-
78.
0Bekir'den hiçbir iz bulamayan Osmanlı Devleti, aylardır süren belirsizliğin ve taht kavgalarının üzerine bir de böyle bir durumu kaldıramamış. yönetime Sadrazam vekalet etse de bir nevi başsız kalmış olan devlet, kaosa sürüklenmeye başlamış. iran, anadolunun doğusunu işgal etmiş. Osmanlı'nın egemenliğinde olan Yunanlar ve Sırplar isyan başlatmışlar. divan üyeleri, günlerce uykusuz şekilde tartışmışlar. rahmetli Padişah, tahta geçtiği zamanlar bütün erkek kardeşlerini öldürmek zorunda olduğu için, sadece kız kardeşleri hayattaymış. onların oğullarından birini tahta geçirmeyi düşünmüşler. fakat babaları başka ailelere mensup oldukları için tahtın onlardan birine verilmesi hanedan ailesinin değişmesi anldıbına geliyormuş. hem böyle bir karar alırlarsa bu sefer de Padişah'ın yeğenleri arasında bir taht kavgası başlayabileceğini düşünmüşler. sonunda çareyi Padişah'ın kız çocuklarından birini tahta geçirmekte bulmuşlar.
-
77.
0rezzzer
-
76.
0...
Bekir, Remzi Paşa'nın teslim ol çağrısına kılıcını çekerek karşılık vermiş. Leonardo ve Bekir, birlikte at arabasından inmişler. ikisi de kılıçlarını sımsıkı kavramışlar, karşı taraftakilerin hamle yapmalarını bekliyorlarmış. Remzi Paşa ve yanındaki iki adamı da kılıçlarını çekmişler. onlar hala at üstündelermiş. Remzi Paşa, Bekir'in kılıç kullanmakta pek maharetli olmadığını hatırlıyormuş ama Bekir ve arkadaşının gözlerine baktığında en ufak korku belirtisi göremeyince, saldırı emrini vermekte tedirgin olmuş. "arkadaşı iyi bir kılıç ustası olmalı" diye düşünmüş. Remzi Paşa ve adamları hamle yapmadan bekleyince, Leonardo harekete geçmiş. cebinden bir şey çıkarmış ve atların önüne doğru atmış. attığı şey yere düşünce, patlayıp büyük bir gürültü çıkarmış. atlar deliye dönmüşler, üstündekileri sırtından atıp kaçmışlar. Remzi Paşa, yerden kalkamamış. acı içinde inliyormuş. onun yanındaki iki adam, güçlükle ayağa kalkmışlar ama ikisinin de korkudan elleri titriyormuş. karşıdaki adamın büyücü olduğunu zannetmişler. Leonardo, tekrar elini cebine atınca kılıçlarını bırakıp kaçmaya başlamışlar. Bekir, "Leo! kaçarlarsa yerimi haber verirler" deyince; Leonardo, arabadan arbaletini almış ve ikisini de birer atışta indirmiş. Bekir, hala yerde kıvranmakta olan Remzi Paşa'nın yanına yaklaşmış ve "Paşam şahadet getirin" demiş. Remzi Paşa şahadet getirmiş. Bekir, kılıcını çekmiş, bekliyormuş. yine öldürdüğü koruması aklına gelmiş. onun görüntüsünü kafasından silmeye çalışmış. bu durumu atlatması uzun sürmemiş. çünkü Hurşid babasını öldürürken, Remzi Paşa'nın da ona yardım ettiğinden eminmiş. bunu düşünmüş ve intikam hırsıyla saplamış kılıcı.
... -
-
1.
0Rez kanka ben hala burdayim
-
2.
0hikayeyi tamamlasana pust
-
1.
-
75.
0...
