otobüste kesiştiğim yaşlı teyzeyi nasıl sikt

eit:oğlum yazı o kadar uzun değil lan zaten anlatım bozuklukları olduğu için çoğu yeri annamıcaksınız su gibi okuyun geçin genel hikayeye hakim olun.
hatta isteyenler ikinci entryden başlayabilir.

evet beyler bozulan laptobumu tamir etmek için levente gittim işte verdim laptobu servisine neyse ordan kadıköye geldim işlerim vardı onları hallettim bindim ve otobüs durağına doğru yürüdüm. otobüs ağzına kadar doluydu yalnızca saçına ak düşmüş ince bir gözlük takan 150 boylarında sarkık memeli bir hatunun yanı boştu. sessizce yanına oturdum. hıaaa.. llahhhh diye iç geçirdim. 1-2 dk öyle sessizce oturduk. gizliden gizliden benim pazulu kollarımı geniş omuzlarımı süzüyordu farkındaydım. bende yanında kol kaslarımı kasıp kasıp gevşetiyordum ve arada sırada manalı manalı bakıyordum. ilk söze o girdi. o tahrik edici titrek ses tonuyla;okuyor musun sen evladım. evet ya siz(asosyalin dibi olduğum ve insanlarla iletişime nasıl geççeğimi bilmediim için saçmalıyordum) doğal olarak manasız manasız yüzüme baktı. anadolu yakasında mı oturuyorsun teyze diye konuyu geçiştirmeye çalışdım. evet evladım pendikte oğlumun yanında kalıyorum dedi. önüme döndüm 1-2 dakka giblemiyormuş gibi davrandım sonra. allah bağışlasın teyze kaç çocuğun var dedim. vallah bir kocaan dokuz diğer kocaan 10 tane vardır dedi garip bir şekilde şivesi rum türkçesinden mardinli kamyoncu şivesine dönmüştü. sonra bir şey mi oldu evladım dedi. yok deyip bozuntuya vermedim. pendik köprüsüne geldiğimizde teyze ayaklandı tabi bende hemen arkasından. stop tuşuna basıp otobüsün durmasını beklemye koyuldu. hemen elvisi sol poposuna yasladım. araba durdu ve teyze aşşağıya indi teyze nerde oturuyorsun istersen yardım edeyim sana dedim. benden kurtulmak istermişcesine yok evladım sen dokunma dedi. bende teyze elimemi yapışacak dedim. zorla elinden poşetleri aldım. kısa bir yürüyüşten sonra beyaz üstü kırmızı dörtgenlerle süslenmiş bir apartmana geldik. apartmanın önünde tamam evladım sen gidebilirsin dedi ama ben yok teyze kapıya kadar çıkartaytım diye direttim.

ağır aksak basamakları çıkarken bir sağa bir sola doğru sallanıyordum.
aklımda çeşitli fantaziler ve ruhumdaki dingillik çatışıyordu.
4. kata hşap bir kapının önüne geldik teyze cebinden anahtarı çıktı demek ki evde kimse yoktu bu iyiydi.
kapıyı açtı tamam evladım paketleri oraya bırak deiği anda dudaklarına yapıştım ve içeriye dopğru ittirdim kapıyı arkasından kapattım. o cılız nazik elelriyle beni itmeye çalışıyordu kolunu kıvırıp diz kapağının arkasına sağlam bir tekme yapıştırdım dizlerinin üstüne yere yapıştı.
yapma oğlum yapma evladım diye yakarıyordu bir yandanda ağlıyordu ama bunlar yalancı ağlamalardı bunlarla beni kandıramazdı...

dizimin alt kısmı ile vücudunu iyice yere bastırdım kambur beli bir türlü kıvrılmak bilmiyordu bu arada yalvarmalar cıyaklamaya dönüşmüştü baktım komşular durumdan kıllanıcak.
emaneti çıkarıp göz kapağına yasladım ve naz yapmayı kes yoksa ben gittikten sonra bunla mastürbasyon yapmak zorunda kalıcaksın dedim.
korkmuşa benziyordu o cılız kuru kalçası ürkekçe titriyordu.
kumaş eteğini sıyırdım içindeki sırları ve hazineleri gizleyen kuru bir zütü vardı.
benim her daim hazır oldaki elvisi çıkarttım yarı domalık pozisyondayken güreşci olmamın verdiği teknik bilgiyle sağ topuğu ve sol omzundan çekip yüz üstü yere yuvarladım...

bıçakla o mor yaşlı ve eskimiş hırkasına bir çizik attım ve sonra elimle ikiye ayırdım.
o yllanmış şarap gibi tatlanmış sarkık memesinin üstüne tükürdüm hala titreyip sızlanıyordu
sonra ağzımla kararmış meme ucunu dişlemeye canını yakmaya başladım.
o kambur beline en uygun pozisyonu akfamda tasarlıyordum.
sırt üstü yerdeydi baldırlarından tutup o buruşu bızırı yukarıya doksan derece acı yapacak şekilde kaldırdım şimdi c pozisyonundaydı tüm ağırlığımı vererek gir çık yapaya başladım
ahhhh ıhhh diye inliyordu kullanılmaktan folloş olmuş amı beni almakta zorlanmıyordu ama
daha önce muhtemelen fıdık ameliyatı olmuş beli beni taşıyamıyordu inlemeye başlayınca daha çok yüklendim o sırada bir kıtırt sesi duyuldu...

