+4
Az önce Alibeyköy dolaylarından Mecidiyeköy'e doğru giden bir hatta bindim. 2 Durak sonra bir dayı bindi araca. Ah binmez olaydı dıbına koyim...
Telefonu çaldı, açtı ve "ooo Ariff, adamım yaa" diyerekten başladı konuşmaya. Herkes dayıya doğru bakakaldı önce çünkü konuşmuyordu, kükrüyordu ses tellerini gibtiğim. Dayının muhabbet ettiğine kimsenin laf edeceği yoktu da, o muhabbete bizim bile dahil olmamız sinir bozucuydu. Sesi belki kısılır diye herhalde yazık, bir teyze atladı: "Oğlum şu telefonda biraz sessiz konuşsan ya" dedi. Dayınınn gibinde mi? Aynen devam etti konuşmasına ve inene kadar Arif, dayı ve biz otobüs ahalisi birlikte piknik planı yaptık. "Artık Cemre'de düştü toprağa havalarda sıcak olacak" dedi üstüne. Günün anlam ve önemi ile ilgilide mesaj vermiş oldu bizim dayı. Durağım geldi, indim şimdi gidiyorum ama aklım Arif'te kaldı dıbına koyim. Acaba nereye gidecekler pikniğe, gitsekte iki sucuk çevirsek.