Hurşid, Süleyman tarafından tahttan indirilince, iyice hırslanmış. Süleyman'ın ve Mehmet'in icabına kendisinin bakacağını söylemiş ve Remzi Paşa'yı, Bekir'i öldürmesi için italya'ya göndermiş. Remzi Paşa, tek başına yola çıkmış ama işi beceremeyeceğini düşünüyormuş. Edirne'de bileği kuvvetli iki adam bulup kiralamış. italya'ya onlarla birlikte gelmiş. Bekir'in Roma'da olduğunu sanıyormuş ama haftalarca araştırmasına rağmen bir ize rastlamamış. o zaman zarfında, Osmanlı'dan gelen bir ekibin de Bekir'i aradığını öğrenmiş. Süleyman'ın adamları olduğunu düşünmüş. Remzi Paşa; Hurşid, Süleyman ve Mehmet'in ölümlerinden haberdar değilmiş... belki o ekiptekiler Bekir'i bulurlar diye, bir addıbını o ekibi takip etmek için görevlendirmiş ama bir süre sonra o ekiptekiler de Osmanlı'ya geri dönmüşler. Remzi Paşa da Hurşid'in yanına dönmeyi düşünüyorken, aklına bir şey gelmiş. yıllardır adını duyduğu Floransa şehrinin, çağ ötesi özgürlüklerin yaşandığı bir yer olarak anlatıldığını hatırlarmış. Bekir gibi zevkine düşkün birinin oraya gidebileceğini düşünmüş ve Floransa'nın yolunu tutmuş. tahmini de doğruymuş. şehir kapısına yaklaşırlarken Bekir ile karşılaşmışlar.
... -
74.
0...
o günden sonra, üç sıkı dost olarak yaşamaya devam etmişler. Bekir ve Leonardo, Cristina'yı tehlikeye atmamak için, Bekir hakkındaki gerçekleri ondan gizlemişler. Cristina, Bekir'i hala Giovanni olarak tanıyormuş... Bekir, Floransa'da geçirdiği zaman boyunca Osmanlı'dan bir tek haber almış. o da iran'ın başarısız istanbul kuşatmasıymış. kardeşlerinden birinin iran şahı ile birlik olduğunu tahmin edebilmiş. fakat bunu duymasının üzerinden aylar geçmesine rağmen başka bir haber almamış. Hurşid'in tahttaki yerini sağlamlaştırıp, diğer iki kardeşinin icabına baktığını düşünüyormuş. sonunda kendisi için de geleceğini biliyormuş. bu yüzden haber alamadıkça daha fazla korkuya kapılıyormuş... bir gün Leonardo ve Bekir, ürettikleri aletleri satmak üzere civardaki kasabaları gezmek için yola koyulmuşlar. Floransa şehir kapısından çıktıktan kısa bir süre sonra, yanlarından üç adam atlarıyla geçmişler. Bekir, aralarından yaşlı olanı tanımış ve istemsizce gözü takılmış. bu Hurşid'in lalası Remzi Paşa'ymış. Bekir'in tıraşından dolayı tipi değişik görünüyormuş. bu yüzden Remzi Paşa onu tanıyamamış. fakat Bekir ona uzun uzun bakınca, Remzi Paşa şüphelenmiş. o da dikkatlice bakmış ve Bekir'i tanıyabilmiş. yanındaki iki addıbına durmalarını emretmiş ve Bekir'e seslenmiş. "Ebubekir! teslim olursan, seni acısız şekilde öldürebilirim. bize zorluk çıkarma".
... -
73.
+1...