itiraf edeyim sizler ypancı değilsiniz hani bir altıma sıçmadım değil.
gibimi yerinden çıkardım şimi yerle 180 derece açı yapacak şekilde yerde hareketsizce uzanıyordu.
bir hareket bir yaşam belitisi bekliyordum.

gözlerini hafifçe açtı bana baktı ve tebessüm etti. hai kucacım ne bekliyorsun barçalah benhi iziyet ett bınnaaah diye inledi. araığım hareket buydu hemen elimle gibimi kavrayıp hızlıca kendimi boşalttıp artık mazoşist sevgilimi tatmin etmem gerekiyordu
emektarı yerinden yeniden çıakrttım...

bıçağı görünce demin beli kıtlayan ak saçlı fıstık elleriyle kendini geriye doğru sürüklemeye başladı adeta fırtınanın ortasınaki bir sandal gibi gidiyordu.
devasa bir dalga gibi, tavşanın üstüne atlayan tilki gibi.
çiftleşme dönemindeki bir ornitorenk gibi ne derseniz deyin işte
o şekile atladım üstüne bıçağın br yüzüyle sarkık boğazına çizik atıp adın ne dedim.
ferideydi.
şimdi senle bir oyun oynıyıcaz feride dedim.

sana bir soru sorucam.
ürkekçe titriyordu bir ana zevkin doruklarındayken şimdi korkudan titriyordu.
sana bunları niçin yapıyorum dedim?
lütfen beni rahat bırak dedi.
bir an duraksadım evet bugünlük bukadar eğlence yeterdi üstüne yüklediim ağırlığı azlttım tam doğrulacaktım ki burnuma o koku geldi...

evet doğru bilin panpa tak kokusuydu.
senin sorunun ne biliyorusun dedim ve gevşek dudaklı zenci taklidi yaparak kafamı iki yana salladım.
vülölölölö. şaşırmış gibi görünüyordu ama artık kenimi saklamanın alemi yoktu.
ona şaşırma buna şaşır dedim. nieee diye sızlandı. eşşeğin ziki deyip bıçağı memelerine savurdum derin bir çizik attım bağıracak gibi oldu elimle ağzını tıkadım
hııııhhı hıııııh diye kudurarak kafasını zemine vurmaya başladım .
ağzına soktuğum elimi ısırıyor ve bağırmaya çabalıyordu ama nafile parmağım nefes borusuna kadar gitmişti tırnağımla içerden gırtlağını yoluyor bir yandanda kafasını zemine vuruyordum bir süre sonra dişleri gevşedi...

ağzından bir kan nazlı nazlı köy halısının üzerine süzülü yatak odasına doğru ilerledim.
içerde yatalak konuşamıyan sadece gözlerini hareket ettiren bir adam vardı.
kapı aralıktı demek ki o kadına yaptığım şeylerin hepsine tanık olmuştu ama benim için tehdt değildi sadece gözlerini oynatabiliyordu.
yatak odasındaki değerli eşyaları taramaya ve cebime doldurmaya başldaım.

aslında evde çok birşey yoktu
hatta kredi kartlarının faturalarına bakacak olursak fakir bile oldukları söylenebilir.
çıkarken o yatalak amca aklıma geldi ya polise gözletrini kullanarak mors alfabesi yoluyla
olayı anlatırsa diye düşünürken cebimden bir adet sigara çıkardım ve yaktım adamın yanına yaklaştım yavaş yavaş gözüne doğru sigara yaklaşrken adam göünü bir sağa bir sola kaçırıyordu ama kırpamıyor veya bana karşı koyamıyordu.
mimiklerini bile oynatamıyordu. sonra tam gzöüne sokucakken kaydırıp kaşını yaktım ve sigarayı orada söndürdüm ve eğer yakalnırsam hapisten kaçıp senin gözlerini oyarım dedim.
yaşlı amcaya nedne merhamet ettim bilmiyorum ama şüphesiz okuyucu kitlesinin gazabından korkmuş olmalıyım. sakin adımlarla daireden çıktım apatmandan aşağıya indim ve kontrolsüzce koşmaya başladım. kurtköy minibüslerine binmek için hızla adliyenin ordan karşıya doğru koşuyordum ve çıtakts diye bir ses duydum vücudum hafiflemişti ve bir an beynimin sarsıldığını hissettim gözüm yavaşça kapandı ama burda ve şimdi ölemzedim bir anda yerimden sıçradım ama vücudum çok ağırdı gözümü aralamayı denedim.
huzur evi gibi bir yerdeyidm yanımda o kaşını yaktığım amca vardı.
işte bir tanıdık diye içimden geçirdim gözümü ve mors alfabesini kullanarak
ona nasıl olduğunu sordum oda aynı şekilde anama bacıma sövdü.

bu kabul eilemezdi bende onun olurunu olmazını gibtim.
oda o ne biçim küfür mk dedi bende mahçupca onayladım.
sonra ben kötü bir başlangıç yapmış olabiliriz dedi.

bende onun dediğini teyit ettim.
özet geçiyorum sıkıldım:artık huzur evinde yaşıyorum ve mors alfabesini kullanaarak amcayla birbirimize erotik şeyler söyleyip tatmin oluyoruz.

up up up

up up up

up up up

Up up uo