1. 76.
    0
    rezerve.
    ···
  2. 77.
    0
    martının güdülerini bakılık koksundan daha güçlü birşeyler karıştırmıştı.

    o balıklara zütmek istiyordu ama onun istediği olmazdı o düşünemezdi

    sadece içgüdülerinin yönlendirmesiyle yaşardı ve aşağıda bir apartmanın merdivenlerinde oturmuş

    belirli aralıklarla duman çıkartan dört elliye yanaştı.

    martı küfür ediyordu tüm gücüyle ötüyordu, aşağıdaki her ne ise ondan farklı frekansta dalgalar yayılıyordu

    hayvanların depremi önceden hissedip ses çıkartmasıyla aynı şeydi bu

    martı bir felakete bakıyordu önceden hissetmişti belki ayar öncesinden biliyordu o felaketi

    yalnız beyninde şu an baskın hale gelmişti ve bu onu rahatsız ediyordu.

    aşağıda oturan sigara içen bir liseliden başkası değildi fakat martının tek korktuğu

    nereye göç edeceği, ya besin alamazsa, ya neslini devam ettiremezse, ya diğer kuş filolarıyla bağı koparsa gibi şeylerdi.

    felaketi ilk şahıstan izlemek adına karşıdaki diğer apartmanın doğalgaz kutusuna tünedi. tabi onun felaket anlayışı daha farklıydı

    karşısındaki garip yaratığın birşeylere iç geçirmesi bile liseliden dallgalar yayıp martıya felaket sinyalleri olarak geliyordu.
    ···
  3. 78.
    0
    liseli farketmeden dakilarca soğuk mermere okutrmuştu bağırsaklarında artık ağrılar hisseti ve ayaklandı

    çok sıkılmıştı. işte hayatının özetiydi sözde maceraya doğru yürüyordu, hayatı değişecekti belki ama o bi an sıkılmıştı.

    zaten gerçekçi olarak yapacak birşeyi yoktu ne klüplere girip istediği kızı gibebilirdi ne de gtadaki carl jonson gibi binlikler yapabilirdi.

    kalktığı yerden yürüdü sarı, titreyen belediye ışığının altında biraz yürüdü.

    sokak garipti bir bahçeye giri var gibiydi ama orası duvard, çöpler vardı, dükkanların günlük atıkları

    aradan patika oluşturmuştu fakat o sakak çıkmaz sokaktı.

    martının da oraya gelmesinin tek sebebi amaç bir liseli değildi herhalde bu onun navigatör gibi çalışan üst düzey zeki beynine hakaretti adeta

    martı çöpler için de gelmişti belki liselinin kemiğinden müz kabuğu gibi soyulacak olan taze etlerin kokusuna gelmişti

    bunların hiçbirini bilemeyecek kadar içgüsel olan kuş olduğu yerden liseliyi tapip ediyordu onun kör noktadaki hareketlerini adeta ezbere biliyordu
    ···
  4. 79.
    0
    liseli "dıbınakoduğumun sokağaa biyere çıksan şaşardıım" nidaları eşliğinde geldiği yöne döndü

    "giberim böyle işi okulu da taksimini de zütüm dondu"

    bu nidalar birleşip liselinin en acı ağıtı olacaktı kendi ağıtını kendi yazmıştı.

    sadece bir kaç dadika daha menepozlu kadınlar gibi söylenebilirdi
    ···
  5. 80.
    0
    okuyom lan
    ···
  6. 81.
    0
    sokağın girişi biraz daha hareketliydi bir kaç adam doldmuşmuş birşeyler konuşuyordu

    aralarında birşeyler konuşuyorlardı çocuk gibi heyecanlı oldukları her hallerinden belliydi

    sanki bir çocuğun oyuncağıyla buluşma anının hemen öncesi gibi.

    liseli yanlarından yürürken mavi gözlü soluk benizli kart yüzlü

    fakat model olababilecek karizmaya sahip bir adamla göz göze geldi.

    martı nasıl karadaki belayı aylar öncesinden denizden sezmişse

    oğlan da o bakışlarda daha önce görmediği bir şey hissetmişti, sadece hissetti düşünmedi bile ne hissettiği hakkında bir bilgisi yoktu

    hissettiği şey hayatını yavaş bir şekilde kaybetmeye başlamasının ilk dakikasıydı. büyük ihtimalle bunun heyececanı vardı oğlanda

