1. 1.
    0
    fatih sultan mehmete verdiğim ibretlik ayar
    ···
  1. 2.
    0
    gibtiğim oğlanlar capsli.
    ···
  2. 3.
    0
    bi bitmediniz mınaa hancer soktum
    ···
  3. 4.
    0
    osmanlılar sert adamlardır... ve aşırıya varan ölçüde de idealisttirler... zalim oldukları, geri kafalı oldukları gibi şeylere katılmıyorum ben... bilakis, inançta, sanatta ve savaşta olduğu gibi, adalette de aşırıya varan ölçüde idealisttirler...

    aşırıya varan ölçüde diyorum, belki yanlış ifade ediyorum... bergson'un hint mistisizmini eleştirisini hatırlıyorum da, "tam mistisizm iştir, aksiyondur" diyor... belki bu anlamda "tam idealizm, maddeye pençesini tam geçirmiş idealizmdir" demek gerekir... ama bu da osmanlı'yı idealizm ekgibliğiyle yaftalamak sonucunu doğurur ki, çok sağlıklı gelmiyor bana...

    osmanlı'da pratik zeka ekgib... burjuva kafası yok osmanlı'da... ticareti bile adi bir iş olarak görüp, uzak duruyorlar... bildikleri tek kazanç yolu, savaş ganimeti ve zafer vergileri... üç kıtaya yayılıyor, bilinen dünyanın denizlerine hakim oluyor, ama şu malı şuradan alıp buraya taşımayı düşünmüyor...

    böyle insanlar var osmanlı döneminde; venedikli, cenevizli tacirler... kapitalizmin öncüleri onlar... mesela venedik, bizans'tan para alıyor, osmanlı padişahı anadolu'da seferdeyken istanbul boğazını geçişe kapatıyor; osmanlı da buna çare olarak ceneviz'le anlaşıyor, onların gemileriyle karşıya geçiyor *... ne milliyet, ne din anlayışı bunlarda... osmanlılar belki bu yüzden uzak duruyor bu tür işlerden...

    fakat böyle dudak büküp tepeden bakması mı gerekirdi illa?.. bir pratik zeka dersi alması gerekmez miydi?.. diyelim ticaret burjuvazisi oluşturmak, osmanlı prensiplerine aykırıydı; iyi de bunun başka çözümleri yok muydu?.. mesela sosyalist ülkelerde bu tür işleri burjuvalar değil, devlet yapıyordu; ama o pratik zeka, yine ekgib kalmıyordu. osmanlı gemileri denize açıldığında ise, sadece savaşmaya, toprak kazanmaya ve kazandığı toprağı ülkeye armağan etmeye gidiyordu.

    burası ilginçtir. bir nevi hür teşebbüs olarak türlü maceraları vardı osmanlı'nın. bunlar denizlere açılırlar, korsanlık yaparlar, savaşırlar, toprak ve para kazanırlardı... mesela başlangıçta barbaros hayreddin paşa da böyle bir adamdı. gitti, cezayir'i fethetti ve fethettiği ülkeye osmanlı bayrağı çekerek onu osmanlı'ya armağan etti. oysa dediğim anlamda bir burjuva düşüncesi olsaydı, bu yaptığını yine yapar, ama orada bir ticaret filosu da kurar, baharat alır, kumaş satardı.

    biraz da bu türlü düşünceye yatkınlık olmayınca osmanlı, bir takım kültürel hamlelerde geri kaldı gibime geliyor. sömürgecilik anlamında söylemiyorum... batı'da kapitalizm buradan doğmuştur. batılı maceracılar gittikleri ülkelerin halklarının bütün servetlerine ve kaynaklarına el koymuşlar, onların zorla dinlerini ve dillerini değiştirtmişler, sonra onları köleleştirmişler, alıp satmışlar ve böylece bir anda avrupa büyük bir servet birikimine sahne olmuştur.

