1. 1.
    +12 -1
    Yavuz Sultan Selim Han döneminde, iran hükümdarı Şah ismail, kıymetli mücevherler ile dolu bir hediye sandığı gönderiyor sultan selime.

    Sandık açılmış. içinden çeşit çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas, kadife kumaşlar vs çıkıyormuş.
    Fakat sandık açılır açılmaz, etrafa çok fena iğrennç bir koku yayılmış
    Önce, hiç kimse bir anlam verememiş bu ne amk diye. Sonra olay anlaşılmış. Sandığın dibine kocaman bir arap yannanı varmış. yani Şah ismail aklı sıra sultan selim reyiza hakaret ediyor. (bu ne densizlik)

    Sultan Selim emir vermiş

    "herkes düşünsün biz bu yannanın altında kalamayız der. ve Osmanlı'nın şanına yakışacak şekilde bir cevap vermeliyiz der.“

    Ve çözümü yine kendisi bulur.

    Aynı şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatılır. Sandığın en dibinede, o zamanın en nefis amlarından bir tanesini kor. sandığın altına da, bir satırlık not iliştirilir.
    Hediye sandığı, itina ile süslendikten sonra, Şah ismail'e gönderilir.
    Sandık, Şah'ın huzurunda açılır. Sandık açılır açılmaz, etrafa mis gibi bir koku yayılır. Mücevher vs. gibi hediyeler takdim edildikten sonra, Osmanlı Elçisi Şahın tedirgin olmaması için önce kendisi tatmak kaydıyla büyük bir saygı ve nezaketle, Şah ismail'e
    amdan ikram eder.

    görevliler huzurda bulunanlara teker teker
    amı ikram etmeye başlar, Şah bütün bu olup bitenlere bir anlam veremez. Osmanlı Elçisi, Şah'ın şaşkınlığını gidermek için,
    sandığın altına iliştirilmiş notu uzatır.
    Notu okuyan Şah'ın yüzünde bu sefer şaşkınlığın yerini büyük bir utanç ifadesi alır;

    "iSMAiL, HERKES YEDiĞiNDEN iKRAM EDER... "
    ···
  2. 2.
    0
    okumayan kalmasın giberün
    ···
  3. 3.
    0
    okumayan kalmasın giberün
    ···
  4. 4.
    0
    okumayan kalmasın giberün
    ···
  5. 5.
    0
    okumayan kalmasın giberün
    ···
  6. 6.
    0
    up up up up up
    ···
  7. 7.
    0
    up up up up up
    ···
  8. 8.
    0
    up up up up
    ···