    çünkü renkli gözlü adam onu beğenmişti. onay verdi, ve limandaki bağlantılarına çoktan mesaj çekmişti

    renkli gözlü adam çoğu yörenin geleneğini yalayıp yutmuş ve büyük paralar peşinde olan bir köle taciriydi.

    ve aradığı şeyi de tam olarak bulmuştu. tekin olmayan sokaklarda boş boş gezen araşıtaki bir genç oğlan.
    ···
  7. 82.
    0
    reserved
    ···
  8. 83.
    0
    okuyan var mı panpiloplar
    ···
  9. 84.
    0
    panpa okuyorduk yazsana
    ···
  10. 85.
    0
    renki gözlü adam gençliği demirperde ülkelerinde kominizmin yıkılışına denk gelmiş birisiydi.

    annesi rusyanın önde gelen fahişelerinden ve babası anonim olan bu adam çocukluğunu liseliden daha erken yaşta kaybetmeye başlamıştı

    dışarıda çatışma seslerinin sıkça duşulduğu bir günde daha sekiz dokuz yalşarında olan bu adamın annesi duştan yeni çıkıştı.

    kadın vicuduna göre kısa olan havluya çabucak sarılıp kurulanmak için odasına geçti küçük adam da onu izliyordu. çünkü annesi içeri girdiğinde

    yan odanın kilidini açıp annesinin yanına yavaşça sokulacak, küçük ellirini ona daldırıp şöyle bir karıştıracak ve ihtiyacı olan parayı annesinin çantasından çalabilecekti.

    çocuk tek düze yapılmış soğuk evinin koridorundan yürürken kulağına t-34 tankların seslerinden tut antonov 225 e kadar he türlü rus yapımı demiş makinenin sesi işitiyordu

    fakat çocukluğunun bir parçası olduğundan aldırmadan görevine yoğunlaştı.
    ···
  11. 86.
    0
    çocuk adam annesinin giyindiği odanın önünden yavaşça geçerken bir süreliğine durdu ve onu inceledi.

    kadın sıfatına layık, güzellikleriyle dünyaca bilinen rusların kalbur üstü bir modeliydi. yüzü tıptı mühendislik eseri ultra lüks arabaların ön kaput simetrisine sahipti

    güzelliğine karşın güçlü bir ifadesi vardı tıpkı oğlunun büyük hali gibi.

    kusur yoktu, yukarı kıvrımlı bir burun, ne çok büyük ne çok küçük, çıkık elmacık kemiklerinden yumuşak bir açıyla inen ıslak dudaklar

    ve bir erkeği tek bir bakışta boşaltabilecek derinlikte gizemli yeşil gözler, bunlar adeta bir kompozisyondu. kadının yüzü bir manzaraydı ve tek damla makyaj yapmazdı

    makyaj onun bu güzelliğinde leke gibi dururdu.
    ···
  12. 87.
    0
    reserved
    ···
  13. 88.
    0
    yeterince ince bir boyun ve saray kapısı gibi köprücük kemiğinin altında rusya yeniden kuruluyordu, devrimler, yıkılış, kuruluş, ölümler, düzen, disiplin, çağlar

    kadında sovyet rusyayı iki defa kurabilecek göğüsler vardı hükümet gibi kadın dedikleri bu olsa gerek 30 larına yaklaşın bir kadın bembeyaz göğüsleri ve uçlara doğru

    nazarlık maiyetinde yeşil mavi damarlar ve apartman zilini andıran göğüs uçları vardı. biraz daha aşağıda muhteşem kıvırmlar ve rusyanın anakapısı...

