osmanlı işkenceleri

@1 dıbına kodumun çocuğu bunlar çinlilerin işkenceleri osmanlıda adam öldürme idam tarzı yüzyılalrdan beri belldiri hanedan ailesinden olan boğularak diğer kişiler ise kafaları kesilerek öldürülür öldürme işlemini ise dilsiz ve kimsesiz cellatlar yapar bunlarda genellikle çingeneler ve hırvatlardan seçilir ayrıca dinende bir kişiye işkence ederek öldürmek en azğır günahlardan bir tanesidir bunlar osmanlıyı ve türkleri kötülemek isteyen batılıların ve osmanlıyı sevmeyen ülkemizde azınlık olarak yaşayan senin gibi zütlerin uydurduğu hurafelerden başka birşey değildir.

- suçluya misinaya bağlı çengel yutturulur aradan bir süre geçmesi beklenir gerisin geri dışarı çekilirmiş.
- ereksiyon halinde malafata çivi çakılırmış.

@79 katılıyorum sana panpa .

Devletin sınırları genişledikçe Cellât sayısı da arttırılmış (70)Cellâda çıkartılmıştır. Topkapı sarayında, şimdi yıkılmış olan odalarında kalırlardı. Cellât başına ve en büyük âmir olarakta Bostancı başına bağlı idiler. Çingenelerden ve Hırvatlardan seçilirlerdi. Dilsiz ve sağır olanlar bu devlet hizmetinde kullanılırlardı. En ünlüleri ve gaddarları Kara Ali isimli bir cellâttı. Tüm işkence aletlerini kemerlerine takılı olarak taşırlardı. Resmigeçitlere de “Cellâtlar Alayı” olarak alay halinde iştirak ederlerdi. Ayrı mezarlıklara gömülürlerdi, mezarlarının başlarına da yazısız siyah taşlar dikilirdi. istanbul’da Eyüp taraflarında birkaç cellât mezarı kalmıştır. Cellât teşkilatını Abdülmecit ortadan kaldırmıştır.(1839–1861).

bu da mı gol değil lan yeni osmanlılar:
06 Ekim 1553 senesinde; Birinci Süleyman’ın Otağı Hümayunlarında büyük oğlu Şehzade Mustafa sırtına bir baltanın kıblesi ile vurularak düşürülmüş ve kement ile boğulmuştu.
iran’a özel olarak gönderilen Ali Ağa isimli Katilde, kuşağının arasına saklamış olduğu muhkem yay kirişi ile Şehzade Beyazıt’ı ve dört oğlunu boğmuştur.
Üçüncü Mehmet te (19 ) karındaşını kement ile boğdurmuştu. Şamanist Türklerde insan kanı akıtmak büyü günah ve suç sayılması Osmanlıya da örnek olmuştu.
istanbul’a gündüz vakti öküz arabalarının girmemesi hususunda Dördüncü Murat, bir ferman yayımlamıştı. Konuk olduğu bir bağ evinden, bir öküz arabasının istanbul’a girişini görerek, kubbe altında devlet umurunu görüşmekte olan sadrazdıbını derhal Huzurlarına çağırtarak, fermanını uygulatamadığı için, zavallı Sadrazdıbını bağ kuyusunun ipi ile boğdurtmuştu.
iki kardeşini boğdurtan Genç Osman da kement ile boğulmuştur. Bu kement cinayetleri saymakla bitmez!
Merzifonlu Kara Mustafa’yı boğan ipek kemendin Viyana’da bir müzede saklandığını okumuş ve resmini de görmüştüm.

@87 şuku panpa =)

@24 amk hiç mi tarih bilinci yerleştirmediler sana söz konusu türkiyeyese gerisi teferruattır misali fatihde öyle yapmış bir cana karşılık o oğlu olsa bile devletin geleceği için yapmış soktuuum

bu konuyu formda açtığımda 13,5 falandım bende

pkklı bu bin

huurçocuğu çin işkencelerini söylüyo karalıyo osmanlıyı a.q vatan haini

enseyi yardktan sonrra dili çıkarıp kökünden kesmek

MAĞARAYA DOLDURARAK TÜTSÜLEMEK: Suçlu ya da suçlular bir mağaraya doldurularak ağzı kapatılan mağaraya duman verilerek boğulmaları sağlanırdı. Sağ iken anlayamadıkları Osmanlının gücünü, hiç azsa ölürken anlamaları böylece sağlanmış olurdu.

