otobüsde amlı nasıl tavlanır

daha lise 1 deydim yanılmıyorsam yada 2 ...

okuldan kaçmıştım galiba , normalde kaçsam bi yere falan giderim ama hasta gibiydim o gün bende direk eve gittim ...

evdeyken eskiden bizim mahallede oturan ayrıca ilkokul arkadaşım meryem aradı ...

nasıl oldugumu falan sordu nerde oldugumu da sordu evde oldugumu söyleyince sevindi .. bi akrabası hastalanmış o yüzden istanbula mahalleye gelmişler akşam da dönücekmiş .

size biraz meryemden bahsediyim ... bu arada gerçek ismi bu degil...

meryem çok çok çok tatlı bi kızdı ... hafifden kızıl kıvırcık saçları vardı ilkokulda , örgü yapardı saçları , minicik bir burnu vardı yüzündede hafif çil vardı hani bazırları çilli sever ya beyaz tenli falan tam bir tatlılık abidesi...

ilkokulda bebe yiz daha herkes de aşık meryeme tabi bende aşıgım geri kalırmıyım hiç:)

çok uzun süre aşıkdım meryeme , biz bununla sıra arkadaşıydık bu rahat oturamaz falan diye sıranın sonuna kadar giderdim yani zütümün yarısı dışardaydı desem abartmış olmam ... bu derece masumca severdim kızı ...

yanılmıyorsam 6. sınıfdaydı bu adanaya gidicekti hemde temelli olarak , gelmişti sınıfa ulan nasıl üzüldüydüm o gün herkes elini sıktı bende hiç utanmadan sarılmıştım lan ... eve geldigimde de aglamıştım hatta.. dedim ya çocuguz işte...

neyse akşam gidicekmiş uzaga da gidemezdik mahallede takılalım dedik bir parkda buluştuk oturduk, liseli aşıklar gibi .

hayatımızdan bahsettik neler yaptıgmızı anlattık ... sonra konu döndü dolaştı bunun adanaya giderken son kez sınıfa gelip vedalaşmasına geldi ...

ben ona sarılınca bi garip olmuş ... öyle dedi en azından ... nasıl dedim bilmiyorum ama söyledim lan işte

-aşıktım la o zamanlar sana

dedim aniden gülmeye başladı bu ve gülben ergende bu şarkıyı mırıldanmaya başladı

Sevdiğini söylemekte çok güzel huydur,
Gecikince kayboluyorsun.

ne demekdi lan

...

-aynı sözleri sende bana söyleyebilirsin can ...

-sende mi ya

diyebildim sadece oda hafifden tebessüm etti ve şarkıyı devam ettirdi ...

o gün biraz daha takıldık orda ... sonra kucaklaşıp ayrıldık ...

olay şuydu aslında geç kalmak bişeylere geç kalmak ne kadar çocukda olsak o zamanlar birbirimize aşık olup bunu söyleyememek üzdü beni içimde kaldı öylece bu olay ...

siz siz olun geç kalmayın bişeylere ... beyler insan yaptıkları için degil yapmadıkları için çok pişman olur..

arabadayken bunlar geçti aklımdan

arabadan erafı hayran hayran izlerken köylerden geçiyorduk insanlar geleneksel kıyafetlerle ortalıkda geziyorlardı ,görkem da bize köy isimlerinden bahsediyordu ... insanların yaşayışından falan ...

insanların çogu güleç yüzlüydü birini gördümü tanısın tanımasın görkem korna çaldı her korna çaldıgımızda bize selam verdi elini salladı arkamızdan ...

her yerde bir hayrat vardı su akıyordu çeşmelerle doluydu burası...

bir çeşmenin başında indik herkes kana kana su içti sular çok soguk ve dogrusu çok lezzetliydi ama 3. günün sonunda hepimizin ses tonu kalınlaştı ... sudan dedişti görkem her köye geldiginde oluyormuş geçici birşey dedi.. nedendir anlamadım ama ...

nihayet saatlerimiz 3 ü gösterirken biz köye anca girdik ... çok şirin bir köydü burası topu topu 6-7 ev vardı bu köyde... köy degilde mahalle desek daha dogru olacka yada mezra mı ne diyolar neyse ...

bi bayram kalabalıgı vardı köyde çok belli herkes dışlarıdaydı ... köyün girişinde güzel bir çeşme vardı bizim kalıcagımız ev köyün iç taraflarındaydı arabayı dar ve taşlı sokaklarda ustalıkla sürdü görkem ve arabadan indik ... tanıdık tanımadık herkes başımıza toplandı , toplasan 10 kişi falan yoktur ben tuvalete gitmek istedigimi söyledim görkeme kalabalık selamlaştık tabi önce nerden gelirsiniz kimin torunusunuz falan meraklı çok ... görkem sıkıştım zütür beni eve dedim kulagına , görkemde beni eve geçirdi ... büyük bi bahçesi vardı evin çitlerle de sarılmıştı etrafı... ev 2 katlı ve tahtadan yapılmıştı ilk katı artık kullanılmıyordu depo görevi görüyordu ... bahçeye girip öyle giriyosunuz eve, giriş kapısını açtı görkem ve kalabalıgın oldugu mekana geri gitti ... banada tuvaleti tarfi etmişti o sokaga dönünce bende eve girdim ... merdivenlerden çıktım ve etrafa bir göz attım 3 oda var kalabilicegimiz 1 tane mutfak ve 1 tanesi küçük bir taneside büyük olmak üzere 2 tuvalet var ... ben küçük tuvaleti kullandım ve elimi yüzümü yıkadım ...

pencereler plastik degil tahtadan ... alışıgım bu pencerelere annemin köyünden..

pencereyi açıp arka bahçelerine baktım çok güzeldi ve mısır ekilmişti ... daha sonr görkemden köylülere para karşılıgı ektirdiklerini ögrenmiştim ...

yavaş yavaş bizimkiler gelmeye başladı bende indim aşagıya ve herkes bavulunu aldı .. kalabalık dagılmıştı bile ... bavullarımızı eve taşıdık herkesin yüzünden yorgunluk akıyor görkemle aydın sıkı bir muhabbete girişmişti bile ... köyle alakalıydı galiba mimari yapısı ...

caner uyumak istedigini söyledi görkem hepimize birer yatak gösterdi hepimiz yol yorgunuyduk ... benim yatagım aydınla aynı odadaydı ... odada 2 çekyat vardı onları açtık büyük ve boş 2 dolap vardı ... biraaz boş bi odaydı ama manzarası arka bahçeye bakıyordu güzeldi.. yatagıma geçtim ve gözlerimi kapadım ... hiç bu kadar huzurlu uyumamıştım ... kuş sesleri gelirken uykuya daldım ...