    çocuk kapıyı göremeden ağır bir top sesisyle irkilde ve koşarak yan odaya gidip ihtiyacı olan parayı aramaya başladı tek gözü olan çantada bu kadar uzun sürmemeliyde neredeydi bu para

    kadının sert rus aksanlı haykırışı çocuğu az kalsın korkudan öldürecekti " bişey mi arıyordun seni muallaknin çocuğu" aynı babın gibisin hırsız bir huur çocusun işte""ben de bir huuryun zaten ne yapacaksın şimdi seni küçük bin"

    çocuk bunlara alışkındı sözler onu acıtmazdı fakat kadın bununla kalmayıp çocuğa hızlı adımlarla koştu ve bir tokat attı

    çocuğa bir yandan sövüyor bir yandan vuruyordu, küçük adamın burnundan damlalar halinde kan akmaya başlarken kadın da dozunu indirdi ve durdu olduğu yerde ağlamaya başladı.

    annesi ağlarken çocuk bir yandan paranın olmadığına üzülüp bir yandan ağlayan beyaz yaratığa bakıyordu.

    onu bir az önce dakikalarca döven yaratığın yanına gidip küçük elliryle saçlarını tuttu ve sarıldı ""ağlmaa annee ğlamaa özürr dilerimm bidaha yapmıcaaam ağğlamaaa"" sözleri eşliğinde çocukadam da gözyaşlarına

    boğuldu, annesinin ağladığına üzülmüştü. üzülebilmişti çünkü henüz çocuktu. ta ki kapı kırılıp içeriye 4 tane rus askeri girene kadar.
    ···
  14. 89.
    0
    reserved diyen gelen tayfa
    ···
  15. 90.
    0
    rusyada bir insanın sebepsiz yere hapse atılmasını dünyaca bilinen birşeydi.

    haklar devletin verdiği kadar. birinin ölmesi pek yankı ve sorgu çıkartmaz, hele bir fahişenin ölmesi, devlet buna kar olarak bile bakardı

    ama bunu yapacak olan devlet değil, çatışmaların sinirinin atmak isteyen bir avuç parasız askerdi. liderleri kadınınkinden daha sert aksanlarıyla ""bakın burada bir kedi buldumm. üstelik sahipsizz ahhha""

    ""ona biraz süt vermemiz sanırım sorun olmazzz"" bakarsın merhametimize karşılık o da bize süt verir"" diye kaykırarak kadına doğru yürüdü çocuk adamı kocaman bozlarıyla bir kennara atıp kadının

    ucuz ama işlemeli blüzünü yırttı ve göğüzlerini tokatlamaya başladı "" çocuk nefes almaya başlayabildikten sonra annesine tecavüz edecek olan askerlere saldırdı. bu girişimi mahsum suratına bir kaleşnikov yiyene kadar sürdü.

    bir terslik vardı kadın bağırmıyordu sadece canı yandığında refleks olarak ses çıkartıyodu. bu askerleri kızdırdı ""hey birinin bu kediciğe hayat vermesi lazım hadi şunu biraz canlandıralım"" cülmesini bitirir bitirmez

    kadının elbisesini tamamen parçaladılar ve kediciğe hayar vardiler. kadın ilk defa çığlık attı

    iki tane rus askeri rusyaya girmişti fakat ana kapıdan değil. arka kapıdan. bir süre sonra kadın direnmeyi aklına getirsede artık çok geçti 4 tane bizon yavrusu bir kadına tecavüz ediyordu

    askerler sapık değildi sadece cinsel ihtiyaçlarını azıcık şiddetle yerine getiriyorlardı. çocuğun büyüyünce yapıcakları arasında bu bir hiçti.

    dönt asker bir sana eserini adeta bozuyordu. monalizaya işiyorlardı, pisa kulesini yıkıyorlardı, yunan tapınaklarının kolanlarını çalıyorlardı. bir süre sonra kadın acıdan veay zevkten bayılmıştı

    askerler işilerini bitirdikten sonra kadının kafasına sıkıp evden çıktılar. yaptıklarının eseri ve kanıtı baygın yatan küçük çocuktu onu unutmadılar. bilerek bıraktılar. böylece çocuk devlete başının kaldıramazdı.
    ···
  16. 91.
    0
    çocuk adamın hayatı sınırdan sınıra, ülkeden ülkeye gezerek geçti. kötülüğün her türlüsün görmüştü, yanında çalıştığı adamlar ya silah kaçakçısı ya uyuşturucu baronu ya da azılı katillerdi

    gençliği pas hakkını kullanarak geçen ve 12 yaşlarında adam öldürebilen, gücü yettiğince tecavüz edebilen birisi nasıl büşümüşse o da öyle büyümüştü ve kader onu normal insanların görmediği

    kötülüklerin mimarlarından biri olarak atamıştı hayata.