Bekir, tam merdivenlerden atölyeye inerken ağlama sesi duymuş. geri dönüp mutfağa girmiş. Cristina, hıçkıra hıçkıra ağlıyormuş. sokakta yaşarken defalarca taciz edildiği için, Bekir'in esprisi onu etkilemiş. kötü anıları kafasında canlanmış. Bekir, Cristina'nın geçmişini pek bilmiyormuş ama duruma kendisinin sebep olduğunu anlamış. Cristina'nın yanına oturmuş ve özür dilemiş. Cristina, Bekir'in varlığını umursamaz şekilde ağlamaya devam etmiş. bir süre sonra "git başımdan" diye bağırmış. Bekir, mutfaktan çıkıp Leonardo'nun yanına inmiş. "Leo, istemeden Cristina'nın kalbini kırdım. yanına gidip üzgün olduğumu söyler misin? seni görünce sakinleşir" demiş. Leonardo, hemen yukarı çıkmış. Cristina, onun mutfak kapısında olduğunu fark edince ayağa kalkmış ve gözyaşlarını silmiş. mutfaktan bir şey almaya geldiğini düşündüğü için, "ne istiyorsan ben getirirdim. niye seslenmedin?" demiş. Leonardo, bir şey söylemeden Cristina'ya yaklaşmış ve ona sarılmış. Cristina, birkaç saniye donup kalmış. sonra o da Leonardo'yu sımsıkı sarmış ve tekrar ağlamaya başlamış. dakikalar boyunca bu halde ağladıktan sonra "çok özür dilerim, Leonardo" deyip sarılmayı bırakmış. Leonardo, Cristina'nın dağılan saçlarını düzeltmiş. "Giovanni, senin karşına çıkan kötü adamlar gibi değil. bana nasıl güveniyorsan, ona da güvenmelisin" dedikten sonra alnına bir öpücük kondurmuş. Leonardo, Bekir'in yanına dönünce "bugünlük yalnız kalsın. yarın bir hediye verip, gönlünü alırsın" demiş. ertesi gün Bekir, tüm parasıyla Cristina için ipek bir elbise almış ve ondan özür dilemiş. Cristina, hediyeyi ve özrü kabul ettikten sonra, Bekir'den karşısına oturmasını istemiş. geçmişte Leonardo'ya anlatmış olduğu yaşantısını Bekir'e de anlatmış. Bekir, Cristina'nın yaşadıklarını duyunca, yaptığı şakadan dolayı kendinden utanmış.
... -
72.
0...
sabah kahvaltısı boyunca Cristina, kaşları çatık bir vaziyette, Bekir'i izlemiş. Leonardo, masadan kalkıp atölyeye inerken, Bekir de peşinden gitmek için ayaklanmış ama Cristina, Bekir'in bileğinden kavrayıp çekmiş. Bekir, kalktığı yere geri oturmuş. Cristina, Leonardo'nun aşağı inmesini bekledikten sonra, kısık sesle ama hiddetli bir biçimde konuşmaya başlamış. "şeytansın sen! Leonardo'yu yoldan çıkarmaya geldin ama ben izin vermeyeceğim". Bekir, söylenilenlerden hiçbir şey anlamamış ama bir cevap vermek zorunda hissetmiş. "Cristina, ben Leo'nun arkadaşıyım. en az senin kadar seviyorum onu. neye sinirlendiğini anlayamadım". Cristina, öfkeli bir biçimde ayağa fırlamış. Bekir'in yakasını kavrayıp, onu da ayağa kaldırmış. "anlamamazlıktan gelme. gece Leonardo'yu zorla öptüğünü gördüm. inkar edemezsin". Bekir, yine beklemediği bir durumla karşı karşıyaymış. zaten gece yaptığı hareketin saçma olduğunu anladığı için, Leonardo'dan utanıyormuş. şimdi bir de Cristina'ya durumu izah etme işi çıkmış başına. ne cevap vereceğini biraz düşünmüş. arkadaşının sırrını açık etmek istemiyormuş. "gece ne olduğunu tam hatırlamıyorum. çok sarhoştum" diyerek Cristina'yı başından savmaya çalışmış. Cristina, Bekir'in bir süredir her gece içmeye gittiğini biliyormuş. bu yüzden cevabı mantıklı bulmuş. Bekir, Cristina'nın sakinleştiğini görünce, "hem bu evde birini öpecek olsam, Leo'yu değil, seni öperdim" diye espri yapıp, kendi kendine gülmüş. Cristina, bunu duyunca tekrar kaşlarını çatmış. Bekir'e sağlam bir tokat yapıştırmasının ardından, kahvaltı masasındaki tabakları toplayıp, mutfağa gitmiş.
... -
71.
+1...