    bu noktada ali şeriati'nin marx'a eleştirisi ciddidir:
    - tamam da, batılı burjuva sınıfı kendi proleterlerini sömürerek oluşmadı ki. batı dışındaki ülkelerin halklarını sömürerek doğdu!

    diyor. bu anlamda her toplumun kendi içindeki sınıf mücadelesinden daha belirleyici olanı, bir milletler mücadelesi, bir medeniyetler çatışmasıdır. onun için, ali şeriati, bir proleter devrimci olmaktan çok bir batı karşıtı oluyor... marx bu noktada çelişkiler içindeydi: ruslar'dan nefret ediyordu ve onlara karşı savaşan türklere ve çerkeslere "antiemperyalist kahramanlar" diyerek övgüler düzüyordu. fakat aynı şeyi, ingiliz pençesinde inim inim inleyen hintliler için düşünmüyor, ingiltere'nin hindistan'a medeniyet zütürdüğünü savunuyordu.

    (bu onun bir hatasıydı diyelim. çünkü aynı ingilizler, türk düşmanı bir kampanya başlattıklarında ve buna charles darwin de kendi ırkçı görüşleriyle katıldığında, marx hem darwin'i, hem ingiliz liberallerini yerden yere vuran sert mektuplar yazmıştı engels'e.)

    osmanlılar'ın adalet anlayışı bu türlü bir sömürgeciliğe izin vermezdi ve vermedi de... aldıkları ülkelerin hiçbirinde ne katliamlar yaptılar, ne tehcirler, ne zorla birinin dilini ve dinini değiştirdiler; sadece oraya osmanlı bayrağı çekip, şehrin en büyük kilisesini camie çevirip, aldıkları savaş ganimetleriyle ve yıllık vergileriyle yetinme yoluna gittiler. böyle olunca da, bir gün, yenip durdukları batılıları karşılarında çok daha büyük bir zenginlikle gördüklerinde, ne yapacaklarını bilemediler. (burada zenginlik derken, işin içinde kültürel ve teknik zenginlik de var!)

    şunu demek istiyorum ki, sömürgeciliğe sömürgecilikle karşılık vermek gerekmiyordu. tıpkı ne yapacağını bilemez vaziyette seyrederek karşılık vermek gerekmediği gibi... bir parça pratik zeka, sorunu çözmeye yeterdi. bu ise osmanlı padişahları içinde sadece iki kişide vardı: fatih ve abdülhamid... ama fatih, gereken zamandan çok erken dünyaya gelmişti; abdülhamid ise çok geç..
    Tümünü Göster
    ···
  4. 5.
    0
    validen
    ···
  5. 6.
    0
    @4 gibeni okusunlar
    ···
  6. 7.
    0
    @4 yazı - lakab ahengi
    ···
  7. 8.
    0
    gemileri karadan yürüttüm capsli
    ···
  8. 9.
    0
    @4 bi kere versen bile okumam
    ···
  9. 10.
    0
    posbıyıklı veled-i forvet
    ···
  10. 11.
    0
    fatihin topları capsli
    ···
  11. 12.
    0
    ingilize attığım tokatın swfsi
    ···
  12. 13.
    0
    babama verdiğim tarihî ayar. - fatih sultan mehmet
    ···
  13. 14.
    0
    @4 insan okıycak
    ···
  14. 15.
    0
    markosun karısını gibtim
    ···
  15. 16.
    0
    haremden yazıorum beyler capsli
    ···
  16. 17.
    0
    haremde 12lik kız bırakmadım hepsini gibtim capsli
    ···
  17. 18.
    0
    @4 özet geç bin
    ···
  18. 19.
    0
    bre yiğitler hünkarımızın yeni fetvası caps-ül havadis

    - taşşak-ül lezzetler bundan kelli gavur özentisi ateistleri ipe diziyoruz.
    ···
  19. 20.
    0
    alırım atını
    ···