    o kadar badireler atlatmış, yaralanmış hapse girmiş tecavüzün en şekillisine uğramış o adam, kimlerin kızıı kaçırmıştı kimbilir hangi çocukları zengin devlet adamlarına satmıştı kimbilir, kaç çocuğu işkenceyle öldürüp vidyosunu çekmişti

    kendi bile saymamışta ama ne olduysa o adamşu an taksimde bir çıkmaz sokağın öndü durmuş yeni oyuncağına bakıyordu.
    ···
  17. 92.
    0
    panpa okuyoz la sen yaz
    ···
  18. 93.
    0
    başarısız bir macera girişiminden hevesi kaçacağı aşikar olan liseli""skerle amk ben eve dönüüyorm"" diye homurdandı

    taksim sokaklarında onu takip eden bir çok gözle birlikte aşağı limana yrümeye başladı.

    finükilere veya tramvaya binemeyecekti çünkü akbili bitmişti onun yerine saatlerce yaptığı gibi yürüyüp,

    iskelede jeton alacaktı, asla binemeyeceği motar için.
    ···
  19. 94.
    0
    öksüz rus yanında adamlarıyla birlikte oğlanın peşine takıldılar. liseli onlar için kolay lokmaydı, ne kadar zor olacaktı ki.

    hem dört kişilerdi. annesine tecavüz eden aaskerler hiç zorlanmamıştı nasıl olsa.

    liseli uzun bir yürüyüş ve hayal kırıklığı sonrası limana gelmişti sahil şeridinden yürüyordu

    içinde altı yedi tane dersin soru bankası olan canta gitgide ağılaşıyordu. soru bankalarının boş olması

    çantayı daha da ağır kılıyordu biraz yavaş yürüdü yine amaçsızca etrafına bakıyordu.

    iskele giden yolda yürürken bir arabanın ona yanaştığını farketti. camları filmli eski model bir mercedes.

    sağ ön camdan yeşil gözlü bir adama liseliye aksansız türkçesiyle bir yer sordu.

    liseli biraz dşündü sonra eliyle gösterirken ani bir ses işitti. sesi duymadı, tüm vicudunda hissetti.

    canı yanmıştı, bayıldı.
    ···
  20. 95.
    0
    liseli gözünü açtığında kendini, ona adres soran arabanın arka koltuğunda iki tane adamın ortasında buldu.

    elleri bağlı ve ağzı bantlı bir şekilde. liseli için artık oyun bitmişti, dalgınlık hissetmiyordu,

    dershaneyi veya okulu, konuşamadığı tüm o taş gibi kızları düşünmüyordu. kafası dinçti liselinin.

    çünkü beyni ona öyle olması için hayantında hissetmediği adrenalini pompalatıyordu. ağzı banlı bir şekilde iskeleyi

    geçerken boğazı patlarcasına bağırıyor fakat içinde müzik çalan arabanın içinde kimseciklere duyuramıyordu.

    arkadaşlarıyla konuşurdu ""şuşu gibelim... şunu öldürelim... zütüne ampül sokalım da gibtikçe yansın puhahaha... şunu dağa kaçırıp gibelim ahaha..""

    artık komik değildi. çünkü birileri onu kaçırıyor büyük ihtimalle de birilerinin gibmesi için bağlantılar kuruyordu diğer müşterilerle.

    liseli arkası genişçe olan mercedessin içinde kıvranmaya devam etti tüm ama tüm gücüyle. yanındaki adamlar ise pek aldırış etmiyordu

    zaten renkli gözlü adamın yatına da az kalmıştı orta köyün ilersinde biryerlerdeydi. liseli çırppınmaktan bitap düymütü artık.

    sadece ağlıyor ve içnden "" anasgibm annaasmkm annasskmm anaassiikkk"" diye sayıklıyordu liseli liseli o kadar korktu ki.

    beş dakikalık süre içinde gözyaşlarını sidiğine karıştırmayı başarmıştı. liseli korkudan altına sıçmıştı. üstelik gerçek manada.

    elektro soku yiyip arabaya ilk konulduğunda uyanır uyanmaz vücut kendini kasmıştı. kastatıydı. fakat o kadar çırpındı ki kaslar ve vücut pes etti

    ve koyverdi içinde ne varsa.
    ···