Leonardo'nun dürüstlüğü, Bekir'e de cesaret vermiş. o da kendisiyle ilgili gerçekleri anlatmış. asıl adının Ebubekir olduğunu, Osmanlı'nın taht varisi olduğunu, Floransa'ya geliş sebebini, masum korumasını öldürmekten dolayı duyduğu vicdan azabını, kadınlara olan düşkünlüğünü... Bekir'in anlattıklarına, Leonardo pek şaşırmamış. onun hakkında tuhaf şeyler olduğunu zaten sezinliyormuş... bu konuşmalardan sonra, Leonardo çizimini bitirene kadar sessizce oturmuşlar. çizim tamamlanınca, aşağı inmişler. ikisi de odalarına gidip uyuyacaklarmış. Bekir, Leonardo'ya karşı kendini suçlu hissediyormuş. ona bir jestte bulunmak istemiş. Leonardo tam odasına girecekken, "Leo" diye seslenmiş. Leonardo'nun yanına gidip dudaklarına yapışmış. birkaç saniye süren öpücükten sonra "iyi geceler" deyip kendi odasına gitmiş. Leonardo, Bekir'in kendisine acıdığından dolayı bu hareketi yaptığını düşünmüş ama Bekir'in öyle bir düşüncesi yokmuş. biraz da alkolün etkisindeymiş... onların çatıdan inerken çıkardıkları seslerden dolayı uyanan Cristina, kapı aralığından tüm olan biteni izlemiş. ikisi de odalarına girince, Cristina da kapısını kapatıp yatağına dönmüş.
... -
70.
+1...
o günden sonra Bekir, kötüleşmiş. her gece kabuslar görmeye başlamış. kendini rahatlatmak için sık sık barlara gider olmuş. bazı geceler, sokaklarda sızıp kalıyormuş. Leonardo'dan aldığı haftalıkları, önceden hep biriktiriyorken; artık hem aldığı haftalıkları hem de biriktirdiği parayı su gibi harcamaya başlamış... Leonardo, asker olmayı planlayan birinin, bir olaydan bu kadar etkilenmesine çok şaşırmış. sevdiği birisinin ölümünü hatırladığını düşünmüş... Bekir, yine bardan döndüğü bir gece, atölye zemininde bir kağıda basmış. kağıdı yerden almış. lüzumlu bir şey olup olmadığını anlamak için, ne yazılı olduğuna bakmış ama karanlıkta seçememiş. camın önüne gidip, ay ışığı yardımıyla anlamaya çalışmış. kağıtta kendisinin resmi çiziliymiş. Leonardo ile ilk tanıştığındaki haline benziyormuş. Bekir, kağıtla beraber yukarı çıkmış. çatıya çıkılan kapının açık olduğunu görmüş. Leonardo, bazı geceler ayı ve yıldızları resmetmek için sabaha kadar çatıda otururmuş. Bekir, Leonardo'nun yine çatıda olduğunu anlamış ve merdivenden çatıya tırmanmış. arkadaşının yanına oturup, elindeki resmi ona uzatmış. "henüz tanışmıyorduk. arkadaş olacağımızı hemen anlamış olmalısın" deyip gülümsemiş. Bekir'in anladığı bir şey yokmuş ama Leonardo yine de gerçeği açıklaması gerektiğini düşünmüş. "Giovanni, söyleyeceklerimi yanlış anlama ama o gece senden hoşlanmıştım. tanıştıktan sonra, resmi sana vermeyi düşünüyordum. fakat senin, benim gibi olmadığını anlayınca vazgeçtim". Bekir, bunları duyunca afallamış. çünkü böyle bir şey aklının ucundan bile geçmiyormuş. o güne kadar Leonardo'nun yanında hiç kız görmemiş ama sürekli işiyle ve sanatıyla ilgilendiği için kızlara vakit ayıramadığını düşünmekteymiş. ilk şoku atlatması biraz zaman almış. duruma şaşkın olsa bile, yine de arkadaşını yadırgamamış.
... -
-
1.
