-
1.
+12 -3uyarı: hikayede bahsedilecek olan osmanlı devleti, ütopik bir evrendeki ütopik bir devlettir. tarihteki osmanlı imparatorluğuyla ve şahsiyetleriyle hiçbir alakası yoktur. okuyunca "osmanlı böyle değildi" diye havlamayın. tarih kitabı yazmıyorum burada.
---
padişahın en büyük 4 oğlu Mehmet, Hurşid, Ebubekir ve Süleyman, küçüklüklerinden beri birbirlerinden hiç ayrılmamışlar. sürekli sarayda eğitim almışlar. aralarında en küçük olan Süleyman ve en büyükleri Mehmet, aynı anneden doğmalarmış. Ebubekir ve Hurşid'in anaları farklı farklıymış. yani aralarında tam anlamıyla kardeş olanlar sadece Mehmet ve Süleyman'mış. 6 tane erkek kardeşleri daha varmış ama onlar kılıç kuşanacak yaşta değillermiş.
Mehmet, kendi anasından doğan Süleyman'ı çok severmiş. zamanı gelince, onunla birbirlerini öldürmek zorunda kalacaklarını düşündükçe üzülürmüş. Mehmet; güreşte, at binmekte, kılıç kullanmakta, ok atmakta kardeşlerinden üstünmüş ama onu her alanda en fazla zorlayan en küçükleri Süleyman'mış. diğer ikisi hiç çevik değilmiş. Süleyman, onlardan küçük olmasına rağmen Ebubekir'i de Hurşid'i de zorlanmadan alt edermiş.
...
-
2.
+10osmanlı böyle değildi.
hav hav hav. -
3.
+1Lan bu kerçek osmanli değil 😍😍😍😍
-
4.
0Rezervuar
-
5.
0Resmin içinde kayboldum.
-
6.
0Bu Tayyarlı imparatorluğunun hikayesine benziyor.
-
7.
+2 -1...
Hurşid, çok kurnazmış. her işinde kendisini düşünürmüş. kardeşlerini çok sevse de bir gün onları öldürmesi gerektiğini o da biliyormuş. Mehmet ve Süleyman'ın cengaverliklerinden ötürü, paşalardan ve askerlerden destek göreceklerini tahmin ediyormuş. kendisinin savaş sanatlarına yeteneği yokmuş. tek çare zekasıyla farkı kapatmakmış. durmadan kitaplar okuyormuş. onu yetiştiren lalasının da bu yönde telkinleri oluyormuş. zaten Hurşid de durumun farkındaymış. onun sancağa gönderilmesine 2 sene varmış. abisi Mehmet'in ise şu sıralar sancağa gönderileceği konuşuluyormuş. Hurşid, bir an önce plan yapmalıymış. eğer abisi vali olarak başarı elde ederse artık hiç şansı kalmazmış. hem kahraman hem cengaver birisiyle baş edemezmiş. lalasıyla beraber, bütün sancaklara casuslar yollamışlar. hem oralarda görev alıp yükselmelerini hem de bazı paşaları yanlarına çekmeye çalışmalarını emretmişler. casuslar, son derece donanımlıymış. tabi, yeterince yemleyemezlerse taraf değiştirebilirlermiş. bu yüzden başka planlara da ihtiyaçları varmış. ard arda hamleler yaparlarsa dikkat çekeceklerini düşünüp Mehmet'in vali atanmasına kadar beklemeye karar vermişler.
... -
8.
+2 -1...