suçlu yere çivilenmiş bir sandalyeye elleri ve ayaklarından bağlanır ve göz kapaklarıkesilir böylece hareket edemez, debelenemez ve gözlerini kapatamaz. suçlunun güzeller güzeli karısı getirilir ve malafatı dillere destan habeş kölelerince suçlunun gözü önünde tecavüz ettirilir. tabi bundan önce suçlunun organının ucundaki delikten kütahyada özel fırınlanmış cam çubuk sokulur. karısının hem acı hem de zevk çığlıklarına dayanamayan suçlu aynı zamanda da gözlerinin önündeki canlı ferreye kuyruğu diker ve böylece cam çubuk içerde kırılmaya başlar yavaş yavaş. hem bunun verdiği acı hem avradının düzülmesinden gelen ego tahribatı hem de buna kuyruk diktiği için gelişen vicdan azabı ... dınınınıııın öldürün beni diye yalvarmayan adam değildir

edit: buna dayanamayıp eksiyi veren binin başından benzer şeyler geçmiş olmalı

reserve =)

osmanlıyı sütten çıkmış ak kaşık sanıyorlar. osmanlı padişahları kendilerini allah'ın yeryüzündeki gölgesi olarak adlandırırlardı. ( osmanlıca ruy-u zemin )onlar için can almak olağandır. suçlular ibret için bu şekilde uygulamalar ile öldürülürmüştür. mesela iç organları kendine yedirme de var. el kol bağlı suçlunun karnı yarılıp, ani ölüme sebebiyet vermeyecek organlarından kesilip kendi ağzına sokulurmuş.

Topkapı sarayı da gerçektir. odunpazarı mevkiinde ibret-i alem olsun diye günlerce adamlar bağırttıra bağırttıra ölene kadar çengelde kalırmış. öldükten sonra bile kokana kadar dururmuş.

şeriat ile yönetildiğinden zaten el kol kesme gırla gider.

boğma hanedan ailesine verilen cezadır. taht kavgalarında birbirini boğanlar hariç tabi. birisi hanedana utanç verecek bir suç işlerse cezası olur. aşağılayıcı bir idam şeklidir yani. kafa kesmek şerefli bir ölümdür. padişaha zütlük edersen boğulursun, gider 5 kişiyi öldürürsen kafan uçar.

e boru değil tabi, dünyanın süpergücü olduğun bir dönem ve insan hakları mahkemesi yok, olsa da zaten ne yazar

@1 adam heredot amk

@1 gerizekalı bunlar çin işkenceleri

amcık ağızlı sanki yoldan tuttuğu herife getirip işkence ediyo. dıbını dalağını gibtiğim. adam bir hata yapmışki işkence ediliyo amcık. sanki keyfi işkenceler bunlar. gibtiğim yerinde ne kadar mal var toplanıp osmanlıyı dini cartı curtu kötülüyonuz lan. sevmezsiniz saymazsınız tamam ama bunun propagandasını yapmayın giberler.

Başı kesilecek olan hükümlü, çeşme yalağına ensesi dışarıya gelecek şekilde uzatılır, bir satırla da başı gövdesinden ayrılır. Başı kesilen Müslüman’sa, cesedi yüzü koyun yatırılarak kegib başı sağ koltuğunu altına konulur.”Kelle koltukta “ sözü buradan çıkmıştır. Başı kesilen gayrımüslümse, yüzükoyun yatırılan cesedinin kıçı üstüne kellesi konulur. Bu çeşmenin adına “CELLÂT ÇEŞMESi” YA da “SiYASET ÇESMESi “denilirdi. Bu çeşmenin iki yanında Kesilerek getirilmiş insan kafalarının sergilendiği, iBRET TAŞI adlarında iki taş ta vardı. Kesilmiş insan başları, üç gün teşhir edilmek üzere, Topkapı sarayının giriş kapısı yanında hâlen var olan kovuklara konulurdu.
Cellâtlar kestikleri başları sakallarında ya da saçlarından tutarak çarşılarda gezdirirler, esnaftan da “hamaliye adlı bir ücret alırlardı.

Padişah’ı Ruyu Zeminin Gazabı Hümayunu tuttuğunda; Huzuru Hümayunundaki garibanı öldürtmek isterse, ellerini çırparak:
“Bostancı Başı “Deyu bağırır. Günümüzün koruma ordusu gibi Padişahın yanından hiç ayrılmayan ve Deniz Feneri Kahramanları gibi lâyusel Bostancı başı hemen seğirtir:
“Ferman devletlû padişahımındır!” Der demez, Emri Hümayunu tebellüğ eder:
“Alpta zütüresüz!” Ya da daha şiddetli bir ferman alır:
“Tiz, heman defteri dürüle!”Bu Ferman çok önemlidir. Taa! Sümerlerden gelen bir inanç vardır:”Her insanın iki omzunda iki Melek, ol insanın amellerini, sinek sıçmaz defterlere yazmaktadır. Ol insan öldüğünde ya da böylesine öldürüldüğünde amal defteri de kapanmış—Dürülmüş olur- O iki Melek te Krizin teğet geçmesiyle kapanmış olan işyeri işçileri gibi, cascavlak işsiz kalır!