0Rezzssss kardesimmm
-
1.
-
69.
+1...
yine mezarlığa gittikleri bir gece; yeni gömülmüş olan bir ceset bulmak için, toprağı yumuşak olan yerleri aramaya başlamışlar. sonunda bir yer bulup kazmışlar. Leonardo, mezarın içine atlamış. bu sırada mezarlık bekçisi onları fark etmiş. hızla yanlarına gelmiş. Bekir, adamın yaklaştığını çok geç görebilmiş. elinde kılıcıyla onlara doğru koşan adamı gördüğünde, aralarında on metreden az mesafe varmış. Leonardo'yu uyarmış ama kaçmak için yeterli vakit yokmuş. kılıcını çekip karşılık vermiş. bekçi, genç sayılmazmış. Bekir, adamı iki hamlede yere düşürmüş. tam öldürmek için hamlesini yapacağı sırada, Roma'da canını aldığı koruması aklına gelmiş. onu öldürdükten sonra duyduğu vicdan azabını ve gördüğü kabusları hatırlamış. Bekir, kılıcı havada bir savaşçı heykeli gibi donup kalmış. bunu gören bekçi, ne olduğunu anlayamamış ama fırsattan istifade hemen toparlanmış ve yere düşürdüğü kılıcını almış. tam Bekir'in karnını deşeceği sırada, gırtlağına saplanan bıçakla birlikte, olduğu yerde kalmış. birkaç saniye içinde; önce kılıcını düşürmüş, sonra kendisi yığılmış kılıcının yanına. Leonardo, bıçağını adamın boynundan çıkartmış ve can çekişmemesi için birkaç kez daha saplayıp hemen ölmesini sağlamış. Bekir'in hala hareketsiz durduğunu görünce, "Giovanni, kendine gel" diyerek tokatlamaya başlamış. onu hala Giovanni olarak tanıyormuş. birkaç tokattan sonra Bekir, kılıcını indirmiş. "özür dilerim, Leo. seni de tehlikeye attım" demiş. Leonardo, "düşünme bunu. çabuk ol. şunu yok etmemiz lazım" deyip bekçinin ölüsünü sürüklemeye başlamış. Bekir de diğer ucundan tutunca, kaldırıp, kazdıkları mezardaki cesedin üzerine atmışlar. hızlıca mezarı kapatıp, uzaklaşmışlar.
... -
-
1.
0Rez kankam
-
1.
-
68.
+2Leonardo da vinci mi lan yoksa
-
67.
+1...
tanıştıklarında, adamın italyan olduğu hakkında şüpheye düşen Leonardo, Roma'da parasızlık çeken birinin Floransa'ya gelmesine de şaşırmış. Roma'da çok daha rahat iş bulabilirmiş. adamın yalan söylediğini düşünmüş fakat bir şey söylememiş. harp okuluna gittiğini söyleyince, dövüşerek, en azından bunun yalan olup olmadığını anlamak istemiş. adamın kılıç kullanmaktaki maharetini görünce, ona inanmış. aslında dövüşü kazanabilirmiş ama bu dövüş sadece test amaçlıymış. az da olsa, onu işe almasını sağlayacak kadar güven duygusu, bu sayede gelmiş... Leonardo, aynı zamanda evinin bir odasını da Bekir'e vermiş. bütün günlerini birlikte geçirmeye başlamışlar. zaman içinde çok sıkı dost olmuşlar... Leonardo, anatomi araştırmaları için, bazen ceset çalıyormuş. tek başına taşıyamadığı için, riske girip birilerini tutuyormuş ama onlara da çok fazla ödeme yapmak zorunda kalıyormuş. ağızlarını sıkı tutmazlarsa, Leonardo yargılanabilirmiş. riskli olduğu için, bu konudaki araştırmalarını uzun süredir ilerletemiyormuş. mezardan çıkarılan cesedin kokusu, bir gün bile geçmeden bayıltıcı dereceye ulaşıyormuş. hal böyle olunca, büyük emeklerle ulaştığı cesetler üzerinde yeterince çalışma imkanı bulamıyormuş... birkaç ay Bekir'le birlikte çalıştıktan sonra, ona olan güveni artmış ve onunla beraber ceset çalmaya başlamışlar. tekrardan anatomi araştırmalarına başlayan Leonardo, cesetler üzerinde o kadar rahat ve mutlu bir halde uğraşıyormuş ki Bekir onu pgibopat sanmaya başlamış. fakat kısa süre içinde, bunun bilime duyulan bir aşk olduğunu anlamış.