Ebubekir, en gamsız olanlarıymış. onun ne Hurşid gibi zekası varmış, ne de diğerleri gibi cengaverliği. babası ölünce avrupaya kaçmayı planlıyormuş. hatta babasının ölümünü beklemeden, eline geçen ilk fırsatta kaçacakmış. sürekli babasına, italyada eğitim almak istediğini söylüyormuş. babası onda pek gelecek görmediği için oğlunu kırmadan reddediyormuş, "zaten ben ölünce seni hacamat edecekler. okumakla falan uğraşma, hayatın tadını çıkar" diye geçiriyormuş içinden. tabi oğluna söylememiş bunları. Ebubekir, kardeşlerini pek sevmezmiş ama diğerleri gibi değilmiş. onları öldürmeyi aklından geçirmezmiş. padişahlık, devlet falan umurunda değilmiş. onların kendisine acımayacaklarını biliyormuş. yine de kardeşlerine kin duymuyormuş. hepsine karşı kayıtsızmış. hatta dünyadaki her şeye karşı kayıtsızmış, tek bir şey hariç: kızlar. bütün gün kız peşinde koşuyormuş. saraydaki şehzadelerin, köle hizmetçi kızlarla takılmaları, artık bir gelenek gibiymiş ama çoğu şehzade, tek bir kızla yetinirmiş. Ebubekir, öyle değilmiş. saraydaki bütün hizmetçi kızları elden geçirmiş. sadece kardeşlerinin takıldığını bildiği kızlara yanaşmıyormuş. Ebubekir'in sürekli kız peşinde koştuğunu bilen kardeşleri, ona "Deyyus Bekir" diye lakap bile takmışlar.
... -
-
1.
0Bre deyyus
-
1.
-
9.
+1 -1...
saraydaki hizmetçi kızlar artık Bekir'i tatmin edemiyorlarmış. Bekir'in aklı haremdeymiş. oradaki cariyelerin bunlardan çok daha güzel olduklarının methini duyuyormuş hep. hareme dadandığını, babası öğrenirse onu cezalandırırmış. bu yüzden korkuyormuş ama artık hiçbir kızdan tat alamadığı için canına tak etmiş. gözünü karartıp harem ağasıyla görüşmüş. cariyelerden birini ona getirmesini istemiş. cariyelerin haremden çıkmaları yasakmış. harem ağası riske girmek istemiyormuş ama bir yandan da "eskaza bu vitaminsiz ileride tahta geçerse kellemden de olabilirim" diye içinden geçiriyormuş. Bekir ısrar edince, karşı gelememiş. Bekir, artık her gün farklı bir cariyeyle gününü gün etmeye başlamış. haremdeki cariyelerin cinsel hayatları yokmuş. aralarından pek azı padişahın yatağına girebiliyormuş. padişahın ailesindeki kadınlara ve padişaha hizmetle görevlilermiş. padişah dışında gördükleri tek erkek de hadımlı harem ağasıymış. durum bu olunca Bekir'in koynuna girmek onlara hayat vermiş. Bekir'le takılan her cariye, bütün maharetlerini sergiliyormuş. Bekir, hayatından tekrar zevk almaya başlamış. hem de ne zevk. kısa zaman içinde Bekir, "padişah olsam, dünyada cenneti yaşarım" diye düşünmeye başlamış.
... -
-
1.
0Vay amk bekiri biz hala os1
-
1.
-
10.
0Rezerved domdom yine okuyom :D
-
11.
0Rez alalim pnp devamke
-
12.
-1...
Hurşid, Bekir'in hareme dadandığını öğrenmiş. Bekir'i tehdit olarak görmediği için onun hakkında hiçbir planı yokmuş ama plan hazır şekilde kucağına düşünce fırsatı tepmemiş. olayı babasına gammazlamış. babası Bekir'e falaka cezası vermiş. Hurşid, daha ağır şeyler bekliyormuş ama yine de memnunmuş. Bekir'in gözden düşmesi bile yeterliymiş, Hurşid için. Bekir'in ayaklarının şişi 2 hafta inmemiş. kendisini gammazlayanın Hurşid olduğunu da öğrenmiş. artık kardeşlerine karşı nefret besliyormuş. onları öldürüp tahta kendisi geçmek istiyormuş. fakat nasıl yapacağı hakkında en ufak bir fikri yokmuş. falaka olayının yaşandığı sıralarda, abileri Mehmet, Trabzon sancağına gönderilmiş. Bekir de artık kızları unutup bir şeyler yapması gerektiğinin farkındaymış. aklına tek şey gelmiş. babasından, onu bir sancağa vali atamasını istemiş. babası, "Hurşid'in de senin de daha ikişer seneniz var. acele etme evlat" demiş. oğluna hala kızgınmış ama moralinin bozulduğunu görünce, "sen italyaya gitmek istemiyor muydun? eğer hala istekliysen benim rızam vardır. gidebilirsin" demiş. Bekir mutlu olmuş. "emredersiniz padişahım" deyip eteğini öpmüş. Hurşid, Bekir'in yurtdışına gideceğini öğrenince, bunun ne anlama geldiğini düşünmeye başlamış. "acaba Bekir'in ne planı var" diye kendi kendine sormaktan, günlerce uykusuz kalmış. diğer iki kardeşinden korkarken, Bekir'in bu beklenmedik hareketi, Hurşid'i huysuzlandırmış.
