1. 1.
    0
    tek başına çıktığım uzun yol otobüs yolculuklarında özellikle cam kenarında ufka bakarak kulağıma bir country müzik açıyorum ve sanki new orleans taraflarına gidiyormuşum gibi triplere giriyorum.
    ···
  2. 2.
    0
    otobüsün tümseklere girip çıkmasıyla sallanan kafam sanki köhne bir otobüste mekgiba sınırını geçiyormuşum süsü veriyor kendime.
    ···
  3. 3.
    0
    koltuğu hafif yatırıp başımı açılı şekilde dışarı çevirerek içerdeki karı kıza da hava yapmaya çalışıyorum mal gibi. o anki hissiyatıma göre benden çok etkilenmesi gerekir aslında. ama benden başka hiç kimsenin gibinde değil bu fantaziler.
    ···
  4. 4.
    0
    sonra doğruluyorum kulağımdaki çalan müziğin bitimine yakın mp3 player a meyil ediyorum ve müziğin temposunu biraz daha düşürerek daha slow bir parçayla sanki sevgilimden ayrılmışım alıp ceketimi uzaklara çıkıyormuşum triplerine girmeye başlıyorum.
    ···
  5. 5.
    0
    o anki ambiyansa göre gözlerimin dolması gerekiyor, kendimi kaptırmam lazım diye düşünerek batmakta olan güneşin son demlerinde gözlerimi kocaman açarak saçtığı ışıklara bakıyorum belki gözlerim dolar diye ama nafile. hava giderek kararmaya başlıyor. suratımda acı ifadesiyle dudaklarımı ısırma triplerine giriyorum hemen
    ···
  6. 6.
    0
    kafamı kaldırıyorum, ısıklar sönmüş birkaç kişi kitap okumak için koltuk lambalarını yakmış. tamam mekgiba yı geçtim new orleans a gittim orada kız arkadaşımdan ayrılıp ceketimle bir otobuse bindim. şimdi biraz hafiflemem lazım hayat bana güzel dıbına koyim triplerine girerek tempoyu arttırıyorum çalan müzikte.
    ···
  7. 7.
    0
    sanki gibimde değil bu hayat moduna girerek hareketli bir blues açıyorum. kafamı ritme kaptırarak araba arkasındaki köpekler gibi sallamaya başlıyorum.
    ···
  8. 8.
    0
    arada bir enstruman çalar gibi triplere giriyorum, parmaklarımı çaktırmadan solo atar gibi oynatarak salak saçma hareketler yapıyorum. bir süre sonra davul çalma triplerine girerek havayı dövüyorum çaktırmadan.
    ···
  9. 9.
    0
    bir süre sonra bu triplerden sıkılıyorum haliyle. otobüsün pencerelerini gözümde ufaltarak hemen bir boeing 737-800 model bir uçakta okyanus ötesi bir uçuş yapıyormuş hissine kapılmaktan kendimi alıkoyamıyorum.
    ···
  10. 10.
    0
    hareketlerim birden "new orleans'a giden köhne yolcu otobüsü" triplerinden lüks ve elit bir boeing e hitap edercesine değişiyor. arada bir burnumu kaşır gibi yapıp ellerimi ensemde birleştirerek arkama yaslanıyorum. tümseklere girip çıktığımızda türbülansa giriyoruz hissini empoze ediyorum kendime
    ···
  11. 11.
    0
    havanın kararmasından faydalanarak ayna görevi gören otobüs camlarından arka-ön-yan ve çaprazdaki hatun potansiyelini çaktırmadan kesiyorum. eger farkeden olursa camdan dışarı bakıyormuşum gibi salağa yatarak geçiştiriyorum.
    ···
  12. 12.
    0
    bir kamera olsaydı beni şu camdan bakma triplerinde çekseydi amma doğal bir klip olurdu amk diye düşünüyorum sonra. akabinde klipte şu hareketler de olmalı bu hareketler de olmalı diyerek hayalimde kurduğum bir videoklibi o an çekiyorum aniden.
    ···
  13. 13.
    0
    sonra çaktırmadan telefona yelteniyorum ve farkettirmeden acaba şuan nasıl gözüküyorum diyerek kendi fotoğrafımı çekiyorum loş ortamda gece moduna alınmış bir telefon kamerasıyla.
    ···
  14. 14.
    0
    ve hiç bir zaman hayalimdeki koreografiyi tutturamıyorum. saçlım kalkmış, burnum yamuk çıkmış, koltuktaki kafa koyulan yere gelen dandik reklamlar çıkmasın tripleriyle defalarca silerek vazgeçiyorum bu sevdadan
    ···
  15. 15.
    0
    giderek sıkılmaya başlıyorum yolculuktan sanırım. müzik-videoklip-ayrılık vs bunlarla etkileyemeyeceğim apaçık. hemen bir kitap çıkartıyorum sırt çantamdan. kafamda senaryo yazdığım için okuduğumdan haliyle bir tak anlamıyorum. aynı cümleyi 3-4 defa okuyorum. ama aklım girmiş olduğum triplerde ve beni izleyen var mı acaba şuan sorusunu sürekli sormakta.
    ···