... -
66.
0...
kahvaltı masasında sohbete devam etmişler. gerçekte kim olduğunu gizleyen ve neler yaşadığını da biraz çarpıtan Bekir, maddi imkansızlıklardan dolayı Roma'daki okuluna devam edemediğini söylemiş. Leonardo, hangi okulda okuduğunu merak edip sormuş. "harp okulu" cevabını alınca gülümsemiş. Leonardo'nun savaşçılığa da merakı varmış. bileği de çok kuvvetliymiş. bunları anlatınca, Bekir şaşırmış. "çizimleri görünce, ben seni sanatkar sanmıştım" demiş. Leonardo, "öyle sayılırım ama istersen bir kılıç dövüşü yapalım, hangisinde daha iyi olduğuma sen karar ver" diye karşılık vermiş. Bekir'in, daveti kabul etmesiyle birlikte, kahvaltılarını yarım bırakıp kalkmışlar. körelmiş birer kılıç alıp, atölyeye geçmişler. ortadaki büyük çalışma masasını kenara kaydırıp dövüşmeye başlamışlar. Cristina da üst kattan inen merdivenlerde oturmuş, onları izliyormuş. beş dakika içinde ikisi de ter içinde kalmış. yenişemeyeceklerini anlayıp bırakmışlar. Cristina, hemen bir bez parçası alıp Leonardo'ya koşmuş, onun terini silmiş. Bekir, "böyle bir destekçim olsa, belki ben galip gelirdim" deyince hep birlikte gülüşmüşler. sonra, üst kata çıkıp kahvaltılarına devam etmişler. Leonardo, Bekir'e iş teklifinde bulunmuş. atölyesinde yıllardır yalnız çalışıyormuş. Bekir gibi eğitimli birisi, onun işine yarayabilir diye düşünmüş. Bekir, bütün umutlarını kaybettiği bir zamanda çıkan bu fırsata çok sevinmiş. işi seve seve kabul etmiş.
... -
65.
0...
"ne arıyorsun burada?" diye sormuş kadın. Bekir, bıçaktan sakınmak için, sandalyesinde iyice geriye çekilmiş. bir bıçağa, bir kadının gözlerine bakıyormuş. gece ne olduğunu ilk anda hatırlayamamış. sonra yavaş yavaş bir şeyler belirmeye başlamış. tam kadına durumu anlatacakken, Leonardo üst kattan inmiş. "Cristina, misafirimizi rahat bırak" deyip gülmüş. kadın, bıçağını indirip Bekir'den özür dilemiş... Cristina çocuğuyla beraber, Leonardo'nun yanında yaşıyormuş. Leonardo, onları bir kış gecesinde, evinin önünde bulmuş. kocasını kaybetmiş olan Cristina, henüz kundağa sarılı çocuğuyla beraber sokaklarda yaşıyormuş. Leonardo onlara sahip çıkmasa, kışı atlatamayacaklarını düşünüyormuş. Leonardo'ya olan iki can borcundan dolayı, ona adeta tapıyormuş. evde temizlik ve mutfak işlerini yapıyormuş. bu sayede ona evini açan Leonardo'ya borcunu ödemeye çalışıyormuş ama gerekirse onun için ölüme bile gidermiş. evdeki bu yabancı adamı görünce gözü dönmüş. sokaklarda yaşadığı dönemde, dul bir kadın olarak, defalarca taciz edildiği için pgibolojisi de pek yerinde değilmiş. Leonardo gelmeden önce, Bekir ters bir hareket yapsa, düşünmeden bıçağı saplarmış. Bekir'in misafir olduğunu öğrenince, kendi kendisine kızmış... Bekir, bu genç kadını, Leonardo'nun eşi sanmış. fakat kahvaltı masasında, Leonardo işin aslını anlatınca yanıldığını anlamış... Leonardo, kadınlardan nefret etse de Cristina'ya karşı kısa zamanda sevgi beslemeye başlamış. kışı atlatmalarına rağmen, ona ve çocuğuna sahip çıkmaya devam ediyormuş. çocuğun kaderinin, kendisininki gibi olmasını istemiyormuş. tabi Bekir'e sadece şunları söylemiş. "Cristina, bebeğiyle beraber sokaklarda yaşıyordu. onlara evimi açtım. zaten koca evde bir başınaydım. bana da yaradı onların gelişi".
