptanı dürttüm "eğw ewğ eğw" dedim işaret ve orta parmağım ile sigara tutarmış gibi yapıp ağzıma zütürerek. "Ulan hem alıyoruz, hem sigara veriyoruz. ... koyayım senin" dedi ve sigarayı verdi. Yaktım bi güzel içtim. Kaptan ve muavin içeri gittiler, ben de peşlerinde tabi. Yemek yiyecek çakallar. Benim de karnım aç haliyle. Ismarlarlar belki dedim. Gittim kaptanın sandalyesinin arkasında dikildim. Kaptan bana bakıyor acıklı gözler, önüne dönünce bol küfürler. "Ulan şerefini ... gel ulan ... koyayım gel otur ... " dedi eliyle 'otur' şeklinde sansalyeyi göstererek. Ben oturur. Garson geldi ne yersiniz diyor. Ulan bu ne zor bir işmiş arkadaş diyorum. Adam bişey diyince bi baksam duyduğumu anlayacaklar. Kaptan diyor o dilsiz sağır duymaz. Garson diyor adana getireyim mi, kaptan diyor "... çocuğu duymaz dedik ya". Kaptan dürttü beni. Elini ağzına zütürüp indirerek yemeği tarif etmeye çalıştı. Kaptan kendine beyti sipariş etmişti. Menüde beyti de en pahalısı amk. Elimi omzuma zütürerek işaret verdim garsona kaptan apoleti gösterir şekilde. "Kaptanınkinden.." demeye çalışıyordum. Kaptan "ulan ... koyayım. Adama iyilik yapalım alalım dedik ocağımızı si... ecek şerefsize bak kaptanınkinden diyor ... kodumun yerinde adam dövtürtecekler şimdi" içimden o kadar çok geldi ki "ağzını topla yoksa o ağzı si... rim" demek ama demedim, diyemedim çünkü yol uzun bayram arifesi nası giderim o yolu. Yemeği de yedik vesselam yola devam. Yolda kaptan sigarayı yaktı. Yemek üstü yapıştırmazsam olmaz şimdi. Dürttüm kaptanı "eğw ewğ eğw " sigara istedim. Söve söve koyulmadık yer bırakmadı ama sigarayı verdi dayıcım. Püfür püfür içiyorum ki, arkadaki yolcu bağırdı "kahve mi burası beyfendi sigara içiyorsunuz?" "Yav ablacım yemek üstü bindik otobüse, sigara bişi de yok. Zar zor bitane istemişim bırak içeyim." De diyemediğim için "eğw eğw eğw" demek ile yetindim bir kere daha. Sonra kaptan durumu izah edince abla yemin ediyorum 2.yi de iç diyecek gibiydi. Neyse yol şen şakrak devam, tipler bomba, muavinde mor çorap, apaçi tavırlar, yolcular hakkknda felaket yorumlar ama ben gülemiyorum. Gülmediğim an öldüğüm andır lan benim. Gülemedim bir gram bile. Tuttum içimde biriktirir sonra haykırırım dedim artık. Gel zaman git zaman izmir'e vardı otobüs, binbir zorluklar içerisinde kaldım ama vardım. Kaptan koluma dokundu, "yolun açık olsun yiğidim, karı kıza otluya takluya bulaşma ... kodumun yerinde" "Eyvallah kaptan, sende" dememle göbekli kaptan insan ile koşu yarışı yapmaya başladık. Şerefsizin göbeği deydi deyecek bana öyle hızlı deparlıyor. O izmir otogarının altına doğru inen dolmuşların oraya çıkan yokuşundan aşağıya boşa aldım ben bir saldım tabi, bizim kaptan yorulunca bırakmış peşimi. Bu da böyle bir anıydı. Onu boşver de siz hala okuyor musunuz lan ? Helal olsun valla binlerTümünü Göster
-
2.
0Jsjsjsjsjsss
-
3.
0part part uğraşıp kafanızı gibmem mevzuyu direk koyar ve giderim
başlık yok! burası bom boş!