... -
-
1.
0etek giyen padişah
-
1.
-
13.
0iyi de panpa hav, havv hav hav
-
14.
-1...
Süleyman, Mehmet'in Trabzon sancağına gitmesinden sonra içine kapanmış. hep dindar bir çocukmuş ama son zamanlarda kendini iyice maneviyata vermiş. onun bir sancağa gitmesine daha 4 sene varmış. abilerinin yaptıklarını, uzaktan uzaktan takip ediyormuş. Bekir'in de italyaya gidişiyle, kardeşlerin bağı biraz kopmuş. Hurşid ve Süleyman saraydalarmış ama ikisi de kendi odalarında zaman geçiriyorlarmış. Süleyman, günlerini ibadetle geçiriyormuş, Hurşid de planlar yapmakla meşgulmüş. 1 sene böyle geçtikten sonra ege bölgesinde küçük çaplı bir isyan baş göstermiş. kısa sürede bastırılmış. padişah, valilik görevinde olan paşayı sorumlu tutup kellesini vurdurmuş. Hurşid, bu olaydan sonra kendisinin oraya tayin edileceğini düşünüyormuş. henüz sancağa atanmak için 1 senesi daha varmış ama isyan sonrası halkın güvenebileceği birinin atanması gerektiğini biliyormuş. taht varislerinden birinin oraya gitmesi, en uygunuymuş. bu yüzden Hurşid, çok umutluymuş fakat padişah, bu iş için Süleyman'ı uygun görmüş. Hurşid, geçirdiği şoku haftalarca üzerinden atamamış. o dururken küçük kardeşinin atanması gururunu kırmış. kardeşlerine duyduğu sevgi iyice tükenmiş. artık hem kardeşlerinden hem de babasından nefret ediyormuş. aklında binlerce plan varmış ama nereden başlayacağını bir türlü bulamıyormuş. kafayı yemek üzereymiş. düşüne düşüne kendini bitirdiğini anlayınca icraata koyulmuş. gözünü iyice karartmış. en riskli ve en büyük planını ilk başta uygulayacakmış: padişahı öldürmek.
... -
-
1.
0CcC Süleyman Reis CcC
-
1.
-
15.
-1...
lala, sarayda yetkili herkesi tanıyormuş. bu sayede ihanete en yatkın olanları tahmin edebiliyormuş. onları, daha yüksek mevki vaadleriyle kısa zamanda yanlarına çekmişler. padişah, salı günü saray içinde teftişe çıkacakmış. lala, o gün nöbetçi olan askerlerin isimlerini öğrenmiş. pazartesi günü hepsiyle tek tek görüşüp, birer kese altın karşılığında plana dahil etmiş. salı günü padişah teftişini bitirmek üzereyken, dört bir yandan düdük sesleri gelmeye başlamış. ne olduğunu anlamak için herkes etrafına bakınıyormuş. vezirlerden biri "muhafızlar, padişahı koruyun" diye bağırmış. o an askerler kendilerine gelip pahişahın etrafını sarmışlar. kalkanlarıyla siper yapmışlar. görünürde bir şey yokmuş ama düdük sesleri devam ediyormuş. birkaç dakika sonra düdük sesleri kesildiğinde, ardı ardına patlamalar olmuş. sarayın her tarafından dumanlar yükseliyormuş. sığınacak hiçbir yer kalmamış. her yer yanıyormuş. dumandan kaçmak için iyice meydana doğru çıkmışlar. bu sırada muhafız alayının tamamı padişahın olduğu yere gelmiş. onları uzaktan izleyen Hurşid, bundan memnun değilmiş. ayarladıkları nöbetçi askerlerin çoktan gelmeleri gerekiyormuş ama onlar gecikince muhafızlar çoğalmış. şimdi de padişahı zütürüyorlarmış.
... -
16.
-1...