... -
64.
0Devam et panpa
-
63.
0...
Bekir, henüz yeni tanıdığı bu adamdan gelen davete biraz şüpheyle yaklaşsa da; ne kalacak yeri, ne de karnını doyuracak parası olmadığından, adamın davetini kabul etmiş. eve girince ilk göze çarpan, duvarları kaplayan kağıtlarmış. gece karanlığında kağıtlarda ne olduğu belli olmasa da boş olmadıkları belliymiş. hafif karaltılar seçilebiliyormuş. Bekir, etrafı incelerken; Leonardo, masanın üstünde duran yağ lambasını yakmış. lambanın verdiği loş ışıkta, kağıtlardaki resimler belli olmaya başlamış. insan ve hayvan vücutlarının detaylı çizimleriyle beraber, Bekir'in ne olduğunu anlayamadığı çizimler de mevcutmuş. Bekir, resimlerin büyüsüne kapılmış halde, sıradan bütün hepsine bakmaktayken, çözemediği bir resme uzun süre takılı kalmış. Leonardo yanına yaklaşmış ve bunun bir silah tasarımı olduğunu söylemiş. Bekir, kalan resimlere de kısaca göz attıktan sonra, bir sandalyeye oturmuş. alkolün de etkisiyle iyice uykusu gelmiş. Bekir, ona evini açan adama teşekkür edip bir süre sonra sandalyede uykuya dalmış. Leonardo, Bekir'in uyuduğunu farketmemiş. uzun çalışma masasının diğer ucunda oturuyormuş. birkaç dakikalık sessizlikten sonra, Leonardo masada duran lambayı eline alıp Bekir'e yaklaşmış ve sızdığını görmüş. kendisi de odasına çıkıp uyumuş... Bekir, sabah bir kadının dürtmesiyle uyanmış. kadının elinde, ona doğrultulmuş bir bıçak varmış.
... -
62.
0...
Leonardo, bir gece kafa dağıtmak için içmeye çıkmış. barda, masasında tek başına oturan genç bir adam dikkatini çekmiş. adamın, ona ilgi gösteren kadınları reddettiğini farkedince, onun da kendisi gibi olduğunu düşünmüş. hareketlerinde garip bir şeyler olsa da; bu genç adamın, dış görünüşünü çok beğenen Leonardo, cebinden bir kağıt parçasıyla kalem çıkartmış. birkaç dakika içerisinde onu resmetmiş. sonra resmi cebine koyup iki içki almış ve adamın masasına gitmiş. izin isteyip oturduktan sonra kendisini tanıtmış. tokalaşmak için elini uzatıp, "merhaba, ben Leonardo" demiş. kibarca elini sıkan genç adamın adının, "Giovanni" olduğunu öğrenmiş. Leonardo, üstün resim kabiliyetinden dolayı, gördüğü insanların yüz hatlarından, onların soylarına dair çıkarımlarda bulunabiliyormuş. bundan ötürü, "Giovanni" ismini duyunca biraz şaşırmış. bu genç adamda, bir italyan tipi yokmuş. içkilerini içip, bir yandan da sohbet etmeye başlamışlar. Leonardo, adamın eşcinsel olmadığını kısa sürede anlamış. biraz hayal kırıklığına uğramış ama aynı zamanda karşısındaki kişinin, asil ve bilgili biri olduğunu da çözmüş. onunla dost olabileceklerini düşünmüş. hem adamın anlattığına göre yardıma da ihtiyacı varmış. karşılıklı birkaç kadeh içtikten sonra, Leonardo adamı evine davet etmiş.