Hurşid, nöbetçi askerlerin yaklaştıklarını görmüş. padişahın meydanda kalmasını sağlarsa planı tekrar yoluna koyabilirmiş. etrafına bakınmış. bir yağ lambası görmüş. hemen eline alıp kapağını açmış. yağı ağzına kadar doluymuş. fitilini iyice yağa bulayıp ateşlemiş, kapağını da gevşek bırakmış. son kuvvetiyle üzerlerine fırlatmış. yağ lambası havada bir kuyruklu yıldız gibi süzülmüş. arkasından ateşler döküyormuş. grubun tam üstüne düşmüş ama yağın çoğu yolda döküldüğü için az kişiyi yakabilmiş. yine de dikkatleri dağılmış ve durmuşlar. Hurşid, tam onları durdurduğuna sevinecekmiş ki kolunda bir sıcaklık hissetmiş. yağ lambasını fırlatırken kendisini de yakmış. kolunu çırpmaya başlamış, faydası yokmuş. yanan kolunun üzerine yatmış ama ateş sönmüyormuş. Hurşid'in yanına gelen nöbetçi askerler, ateşi söndürmeye çalışmışlar ama Hurşid, "beni bırakın. saldırıyı başlatın" demiş. askerler, dumanın içinde zorla seçebildikleri grubun üzerine ok yağdırmaya başlamışlar. zaten dikkati incin olan grup, okların geldiğini görünce bir anda dağılmış. muhafızların çoğu, arkalarına bakmadan kaçmışlar ama ortalık cehennem yeri gibiymiş. neredeyse hepsi oldukları yerde dönüp duruyormuş. askerler, okları tükenene kadar saldırmaya devam etmişler ama hiçbir şey görünmüyormuş. zaten sesler de çoktan kesilmiş. bir süre sonra, dumanın etkisiyle herkes bayılmış.
... -
17.
0rezervasyon
-
18.
0Rez beğendim.
-
19.
+1 -1...
bu olay sırasında diğer yaşananlara gelelim. patlamaları gerçekleştirenler, sarayda yanlarına çektikleri kişilermiş. düdükleri çalanlar da nöbetçi askerlermiş. düdüklerle, operasyonun başlayacağı anı haber vermişler. bu sayede sarayın dört bir yanındaki patlamalar hemen hemen aynı anda olmuş. patlamaların hemen ardından nöbetçi askerler, meydana gidip padişahı öldürmelilermiş ama etraftaki kargaşadan dolayı gecikmişler. yüzlerce insan oradan oraya koşturuyormuş. hizmetçi kızlar, mektepteki talebeler, üst düzey yetkililer, din adamları... kısaca saraydaki herkes şoka girmiş, hepsi deli danalar gibi tepiniyormuş. ahırlardan kaçan atlar da korktuklarından ötürü herkese saldırıyorlarmış. bu kargaşanın ortasında kalan askerler, padişahın olduğu yere çok geç varabilmişler. Hurşid ve lalası, bunu hesap etmediklerinden dolayı, plan biraz aksamış. yine de saldırıyı gerçekleştirebilmişler ama hesap etmedikleri bir şey daha varmış: duman. dumanın etkisiyle Hurşid dahil herkes bayılmış. lala, operasyonun içinde değilmiş. bu sayede güvenli bir yer bulabilmiş ve dumandan etkilenmemiş. bu olaylar yaşanırken; sadece saray tulumbacıları sakin kalmışlar. hemen alevleri söndürmeye koyulmuşlar ama onların da çabaları nafileymiş. daha binaların beşte birini bile söndüremeden su depoları boşalmış. yine de ellerinden geleni yapmaya devam etmişler. binalarda mahsur kalanları çıkarmışlar. saray ahalisini sakinleştirmişler. ulaşabildikleri herkesi, alevleri söndürdükleri kısma zütürmüşler fakat çoğu kişinin hala alevlerin ortasında olduğunu biliyorlarmış. yoğun dumandan dolayı tulumbacılardan da bayılanlar olmuş. ayakta kalanların da enerjileri kısa zamanda tükenmiş. teker teker pes etmişler ve çaresizce alevleri izlemeye koyulmuşlar.
... -
-
1.
0Kalemin saglam dostum helal olsun
-
2.
0LALALALALALALLA
-
1.
-
20.
0Rez alalım