... -
61.
+1...
dedesinin ölümüyle birlikte, ustası ona sahip çıkmış. henüz çocuk yaşta hiç kimsesi kalmayan Leonardo, annesine karşı büyük bir öfke beslemeye başlamış. annesine duyduğu öfkeden dolayı, her gördüğü kadından iğreniyormuş. böyle bir halde yetişen Leonardo'nun cinsel yönelimi de kadınlara değil, erkeklere karşı oluşmuş. özgürlüğün sınırlarının zorlandığı bir yer olan Floransa'da bile eşcinsellik, o dönemlerde suçmuş. zaten Papa'ya bağlı çalışan yeraltı örgütü, tespit ettiği eşcinselleri anında infaz edip, Floransa yönetimine iş bırakmıyormuş. bu yüzden, Leonardo da diğer eşcinseller gibi cinsel kimliğini gizliyormuş... yirmili yaşlarının başında, ustasının yanından ayrılıp kendi işini kurmuş. ustasının yanında, heykeltıraşlık ve mimarlık yaparken, aklındaki tasarımları gerçekleştiremiyormuş. dedesinden kalan evin bir katını mühendislik atölyesine dönüştürmüş. burada tarım aletleri üretip, satmaya başlamış. bu aletlerden kendi icat ettikleri de varmış ama bu işteki asıl amacı para kazanıp diğer araştırmalarına ve projelerine sermaye sağlamakmış. birkaç senedir atölyesi sayesinde iyi para kazanıyormuş ve neredeyse kazandığı tüm parayı, hayalindeki tasarımları yapabilmek için harcıyormuş.
... -
60.
0...
Leonardo isimli bu genç adam bir dâhiymiş. mühendislik işiyle uğraşmasının yanında; astronomi, matematik, felsefe, anatomi, resim, heykel, müzik dahil birçok bilim ve sanat dalında çalışmalar yapıyormuş. doğumundan beri Floransa'da yetişen Leonardo'nun, hiç kimsesi yokmuş. annesi, fahişelik yaparken bir müşterisinden hamile kalmış. doğum yaptıktan sonra bebeği, annesi ve babasına bırakmış. ebeveynleri, her ne kadar, fahişelik yapan ve evlilik dışı çocuk sahibi olan kızlarına öfkeli olsalar da bebeği kabul etmişler. ninesini bebek yaştayken kaybeden Leonardo, okula başladığı yıllarda da dedesinin, geçirdiği bir kaza sonucu yatağa mahkum kalmasından dolayı, çok küçük yaşta çalışmaya başlamış. daha o yıllarda, çok iyi çizimler yapabildiği için bir sanat atölyesinde işe girebilmiş. iş sebebiyle okuluna devam edemeyen Leonardo'nun zekası, ustası tarafından farkedilince, ustasından eğitim görmeye başlamış. ustası, bu gence bildiği bütün her şeyi öğretmiş. özellikle aritmetik ve geometri bilgisi muazzammış. bir de verdiği maaştan ayrı olarak kitaplar hediye etmiş...
dedesine; annesi ve babası hakkında sorular soran Leonardo, ondan bir türlü cevap alamamaktaymış ama bir gün dedesi, kendiliğinden konuşmaya başlamış. adam, artık ölmek üzere olduğunu hissediyormuş. bu yüzden, torununa her şeyi anlatmak istemiş. annesinin bir fahişe olduğunu öğrenen Leonardo, birkaç gün sonra dedesini kaybetmiş.
... -
59.
0Hadi lan yolla partları arka arkaya
başlık yok! burası bom boş!